| 
Üye Girişi
 | 
  Üye Ol
 |  RavdaTe@m |  Site Kuralları |  Yardım |  Hakkımızda
0
Home
Anasayfa
F o r u m
E-Kart
RAVDA Çocuk
Linkler
Ziyaretçi Defteri
Rehberlik Hizmetleri
Tavsiye Et
 
Sitede Arama
» Kapsamlı Arama
Google`de Ara
Google
Tavsiye Linkler
Kuran Kursu Mezunları
Müslümanlar.com
Hak Yolundayiz
Müslüman Nesil
Genç Kalem
Önemli Linkler







Statü / İstatistik
En Son Üyemiz:
Didem_
53683 Toplam Üyemiz var.
 Online Üyeler:
Online: 1461 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cuma, 3. Ocak 2025 - 07:49

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Genelkurmay'ın suskunluğunun sebebi demokrasi değil, milletin muhtıraya verdiği sert cevap!

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Evrensel su an offline Evrensel  
Genelkurmay'ın suskunluğunun sebebi demokrasi değil, milletin muhtıraya verdiği sert cevap!
237 Mesaj -
Yeni Cumhurbaþkanýndan beklenenler


Millet ufkunda görünen Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’dür. Demokratik sistemin renkleri gereði MHP Sabahattin Çakmakoðlu’nu ve DSP Tayfun Ýçli’yi aday olarak göstermiþtir. Farklý adaylarýn tezahür etmesi demokratik sistemin gereði ve rengi. Lakin TBMM salonuna girmemek eylemi ve görünümü ise demokratik model içi görülemez. Çünkü bu demokrasinin iþleyiþini engellemek demek. Bu itibarla CHP’nin yýllar yýlý sadakatle takip ettiði millet özüne yabancý ve tek parti diktacýlýðý çizgisinden asla sapmamasý da þaþýrtýcý deðil ama demokratik de deðil. Zira meclis aritmetiðinin ve toplantý yeter sayýsýnýn saðlanamamasý istikametindeki giriþimlerin, demokrasi modelinde hangi neticelerin ortaya çýkacaðý beklentisini ekarte etmesi, bu tür davranýþlarý mantýk ve demokrasi dýþý mecralara itmektedir. Demokratik mekanizmalarý týkamak ve iþleyiþi engellemek demokratik deðil despotik ve otokratik yönetim modellerinin tarzýdýr. Yaþadýðýmýz 367 bunalýmý bu inisiyatifin en karakteristik numunesi. CHP, kendi jakobenliði, tek parti mantalitesi ve millete yabancýlaþma istikametindeki tavrýný sürdürse de Abdullah Gül seçim hitamýnda 11.Cumhurbaþkanýdýr.

Evet yeni Cumhurbaþkaný, merhum Özal hariç diðerleri gibi ‘fildiþi kulesine çekilmiþ’, halktan kopuk bir görünüm arzetmemelidir. Milletten kopuk bir Çankaya ruhu, halka dayanmanýn faziletini ve huzurunu asla yansýtamaz. Bu itibarla Abdullah Gül, milletin içinden Çankaya’ya yürüyen bir Cumhurbaþkaný olarak, milletin ona teveccüh sebeplerini asla unutmamalý ve bu hususlarda tavizkar davranmamalýdýr. Bu onun boynunu borcu ve millete ahde vefasýnýn farzý (olmazsa olmaz’ý-sine qua non) durumundadýr.

Bu hengamede Genelkurmayýn Abdullah Gül’ün Cumhurbaþkanlýðýna sýcak bakmasý gibi bir gerçeklik asla yoktur, olmamýþtýr ve olmayacaktýr. Yýllarýn bürokratik tecrübe ve insiyaklarýyla, beden ve ruh lisanýnýn alametleriyle bunu açýkça ve kati bir þekilde ifade ediyorum. Lakin millet tavrýnýn 27 Nisan muhtýrasý aleyhinde ve AKP-Abdullah Gül lehinde fevkalade ciddi bir þekilde tezahür etmesi, Genelkurmayý ‘þimdilik kaydýyla’ temkinli ve sabýrlý davranma temayülüne sevketmiþtir.


Yoðun programýmýz gereði yazýlarýmýzdan sonra okur yorumlarýna nazar etmeye fýrsat bulamýyorum. Ama geçen yazýmýzda Genelkurmay Baþkanýnýn-kimseyle kavga etmeye niyetimiz yok, dükkaný kapattýk konuþmuyoruz- sözleri için bir okuyucumuz yorumumuzu merak buyurmuþlar. Evet, bu sözlerin yanýnda Genelkurmay Baþkanýnýn-bizim prensiplerimiz vardýr, bunlar deðiþmez… laiklikle ilgili olarak düþüncelerin davranýþlara da yansýmasý gerek-mealindeki sözlerini de hatýrlatýrým. ‘12 Nisan beyanatýmýzýn arkasýndayýz, TSK hemen fikirlerini deðiþtiren bir kurum deðildir…’ mealindeki sözleri de hatýrlatýrým. Hadise þudur: Genelkurmay, Abdullah Gül gibi ruhi yapýsýnda manevi dinamikleri barýndýran birini asla Cumhurbaþkaný olarak görmek istememektedir. Bu fikr-i sabitlerinde bir deðiþim söz konusu olamaz. Her halükarda Gül Cumhurbaþkaný seçildikten sonra Genelkurmay ile Çankaya arasýnda ‘birbirlerini kollayan ve tarassut altýnda bulunduran’ bir konjonktür baþlayacaktýr ve bu kaçýnýlmazdýr. Zira ‘sözde deðil özde laik’ sloganýný hayatýnýn mihveri haline getiren Genelkurmay için demokrasi, insan haklarý ve hukuk devleti gibi umdeler, laiklik yanýnda tali bir önem ifade etmektedirler. Yani laiklik olsun da gerisi önemli deðil perspektifi.


Bir tarafta ilahi mevcudiyeti reddeden Voltaire ve Diderot mantalitesi(Ýkisi de Allah’ý inkar ediyordu ve öyle öldüler), diðer tarafta tutarsýzlýklarýn içinden Descartes formülasyonu ile çýkan ve manevi dinamikleri ile yaþamaya çalýþan bir anlayýþ. Laiklik ise bizde seküler mana taþýyan ve dini özgürlükleri reddeden bir bakýþ. Demokrasi ise dini özgürlükleri teminat altýna almasý gereken bir sistem. Bu itibarla bizdeki sapkýn Laiklik anlayýþý ile demokrasi modeli karþý karþýya duran iki hasýmdýr. Böyle bir seküler güdümlü laiklik paradigmasý ile demokrasi arasýnda millet demokrasiyi, Genelkurmay ise laikliði tercih etmektedir. Polemik konusu olmaktan öte bir hakikat ise þudur ki, demokrasi laikliðe asla kurban edilemez. Muhakkak kurban verilecekse o kurbanýn adý demokrasi deðil laikliktir. Kaldý ki kurban verilmesine de lüzum yoktur. Demokrasi modeli üst bir mefhum olarak laikliði de þümulü içine almaktadýr.

Gül ise mütemadiyen sözler vermekte ve laikliðin yýlmaz savunucusu olmaya soyunmaktadýr. Ama hangi laiklik? Sekülarizasyon mu yoksa din ve devletin birbirine karþý özgür ve mesafeli olmasýný mý? 1937 den bu yana laiklik demek orijinal manasýndan farklý olarak seküler bir mana ile algýlanýyordu. Eski KKK Org.Muhittin Fisunoðlu “Orduda Cuma namazý kýlanlar hoþ karþýlanmaz” anlayýþý gibi. Em.Org.Tuncer Kýlýnç’ýn “Evrim teorisine inanmak bilime inanmaktýr, TSK için evrim teorisi önemlidir, bu dönemde evrim teorisine ciddi saldýrýlar vardýr, 28 þubat þartlarý yine var…” anlayýþý gibi. Genelkurmay bakýþlý laiklik, asla laiklik olarak tavsif edilemez. Zira hakiki laiklik Genelkurmayý tatmin etmemektedir.


Bu durumda Gül’ün tavrý nasýl olacak? Beklenilen þudur ki, eðer Gül, taþýdýðý tüm deðerleri bir tarafa atmaz(herhalde atamaz) ve ‘hakiki’ bir laiklik olgusu içinde hareket ederse elbette ki gerginlik sürecektir. Gül’ün baþörtülü-veya türbanlý- eþi ise hakiki laikliðin ve demokrasinin niþanesidir. Yani özgürlük ve demokrasiye katlanmasý gereken bir cenah olacak. Burasý muhakkak. Bu cenahýn adý iktidar veya cumhurbaþkanlýðý deðil Genelkurmay ve CHP kanadýdýr. Zira bizde laik geçinenlerin, din ve iman ile sorunlarý ve mücadeleleri olduðu gün gibi bir gerçektir.

Bugünkü serencamda Genelkurmay Baþkaný susma eðilimi göstermekte ise de, bunun sebeb-i hikmeti demokrasi gereðinden deðil, 27 Nisan muhtýrasýna karþý halkýn sert cevabýndan dolayýdýr. Bir müddet beklemeyi tercih etmektedirler. Ama zamaný gelince kendi ‘dünya görüþlerini’ ve prensiplerini ayný üslupla dayatmaya devam edeceklerini göreceksiniz.

Demokrasi teorilerinde bir Cumhurbaþkanýna karþý bir Genelkurmay Baþkanýnýn prensipleri olamaz. Kavga edip etmeyecekleri ile ilgili mülahazalarý olamaz. Cumhurbaþkanýnýn da Genelkurmayý yatýþtýrma sadedinde laikliðin yýlmaz savunucusu olma ve kurumlarý kaygýlandýrmama gibi gayretkeþlikleri beyhudedir. Zira sözle Genelkurmayý ikna etmek mümkün deðildir. Millet teveccühünü üstünde taþýyan bir Cumhurbaþkanýnýn tenkid etmek veya ona tavýr koymak hangi kurum yöneticisinin haddi olabilir ki?

Bakýnýz ‘ordu’ veya ‘asker’ yerine ‘Genelkurmay’ diyorum dikkat buyurunuz. Zira asker evlatlarýmýz, ordumuzun kahir ekseriyeti hep bizim dinamiklerimizle hemhaldir. Göz nurumuzdur, Ama Genelkurmay ise bu deðerimizi-ordumuzu- yöneten bürokrasidir. Yani dillere pelesenk olan bürokratik oligarþi. Ama millete yabancýdýr. Yapýlan operasyonlar neticesi milletin öz deðerlerinden kopup Batý seküler ve manevi deðerlerine adapte edilerek ‘dönüþtürülmüþtür’. Millet üzerindeki Demokles’in Kýlýcý ve insanlardan yükseklerde ve uzakta yaþayan tanrýlarýn mekaný Olympos.


Her þeye raðmen Abdullah Gül Çankaya’ya, Genelkurmayýn deðil milletin hassasiyeti ve öncelikleri sayesinde çýkmaktadýr, bunu unuttuðu gün unutulmalýdýr


http://www.haber5.com/artikel.php?artikel_id=2359
Gönderen: 21.08.2007 - 23:02
Bu Mesaji Bildir   Evrensel üyenin diger mesajlarini ara Evrensel üyenin Profiline bak Evrensel üyeye özel mesaj gönder Evrensel üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1461 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
 Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75913 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.