0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Virüs taramasından geçmeliyiz

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Virüs taramasından geçmeliyiz
1686 Mesaj -
Mezhep çatýþmalarýnýn en temelinde, bilinçaltýndaki tarihsel düþmanlýk vardýr.

10/03/2007 - 15:21





Ýslam dünyasýnýn yaþamýþ olduðu mezhep ve etnik çatýþmalar had safhaya ulaþtý. Irak’ta, Filistin’de, Lübnan ve birçok Ýslam ülkesindeki Müslüman kardeþlerimiz birbirlerini kýrýyorlar. Irak’ta bir günde 100-200 kiþi ölüyor. Daha düne kadar beraber Ýsrail askerlerine taþ atan Filistinliler ikiye üçe bölündü. Mezhep savaþlarýnýn kökü nereye dayanýyor? Sorun nerede? Türkiye’nin de içinde olduðu birçok Ýslam ülkesindeki toplum yapýsý gevþiyor. Toplumu bir arada tutan kurumlar zayýflýyor. Boþanmalar, gayri meþru iliþkiler artýyor. Sperm bankalarý, taþýyýcý annelik çýktý bir de. Hülasa, Mustafa Ýslamoðlu ile pek çok konuyu enine boyuna konuþtuk.





Hocam Ýslam dünyasý, Irak’ta yaþanan mezhep ve etnik çatýþmalarýyla bir çýkmaza doðru sürükleniyor. Bu çýkmazdan nasýl kurtulabiliriz?

Yaranýz varsa kaþýrlar, nasýrýnýz varsa basarlar. Yaranýzý kaþýyanlara, nasýrýnýza basanlara suçu yüklemek çözüm deðildir. Çözüm, yaranýzý kendinizin tedavi etmesidir. Eðer bütünlük, tefrika ve parçalanma sorununuz varsa, bu sorunu kendi deðerlerinizden yola çýkarak tedavi etmek gerekiyor. Allah Resulü “Mümin ayný delikten iki defa sokulmaz” diyor.


Hep ayný hataya mý düþüyor Müslümanlar?

Müslümanlarýn düþmanlarý Ýslam Coðrafyasýna yönelik bir operasyon yapacaklarý zaman, kýrýlgan olan yerlerimizi zaten önceden tespit ediyorlar. Bu yeni bir þey deðil. Ümmetin son 3 yüz yýlda yaþadýðý tüm yýkýlmalar, çözülmeler, vurulmalar, kýrýlmalar, daðýlmalar hep ayný yerlerden olmuþ. Biz ayný delikten iki kez deðil, yirmi kez, yüz kez sokulmuþuz. Mezhepçilik, meþrepçilik, meslekçilik ve merdut (reddedilmiþgöz kırpma taassubun her türü, Ýslam ümmetinin arasýnda mebzul miktarda var. Oysa Kuran-ý Kerim bunu yasaklamýþ. “Müminler sadece ve sadece kardeþ olabilirler” diyor. Yani kategorik olarak kardeþ olma dýþýndaki her þeyi dýþlýyor. “Yalnýzca kardeþ olabilirler” diyen Kuran’a sanki nispet yapar gibi, kardeþten baþka her þey oluyorlar. Allah Resulü, “Kim merdut asabiyete çaðýrýrsa bizden deðildir” diyor, ama biz, Allah Resulü adýna asabiyetler icat ediyoruz. Irak’ta olan da bundan farklý deðil. Lübnan’da ortaya çýkarýlmaya çalýþýlan mezhep kavgasý da. Filistin’de daha yakýn zamanda yaþanan o elim parçalanma buydu. Anlayacaðýnýz bizim zaaflarýmýz düþmana ikram oluyor.


Müslümanlar birbirleriyle Allah adýna savaþýyorlar.

Zaten paradoks da burada ortaya çýkýyor. Peygamberin talimatýna raðmen, Peygamber adýna, Peygambere karþý… Nasýl oluyor bu? Peygamber’in öðretisine karþý bir durum sergileyeceksiniz ama bunu, “Peygamber adýna yaptým” diyeceksiniz. Ortada ciddi bir zihni kýrýlma var. Sorunlarýn temelinde, tasavvurlarýmýz, aklýmýz ve þahsiyetimizle ilgili bir problem var. Tam burada o ilahi hitap kendini tekrar hissettiriyor hatta dayatýyor ve “Ey Ýman edenler iman edin” derken, aslýnda “Ey iman edenler! Bu böyle olmadý, pazarlýklý oldu, yeniden iman edin… Ey iman edenler! Adam gibi iman etmediniz, adam gibi iman edin… Ey iman edenler! Yarým ettiniz, tam edin” diyor. Nasýl anlarsanýz anlayýn. Burada zihniyetin Müslümanlaþmasý problemi var. Zihniyetler Müslüman deðil. Onun için de Allah adýna Allah’a raðmen yapýlýyor.



Zihniyetlerin Müslüman olmasý için neler yapmalýyýz?

Müslümanlýklarýmýzýn içi boþ. Dün aldýrmadýðýmýz küçük çatlaklar, bugün uçurum haline geldi, getirildi. Biz bu uçurumlarý bile kanýksadýk. Bana sorarsanýz asýl felaket de bu. Kanýksamak. Yani biz, ayrýlýðý, çatýþmayý, nefreti, birbirimizden uzaklaþmayý, yalnýzlýðý, asabiyeti, taassuplarý, ýrkçýlýðý, hizipçiliði, mezhepçiliði, mektepçiliði, klikçiliði, fitneyi kanýksadýk. Sevgiyi kanýksamadýk. Sevgi ayrýksý gibi duruyor. Vahdeti (bir olmayý, birliði) kanýksamadýk, vahdet bizim inancýmýzýn temeliydi oysa. Akidedeki vahdet, sosyal tevhittir. Yani vahdet, tevhidin sosyal duruma yansýmasýdýr. Müslüman olduðumuzu iddia ediyoruz. Vahdet bize eðreti ve ayrýksý geliyor. Çözüm mezhepçilik yerine vahdeti kanýksamakta yatýyor.



Öte yandan kutsallarýmýza saldýrýlýnca bile ses çýkarmýyoruz.

Söylediðiniz doðal sonuçtur. Oradan baþlayan ve çýkan buraya gelir. Bu bir beladýr ve ayný zamanda cezadýr. Vurdumduymazlýk, aldýrmazlýk, bana necilik, nemelazýmcýlýk bize verilen cezadýr. Bireyselleþme olarak geri dönüyor. Ýslam þahsiyetçidir, Batý düalisttir, bireycidir. Müslüman bedeninin içinde bireyci bir yürek ve kafa taþýyoruz! Bireycilik, aslýnda Allah’ýn bir belasýdýr. Oysa ümmet olmak, bütünün bir parçasý demektir. Ait olduðunuz bütünün içerisinde bir yeriniz var ve o yerinizden koparsanýz, siz, siz olmaktan çýkarsýnýz. Onun için yerimize sýký sýk sarýlmamýz ve yeri-mizi kaptýrmamamýz, vermememiz gerekiyor. Bu aidiyet bilinciyle olur. Ümmet olmak budur.



Türkiye için de milliyetçi bir tehlikenin var olduðunu söyleyebilir miyiz?

Dün insanlar neyse bugün de o aslýnda. Herkes sütünün iktizasýný iþliyor. Sizin milliyetçilik dediðinize ben asabiyet diyorum. Çünkü asabiyetin içine, milliyetçilik, ýrkçýlýk, bölgecilik, hemþericilik, enecilik, cinsiyetçilik de giriyor. Yani asabiyetin takva dýþýndaki üstünlük ölçülerinin hepsi giriyor. Bu bir virüstür. Dün bu virüsü kapanlar, bugün ortam müsait olunca virüsü baþkalarýna da bulaþtýrabilirler. Ama virüse karþý, besmele çekenler, þeytandan Allah’a sýðýnanlar, bugün de korunurlar. Ben dünden daha büyük bir tehlike görmüyorum.



Fakat dünle bugün arasýnda ciddi farklar var.

Dünyada küreselleþmeye karþý bir tepki var. Bu tepkinin beslediði unsurlardan birisi de ulusalcýlýktýr. Týrnak içinde popüler diliyle “milliyetçi” söylemlerdir. Bu söylemler küre- sel saldýrganlýða tepki olarak ortaya çýktý. Küresel saldýrganlýk ayný zamanda bu þekilde kendi düþmanýný da doðurmuþ oldu. Ulusçuluk, Fransýz Ýhtilali’nin çocuðudur ve ihtilalden sonra dünyanýn baþýna bela oldu. Fakat ilginçtir Avrupalýlar bir þeyi icat ettiklerinde, onun size yarayýp yaramadýðýna bakmazlar. Onu kendilerine yarayýþlý olarak kullanýrlar, sonra yarar ya da yaramaz size ihraç ederler. Ulusçuluk da onlarýn yaptýðý mikrop ihracatýndan birisidir. Avrupa için ulusçuluk 18. yüzyýlda iyi bir þeydi. Avrupa’da, bir ulus devletin sýnýrlarý içerisinde 2 yüz birim varken, biz de 5–10 birimin olduðu yerde bir devlet vardý. Yani ulusçuluk Avrupa’yý bütünleþtirdi Ýslam coðrafyasýný parçaladý. Onlar kendileri için icat etmiþlerdi bu merhemi. O merhemi biz kendi baþýmýza sürdük ve zehirlendik maalesef.



Mezhep çatýþmalarýnýn kökünde de bu zehir mi var?

Mezhep çatýþmalarýnýn en temelinde, bilinçaltýndaki tarihsel düþmanlýk vardýr. Bu da mezhepçiliktir. Mezhepçilik tarihin bize taþýdýðý bir yüktür. Ýnsanlarýn dinleriyle bir alakasý kalmamýþ olabilir. Ama ilginçtir, dinleriyle alakasý olmayanlar mezhepleri için savaþmaya kalkabiliyorlar. Bu sosyolojik bir durumdur, akidevi deðil. Mezhep çatýþmalarýnýn kökünde akide yer almaz, samimi inanan bir mümin asla din kardeþine el kaldýrmaz! O zaman mezhep çatýþmalarýnýn temelinde akideden çok toplumsal bilinçaltýný görmek lazým. Toplumsal bilinçaltý nesilden nesile miras kalan bir virüstür. Özellikle mezhepçi bilinçaltýný, maalesef tedavi etmiyoruz. Ortada bin 350 yýlýn birikmiþ bilinçaltý var ve bu devam ediyor. Müslümanlar yaptýklarýyla ya nefreti körüklüyorlar ya da Ýslam kardeþliðini büyütüyorlar. Herkes ne yaptýðýna baksýn. Ýslam coðrafyasýnýn en gür çýkan sesi de, ihtilafý körükleyen sestir. Medreselerde, kitaplarda hatta ilmihaller de bile dinini bilmeyen insanlara mezhepçilik telkin ediliyor. En basit bir dini metin ya da takvim yapraðýnýn arkasýna bakýyorsunuz, adam Müslüman’ý Müslüman’a düþman etmek için gösterdiði gayreti, kâfire düþman etmek için göstermiyor.



Bu yarayý nasýl tedavi edeceðiz? Reçete nedir?

Öncelikle dini telkin etme ve öðretme makamýndaki müesseseler, kurumlar, kiþiler, âlimler, imamlar, vaizler, müftüler… Her kimse, öncelikle vahdeti sindirmiþ olacaklar. “Müminler kardeþtir” ayetine adam gibi yürekten inanmýþ olmalarý gerekiyor. Müminlerin bir tek týrnaðýný dahi feda etmeyecekler. Reçete vahiyde. Vahyin inþa ettiði bir aklý egemen kýlmadýkça, biz bu problemin üstesinden gelemeyiz.



KUTU



En Büyük tehlike Ailenin tahribidir



“Modern iliþkiler” bizi bozuyor galiba ne dersiniz?

Bu küresel bir operasyon. Ben buna “küresel deðersizleþtirme operasyonu” diyorum. Modern Batý’nýn tarihi küresel deðersizleþtirmenin tarihidir. Freud, Marks ve Darvin… Freud, psikanalizde insan psikolojisini ele alarak insaný bir organizmaya, libidoya, þehvete, cinselliðe indirgedi. Marks, insanlýk tarihini kemik kavgasýna indirgedi. Ýnsanlarý köpeklerle eþitledi. Oysaki insanlýðýn tarihi, inanç kavgasýdýr. Darvin, insanýn biyolojik olarak alt türevi olan hayvana irca etti. Ýnsaný istatistik bir malzeme olarak takdim etti. Dikkatinizi çekerim, bunlarýn hepsi ayný yüzyýlda oldu. Ýnsan kerametinden soyuldu. Oysa Rabbimiz Kuran’da “Biz Ademoðlunu çok þerefli bir varlýk kýldýk” diyor. Eþrefi mahlûkat ve Ahsen-i takvim olan insanoðluna küresel deðersizleþtirme operasyonunun operatörleri tarafýndan biçilen þey bu. Ýnsanýn deðeri vardý, modernizm insanýn deðerini yok etti, fiyatýný biçti. Deðer fiyata dönüþtü. Ýnsan, istatistik bir malzemeye indirgenirse, eylemleri þehvetle açýklanýrsa, güdüleri libidoya indirgenir, libidoda seksin itici gücü olarak tanýmlanýrsa ve insanlýk tarihi kemik kavgasýna benzetilir hayvanla eþitlenirse sonuçta geleceðimiz nokta burasýdýr.



Ayný deðersizleþtirmeden Batý da nasibini almadý mý?

Küresel deðersizleþtirme operasyonunda Batý kendine has bir tedbir aldý. Batý’da kurumlar ve sistem var. Sistem ve kurumlar iþliyor, en azýndan suçu cezalandýrýyor. Fakat kendi deðerlerimizden koparýldýk. Batý’nýn Tanzimat’la baþlayan 150 yýllýk operasyonu sýrasýnda hedef tüm iddialarýmýzdan soyutlanmamýzdý. Bu topraklarda, Batý’nýn taþeronlarý aracýlýðýyla tepeden inme modernleþtirme projesi yürütüldü. Projede deniz bitti, sona geldik. Bu topraðýn insanlarý ne leylek ne de ördektir. Ne kendi deðerlerine yaslanmýþ durumda ne de batýlý olabilmiþ durumda. Ýki cami arasýnda kalmýþ beynamaz gibi, ne Musa’ya ne Ýsa’ya yaranabilmiþ. Dolayýsýyla bize ait sýnýrlar yok edilince, bir sýnýr yoksa hiç sýnýr yoktur durumuna geldik. Korkunç bir ahlak eroz-yonu yaþýyoruz. Çünkü ait olduðumuz deðerler dünyasýyla köprülerimizi yýktýk.



O zaman, Müslümanlarýn resetlenmeye ihtiyacý var diyebilir miyiz?

Kesinlikle, hakikaten resetlemeye ihtiyaç var. Resetlenmeden önce belki virüs taramasýndan geçirmek lazým.



Virüs taramasý kurtarabilir mi?

Kurtarabilir. Reçetemiz Elhamdülillah ilk günkü gibi taze ve elimizde, yeter ki güçlü bir anti virüs programý yapalým. Yani bize düþen iyi bir anti virüs programý yapmak ve bunu sýk sýk güncellemek. Ana kartýmýzda bir sorun yok. Yazýlým harika. Bir kere insanýn yazýlýmýný Allah yapmýþ, fýtrat diyoruz buna. Vahiy’de o yazýlýmýn üst yapýsý. Ne alt yapýda ne de üst yapýda bir problem var. Allah’ýn eczanesinde bütün hastalýklarýn ilacý vardýr.



Ýçinde bulunduðumuz duruma bakarak en büyük tehlike olarak neyi görüyorsunuz?

Bana göre en büyük tehlike ve tehdit evin yýkýlmasýdýr. Ev imanýn ilk kalesidir. Bireysel imanýn kalesi kalpse, sosyal imanýn kalesinin de ev olduðuna inanýyorum. Ama evi ayakta tutmadan önce kalbi ayakta tutmak gerekiyor. Kalbi baþýna yýkýlmýþ olanlarýn evi baþýna yýkýlýr. Kalbin sýnýrlarýnda nöbet beklemeyenler evinin sýnýrlarýnda nasýl nöbet beklesinler.



Aileyi nasýl kurtarabiliriz?

Bir kere deðerlerin yerini fiyatlar alýrsa, çocuðun yerini köpek, kocanýn yerini partner, hanýmýn yerini de metres alýr. Ev, ya cennetin ya da cehennemin dünyadaki bir þubesidir. Sorun, evleri cennetin dünyadaki þubesine dönüþtürememekte. Yüreðin sýnýrlarýnda ve evin sýnýrlarýnda nöbet tutmak gerekiyor. Bunun için de öncelikle nikâhýn Allah adýna yapýlmýþ bir sözleþme olduðu bilincini asla unutmamak gerekiyor. Mutluluk pýnarý Allah’tan çaðlar. Allah’tan çaðlayan mutluluk ýrmaðýna arkasýný dönenler, sonuçta evini pansiyona çevirirler. Baba iþe, anne iþe, çocuk kreþe… Buna ev denir mi?



Nesebin bozulmasýný saðlayacak olan, sperm bankalarý ve taþýyýcý annelik için neler düþünüyorsunuz?

Bu bir kepazeliktir. Nefsin ifsadý bir toplumun intiharýdýr. Kim bir toplumu yok etmek istiyorsa, o toplumun nesebinin gayri sahih olmasýna çalýþýr. Kim bir toplumda nesebi gayri sahih bir toplum çýkarmaya çalýþýyorsa, o toplumun geleceðini dinamitliyor demektir. Bu zinanýn bir türüdür. Kendi kocasýna ait olmayan bir spermle hamile kalan bir kadýn, zinadan hamile kalmýþ bir kadýnla eþ deðer bir sonuç elde etmiþtir. Tüp bebek yönteminde, hastane personelinden alýnan spermler kullanýlabiliyor. Sorun bu doktorlarýn yetiþtiren eðitim sisteminden kaynaklanýyor. Bu doktorlarý, saðlýk personelini kim yetiþtirdi! Bunlar nasýl insan! Toplumu var eden Ýslami deðerlere karþý, toplumun sýrtýný döndürürseniz ortaya çýkan hiçbir kötülük sürpriz deðildir.




AKEV Mustafa Islamoglu
Gönderen: 04.01.2008 - 15:07
Bu Mesaji Bildir   KaLBeNuR üyenin diger mesajlarini ara KaLBeNuR üyenin Profiline bak KaLBeNuR üyeye özel mesaj gönder KaLBeNuR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -
Çok faydalý bir meyzu...
Paylaþým için teþekkürler.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son rifat56 tarafından, 04.01.2008 - 15:27 tarihinde.
Gönderen: 04.01.2008 - 15:18
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1302 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.01974 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.