0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Peygamberimizin s.a.v. Veda Haccı

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
mamur su an offline mamur  
Peygamberimizin s.a.v. Veda Haccı
59 Mesaj -
Hicretin onuncu yýlýnda Resulullah s.a.v. hacca gideceklerini haber vermiþlerdi. Bu haber yýldýrým hýzý ile hemen her tarafa yayýlmýþ, bütün Müslümanlar bu büyük hac kervanýna katýlmaya can atmýþlardý. O sene, hac ibadeti bir kat daha önem taþýmakta idi. Çünkü Allah’ýn Rasulü s.a.v. Bu ilahi farýzayý yerine getirebilmek için ashabýnýn arasýnda idi.
Bu hac ibadetinin ifasýný gerçekleþtirebilmek için Nebi-i s.a.v. Medine-i Münevvere’den Mekke’ye doðru 60 bin Sahabeyi Kiramla beyaz ihramlarýný giyerek ‘’Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk ‘’ (Emret Allah’ým! Emret Allah’ým!) sedalarýyla, o güvenli Mekke þehrine doðru ilerlediler.
Mekkeye vasýl olduktan sonra Nebi-i s.a.v. Kabe’yi muazzamayý ashabýyla tavaf etti.
Efendimiz ve Ashabý Beytullah’ýn etrafýnda pervaneler gibi döndükleri görkemli manzara, Hakka kulluðu çaðrýþtýran bir vuslat bir güzellik, dünyada ulaþabilecek olan mutluluklarýn en yücesi idi. Zil Hicce ayýnýn 8. Günü Mina’ya çýktýlar. Oradan da Arafat’a geçtiler.
Arafat’da devesinin üzerinde veda hutbesini okuyan Rasulullah’a s.a.v. ‘e o esnada Cibril’i Emin Maidenin suresinin 3. Ayeti kelimesini peygamber efendimize getirdi. Yüce Allah C.C. þöyle buyurmakta idi:
‘’Bu gün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladým ve size din oarak Müslümanlýðý seçip hoþnut oldum’’.

Fahri Kainat efendimiz veda hutbesinin içerisinde, sözlerine devam ederek þöyle hitap etti:

‘’ Ey Ashabým! Bu senemden baþka belki sizinle burada buluþamýyacaðým. Haccýnýzý bu farz ibadetinizi, bana bakarak iyice yapýn. Bu senemden baþka sizinle burada buluþamýyacaðým’’.
Bu konuda Yüce Allah þöyle buyurmuþtur:
"Hac ve umreyi Allah için tamamlayýn” Bakara 96.

Hac farýzasýný yerine getirerek Müzdelife’den Mina’ya gelmiþlerdi.Orada haccýn vecibelerini yerine getirdikten sonra Kabeye vasýl oldular. Yapýlmasý gerekli tüm ibadetleri ashabýyla yaptýlar. Peygamber Efendimizin s.a.v. bu hac esnasýnda ömrü, 63 yaþýnda idi.
Bu büyük hac farýzasýný tamamladýktan sonra Medine’ye döndü.

Medine-i Münevvere:
Ebu Hureyre r. anh anlatýyor: "Resûlullah s.a.v. buyurdular ki:
"Ben karyeleri yiyen bir karye(ye hicret)le emrolundum. Buna Yesrib diyorlar. Burasý Medine'dir. Medine, týpký körüðün curufu ayýrmasý gibi insanlarýaglan kötüsünügöz kırpma defedip ayýrýr."
Buhari, Müslim, Muvatta.

Hz. Aiþe r.anh’dan: Resülüllah s.a.v. Buyurdular ki:
"Allahým bize Medine'yi sevdir. Týpký Mekke'yi sevdiðimiz gibi, hatta fazlasýyla! Allahým onun havasýný sýhhatli kýl. Onun müddünü, sâ'ýný hakkýmýzda mübarek eyle. Onun hummasýný al, Cuhfe'ye koy!’’ Buhari, Müslim, Muvatta.

Ebu Hureyre r .a. dan:
"Resûlullah s.a.v. buyurdular ki:
"Medine'nin sýkýntý ve meþakkatlerine ümmetimden sabýr gösteren herkese, Kýyamet günü þefaatçi ve (hayýr ameline) þahid olacaðým."Müslim, Tirmizi.

Ebu Hureyre r.a. anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. buyurdular ki:
"Evimle minberim arasý cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir." Buhari, Müslim, Muvatta.

Mekke’ye 435 Km. uzaklýkda ki, bu Aydýnlýk þehir Medine-i Münevvere ‘nin Faziletini kýsaca anlattýktan sonra, kutsal olan bu hac ibadetini hadisi þeriflerle açýklýyalým:

Ýki cihan güneþi, kurtarýcýmýz yol göstericimiz Hatemül Enbiya, Fahri Kainat Efendimize s.a.v. Salât ve selâm olsun ‘aline ashabýna etbaýna.. Þaný Yüce ve büyük olan Cenab-ý Hak Teala Þöyle buyuruyor:

Bismillahirrahmenirrahim.

“Oraya bir yol bulabilenin Beyt'i haccetmesi Allah'a karþý insanlarýn görevidir.” Âl-i Ýmrân 97

“Safâ ile Merve Allah'ýn koyduðu iþaretlerdendir. Her kim hac veya umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret ederse, bu ikisi arasýnda say etmesinde bir günah yoktur. Kim içinden gelerek bir iyilik yaparsa, Allah onun karþýlýðýný verir, o her þeyi bilir.” Bakara 158


Ýbnu Abbas r. anhüma anlatýyor:
Ebu Hüreyre r.a. dan: “Bir gün Resûlullah s.a.v. bize þöyle hitab etti:
“Ey insanlar, size Hac farz kýlýnmýþtýr. Þu halde Haccý edâ edin!”
Cemaatte bulunan bir adam:
“Her sene mi, Ey Allah’ýn Resûlü?” diye sordu. Resûlullah (s.a.v.) cevap vermedi. Adam sorusunu üç kere tekrar etti. Bunun üzerine:
“Ben sizi býraktýkça siz de beni býrakýn. (Madem ki sükût ettim, niye sormada ýsrar ediyorsunuz?) Þayet (sorunuza) “Evet!” deseydim, her yýl haccetmek vacib oluverirdi ve buna güç yetiremezdiniz. Þunu bilin ki, sizden öncekileri helak eden þey, çok sual sormalarý ve peygamberleri hakkýnda ihtilaflarýdýr. Size bir iþ emrettiðim zaman, bunu gücünüz yettiðince Îfa edin, bir yasaklamada bulunduðum vakit de ondan kaçýnýn (bu emir ve yasakla ilgili olarak aklý¬nýza gelen her þeyi sormaya kalkmayýn! ”Buhârî, Müslim, Nesâî.

Ýbnu Abbâs r.a. anlatýyor:
“Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: “Hacla umrenin arasýný birleþtirin. Zîra bunlar günhý, týpký körüðün demirdeki pislikleri temizlemesi gibi temizler.” Nesâî, Ýbnu Mâce.

Ebu Hüreyre r.a.dan:
“Bir umre, diðer umreye arada iþlenenler için kefarettir. Hacc-ý Mebrûr’un karþýlýðý cennetten baþka bir þey olamaz!” Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ýbnu Mâce, Muvatta.

Hz. Ali r.a. anlatýyor: “Resûlullah s.a.v. þöyle buyurdular:
“Kim kendisini Beytullahý’1-haram’a ulaþtýracak kadar azýk ve bineðe sahip olduðu halde haccetmemiþse onun Yahudi veya Hýristiyan olarak ölmesi arasýnda fark yoktur. Zîra, Cenab-ý Hak þöyle buyurmuþtur: “Oraya yol bulabilen insana, Allah için Kâbe’yi haccetmesi gerekir” Âl-i Ýmrân 97. Tirmizî.

Mikat Mahalli Zülhuleyfe:

Ebu Zübeyr r.a. “Hz. Câbir r.a.’ ihrama girme yerinden sorulmuþtu. Þu cevabý verdi: “Ben Resûlullah s.a.v. bu hususta þöyle söylediðini iþittim.

“Medineliler’in ihrama girme yeri Zülhuleyfe’dir. Diðer yol Cuhfe’dir. IrakIýlar ‘ýn ihrama girme yeri Zât-ý Irk’dýr. Necidliler’in ihrama girme yeri Karný’lMenâzil’dir. Yemenliler’in ihrama girme yerleri Yelemlem’dir.” Müslim.

Ýbnu Ömer r.a. anlatýyor:
“Resûlullah s.a.v. muhrimin giyeceði þeylerden sorulmuþtu, þu cevabý verdi: “Muhrim ne kamis (gömlek), ne sarýk, ne bürnus. ne þalvar ne de vers veya zaferân bulaþmýþ bir giysi taþýmaz. Aya¬ðýnda da mest (ve benzeri ayakkabýgöz kırpma yoktur. Ancak nalýn bulamazsa, mestlerin topuktan aþaðý kýsmýný kesmelidir.” Ýbni Mace.

Hz. Aiþe r.ah Ýbnu Ömer’in, bu sözü haber verilince:
“Ben, Resûlullah s.a.v. ihrama gireceði sýrada tîb sür¬düm. Bu halde hanýmlarýna uðradý. Sonra da ihrama girdi, koku neþrediyordu” dedi. Buharî, Müslim, Nesâî.
Resûlullah s.a.v. hac maksadýyla Medine’den yola çýktý. Zülhuleyfe Mescidi’ne gelip iki rekatlýk ihram namazýný kýlýnca, haccý fiilen olduðu yerde baþlattý. Namazý bitirince de hacc için telbiyede bulundu. Ýþte bu telbiyeyi býr kýsým insanlar iþitti. Bunu kendisinden ben de iþittim ve hatýrýmda tuttum. Sonra hayvanýna bindi. Devesi onu yerden kaldýrýnca tekrar telbiye getirdi. Bu ikinci telbiyeyi de iþitenler oldu. Her seferinde telbiyeleri farklý kimselerin iþitmesi, insanlarýn daðýnýk ve hareket halinde olmalarýndandý. Böylece, devesi onu kaldýrdýðý zaman çektiði telbiyesini de yeni insanlar iþitti. Ýþte bunlar: “Resûlullah s.a.v. devesi kaldýrdýðý zaman telbiye getirdi”dediler. Resûlullah s.a.v. yoluna devam etti. Beydâ tepesine çýkýnca da telbiye getirdi. Bu telbiyeyi de iþiten baþkalarý vardý. Bunlar: “Resûlullah s.a.v. Beydâya çýkýnca telbiye getirdi” dediler. Allah’a kasem olsun! Resûlullah namazgâhýnda haccý baþlattý. Devesi kaldýrdýðý zaman telbiye getirdi, sonra Beydâ tepesine çýkýnca orada da telbiye getirdi.” Ebu Dâvud.
Saib Ýbnu Hallâd el-Ensâarî r.a. anlatýyor:
“Resûlullah s.a.v. þunu söylediler: “Cibril a.s. bana gelip, ashabýma ve beraberimde olanlara telbiye -veya ihlâl dedi, çekerken seslerini yükseltmelerini emretmemi emir buyurdu.” Muvatta, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâî Ýbnu Mâce.

Ýbnu Ömer r.a. dan:
“Resûlullah s.a.v. telbiye çekerken -bir rivayette mülebbiyen deðil, mülebbiden demiþtir- iþittim þöyle diyordu: “Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk lâ þerîke leke lebbeyk. Ýnne’l-hamde ve’nni’mete leke ve’l-mülk, lâ þerîke leke.” Bu kelimelere baþka ilâvede bulunmuyordu. Buharî, Müslim, Muvatta, Tirmizî, Ebu Dâvud, Nesâî.
Peygamber efendimiz s.a.v. bir kiþinin: Ben Þubrume (bir kiþinin adýdýr) için ihrama giriyorum dediðini duymuþ bunun üzerine Ona: Kendi yerine hac yaptýnmý? diye sormuþtur. Oda ccvap olarak hayýr deyince Peygamber efendimiz s.a.v. Ýlk önce kendi yerine hac yap daha sonra Þubrume yerine hac yap” buyurmuþtur. Ebu Davut, Ýbnu Mace .
Baþkasý yerine hac yapmak :
Kadýn erkeðin, erkek kadýnýn yerine hac ve umre yapabilir.
Peygamber efendimize s.a.v. bir kadýn þöyle bir soru sormuþtur:
‘’ Ya Resulallah! Þübhesizki Allah hac ibadetini kullarý üzerine farz kýlmýþtýr. Benim babam yaþlý bir ihtiyardýr. Onun hac yapmaya ve yolculuða çýkmaya gücü yetmez. Onun yerine hac yapabilirmiyim? Peygamber efendimiz s.a.v. Ona: “ Evet Onun yerine hac yapabilirsin” diye buyurmuþtur. Buhari, Muslim.

“Ýhramlý kadýn yüzünü örtmez, eldiven de giymez.” Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizî, Ebu Dâvud, Nesâî.

Hz. Aiþe r.ah. anlatýyor:
“Biz kadýnlar ihramlý olarak Resûlullah s.a.v. beraber iken, binekliler bize uðrardý. Onlar tam hizamýza gelince, herbirimiz cilbabýný baþýndan yüzünün üzerine sarkýtýverirdi. Bizi geçtiler mi tekrar kaldý¬rýrdýk.” Ebü Dâvud.

Ümmül- Kura, Mekke:

Mescid-i Haram Mekke’de Kâbe’nin bulunduðu alandaki caminin adýdýr. Hürmet ve saygý gösterilmesi gereken mescid anlamýnda bu ad verilmiþtir. Yeryüzünde inþa edilen ilk mescid ve Müslümanlarýn kýblesidir. Buraya Mescid-i Haram denildiði gibi, Harem-i Þerif de denir.

Câbir ve Ebu Saîd el-Hudrî r.a. þöyle demiþlerdir:
“Biz Resûlullah s.a.v. ile birlikte hacc için avazýmýzýn çýktýðý kadar yüksek sesle telbiye getirerek Mekke’ye geldik.” Müslim.

Câbir r.a. anlatýyor:

“Resûlullah s.a.v. Mekke’ye geldi. Doðru Mescid-i Haram’a girdi ve Haceru’l-Esved’i istilâm buyurdu. Sonra sað kolu üzerinde ilerleyerek üç tur remel yaptý, dört tur da yürüdü. Sonra Makam-ý Ýbrahim’e geldi ve “Siz de Ýbrahim’in makamýndan bir namazgâh edinin...” Bakara 125 âyetini okudu. Ardýndan makam, Beytullah’la kendi arasýnda olacak þekilde iki rek’at namaz kýldý. Bu namazý bitirince tekrar Haceru’l-Esved’e geldi ve istilâmda bulundu. Sonra Safâ ve Merve’ye gitti. Zannedersem orada:

“Þüphe yok ki Safâ ve Merve Allah’ýn þeâirindendir” Bakara 158 âyetini okudu.” Müslim, Muvatta, Tirmizî, Nesâî, Ýbnu Mâce.

Amr Ýbnu Þuayb babasý tarikiyle bildiriyor:
"Abdullah`la -ki babasýdýr- tavafta bulundum. Kabe`nin arka kýsmýna gelince: "istiazede (sýðýnmada) bulunmuyor musun?" dedim. "Ateþten, Allah`a sýðýnýrým!" dedi ve yürüdü. Haceru`l-Esved`e kadar gelip istilamda bulundu. Rükn ile kapý arasýnda (Mültezem`de) durarak göðsünü, yüzünü, kollarýný ve avuçlarýný þöyle yamadý -onlarý iyice açarak gösterdi- ve sonra: "Ýþte Resulullah`ý aynen böyle yaparken gördüm!" dedi." Ýbni Mace.

Ýbnu Ömer r.a. þöyle demiþtir:

"Ben Resûlullah s.a.v. Kâbe'den sadece iki rüknü öperken gördüm, bunlar da iki rükn-i Yemânî'dir." Buharî, Müslim, Ebu Dâvud Nesâî,

Yemânî'den murad: Haceru'l-Esved'in konmuþ olduðu köþe ile ondan önce gelen köþedir.

Haceru'l-Esved Taþý:
Ýbnu Abbas radýyallahu anhüma anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: "Haceru'l-Esved, cennetten indi. Ýndiði vakit sütten beyazdý. Onu insanlarýn günahlarý kararttý." Tirmizi.
Ýbnu Amr Ýbni'l-As radýyallahu anhüma anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: "Rükn ve makam iki cennet yakutu idiler. Allah onlarýn nurlarýný aldý. Eðer onlarýn nurlarýný almamýþ olsaydý, o ikisi maðrible maþrýk arasýný aydýnlatýrdý." Tirmizi.
Zemzem Ýçerken:
Zemzemi peygamberimiz oturarak da içmiþ ayakta da içmiþtir. Kýbleye dönerek, üç yudumda içmek sünnettir.
Peygamber Efendimiz s.a.v. :“Zemzem ne maksatla içilirse o yönde faydalý olur.” Buyurdu. Ebu Davud.

Câbir r. anh anlatýyor:

"Resûlullah s.a.v. Mescid-i Haram'dan çýkýp Safâ'ya yönelirken: "Allah'ýn baþladýðý ile baþlayalým" deyip (sa'ye) Safâ' dan baþladýðný gördüm." Tirmizî ,Nesâî, ibni Mâce, Muvatta,

Câbir r.a. dan:
‘’ Resûlullah s.a.v. Safâ'dan indiði zaman normal yürürdü. Ayaklarý vâdinin tabanýna deðince de koþardý. Koþmasý vâdi tabanýnýn bitimine kadar devam ederdi." Nesâî. Muvatta.
“Resûlullah s.a.v. sulh antlaþmasý yaptýðý sene umre için gelince müþrik¬lere kuvvetlerini göstermeleri için “hýzlý yürüyün!” diye emretti. Müþrikler bu sýrada Kuaykýân daðý tarafýna oturmuþ seyrediyorlardý.” Buharî.
Bir diðer rivayette Ýbnu Abbas þöyle demiþtir: “Resûlullah s.a.v. Beytullah’ýn etrafýnda, Safâ ile Merve ara-sýnda, müþriklere kuvvetini göstermek için sa’y etti.”
Eðer bir kimse tavaf ve sa’y esnasýnda kaç defa döndüðünü karýþtýracak olursa, kendince hangi sayýda kaldýðýný zannediyorsa o sayýndan itibaren devam eder ve tavafýný ve sayýný tamamlar. Eðer her hangi bir rakamdan kesin emin olamayacak olursa aklýnda bulunan en küçük rakam üzerine tamamlar.

Saçý Kesmek veya Kýsaltma:

Erkekler sa’yý bitirdikten sonra saçlarýný ya tamamen kökten kazýtýrlar yada tamamen kýsaltýrlar. Peygamber efendimiz s.a.v. ve ashabý ya baþlarýnýn tamamýný kazýtýyorlar yada kýsaltýyorlar idi. Saçý kökten kazýtmak en efdal olanýdýr. Çünkü Yüce Allah kitabýnda saçý kazýtmayý kýsaltmadan daha önce zikretmiþtir.
‘’Peygamber efendimiz s.a.v ’de saçýný kazýtanlara Allahýn rahmetini kazanmalarý için üç defa, saçlarýný kýsaltanlar için ise bir defa dua etmiþtir. ‘’

Çünkü saçý kazýmak bu yapýlan ibadette daha fazla fedakârlýkta bulunmaktýr. Kul için yazýlan ecir, kulun ibadet esnasýndaki fedakârlýðýna göre farklýlýk gösterir. Velakin eðer yapmýþ olduðu umre hac zamanýna yakýn bir zamanda yapýlmýþ ve hac yapmakta isteniyor ise saçý kýsaltmak daha efdaldir. Kadýnlar ise saçlarýný toplayýp 2 cm kadar kýsaltýrlar.

Saçlar kazýnýp ve kýsaltýlýrken baþýn sað tarafýndan baþlamak sünnettir. Çünkü Peygamber efendimiz s.a.v. veda haccýnda böyle yapmýþtýr. Muslim.

Peygamber efendimiz s.a.v. veda haccýnda beraberinde bulunan sahabelerden temettu haccýna niyet etmiþ olanlara umreyi tamamladýktan sonra saçlarýný kýsaltmalarýný emretmiþtir .Buhari, Muslim.

Terviye:
Terviye günü: Zilhicce'nin sekizinci günü, hacýlarýn Mekke'den hareket günüdür.

Ýbnu Abbâs r. anhümâ anlatýyor:
"Resûlullah, terviye günü, Mina'da bize öðleyi, ikindiyi, akþamý, yatsýyý ve ertesi günü Zilhicce'nin dokuzu sabahý kýldýrýr, sonra Arafat'a hareket ederdi." Tirmizî.

Mina:
Haccýn mühim menasikinden bir kýsmýnýn icra edildiði bir yerdir. Müzdelife ile Mekke arasýnda yer alýr, Harem bölgesine dahildir. Müzdelife vakfesinden sonra hacýlar, sabah namazýndan sonra buraya gelirler. Burada kurban kesip ihramdan çýkarlar ve traþ olurlar. Þeytan taþlama yerleri de buradadýr. Buraya Mina denmesi, kurban kesilerek kan akýtýlmasýndandýr. Hz. Ýsmail'e bedel koçun burada kesildiði kabul edilir.
Terviye gününü arefe gününe baðlayan gece ile, bayram gecelerini burada da geçirmek sünnettir.
Ýbnu Ömer r.a. anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. Arefe günü sabahý, sabah namazýný kýlýnca Mina'dan hareket ederek Arafat'a geldi, Nemire'ye indi. Burasý, Arafat'a gelen ümerânýn indikleri yerdir. Öðle namazý vakti olunca Resûlullah s.a.v. sýcakta Nemire'den yürüdü. Öðle ile ikindiyi birleþtirdi, sonra halka hitab etti. Sonra yürüyüp Arafat'taki vakfe yerinde durdu." Ebu Dâvud.
Nemire:
Harem'in dýþýnda Arafat'a yakýn, Arafat'la Harem arasýnda bir daðýn adýdýr. Harem bölgesini ayýran iþâret oradadýr. Rivâyette, Veda haccý sýrasýnda, Mina'dan yola çýkan Resûlullah s.a.v. önce bu hudud bölgesine indiðini belirtir. Hacc sýrasýnda Resûlullah s.a.v. indiði yerde konaklamak müstehabtýr. Bu nokta, Arafât'a doðru giden yolcunun saðýnda, daðýn dibine inen kayanýn yanýdýr.
Nübeyt Ýbnu Þerît el-Eþcaî r.a. anh anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. arafe günü, kýzýl bir devenin üzerinde hutbe verirken gördüm." Ebu Dâvud, Nesâî.

Resûlullah s.a.v. Arafat hutbesini devesinin üzerinde irad buyurmuþtur. Bu hususu te'yid eden baþka rivayetler de mevcuttur. Þüphesiz bu Vedâ hutbesidir. Nitekim haccýn sünnetlerinden biri Arafat hutbesidir.

Vakfe :

arefe günü, yâni Zilhicce'nin dokuzunda zevâl vaktinden itibaren Arafat hududu içerisinde bulunmak mânasýna gelir.
Cenâb-ý Hakk, Peygamberine s.a.v. Arafat'a gidip orada vakfe yapmalarýný, sonra da oradan topluca ayrýlmalarýný emretti. Þu âyet bu hususu beyan eder:
"Sonra, insanlarýn toplu olarak akýn ettiði yerden siz de akýn edin..." Bakara 199
Arafat:

Hacc menâsikinde mühim yer tutan bir mevkiin adýdýr. haccýn iki ana rüknünden biri Arafat'da vakfedir. Arafat Mekke'ye 12 mil mesafede bir daðýn adýdýr. Civarýndaki diðer daðlara nazaran daha yüksektir. Hacýlar arefe günü orada vakfeye dururlar. Dokuzuncu günü ise Arafat'da vakfe günüdür ve arefe günü denir. Hz. Havva ile Hz. Âdem, cennetten çýkarýldýktan sonra burada birleþip birbirlerini tanýmýþlardýr. Hz. Ýbrahim as. burayý görünce önceden kendisine yapýlan tavsife uygun bularak derhal tanýmýþtýr. Hz. Ýbrahim, Cebrâil'in öðretmesiyle hacc menâsikini ilk defa burada tanýyýp öðrenir.
Hz. Ýsmâil, annesinden bir müddet ayrýldýktan sonra burada buluþup tanýþýrlar.

Hacýlar burada topluca biraraya gelip tanýþýrlar Hacýlar burda vakfe ile, Hakk Teâlâ'nýn rububiyet ve celâlini tanýyýp kendi acz ve zaaflarýný, meskenet ve hakirliklerini itirâf ederler. Hacýlar, burada, makbul olan tevbeleri, istiðfar ve dualarý sonunda geçmiþ günahlarýndan arýnarak cennete lâyýk mânevî kokular kazanmaktadýrlar.
Þu halde Rabb-ý Rahim'in, bir lütuf olarak bu vasýflarla mümtaz kýldýðý bu mübarek beldeye Arafat denmesi, bütün bu mânalarý taþýmasýndandýr. Arafe günü bu daðýn günü demektir. Bugüne, yevm-i iyâs-ý küffâr (kafirlerin ye'se düþtükleri gün), yevm-i ikmâl-i din [dinin tamam olduðu gün,yevm-i itmâm-ý nimet, yevm-i rýdvan (Allah'ýn razý olduðu gün) de denmiþtir.

Meþâir: Hacla ilgili âlemler, yani hacc menâsikinin icra edildiði yerler demektir.

Resûlullah s.a.v "Hacc Arafat’ta vakfe dir" buyurmuþtur. Yani burada da "Haccýn büyük kýsmý Arafat vakfesidir." denmektedir. Vakfe zamaný Sünnet olaný zevâlden gün batýmýna kadar geçen vakittir. Akþam vakti girince yola çýkýp, akþam ve yatsý namazýný cem-i te'hirle yani birleþtirerek Müzdelife hududu içerisinde kýlmak esastýr.

Hz. Aiþe r. anha anlatýyor:
"Resulullah s.a.v. buyurdular ki:
"Allah, hicbir günde, arafe günündeki kadar bir kulu ateþten çok azad etmez. Allah (mahlukata rahmetiyle) yaklaþýr ve onlarla meleklere karþý iftihar eder ve:
"Bunlar ne istiyorlar?" der." Muslim, Nesai.
Müzdelife:
Hacc menâsikinin cereyan ettiði mühim âlemlerden biridir. Arafat'la Mina arasýnda yer alan dar bir bölgedir. Bu bölgeye Müzdelife denmesinin sebebi ihtilâflýdýr. Bâzý âlimler:
Hz. Havva ile Hz. Âdem'in burada birleþmeleri sebebiyle bu ismin verildiðini söylemiþtir. Bu mânada olmak üzere, yani Hz. Havva ile Âdem'in birleþme yeri mânasýnda Müzdelife'ye Cem' dahi denmiþtir. Hadislerde sýkca Müzdelife'nin Cem' ismiyle zikredildiðine rastlarýz.
Bir baþka görüþe göre kelimenin kökü olan zülfet, "kurbet" yani yakýnlýk mânasýna da gelir. Hacýlar bu yerde Harem bölgesine yaklaþtýklarý için Müzdelife "yaklaþma yeri" denmiþtir. Nitekim burasý Harem' le Arafat arasýnda hudud noktasýndadýr. Þu da söylenmiþtir:
"Hz. Âdem as. cennetten yeryüzüne indiði zaman, Hz. Havvâ ile, Arafat'ta tanýþýncaya kadar yakýnlýk kuramadý. Orada tanýþýp, Müzdelife'de birleþtiler. Bu sebeple oraya Müzdelife ve Cem' denmiþtir."
Arafat'tan gelen hacýlar akþamla yatsýyý burada cem-i tehirle kýlarlar. Bayramýn birinci gününün sabah namazý da burada kýlýnýr. Sabahtan sonra Mina'ya geçilir.

Meþ'aru'l-Harâm:

Müzdelife hududu içerisinde yer alan Kuzeh daðýnda bir tepenin adýdýr. Kur'ân-ý Kerimde:
"Arafat'tan (seller gibi) boþanýp akdýðýnýz zaman Meþ'ar-i Haram'ýn yanýnda Allah'ý zikredin..."
þeklinde zikri geçen mübârek parçadýr. Bazý âlimler Cem' ve Müzdelife diye isimlenen bölgenin tamamýna Meþ'aru'l-Harâm dendiðini kabul eder. Müzdelife'de hacýlar, Mina'da þeytan taþlamak üzere küçük çakýl taþlarý toplarlar.

Peygamber Efendimiz s.a.v.Buyurdular ki:

‘’Hac ve Umre yapanlar Allah'ýn misafirleridir. O'ndan bir þey isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onlarý affeder. ‘' Ýbn Mâce.

‘’Bir kimse hacceder ve hac esnasýnda fena lakýrdý söylemez, büyük günahlardan çekinir, küçük günahlarý iþlemekte ýsrar etmezse, o kimse günahlarýndan arýnarak annesinden doðduðu gibi hacdan döner.’’. S. Buhari.

‘' Kim hac yapar, bu esnada cinsî temastan korunur, çirkin söz ve davranýþlardan uzak durursa, annesinden doðduðu gündeki gibi günâhlarýndan kurtulur’' . S. Buhârî, Nesaî, Ýbn Mâce, Dârimî, Ahmed b. Hanbel.
Ýhramlý Olarak Ölürse:

Ýhramlý olarak o topraklarda ölürse? O kiþi kabrinden Telbiye getirerek kalkacak. Bu hususta ki hadislere bir göz atarsak: Ýbni Abbas r.a.hüma dan:
‘’Ýhramlý bir sahabi devesinde düþtü, kendine gelemedi ve öldü. Peygamber efendimiz:
Sidr kokulu su ile yýkayýnýz, baþýný ve yüzünü örtmeyin ihramýyla kefenleyin. Çünkü o Kýyamet günü mülebbiyen olarak dirilecek.’’ Buyurdular. Ýbni Mâce.

Arafat’da ihramlý iken kendisini hayvanýn çiðnemesi sonucu ölen sahabi için:
“Onu sidir ve su ile yýkayýn ihram elbiseleri ile kefenleyin, koku sürmeyin ve baþýný örtmeyin” diye buyurmuþtur. Baþka bir rivayette ise: “Baþýný ve yüzünü örtmeyin. Çünkü o Kýyamet günü telbiye getirerek haþrolonacaktýr” Muslim .
Ebu Hüreyre r.a. anlatýyor:
"Bir umre, diðer umreye arada iþlenenler için kefarettir. Hacc-ý Mebrûr'un karþýlýðý cennetten baþka bir þey olamaz!" Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ýbnu Mâce, Muvatta.

Ümmü Seleme r. Anhâ anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: "Kim, hacc veya umre için Mescid-i Aksa'dan Mescid-i Haram'a kadar ihrâma girerse, geçmiþ ve gelecek bütün günahlarý affedilir veya cennet kendisine vâzcib olur." Ebu Dâvud, Ýbnu Mâce.
Çocuklarýn yapmýþ olduklarý umre geçerlidir. Ýbnu Abbas r.a. onüç yaþýnda iken Peygamber efendimiz s.a.v. ile hac yapmýþtýr.Veda haccýndan dönerken bir kadýn bineðinin üzerinden bir bebeði uzatmýþ ve: Bu çocuk hac yapabilirmi diye sormuþtur. Bunun üzerine:
Peygamber efendimiz s.a.v. Ona: ”Evet Senin içinde ecir yazýlýr” buyurmuþtur. Muslim .
Mina ve Kurban:
Müzdelife’de bayram sabahýyla birlikte yola koyuluruz.. Þeytanýn içimize attýðý vesveseleri def etmek ve asýrlar önce atamýz Hz. Ýbrahim’in a.s. yaptýðý gibi Ýblis’i taþlamak üzere Mina’ya dönülür. Ýbadet sýrasýnda, yer yer içimize bir kýsým þüphe ve tereddüt oklarý atmaya çalýþan þeytaný taþlamak üzere Mina’ya gelir, Akabe’de þeytana ilk taþý atarýz. O gün büyük þeytana attýðýmýz yedi adet taþtan sonra bu ibadetimizi eda etmiþ olmanýn þükranesi olarak kurban keser, günahlarýmýzla beraber saçlarýmýzý da týraþ eder, bir kefen mahiyetindeki ihramdan çýkar normal hayata döneriz.
Taþlama:
Zilhicce 10. gün: Akabe cemresi büyük þeytan taþlama. Sabahleyin 7 taþ ile taþlanýr. Kurban kesildi haberi gelince, saçlar traþ edilir, ihramdan çýkýlýr.
Zilhicce 11. gün: Bayramýn 2. günü öðleden sonra sýrayla küçük, orta, büyük þeytana 7'þer taþ atýlýr.
Zilhicce 12. gün: Bayramýn 3. günü öðleden sonra sýrayla küçük, orta büyük cemreler 7'þer taþ atarak taþlanýr.
Zilhicce 13. gün: Bayramýn 4. günü Mina bölgesine yakýn yerde konaklanýyorsa, þeytanlar sýrayla taþlanýr...

Câbir r.a. anlatýyor:
"Yevm-i nahrde (kurban gününde) Resûlullah s.a.v.'i, taþlamayý binerek yaparken gördüm. Taþlarýný devesinin üzerinde iken atmýþ ve þöyle demiþti:
"Menâsikinizi benden alýn. Bilemiyorum, belki de bu haccdan sonra hacc yapamam." Müslim, Ebu Dâvud, Nesâî.

Hz. Enes r.a. dan :
"Resûlullah s.a.v. cemretu'l-Akabe'ye geldi, taþlarýný attý, sonra Mina'daki menziline konakladýðý yere geldi ve kurbanýný kesti. Sonra berbere:
"Al!" dedi ve sað yanýný iþaret etti. Sonra sol tarafýný iþaret etti, sonra kesilen saçlarý halka vermeye baþladý."
Bir rivayette þöyle denir: "Sað yandan kesileni saðýndakilere, sol yandan kesileni de Ümmü Süleym'e verdi." Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ebu Dâvud.

Ýbnu Ömer r. anhümâ anlatýyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Ey Allahým, traþ olanlara rahmet et" diye dua etmiþti. Yanýndakiler:
"Kýsaltanlara da ey Allahýn Resûlü!" dediler. Resûlullah s.a.v. efendimiz:
"Ey Allahým traþ olanlara rahmet et!" diye duasýný tekrar etti. Yanýndakiler tekrar:
"Kýsaltanlara da Ey Allah'ýn Resûlü!" dediler, bu sefer:
"Kýsaltanlara da!" buyurdu." Buhârî, Müslim, Muvatta, Tirmizî, Ebu Dâvud.

Abdu'llâh b. Amri'bni'l-Âs r. anhümâ'dan: Þöyle demiþ:
Resûlu'llâh s.a.v. Haccetü'l-Vedâ'da halk sorup öðrensin diye Minâ'da durdu. Yanýna biri gelip "Bilemedimde Kurban kesmeden týraþ oldum." dedi. "Kurbanýný kes, günâhý yok." buyurdu. Diðeri gelip "Bilemedimde Remiy'den evvel kurban kestim." dedi "Remyet, günâhý yok." buyurdu. Nebiyy-i Mükerrem s.a.v. e (o gün Remy, nahr, halk, tavâf gibi yevm-i Iyd a'mâlinden) takdîm veya te'hîr edilmiþ hiçbir þey sorulmadý ki (cevâbýnda) "Yap, günâhý yok." buyurmasýn. Buhârî, Müslim, Muvatta,Tirmizî, Ebu Dâvud, Ýbnu Mâce.

Ümmü Seleme r. Anhâ anlatýyor:
"Veda haccýnda yevm-i nahrýn gecesinde Resûlullah s.a.v. 'ýn beraber olma nöbeti bende idi. O akþam, Vehb Ýbnu Zem'ave beraberinde Ebu Ümeyye ailesinden bir adam olduðu halde, gömleklerini giymiþ o1arak yanýmýza geldiler.
Resûlullah s.a.v. Vehb r.a. 'a:
"Sen ifâza tavafýný yaptýn mý Ey Ebu Abdillah ?" diye sordu. Vehb:
"Hayýr! Vallahi ey Allah'ýn Resûlü, yapmadým!" deyince, Resûlullah s.a.v.: "Öyleyse þu gömleði çýkar!" dedi. Vehb, onu baþýndan çýkardý. Arkadaþý da gömleðini baþýndan çýkardý. Sonra Vehb sordu:
"Niçin çýkarýyoruz Ey Allah'ýn Resûlü`?"
"Çünkü bugün, cemreye taþ attýðýnýz takdirde ihramdan çýkmanýza, yâni size haram edilen her Þeyin -kadýn hariç- helâl olmasýna ruhsat tanýndý. Eðer siz, Beytullah'ý tavaf etmeden akþama girerseniz, cemretü'l- Akabeye taþ atmazdan önceki gibi haram olursunuz, bu hal Beytullah'ý tavaf edinceye kadar devam eder" diye cevap verdi." Ebu Dâvud.

“Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: “Hiç bir kul, kurban günü, Allah indinde kan akýt¬maktan daha sevimli bir iþ yapamaz. Zîra, kesilen hayvan, Kýyamet günü boynuzlarýyla, kýl1arýyla, týrnaklarýyla gele¬cektir. Hayvanýn kaný yere düþmezden önce Allah indinde yüce bir mevkiye ulaþýr. Öyle ise, onu gönül hoþluðu ile ifâ edin.” Tirmizî, Ýbnu Mâce.

Ýbnu Ömer r.a. anlatýyor:
“Resûlullah s.a.v. Veda Hacc'ýnda Umre ile Hacc'a kadar temettuda bulundu ve kurban kesti. Kurbanýný Zülhuleyfe’den itibaren beraberinde götürdü. Menâsikin icrasýna (Umre için niyetli) baþlayýp, Umre telbiyesi getirdi. Sonra hacc için telbiye getirdi. Beraberindeki ashabý da umre ile hacca kadar temettuda (istifade) bulundu. Hac kafilesi içerisinde kurbaný olanlar da vardý, olmayanlar da. Resûlullah s.a.v. Mekke’ye geldiði zaman halka hitâben: “Kimin kurbaný varsa, haccýný tamamlayýncaya kadar ihram¬dan çýkmasýn, kimin kurbaný yoksa tavaf ve sa’yini yapsýn, saçýný kýsaltarak ihramdan çýksýn. Sonra hacc için tekrar ihrama girip kurbanýný kessin, kim kurban bulamazsa Hac sýrasýnda üç gün, evine dönünce de yedi gün olmak üzere (on gün) oruç tutsun” buyurdu.” Buharî, Müslim, Ebu Dâvud, Nesâî.

Ýbni Ömer r.a. "Þeytan taþlamanýn bize faydasý nedir?" diye sordu. Resulullah s.a.v. "En muhtaç olduðun bir zamanda Rabbin katýnda onun sevabýný bulacaksýn".


Abdullah Ibnu Kurt anlatýyor:
"Resulullah s.a.v. buyurdular ki:
"Allah indinde günlerin en büyüðü Kurban bayramý günüdür, bunu, fazilette Nefr günü (teþrik günlerinin ikinci günügöz kırpma takib eder." Ebu Davud.

Zilhiccede On Gün:

Ýbnu Abbas r. anhuma anlatýyor: "Resulullah s.a.v.:
"Salih amellerin Allah'a en ziyade sevgili olduðu günler bu on gündür!" buyurmuþtu. Cemaatten:
"Allah yolundaki cihaddan da mý?" diye soran oldu.
"Cihaddan da! buyurdu. Ancak bir kimse, canýný, malýný muhataraya atarak çýkar, hiçbir þeyle dönmezse (yani cihad sýrasýnda ölürse) o kimse hariç."
Buhari, Ebu Davud, Tirmizi.

Ýbnu Ömer r.a. dan:
“Resûlullah s.a.v. buyurdular ki: “Beþ hayvan vardýr, bunlarýn öldürülmesi ihram¬lýya günah deðildir: Karga, çaylak, akrep, fâre, kelb-i akûr.” Buharî, Müslim, Muvatta, Ebu Dâvud, Nesâî.


Hac’da Diðer Hususlar:
Resulullah Efendimiz s.a.v. buyurdular ki:
"Hiç bir kadýn mahremsiz yolculuða çýkamaz” bunun üzerine bir kiþi kalkýp: Ey Resulullah! Benim karým hac yapmak niyeti ile yolculuða çýktý ve bende filan savaþa katýlmak üzere yazýldým. Dedi bunun üzerine Peygamber efendimiz s.a.v. þöyle buyurdu: “Git ve hanýmýnla beraber hac yap” dedi. Buhari, Muslim.
Peygamber efendimiz s.a.v. þöyle buyurmuþtur:
"Muhrim evlenmez, kýz istemez ve evlendirmez” Muslim.
Koku sürünmemeli, týrnak kesmemeli, saçýndan bir þey koparmamalý, avlanmamalý.
‘’Kara hayvanlarýný avlamak size ihramlý iken haram kýlýnmýþtýr’’ Maide 96.
Dikili elbise giyilmemeli, eldiven takmamalý, baþý ve yüzü örtmemelidir. Peygamber efendimiz s.a.v. þöyle buyurmuþtur:
"Muhrim gömlek, sarýk, pantalon, cubbe ve üzerine zaferan ve veres sürülmüþ elbise giymez Za’feran ve veres bir çeþit bir bitkidir. Bu bitkilerin kokusu olduðundan ötürü, bu bitkilerin sürülmüþ olduðu elbiselerin giyilmesi yasaklanmýþtýr.” Buhari, Muslim .
Ýhramlý kiþi yýkanabilir, saçýný tarayabilir.
Çünkü Peygamber efendimiz s.a.v. Aiþe validemize ihramlý iken yýkanmasýný ve saçlarýný taramasýný emretmiþtir. Hadis Buhari ve Muslimde geçmektedir.

Umre esnasýnda þemsiye ve benzeri bir þeylerle gölgelenmekte her hangi bir sakýnca yoktur.

Çünkü Peygamber efendimiz s.a.v. Arafat’da kendisi için kurulmuþ olan çadýrda istirahet etmekte, cemreleri taþlarkende Bilal r.a. ve Usame r.a. bir elbise ile Onu gölgelendirmekte idi. Muslim.

Ýhram esnasýnda kan baðýþýnda bulunulabilir.
Çünkü Peygamber efendimiz s.a.v. ihramlý iken hacamat (vucuttan belli bazý yollarla kan aldýrmaya hacamat denir) olmuþtur. Buhari, Muslim.

Yüce Allah saçýný zorunluluktan ötürü týraþ etmek zorunda kalan kimse için þöyle buyurmuþtur:

"sadaka vererek yada oruç tutarak veya kurban keserek fidye versin” (Bakara 196

Peygamber efendimiz s.a.v. Kâ’b ibnu Acera r.a. için þöyle buyurmuþtur:

"Seni baþýndaki bitler rahatsýzmý ediyor? Oda cevab olarak: Evet dedi. bunun üzerine Peygamber efendimiz s.a.v. Ona baþýný týraþ et (kazýt) sonrada ya üç gün oruç tut veya altý kiþiye sadaka daðýt (karnýný doyur) yada bir kurban kes (kurbandan kasýt küçük baþ hayvandýr) dedi” Buhari, muslim .

Duba’a bintu Zubeyr ibnu Abdulmuttalib r. Anha ’nýn Peygamber efendimize:
‘’Ya Resulullah ben hac etmek istiyorum velakin rahatsýzým yani hastayým ve hastalýðýmýn beni haccýmý tamamlamaktan alýkoyacaðýný zannediyorum dedi. Peygamber efendimiz de Ona: “Haccýný eda et ve þart koþ Benim ihramdan çýkacaðým yer engellendiðim, her hangi bir engel ile karþýlaþtýðým yer olsun” de diye buyurmuþtur. Buhari,Müslim.
Bu farýzanýn tamamlanamayacaðýndan korkulacak olursa niyetini hadisi þerifi dikkate alarak yada bu manayý ifade eden baþka her hangi bir sözde söyleyebilir.
Hz. Aiþe r.a. anlatýyor:
“Biz Hac aylarýnda, Resûlullah s.a.v.’la birlikte, Hac için ihrama girmiþ olarak, Hac gecelerinde yola çýkýp Seref nâm yere indik. Orada Resûlullah s.a.v. : “Kimin beraberinde kurbanlýðý yoksa, haccýný umre yapmak isteyen umreye çevirsin. Beraberinde kurbanlýðý olan bunu yapmasýn” dedi. Hz. Aiþe sözünde devamla der ki: “Ashab’tan bazýsý Umreye niyet etti, bazýsý da terketti. Resûlullah s.a.v. ile, gücü yerinde olan bazýsýnýn yanýnda kurbanlýðý vardý. Bir ara Resûlullah yanýma gelince beni aðlar buldu. “Niye aðlýyorsun?” diye sordu.
“Ben ashabýna söylediklerini iþittim ve Umre yapmaktan engel olundum!” dedim. Bunun üzerine:
“Neyin var?” diye tekrar sordu.
“Namaz kýlamýyorum (hayýz oldum)” dedim.
“Bu sana zarar vermez. Sen Hz. Âdem a.s.’in kýzlarýndan bir kadýnsýn. Allah öbürlerine yazdýðý kaderi sana da takdir etti, bu bir kusur sayýlmaz. Sen Hacc'ýna devam et. Cenab-ý Hakk inþaallah, Umre'yi de sana nasib edecek” dedi.

Bir diðer rivayette Hz. Aiþe r.a. þöyle der:

“Hayýz halim Arefe gününe kadar devam etti, o gün temizlendim. Ben de sadece Umre'ye niyet etmiþtim. Resûlullah saçýmý çözüp taramamý, Umre'yi býrakýp, Hac niyetiyle ihrama girmemi emretti. Emrini yerine getirdim ve Hacc'ýmý eda ettim.”

Bir baþka rivayette Hz. Aiþe þöyle der:

“Resûlullah s.a.v. ’le birlikte çýktýk, kurban günü Mina’ya geldik. Ben (orada) temizlendim. Sonra Mina’dan çýktým. Beytullah’a koþtum. Sonra, Resûlullah’la birlikte nefr-i âhir (teþrik günlerinin üçüncüsü, yani bayramýn dördüncü günü (onüç Zilhicce) günü çýktýk, Muhassab’a indik. Abdurrahman r.a. ’ý çaðýrdý ve: “Kýzkardeþini Harem bölgesinden çýkar (Tenim’e kadar götür. Orada) Umre için ihram giysin. Umre'yi yapýnca buraya gelin, sizi dönünceye kadar burada bekliyorum!”dedi. Ben ayrýlýp (Tenim’e gidip ihram giydim, Umre yaptým) tavaftan boþalýnca, seherde yanýna geldim. Yola çýkma emri verdi. Herkes göç yükleyip Medine’ye müteveccihen hareket etti.” Buharî, Müslim, Muvatta, Ebu Dâvud, Nesâî, Tirmizî,


Veda Tavafý:

Niyet edilir: ‘Allahým senin rýzan için tavaf yapmak istiyorum bunu bana kolaylaþtýr ve benden kabul eyle’
Peygamber Efendimiz s.a.v. þöyle buyurmuþlar:
"Hiçbir kimse son ziyareti Beytullahý tavaf olmadýkça Mekke’den ayrýlmasýn"
Tavafdan sonra namaz kýlýnýr. Zemzem içilir. Ýçerken; (Rabbim senden faydalý ilim, bol rýzýk, her türlü hastalýða þifa isterim, rýzaný isterim) diye dua edilir.
Mültezemede yüzünü ve göðsünü Kabe'nin duvarýna yapýþtýrarak, Kabenin örtüsüne tutunarak dua ve niyaz edilir. Önceki iþlediðin günahlarýna gözyaþý dökülerek af ve maðfiret dilenir.

Sizlerle bu bahsi, þu mübarek sözlerle tamamlayalým.

Ýbnu Abbas r. anhüm anlatýyor:
"Resûlullah s.a.v. Fetih günü buyurdular ki: "Fetihten sonra artýk hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardýr. Öyleyse askere çaðýrýldýðýnýz zaman hemen asker olun!" Resûlullah s.a.v. sözlerine þöyle devam etti:
"Allah, bu beldeyi semâvat ve arzý yarattýðý zaman haram kýldý. Burasý, Kýyamete kadar Allah'ýn haramýyla haramdýr (onu insanlar haram kýlmamýþtýr). Benden önce kimseye orada kýtal helal olmadý. Bana da günün bir müddetinde helal kýlýndý. Burasý Kýyamete kadar Allah'ýn haramýyla haramdýr. (Allah'a ve ahirete inanan hiçkimseye, orada kan dökmesi helal deðildir. Ayrýca) onun dikeni koparýlmaz, av(hayvan)ý ürkütülmez, buluntusu da alýnmaz (yerinde býrakýlýr). Ancak ilan edip sahibini arayacak olanlar alabilir. Mekke'nin otu da biçilmez!"
Abbas radýyallahu anh atýlarak: "Ey Allah'ýn Resûlü! Ýzhir otu hariç olsun" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ýzhir hariç!" buyurdu." Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud.
Ýbnu Abbas r.anhüma anlatýyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Mekke'ye hitaben þöyle buyurdular: "Sen ne hoþ beldesin. Seni ne kadar seviyorum! Eðer kavmim beni buradan çýkmaya mecbur etmeseydi, senden baþka bir yerde ikâmet etmezdim." Tirmizi.
Cenabý Hakka hamd ederek Fahri kainat Efendimiz s.a.v. þöyle buyurdular.
‘’Ey Ashabým! Vasiyetimi dinleyin. Burada bulunanlar bulunmuyanlara tekrar tekrar anlatsýn.
Allah gönderdiði Kitapta helal ve haram olan þeyleri yapacaðýnýz ve sakýnacaðýnýz iþleri bildirdi.Siz o Kitabýn, akýllara hayret verici, hükümlerine itaat ediniz...Topluluktan ve doðruluktan ayrýlmayýnýz...’’
Ya Rabbel – Alemin!
Bizleri bu mübarek ay hürmetine affeyle. Dünyayý þereflendiren Neb-i Ziþan Efendimizin þefatine mazhar et. Bizi ve neslimizi O’nun yolundan ayýrma. Bu ay hürmetine lütfunla birlikte ihsan et. Ya Rabbel – Alemin.

Kaynaklar.............................
Kur’an-ý Kerim , Muteber Hadis kitaplarý.S. Buhari, S. Müslim, E. Davud, Tirmizi, Ý.Mace, Nesai, Muvatta.

Mekke / Zil- Kâde / 1401H.
Ali Kýlýç Kakiz
Gönderen: 10.12.2007 - 19:20
Bu Mesaji Bildir   mamur üyenin diger mesajlarini ara mamur üyenin Profiline bak mamur üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1455 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.66101 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.