0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » VEFA DUYGUSU

önceki konu   diğer konu
3 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
kanayan gül su an offline kanayan gül  
VEFA DUYGUSU
215 Mesaj -
VEFA DUYGUSU ASÎL BÝR DUYGUDUR.



Dr. Halil Ýbrahim KUTLAY





Vefa duygusu

En önemli insanî özelliklerden ve en seçkin ahlakî güzelliklerden biri vefa duygusudur. Vefa; sevdiklerimize deðer verme, sevdiklerimizin hâtýralarýna hürmet etme, onlarý hayýrla anma duygusudur. Vefa, sevdiklerimize duyduðumuz sevgi ve saygýnýn gönülde sürekli yaþatýlmasýdýr. Vefa; kardeþliðin, arkadaþlýðýn, dostluðun ebedîleþtirilmesi, geçici olarak kabul edilmemesidir.

Vefa; sevilen kimselere verilen deðer ölçüsü olup faziletli, seviyeli, asîl ve medenî bir davranýþtýr. Vefa, medeniyet ve insanlýk gereði, vefasýzlýk ise, karakter ve þahsiyet eksikliðidir. Sevdiklerimiz için yapacaðýmýz her çeþit fedakârlýk, vefakârlýðýn iþaretidir.

Sevgi, dostluk ve arkadaþlýk kalitesinin göstergesi olan vefakârlýk ile, hayýr ve güzellikler yaygýnlaþýr, dostluklar kökleþir, nesiller arasý irtibat devam eder, insanlar arasýnda karþýlýklý güven duygusu hakim olur.

Vefakâr insan; dostlarýný sevgi ve takdirle iyi yönleriyle anar, sevdiklerinin deðerini bilir. Kendisine sunulan nazik ikramý, yapýlan insanî yardýmý, sergilenen ahlakî güzelliði hiçbir zaman unutmaz.



Vefakârlýk Allah’ýn emri, Rasûlünün sünnetidir.

Müslüman; kadir bilen, deðer bilen, ikram ve iyiliðe karþý takdir ve teþekkürü ihmal etmeyen vefalý kimsedir. Ahde vefayý, sözleþmelere karþý vefakârlýðý, borcu ödemede vefakârlýðý, adaðý yerine getirmedeki vefakârlýðý Allahýn emri olarak kabul eder.

Mü’min kul, Ýslam Kardeþliðinin “vefakârlýk” üzerine kurulduðunu iyi bilir. Vefa gereði sevdiklerinin acýlarýný ve mutluluklarýný paylaþmaya; düðün ve davetlerinde, hastalýk ve cenazelerinde dostlarýnýn yaný baþýnda olduðunu bizzat ifade etmeye gayret eder.

Vefa, sözde durmakla baþlar. Vaad edilen þey mutlaka yapýlmalý; verilen söz, mutlaka yerine getirilmelidir. Verilen sözün yerine getirilmesi Allah’ýn emri, Rasûlünün sünnetidir. Cenab-ý Hak þöyle buyuruyor: “Ahde vefa gösterin. (Verdiðiniz sözü yerine getirin) Çünkü verilen sözü yerine getirmekte sorumluluk vardýr.” (Ýsrâ, 34)

Kulluk, Allah’a karþý vefa borcudur. En büyük vefa, Allah’a verilen sözü tutmak, Allah’a karþý vefakârlýkta bulunmaktýr. “Allah’a verdiðiniz sözü tutun.” (En’am: 152) “Allah’a verdiði sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.” (Fetih: 10) buyrulmaktadýr.

Vefa; iyiliðe iyilikle karþýlýk vermek, bu mümkün olmazsa o iyiliði sözle takdir etmek, iyilik sahibine dua etmek demektir. Hadis-i þeriflerde iyiliklerin takdir edilmesi ya da sahibine dua ederek vefa gösterilmesi emredilmiþtir:

“Kime bir iyilik yapýlýrsa ona iyilikle karþýlýk versin. Buna imkân bulamazsa, o iyiliði söylesin. Zira iyiliði söyleyen, onu takdir etmiþ olur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned: 2/68,96)

“Size iyilikte bulunan kimseye iyilikle karþýlýk verin. Buna imkân bulamazsanýz onun için dua edin.”(Ebu Davud: Edeb 108)

Ýnsanlarýn ikramýna teþekkür etme, Allah’a þükretmenin bir parçasýdýr. Görünen, yakýn insanî ilgiye teþekkür etmeyen, ilahî nimetlere hiç þükredemez. Vefasýz kimse, Allah’a karþý þükür borcunu yerine getiremez. “Ýnsanlara teþekkür etmeyen, Allah þükretmemiþ olur.” (Tirmizî: Birr 35)



Tarihte en vefakâr þahsiyet, Sevgili Peygamberimiz’dir.

Her konuda olduðu gibi vefakârlýkta da en üstün þahisyet, Peygamber Efendimiz’dir. O’nun hayatý, eþsiz vefakârlýk örnekleriyle doludur. Peygamberimiz (s.a.v); Hz. Ali’nin dediði gibi “Ýnsanlarýn en doðru sözlüsü ve ahdine en vefalýsý idi.”

Sevgili Peygamberimiz’in ilk eþi ve çile arkadaþý Hz. Hatice (r.a) validemize gösterdiði baðlýlýk, bariz vefakârlýk örneklerinden biriydi. Peygamberliðin ilk günlerinde Allah Rasûlü’ne derhal ve tereddütsüz iman eden; varýný-yoðunu Allah Rasûlü’nün emrine tahsis eden, O’nu bütün imkânýyla destekleyen, Ümmül-Haseneyn Hz. Fatýma’nýn ve diðer çocuklarýnýn annesi olan Hz. Hatice; Allah Rasûlü’nün hayatýnda apayrý bir yere sahipti. Peygamberimiz (s.a.v), Hz. Âiþe’yi kýskandýracak derecede Hz. Hatice’ye olan sevgisini açýkça ifade ederdi.

Hz. Âiþe (r.a) validemiz diyor ki: Peygamberimizin hanýmlarýndan hiçbirini Hatice’yi kýskandýðým kadar kýskanmadým. Halbuki onu hiç görmedim. Allah Rasûlü, onu sýk sýk anardý. Bir koyun kesip parçalara ayýrdýðýnda çoðu zaman Hatice’nin arkadaþlarýna pay gönderirdi. Bir defasýnda O’na:

-Sanki dünyada Hatice’den baþka kadýn yok, dedim. Allah Rasûlü ise:

-“O þöyle idi. O böyle idi, diye Hatice’nin özelliklerini saydý. Çocuklarým ondan oldu,” dedi. (Buhari: Menakýbü’l-Ensar 20; Müslim: Fezâilü’s-Sahabe 74)

Yine Hz. Âiþe (r.a) validemiz anlatýyor: Yaþlý bir kadýn Peygamberimiz’e geldi. Peygamberimiz (s.a.v) ona:

-“Sen kimsin?” dedi. Kadýn:

-Ben Cüsame el-Müzeniyye’yim dedi. Allah Rasûlü (s.a.v):

-“Sen Cüsame misin? Nasýlsýnýz? Durumunuz nasýl? Bizden sonra neler yaptýnýz? diye sordu. Kadýn:

-Anam babam sana feda olsun, iyiyiz, dedi. Kadýn çýkýnca ben:

-Ya Rasûlallah!.. Bu yaþlý kadýna neden bu kadar deðer veriyorsun?!. dedim. Allah Rasûlü þöyle buyurdu:

- “Bu kadýn, Hatice zamanýnda bize gelirdi. Vefakârlýk (husnü’l-ahd) imandandýr.” (Ýbnü’l-Esir, Üsdü’l-Gabe: 6/47)

Allah Rasûlü (s.a.v), dadýsý Ümmü Eymen'i, süt annesi Halime'yi, süt kardeþi Þeyma'yý, ömrü boyunca hiç unutmamýþ, her fýrsatta onlarla ilgilenmiþ, onlara yardým etmiþtir.

Peygamberimiz’in; çocukluðunu yanýnda geçirdiði amcasý Ebû Talib'in hanýmý Fatma binti Esed (r.a) hanýma karþý gösterdiði vefa, unutulacak gibi deðildir. Bu haným müslüman olarak Medine’ye hicret etmiþti. Fatýma haným, Medine’de vefat edince Efendimiz, gömleðini ona kefen olarak vermiþ, bizzat eliyle kabre indirmiþ, bu ilginin sebebini soranlara þu karþýlýðý vermiþti:

“Ebû Talib’den sonra bu kadýn kadar bana iyiliði dokunan hiç kimse yoktur. Ahirette Cennet elbiselerinden giyinmesi için ona gömleðimi kefen olarak verdim. O benim anamdý. Kendi çocuklarý aç dururken, o önce benim karnýmý doyurur, saçýmý tarardý.” (Ýbnü’l-Esîr, Üsdül-Gabe: 6/217)

Rasûlullah (s.a.v), Mekke müþriklerinin zulmünden kaçýp Habeþistan’a hicret eden Mekkeli müslümanlara kucak açan Habeþistan hükümdarý Necaþi Ashame’yi daima hayýrla yâd etmiþ, öldüðünde ona hayýrla dua etmiþ, yýllar sonra oðlu Medine'ye geldiðinde, babasýna hürmeten oðlu ile yakýndan ilgilenmiþtir.

Habeþistan hükümdarýnýn elçileri Rasûlüllah’a geldiklerinde; Efendimiz onlara sýcak ilgi göstermiþ, bizzat hizmet etmiþ, bu ilgi ve hizmetin sebebini þöyle açýklamýþtý: “Bunlar Habeþistan’a göç etmiþ olan ashabýma yer göstermiþ, ikram etmiþlerdi.”

Peygamberimiz, hicretten sonra kendisine ve Mekkeli muhacirlere maddî ve manevî desteklerini esirgemeyen, gönülden hizmet eden, gerçek Ýslam kardeþliðini yaþayan Medineli Ensar’ý vefakârlýk gereði daima hayýrla, övgü ve takdirle anmýþtý.

Mekke’nin fethinden sonra Medineli müslümanlar kendi aralarýnda; “Acaba Rasûlullah acaba çok sevdiði ana yurdu Mekke’de mi kalacak? Yoksa Medine’ye mi dönecek?” diye konuþmaya baþlamýþlardý. Ne Rasûlullah ne de Mekkeli muhacirlerden hiçbiri kendilerine kucak açan Medinelilere vefakârlýk ve baðlýlýðýn gereði olarak; çok sevdikleri ana vatanlarý Mekke’de kalmamýþ, Medineli Ensar ile birlikte Medine’ye dönmüþlerdi.

Peygamberimiz (s.a.v), sadece müslümanlara deðil, yahudilere ve müþriklere verdiði sözlerinde de durmuþ, vefa çizgisinden kýl payý ayrýlmamýþtýr. Mekkeli müþriklerle imzaladýðý Hudeybiye barýþ antlaþmasý þartlarýna uyarak müslüman Ebu Cendel’i müþrik babasý Süheyl’e vefakârlýk gereði teslim etmiþ; kâfirlere verilen sözün de, müslümanlarýn aleyhine görünse bile, yerine getirilmesinin gerekli olduðunu bizzat uygulamasýyla göstermiþti.



Ana babaya vefakârlýk, huzurlu, mutlu ve bereketli bir hayat yaþamaya vesiledir.

Ana babasýna hayatlarýnda itaat eden evlad, vefatlarýndan sonra da onlarýn baþladýðý hayýrlarý tamamlayacak, onlarýn güzel hatýralarýný yâd edecek, onlar için sadaka verecek, hayýr duada bulunacaktýr.

Vefakâr evlad, bununla da yetinmeyecek, ana-babasýnýn vefatýndan sonra onlarýn dostlarýný ziyaret edecek, ana-baba dostlarýna deðer verecek, ana-babasýna olan sevgi ve saygýsýný vefakârlýkla ortaya koyacaktýr.

Abdullah b. Ömer (r.a), bir gün Medine yolunda bir bedevî ile karþýlaþtý. Ona selâm verdi. Hal hatýr sordu. Bineðini o bedeviye verdi. Baþýndaki sarýðý ona hediye etti. Bunun sebebini soranlara:

-Bu zatýn babasý, babam Hz. Ömer’in dostu idi. Ben Allah Rasûlü’nün þöyle buyurduðunu iþittim: “Ýyiliklerin en deðerlisi, insanýn babasý öldükten sonra baba dostunun ailesini koruyup gözetmesidir.” (Müslim: Birr 11)

Malik b. Rebîa anlatýyor: Biz Rasûlullah’ýn huzurunda otururken Seleme Oðullarýndan biri geldi ve Efendimiz’e:

-Ya Rasûlallah!.. Anam-babam öldükten sonra onlara yapabileceðim bir iyilik var mý? diye sordu. Peygamberimiz þöyle cevap verdi:

-“Evet, ana baban için dua eder, günahlarýnýn baðýþlanmasýný dilersin. Vasiyetlerini yerine getirirsin. Akrabalarýný koruyup gözetirsin. Dostlarýna ikramda bulunursun.”



Ýlim yolcusunun en önemli özelliði, vefakâr olmasýdýr.

Ýlim erbabý ilme, kitaba deðer verdiði gibi üstadýna, hocasýna deðer vermelidir. Üstatla gönül irtibatýný devam ettirme, ilim tâlibinin hayatýný bereketli kýlacaktýr.

Kýraat erbabýnýn icazetinde bu vefakârlýk görülmektedir. Kýraat ilimlerinde özellikle tecvid ve meharicde “fem-i muhsin’den telakkî” (kýraatin güzel okuyan bir hafýzýn aðzýndan alýnmasýgöz kırpma esastýr. Kurra hafýzlarýn icazeti, Önce Rasûlullah’a, sonra Cibril-i Emîne ve daha sonra Cenab-ý Hakka kadar uzanýr. Bu silsilede yer alan üstadlara gösterilen saygý ve baðlýlýk vefakârlýktan baþka ne ile ifade edilebilir?

Hadis erbabýnýn icazetlerinde de bu sýcak irtibat yaþanýr. Hadis senedinin sahih olmasýnýn þartlarýndan biri “ittisal” (senedin kesintisiz olmasýgöz kırpma þartýdýr. Muhaddislerin; hadis icazetlerinde hakikaten ya da teberrüken halkaya dahil olma arzularý ve bu icazet zincirini her vesile ile anmalarý, hadis alimleri arsýndaki vefa duygusunun önemini göstermektedir.

Üstadý Muhammed Zahid el-Kevserî’yi her andýðýnda gözleri yaþla dolan meþhur hadis alimi merhum Abdülfettah Ebu Gudde üstadýmýz, bu haliyle vefa dersi veriyordu. Ebu Gudde hoca efendinin, Yurt dýþýnda öðrenim gören Türk öðrencilere “üstadýmýn hemþerileri” diyerek sevgi göstermesi vefa duygusunun eseri idi.

Gönül erbabýnýn sürekli maneviyat büyüklerinden söz etmeleri, onlarýn menakýb ve fezailini sýk sýk anlatmalarý, Hz. Ebubekir veya Hz. Ali’ye kadar varan silsilelerini her vesile ile dua ile yâd etmeleri, bu vefa duygusunun eseridir.

Üstadýyla ilmî ve kalbî irtibatý devam ettiren öðrenci, Allah’ýn izniyle büyük hatalardan korunacak, feyizli ilim yolculuðu kesintiye uðramadan devam edecektir. Hocasýna karþý nankörlük eden kimse, öðrencilerinden de nankörlük bulacak, ne hocasýndan ne de öðrencilerinden hayýr dua alamayacaktýr.

Son umre ziyaretimizde (10.Mayýs.2008 Cumartesi günügöz kırpma Medine’deki evinde görüþtüðümüz deðerli hadis alimi Muhammed AVVAME hocamýza; ilim adamlarýnda yaþanan olumsuz deðiþimi sormuþtum.

-Pek çok ilim erbabý tarihte ehl-i sünnet alimlerinde hiç görmediðimiz, hiç duymadýðýmýz çok tuhaf, çok garip fetvalar verebiliyor. Batýl, asýlsýz görüþleri fütursuzca savunabiliyorlar. Bunun sebebi sizce ne olabilir? demiþtim. Üstad Avvame:

-Bunun sebebi ademü’l-ittisal bil-meþayýh (üstadlarla irtibatýn kesilmesi) demiþti. Gençliðinde hocalarýnýn ilminden istifade edip de göreve baþladýðýnda hocalarýný unutanlarýn ilmin bereketinden istifade edemeyeceðini, nefsine kapýlýp þeytanýn esiri olabileceðini ifade etmiþti. Ýhlas ve takva sahibi üstadlarýn uyarýlarý ve tavsiyeleri, Allahýn izniyle talebesini Haktan ayrýlmaktan kurtaracaktýr.

Kendisini yetiþtiren üzerine ilim hakký bulunan hocasýný tamamen unutan, yaþlý hocasýný ziyaret etmeyen, hastalýðýnda hocasýný arayýp sormayan, bayramlarda bile hatýrlamayan, hocasýnýn görüþ ve düþüncelerini beðenmeyen, hocasýný acýmasýzca ve saygýsýzca tenkid eden öðrenci; nasipsiz, hayýrsýz bereketsiz, sadece kendisini beðenen bencil, egoist kimsedir.

Ýlim yolculuðu ömür boyu devam ettiðine göre; talebe hocalarýyla irtibatýný hayat boyu devam ettirecek, hocalarýnýn vefatlarýndan sonra da onlarýn býraktýðý ilim ve hikmet meþ’alesini bir adým ileriye götürmeye gayret edecek, hocalarýnýn temellerini attýðý ilmî projeleri devam ettirecektir. Evlad, babasýnýn temelini attýðý binayý tamamlamakla þeref kazanýr. Talebe, hocasýnýn temelini attýðý projeyi devam ettirmekle deðer kazanýr.



Öncü nesil “Sahabe” vefa nesli idi.

Allah Rasûlünün ashabýnýn her biri, aldýklarý nebevî eðitim sonucu birer karakter abidesi, birer ahlak nümûnesi olarak tarihe geçtiler. Onlar Allah ve Rasûlüne teslimiyetten zerre kadar ayrýlmadýlar; müslüman kardeþlerine karþý sevgi ve þefkatle davrandýlar ama kâfirlere karþý taviz vermediler. Onlar menfaat için, makam için, dünyalýk için; dostlarýný, arkadaþlarýný, sevdiklerini harcamadýlar; Daima ilkeli, prensipli, vakarlý ve vefalý oldular.

Vefalý Peygamberin vefalý öðrencileri olan örnek nesil Sahabe-i Kiram, Allahýn Kitabýnda vefakârlýkla ve sadakatle anýlmýþ, sözlerinden asla caymadýklarý, Allaha verdikleri sözlerinde samimiyetle durduklarý bütün cihana ilan edilmiþtir.

Makalemizi sahabe-i kiramýn vefakârlýðýný ve sadakatini takdir eden þu âyet meâli ile noktalayalým: “Mü’minlerden öyle yiðit kimseler vardýr ki, Allah’a verdikleri söze sâdýk kaldýlar. Onlardan kimi adak olarak ortaya koyduðu canýný verip þehid oldu. Kimi de þehit olmayý beklemektedir. Onlar sözlerini hiçbir þekilde deðiþtirmediler.” (Ahzab, 23)
ALINTIDIR
Gönderen: 10.07.2008 - 17:01
Bu Mesaji Bildir   kanayan gül üyenin diger mesajlarini ara kanayan gül üyenin Profiline bak kanayan gül üyeye özel mesaj gönder kanayan gül üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
yyasarali su an offline yyasarali  
185 Mesaj -

kanayangül günümüzde vefa diye bir þey kalmamýþ insanlar düyevileþmiþ menfaat varsa herkes var yoksa çok az insan var
inþaallah vefalý dostlarýmýzýn eksik olmamasý duasýyla
Gönderen: 04.08.2008 - 18:12
Bu Mesaji Bildir   yyasarali üyenin diger mesajlarini ara yyasarali üyenin Profiline bak yyasarali üyeye özel mesaj gönder yyasarali üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Asrimizda insanlarin tatmadigi bilmedigi bir duygu paylasim icin Te$ekkürler Elinize Saglik Kardesim
Gönderen: 04.08.2008 - 19:15
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1485 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64021 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.