Fatma K. Barbarosoðlu
Bizim baktýðýmýz yer ile, sizin baktýðýnýz yer ayný deðil. Ne yer ayný, ne yar. Onun için ben kaybettikçe kazanýyoruz diyeceðim. Siz benim kaybettikçe kazanma iddiama züðürt tesellisi diye dudak bükeceksiniz.
Teselli mi?
Sizin zamanýnýz ile bizim zamanýmýz ayný deðil.
Modernliðiniz kum saati teknolojisine mahkum.
1983 yýlýnda üniversiteye baþörtüsü yasaðý geldiðinde.
Ve biz yasaða direnmek için okulumuzu terk ettiðimizde.
Kimseler anlamadý bizi.
Baþta kendi anne babalarýmýz.
Üniversitede baþörtü serbest miydi ki?
Nasýl yani!?
Evet ilk soru bu oldu daima.
Verdiðimiz cevaplar o vakitler kimseleri ikna etmeye yetmedi.
1983'ten bahsediyorum. Dile kolay. Tam yirmibeþ yýl. O yýllarda okulunu býrakýp evlenenlerin kýzlarý üniversetede.
Býrakmayýp diplomasýný alanlarýn da.
Ne deðiþti.
Yasaklayanlar, yasaklarý kadar zayýfladý.
Yasaklara maruz kalanlar maruz kaldýklarý oranda baðýþýklýk sistemini kavileþtirdi.
Biz yasaklara maruz kaldýðýmýzda mesela, felsefe bölümünde hocalarýmýzdan biri Doç.Dr.Necla Arat idi. Okuldan uzaklaþtýrýldýðý için galiba sadece yarým dönem derslerimize girebilmiþti. (Necla Arat kýlýk kýyafet yönetmeliðinden dolayý uzaklaþtýrýlmadý. Baþka birinin satýrlarýný kendi satýrlarýymýþçasýna benimsediði için uzaklaþtýrýldý. Ben bu kadarýný yazýyorum. Siz cümleye pek ala intihal kelimesini ilave edebilirsiniz. Taha Kývanç bu konuyu tekrar tekrar yazmýþtý.)
Necla Arat. Baþörtüsü karþýtý kimliði ile tarihe geçecek. Girdiði polemikler gökkubbede sesini tutan olacak. (Mý acaba?).
Necla Haným polemiklere imza attý. Yasaklara.
Biz öykülere imza attýk. Romanlara. Yasaklar olmasa idi akademik kariyerim devam edecekti. Ýsmimin önünde profesör yazacaktý belki. Lakin beklide o öyküleri yazmamýþ olacaktým.
Sadece ben mi? Öyküye kendi meþrebinin ve mizacýnýn renklerini katarak kendini katarak tarihi mayalayan öykücülerin hiç biri olmayacaktý.Bizim kuþaðýmýz diyorum dostlara, kuyumcular çarþýsý.Ýnce ve itinalý iþler.Hassas ve duyarlý.Her bir harfinde sabrýn çilesi. Cihan Aktaþ, Fatma Þengil Süzer,Yýldýz Ramazanoðlu,Sibel Ersalan,Nermin Tenekeci, Ayþe Sevim ve arkadan gelen yüzlercesi.
Tarihi maðluplar yazýyorsa… Evet yazýyoruz.
Istýrabýn teri ve imanýn gücü ile.
Dönerek ve yanarak yazýyoruz.
Dönüyoruz, dönen dünya ile uyum içinde.
Dönerek yazýyoruz gün doðumlarýný gün batýmlarýna teyelleyerek.
Þimdi Yaz rehavetiyle mücadele için "türban" tartýþmalarý can simidi. Raiting avcýlarý baþörtülü kýzlarýn gözyaþý üzeriden attýracak rakamlarýný.Yazý konusunda sýkýntý çekenlere baþörtülü kýzarýn sevgileri ve nefretleri iyi gelecek.O çocuðu bu haleti ruhiyeye sokan nedir sorusunu bir kez bile kendine sormadan harfleri öfkesine amade kýlacak .
Sevmeden sevdirmeye talip olan ebeveynler sorar ya hani.Kimi daha çok seviyorsun anneni mi/babaný mý?
Çocuk hayatýn ilk yarýlmasýný bu soru ile yaþar.
Bilmez lakin sevmeyi bilmeyen ebeveynler.
Çocuðunun seni ne kadar sevdiðini merak ediyorsan, dön kendi kalbine bak .Bu endiþe neden?
Endiþelenmekte haklýdýr sorunun sahipleri. Çünkü dönüp baktýklarý kalpleri ýþýksýzdýr. Sýzdýrmaz hiç bir þey dýþarý.
Baþörtülü kýzlarýn sevdikleri ve sevmedikleri deðildir oysa sorun.
Sorun dünyanýn her yerinde insanlarýn kendini anlatmak için, kendinde saklý olaný anlatmak için gözetleme kültürüne fit olmasýdýr.
Yüzünü ve kalbini kaldýrým taþlarýna sermesidir.
Kaldýrým taþlarý: Facebook.
Sorun kendini "gösterdikçe" görüleceðini sanmasýdýr.
Göründükçe ve bilindikçe güçlü olacaðýný sanmasý.
Gözetleme kültürüne razý olarak "tesettürlü" olunmayacaðýný hangimiz biliyoruz ki.
Þu satýrlarýn yazarý dahi. Bildiðini sanýyorsa yanýlýyor.
Kadim dünyamýzýn nev zuhur sorularý ve sorunlarý bizi nereye götürüyor?
Bir yere gitmiyoruz. Kilitli kaldýk iþte tam da "burada".
Seçeneklerin olmadýðý bir dünyada "tercih hakký" kullanan faniler olduðumuzu bilmeden.
Tarihi maðluplar yazar demiþtim. Yazýyoruz ya!
Harf harf ve satýr satýr.
Kalemi kalbimize batýra batýra....