*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI - Allah (c.c) Yapacaklarimi Biliyorsa Benim Ne Suçum Var ?(cevap)

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1930 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 31. Ocak 2025 - 04:35

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Allah (c.c) Yapacaklarimi Biliyorsa Benim Ne Suçum Var ?(cevap)

önceki konu diğer konu

4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	SaYaCGIN

Allah (c.c) Yapacaklarimi Biliyorsa Benim Ne Suçum Var ?(cevap)

Admin

1760 Mesaj -

Bu soruyu soranlardan bazýlarý, hem samimi deðil, hem de Türkçe bilmiyor... Bu iki hususu açýkladýktan sonra sorunun cevabýna geçmek istiyorum.

Soru sahibi niçin samimi deðil? Önce onu açýklayayým: her insan vicdanen bilir ki, kendisinde iki ayrý hareket, iki ayrý fiil söz konusu. Bir kýsmý ihtiyarî, yani kendi isteðiyle, iradesiyle ortaya çýkýyor. Diðer kýsmý ise ýzdýrarî; yani tamamen onun arzusu, iradesi dýþýnda cereyan ediyor.

Meselâ; konuþmasý, susmasý, oturmasý, kalkmasý birinci gruba; kalbinin çarpmasý, boyunun uzamasý, saçýnýn aðarmasý da ikinci gruba giren fiillerden. O birinci grup iþlerde, istemek bizden, yaratmak ise Allahtan. Yâni, biz cüzi irademizle neyi tercih ediyor, neye karar veriyorsak Cenâb-ý hak mutlak iradesiyle onu yaratýyor. Ýkinci tip fiillerde ise bizim irademizin söz hakký yok. Dileyen de yaratan da Cenâb-ý Hak. Biz bu ikinci gruba giren iþlerden sorumlu deðiliz. Yâni, âhirette boyumuzdan, rengimizden, ýrkýmýzdan, cinsiyetimizden yahut dünyaya geldiðimiz asýrdan sorguya çekilmeyeceðiz.

Ýþte soru sahibi bu iki fiili bir sayma gafleti içinde. Gelelim asýl büyük hataya: Adam, yaptýðý bütün müspet iþlere sahip çýkýyor, ben yaptým, ben kazandým diye göðsünü gere gere anlatýyor bunlarý... Ama, sýra iþlediði günahlara, yaptýðý hatalara, ettiði zulümlere gelince kadere yapýþýyor: Kaderimde bu varmýþ, diye iþin içinden çýkmaya çalýþýyor. Evine giren hýrsýzý mahkemeye verirken kaderi unutuyor.

Bu adam diyor, Benim evime girdi, þuyumu çaldý, buyumu gasp etti. Hýrsýzýn: Ben masumum. Benim kaderimde soymak, bu zatýn kaderinde de soyulmak varmýþ. þeklindeki müdafaasýna kýzýyor, köpürüyor, çýldýracak hâle geliyor!.. Ama, sýra kendi iþlediði günahlara gelince, utanmadan ve sýkýlmadan o hýrsýzýn müdafaasýna sarýlabiliyor!..

Böyle birisiyle, kader konusunu ciddî mânâda konuþmak mümkün mü? Gerçek þu: Biz her türlü iþimizde, fiilimizde kaderin mahkûmu deðiliz. Ýhtiyarî fiillerde, yani kendi irademizle yaptýðýmýz iþlerde serbest býrakýlmýþýz. Bunu vicdanen biliyoruz. Bu fiillerde isteyen biziz, yaratan ise Cenâb-ý hak...

Zaten dünyaya imtihan için gönderilmiþ olmamýz da bunu gerektirmiyor mu? Ýmtihana giren bir aday dilediði salonda imtihan olamaz. Ýmtihaný istediði saatte baþlatamaz ve sona erdiremez. Sorularýn puanlamasýný kendi tayin edemez. Bütün bunlar, onu imtihan eden kimsenin tayini ve tespiti iledir. Fakat, imtihan baþladýktan sonra, cevaplarý dilediði gibi verir. Ýmtihan süresince kendisine müdahale edilmez. Aksi hâlde buna imtihan denmez.

Þimdi, þu sorunun cevabýný arayalým: Ýnsanlar bu dünyada kendi amel defterlerini diledikleri gibi doldurmuyorlar mý? Ýlâhî emir ve yasaklara uyup uymama konusunda serbest deðiller mi? O hâlde, bu adamlar neyin davasýný görüyorlar?!.. Bir yandan, iþledikleri günahlarýn sorumluluðundan kurtulmak için iradelerini inkâra kalkýþýyor; diðer yandan, meselâ, pencerelerini taþlayan ve Allahýn sorumlu bile tutmadýðý, küçük bir çocuðu dövmekten de geri durmuyorlar. Bu sahne onlarý sorumlu kýlmaya ve utandýrmaya yetmiyor mu?

Bu soruyu soranlardan bazýlarýnýn Türkçe bilmediðinden söz etmiþtik. Geliniz bu soruyu dilbilgisi yönünden inceleyelim: Mâdem Cenâb-ý Hak, ezelî ilmiyle benim ne yapacaðýmý biliyor, öyleyse benim kabahatim ne?

Bu cümlede iki tane fiil geçiyor: biri, yapmak, diðeri bilmek. Yapmak fiilinin öznesi: ben. Bilmek fiilinin öznesi: Cenâb-ý Hak. Yâni soru sahibi, Ben yapýyorum, Allah da biliyor. diyor. Ve sonra bize soruyor: Benim kabahatim ne? Ona nazikane þu cevabý veriyoruz: Senin kabahatin o iþi yapmak.

Bu konuda Nur Risalelerinden Sözler adlý eserde þu tespit yapýlýr: Kader, ilim nevindendir. Ýlim, malûma tâbidir. Yani nasýl olacak, öyle taallûk ediyor. Yoksa malûm, ilme tâbi deðil. Ýlim, bilmek ya da bilgi mânâsýna geliyor. Malûm, bilinen, âlim ise bilen, yahut bilgin. Bu kaideyi bir misâl ile açýklamaya çalýþalým. Meselâ, ben bir gencin fen fakültesinde okuduðunu bilmiþ olayým. Bu bilgim ilimdir. Malûm ise, o gencin o fakültede öðrenci olduðu. Ýþte, benim ilmim bu malûma tâbidir. Yani o genç fen fakültesinde okuduðu için, ben de onu öylece bilirim.

Misâller çoðaltýlabilir.

Madem Cenâb-ý Hak benim ne yapacaðýmý biliyor, denilmekle, Allahýn âlim olduðu, soru sahibinin ise, o fiili yapacaðý peþinen kabul edilmiþtir. Ýþte o adamýn, söz konusu fiili iþlemesi malûm, Allahýn, bunu ezelî ilmiyle bilmesi ise ilimdir. Ve bu ilim, malûma tâbidir.

Yukarýda, Sözlerden naklettiðimiz cümlelerin devamýnda da þöyle buyurulur: Yani ilim desâtiri; malûmu, haricî vücut noktasýnda idare etmek için esas deðil. Çünkü malûmun zâtý ve vücud-u haricîsi, iradeye bakar ve kudrete istinat eder.

Bilindiði gibi, bir þeyi, bir hâdiseyi yahut bir fiili bilmek, onun fâili olmak için yeterli deðildir. Bir misâl: Konuþmayý herkes bilir. Ama, bir insan bu iþe teþebbüs etmedikçe ve konuþma fiilini iþlemedikçe onun konuþtuðundan söz edebilir miyiz?

Bir baþka misâl: Allah Resulü (a.s.m.) Ýstanbulun fethini müjdelemiþtir. Ama, fetih fiilini sultan Mehmet iþlediði için fatih unvanýný o padiþaha veririz. Ýstanbulu, peygamber Efendimizin(a.s.m.) fethettiði gibi bir iddiada bulunmayýz.

Demek ki, fâil olmak için fiili bilmek yetmiyor. Onu irade etmek, bizzat teþebbüs etmek ve iþlemek gerekiyor. Ýþte Allah, insanýn bütün amellerini, bütün fiillerini bilir. Ama, iradesini ve kuvvetini sarf ederek o iþi yapan insandýr ve her türlü sorumluluk da ona aittir.

Daha önce de belirttiðimiz gibi; kul, kendi cüzi iradesini, -hayýr olsun, þer olsun- hangi iþe sarf ederse, Cenâb-ý Hak onu yaratýr. Ýstemek kuldan, yaratmak Allahtandýr. Fakat, bütün fiilleri Allahýn yaratmasý, insaný sorumluluktan kurtarmaz... Ýnsana kuvvet ihsan eden, her türlü imkâný baðýþlayan Allahtýr. Kul bu imkâný, bu kuvveti onun rýzasýna aykýrý olarak kullanýrsa elbette sorumlu olur, suçlu olur.

Þöyle bir düþünelim: Bir emniyet mensubu, yetkisini ve silâhýný kötüye kullanarak birisini haksýz yere vursa, devlete mi katil denilecektir, yoksa o görevliye mi? Þüphesiz, katil o görevlidir!.. Þimdi bu görevli, Ben o suçu devletin imkânlarýyla iþledim. Ne kendi silâhýmý kullandým, ne de kendi mermimi. þeklinde bir özür beyan edebilir mi?

Anahtar Kelimeler : cüz'i irade,külli irade,irade,cüz'i ihtiyar,külli ihtiyar,kader,imtihan

Alaâddin Baþar (Prof. Dr.)

Gönderen: 06.06.2007 - 22:54

	SuMeYRa

1576 Mesaj -

Ablam, mevla razi olsun cok güzel bir konu.

Itikata Ehl-i Bid'at olanlar vardir. Bunlardan Mu'tezile kesinlikle akli savunurlar.
En önemli delil Akildir ve kaderi inkar ederler.

Cebriye ise tam kadercidir. Insanin irade hürriyeti, secme imkani ve fiil gücü bulunmadigini, insan fiillerinin gercek failinin Allah oldugunu, kulun Allah tarafindan önceden takdir edilmis bulunan isleri yapmaya mecbur oldugunu savunur.

Ozaman imtihana ne gerek vardi? Allahu Teala bizi imtihana tabii tutarmiydi?
Hayir..

Allah zülcelal kimsenin kötülügünü istemez.
Insanlarda irade vardir.Irade dogrultusunda kisi yolunu kendi cizer.

Örnegin: Ayse bizi yemege davet etti. Gitmekte gitmemekte kendi elimizde.
Eger gidersek, mevla hazretleri yazdigi icin gitmeyiz. Ama rabbimiz bizim oraya gidecegimizi bilmektedir.

Eklemen icin tekrar tesekkürler. Rabbim insaAllah bilmeyenlere bu konuyu vesile kilsin.

Dua ile

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son SuMeYRa tarafından, 06.06.2007 - 23:12 tarihinde.

Gönderen: 06.06.2007 - 23:12

	YALNIZ_KURT

843 Mesaj -

Gönderen: 07.06.2007 - 01:26

YALNIZ_KURT üyenin diger mesajlarini ara

	der_ya

875 Mesaj -

TAHIRUL MEVLEVENIN GÜZEL BÝR SÖZÜ VAR KONUYA ÝLÝÞKÝN;'ALLAHIN ÝMTIHANI BÝZÝ BÝLMEK ÝÇÝN DEÐÝL,BÝZÝ BÝZE BÝLDÝRMEK ÝÇÝNDÝR'

YANI RABBIM BÝZÝ BÝLÝYOR FAKAT BÝZÝ KENDIMIZE GÖSTERMEK ÝÇÝN ÝMTIHANA TUTUYOR VE IRADE VERIYOR..ZÝRA BU TÜRLÜ OLSAYDI YARIN HESAP GÜNÜNDE DÝYEBILIRDIK;_ALLAHIM SEN BIZI HIÇ DENEMEDIN KI NERDEN BILIYOSUN BELKI IYI BIR KUL OLABIKIRDIK...

BUNUN GIBI O ZATEN ALÝMDIR EZELDEN EBEDE HERSEYI BÝLÝR FAKAT BIZ KENDIMIZI BILMIYORUZ.... Allah Razı Olsun

Gönderen: 07.06.2007 - 07:17

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1930 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
muratt27 (49), aziziye (60), yilay (56), soley (61), TaRaNTuLa (44), Nur Sevda (31), yezdanur (33), sarihan.e (62), kardesim (59), muceli (32), Enes Yakub (45), Boddig (38), ümit79 (46), peker (47), Gönül_89 (36), ortaasyam (42), emrecihat (47), karadereli (56), yarali (56), MUMIK (46), mustafa emin (48), fuad33 (61), peksen (40), cemalettinkiyis.. (59), bilalacar (44), biranne (62), emrekorkmaz (40), bakus (42), Meryem61 (38), tosyalim (59), akyurek (49), mert sel&ccedil.. (49), _RANA_ (35), muhammedtahirde.. (20), unall (59)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.74544 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.