0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Mezhepsiz Kardeşime Mektup

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Mezhepsiz Kardeşime Mektup
875 Mesaj -
Muhterem kardeþim... Dört fýkýh mezhebi ortadan kalkýnca Müslümanlarýn bir ve beraber olacaðýný, tefrikanýn ve çekiþmelerin kalkacaðýný iddia ediyorsun. Mezheb sahibi olmayý zararlý görüyorsun. Yanýlýyorsun.

Dört fýkýh mezhebi esasta, usûlde, temelde birdir, aralarýnda ayrýlýk yoktur. Çeþitlilik esasa ait deðildir, teferruata ait bazý meselelerdir ki, bir sakýnca teþkil etmez. Aksine bir rahmet ve zenginlik teþkil eder.

Dört mezhep kalkar ve mezhepsizlik yayýlýrsa ne olur biliyor musun? Her kafadan ayrý bir ses çýkar. Elifi görse mertek sanan cahiller ictihad yapar, fetva verir, din hakkýnda konuþur, söz ayaða düþer. Hak fýkýh mezhebi dört iken; binlerce, on binlerce, yüz binlerce bozuk, yanlýþ, sapýk mezhep çýkmýþ olur. Bu ise Ümmet içinde kaos ve anarþi doðurur.

Sizin mezhep aleyhtarlýðýnýzýn samimî olduðunu kabul edelim. Lakin bütün mezhepsizler sizin gibi deðildir. Bazý kimseler, Ehl-i Sünnet Ýslâmlýðýný yýkmak, onun yerine yanlýþ yorumlara dayanan birtakým marjinal bid'at fýrkalarýný hakim kýlmak istiyor.

Daha önce de yazmýþtým, iki büyük ve zengin Ortadoðu devleti Türkiye'yi kendi mezhep veya fýrkalarýna sokmak için gece gündüz çalýþýyor, bu yolda büyük paralar harcýyor. Onlar doðrudan doðruya, açýk ve samimî olarak Ehl-i Sünnet fýkhýný, mezhebini, akaidini býrakýn bizim mezhebimize girin demiyorlar, öncelikle Türkiye Müslümanlarýný mezhepsizleþtirmek istiyorlar.

Bunlarýn oyunlarýna gelmemeliyiz.

Taqiyyeyi býraksýnlar, cesur olsunlar, açýk olsunlar, samimî olsunlar.

Bendeniz bir Ehl-i Sünnet Müslümaný olarak nasýl açýk seçik konuþup yazýyorsam onlar da böyle yapsýnlar.

Türkiye'de Ehl-i Sünneti kimler istemiyor?

1. Baþka bir mezhebe, fýkha baðlý bir Ortadoðu devleti.

2. Ehl-i Sünnet dýþý bir mezhebe baðlý baþka bir devlet.

3. Reformcular, dinde yenilik, deðiþiklik isteyenler.

4. Müslüman yerli oryantalistler.

5. Fazlurrahmancýlar, Ankara ekolü.

6. Sekülarizmle Ýslâm'ý baðdaþtýrmak, uyumlu hale getirmek isteyenler.

7. Bir kýsým militan Sabataycýlar, Gizli Yahudiler.

8. Kemalistler, Ergenekoncular.

Bunlarýn Ehl-i Sünnet aleyhinde çalýþmaya haklarý var da, benim Sünnî bir Müslüman olarak kendi mezhebim ve fýkhým için çalýþmaya hakkým yok mudur?

Mezhep ve mezhepsizlik konusundaki yazýlarým bazýlarýný çok üzüyor, çok öfkelendiriyor. Hattâ küfür edenler, aðýr hakaretler savuranlar bile görülüyor. Müslümanlarýn kendi aralarýndaki ihtilaflý konularý, anlaþmazlýklarý ahlâk, edep, terbiye, efendilik, kardeþlik, insaf ve adalet sýnýrlarý içinde olumlu bir þekilde tartýþmalarý ve müzakere etmeleri gerekmez mi?

Mesela, bazý mezhepsizlerin göklere çýkardýklarý Kurtuluþ Rehberi ilan ettikleri Efganî'yi ele alalým. Aykýrý fikirleri olan bir zat "Efganî'yi tenkit edenler onun taharet bezi olamazlar..." demiþ. Bu söz bir ilim adamýna, ziyalý (aydýn) bir Müslümana yakýþýr mý? Efganî gerçekten büyük, iyi, faziletli bir Müslüman ise bunu ciddî, ilmî bilgi ve belgelerle, tutarlý gerekçelerle isbat etmeye çalýþsýn.

Ben ne diyorum: Efganî azýlý bir farmasondur diyorum. Þiî olduðu halde kendisini Sünnî, Ýranlý olduðu halde Afgan olarak göstererek din kardeþlerini aldatmýþtýr, herkesin ictihad yapmasý yönündeki fikri ve görüþü bozuktur, maceraperest ve aktivisttir, Ýran þahýný onun bir yakýný katl etmiþtir, ihtilalcidir, bir Ýngiliz ajaný ile yakýn iliþkisi vardýr, Bahaîlikle alakasý vardýr... Bunlara niçin cevap verilmiyor da, taharet bezi edebiyatý yapýlýyor?

Efganî'nin mason olduðunu söylemek iftira mýdýr, hakaret midir? Bu gerçeði gizlememizi mi istiyorlar? Açýklanýnca niçin sinirleniyor ve hakaret ediyorlar?

Benim yazýlarým büyük Müslüman kütle içindir. Mezhepsizleri muhatap kabul etmem. Sevgili din kardeþlerimi uyarýyorum: Zamanýmýzýn en büyük fitnesi mezhepsizliktir, fýkýh ve Sünnet düþmanlýðýdýr. Sahih hadîslerin ayýklanmasý büyük fitnedir. Bu ayýklanma iþinde bir Cizvit papazýnýn çalýþtýrýlmasý büyük ihânet ve rezalettir.

Reformculuk, evcil ve ýlýmlý bir Ýslâm türetme çabalarý Ýslâm ve Ümmet için en büyük tehlikedir.

Ehl-i Sünnet, bid'atleri, hurafeleri kabul etmez.

Bid'atler ve hurafeler elbette ayýklanacaktýr. Lakin sahih hadîsler ayýklanamaz.

Ben bir Müslüman olarak dinde reformu, mezhepsizliði, hadîs ayýklanmasýný, Kur'ân'ýn heva ve re'y ile yanlýþ yorumlanmasýný asla kabul etmem.

Ýcazetsiz, ehliyetsiz, reformcu ilahiyatçýlara asla güvenmem.

Laik düzenin ilahiyat fakültelerinden, icazetli din hocasý çýkmaz, genellikle oryantalist yetiþir.

Ýslâm kültüründe ilahiyatçý kelimesi ve terimi yoktur. Ulema, fukaha, müfessirîn, muhaddisîn kelimeleri vardýr.

Ýcazetsizlik büyük, vahim, öldürücü bir kopukluktur.

Diyanet her geçen gün bunlarýn kontroluna, tesiri altýna giriyor.

Mason masonluk, reformcu reformculuk için nasýl çalýþýyorsa ben de Ehl-i Sünnet için çalýþacaðým. Ýtirazý olan, gerekçelerini belirterek edeple, terbiyeli bir þekilde tartýþsýn.

Bendeniz Ehl-i Sünneti savunmak için hiçbir yerden para almýyorum, herhangi bir maddî menfaatim yoktur.

Ehl-i Sünnet ve Cemaatin doðru yol olduðunu ilmelyakîn ve hakkalyakîn bildiðim için bu yazýlarý kaleme alýyorum.


m.þevki eygi


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son der_ya tarafından, 10.04.2009 - 07:39 tarihinde.
Gönderen: 10.04.2009 - 07:38
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Te$ekkürler Elinize Saglik

Soru
Bir arkadasým þafi mezhebinde. Hanefi mezhebine geçmek istiyor. Bunun için ne yapmasý gerekiyor? Doðru birþey mi. Eðer doðruysane yapmasý lazým.

Cevabýmýz

Deðerli Kardeþimiz;

Bir mezhepten diðer mezhebe geçilebilir. Geçmek için her hangi bir þart yoktur. Bundan sonra Hanefi mezhebine veya Þafii mezhebine göre ibadetlerimi yapacaðým diye niyet etmesi yeterlidir.

Mezheplerin hepsi haktýr ve hepsi de doðrudur. Bu bakýmdan þu mezhep diðerinden daha üstündür gibi bir düþünce yanlýþtýr.

Her mevsime göre deðiþik elbise giyilir. Her hastalýða göre farklý ilâç alýnýr. Bunun gibi, asýrlara göre þeriatlar, milletlerin yaþayýþ ve kabiliyetlerine göre de hükümler deðiþebilir. Nitekim Ýslâmdan önce her millete ayrý ayrý þeriat ve peygamberler gönderildiði olmuþtur.

Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gelmesinden sonra insanlar birbirlerinden çok uzak, yaþayýþ ve kabiliyet bakýmýndan bedeviyete yakýn olduðundan, o zaman gelen þeriatlar da onlarýn haline uygun olarak farklý farklý gelmiþtir. Öyle ki, ayný bölgede, ayný asýrda, ayrý ayrý þeriat ve peygamberler gönderildiði olmuþtur.

Peygamber Efendimizin (a.s.m.) gelmesinden sonra insanlar kabiliyet, yaþayýþ ve anlayýþ bakýmýndan daha yüksek bir seviyeye çýktýlar. Dinî sahada ve sosyal hayatta birçok inkýlâp ve deðiþiklikler meydana geldi. Böylece insanlar bir tek hocadan ders alacak, bir tek þeriatla amel edecek vaziyete ulaþtýlar. Bunun için de ayrý ayrý þeriatlara ve peygamberlere lüzum kalmamýþtýr. Fakat insanlýk yaþayýþ, örf ve âdet itibariyle ayný seviyeye gelmediklerinden mezhepler birden fazla olmuþtur.

Þayet insanlýðýn çoðunluðu yüksek bir okulun talebeleri gibi, eðitim, kültür ve yaþayýþ bakýmýndan ayný seviyede olsalar, o vakit mezhepler birleþebilirdi. Fakat þu andaki insanlýðýn durumu buna müsait deðildir.

Mezheplerin birden fazla olmasýnýn hikmetine gelince, Bediüzzaman Said Nursi bu hususta þöyle bir misal vermektedir:

“Bir su beþ muhtelif mizaçlý hastalara göre nasýl beþ hüküm alýr. Þöyle ki:

Birisine, hastalýðýnýn mizacýna göre su ilâçtýr; týbben vaciptir. Diðer birisine hastalýðý için zehir gibi muzýrdýr; týbben ona haramdýr. Diðer birisine az zarar verir; týbben oma mekruhtur. Diðer birisine zararsýz menfaat verir; týbben ona sünnettir. Diðer birisine ne zarardýr, ne menfaattýr; afiyetle içsin, týbben ona mübahtýr. Ýþte hak burada taaddüt eder (çoðalýr). Beþi de haktýr. Sen diyebilir misin ki: ‘Su yalnýz ilâçtýr, yalnýz vaciptir; baþka hükmü yoktur.”

“Ýþte bunun gibi, ahkâm-ý Ýlâhiye (Ýlâhî hükümler) mezheplere, hikmet-i Ýlâhiyenin sevkiyle ittiba edenlere (uyanlara) göre deðiþir. Hem hak olarak deðiþir ve herbirisi de hak olur, maslahat olur.”1

Dünyanýn muhtelif bölgelerinde yaþayan Müslümanlar dört mezhepten birisine baðlýdýrlar. Bir Müslüman hak mezheplerden birisine tâbi olur, ibadet ve muamelelerini o mezhebin hüküm ve içtihadlarýna göre sürdürebilir. Ýslâmî hayatýný bu mezheplerden birisine göre yapan bir Müslümanýn ölünceye kadar ayný mezhepte kalmasý gibi bir mecburiyet yoktur. Bundan dolayýdýr ki, arzu ederse tamamen bir diðer hak mezhebe geçebilir. Meselâ, Þâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, dilerse Hanefî mezhebine; Hanefi mezhebine mensup bir kimse de, isterse Þâfiî mezhebine geçebilir.

Ancak bir mezhepten diðer mezhebe geçen kimsenin, ibadet ve muamelelerinin kâmil mânâda olabilmesi için girdiði mezhebin meselelerini bilmesi gerekir. Meselâ bir Þâfiî, Hanefi mezhebine geçiyorsa, en azýndan o mezhebe göre abdestin farzlarýný, abdesti bozan halleri, namazýn rükünlerini ve vaciplerini bilmesi gerekir. Bunlarý bilmeden geçecek olursa, farkýna varmadan ibadetini eksik yapýp hataya düþebilir.

Bir mezhepten diðerine tamamen geçmek mümkün olduðu gibi, kendi mezhebinde çýkýþ yolu bulamayan bir kimse o mevzuda diðer mezhebin içtihadýna, görüþüne göre amel edebilir. Bu caizdir. Fakat bu taklit keyfi ve nefisten gelen bir arzu ile olmamalýdýr. Bir zaruret ve maslahata göre yapýlmalýdýr. Bir meselede kendi mezhebinden baþka bir mezhebi taklit eden kimse þu hususlara dikkat etmelidir.

Birincisi: Bir ibadet veya muamele baþka bir hak mezhebe göre taklit edilecekse, o ibadet veya muamelenin daha önce yapýlmamýþ olmasý gerekir. Meselâ, Þâfiî mezhebine mensup olan bir kimse, namaza baþlamadan önce hanýmýna eliyle dokunduðunu namazý kýldýktan sonra hatýrlasa; sonra da, “Nasýl olsa abdestim Hanefi mezhebine göre tamamdýr” deyip o meselede Hanefiye tabi olsa, namazý sahih olmaz.

Ýkincisi: Taklit eden kimse, her mezhepten kolayýna geleni seçip ona göre amel etme gibi bir yola girmemelidir. Böyle bir hareket, farklý mezheplere göre birbirine zýt meseleleri birarada yapma sayýlýr ki, buna “telfik” denir. Telfik ise caiz deðildir. Meselâ, abdestini Hanefi mezhebine göre alan kimsenin, niyet etmese de abdesti tamamdýr. Çünkü bu mezhebe göre niyet abdestin farzlarýndan deðildir. Fakat bu kiþinin ayný mezhebe göre baþýnýn dörtte birini meshetmesi lâzým gelirken, bu hususta Þâfiî mezhebine uyarak baþýnýn dörtte birinden azýný meshederse, bu abdest tamamlanmýþ sayýlmaz. Böyle bir davranýþ “telfik” sayýlacaðýndan caiz deðildir.2

Bununla beraber, her mezhebin azimete taalluk eden cihetlerini taklit etmek bir takva iþidir. Meselâ, Hanefi mezhebine mensup bir insanýn eli hanýmýna dokunacak olsa abdesti bozulmaz; fakat Þâfiîye göre bozulur. Bu insanýn böyle bir meselede Þâfiî mezhebini taklit ederekabdestini tazelemesi bir azimettir, bir takva iþidir. Yine Þâfiî mezhebine mensup olan bir insanýn vücudunun herhangi bir yerinden kan çýktýðýnda abdestini tazelemesi de, ayný þekilde azimete girer.

Yine, Hanefi mezhebinde olmayýp diðer mezheplerde olan ve ibadetlerin baþlarýnda ve sonlarýnda yapýlmasý sünnet dua ve benzeri nafile ibadetlerde o mezhebin görüþünü taklit etmek bir azimettir, sevaplýdýr ve güzel bir harekettir.

1. Bediüzzaman Said Nursî. Sözler. (istanbul: Sözler Yayýnevi, 1987), s. 454-455.
2. Ýbni Âbidîn, Reddü’l-Muhtar. (Beyrut: Ýhyâü’t-Türâsi’l-Arabîgöz kırpma 1:51; es-Seyyid Ebî Bekir. Ýânetü’t-Tâlibîn. (Beyrut: Ýhyâü’t-Türarâsi’l-Arabîgöz kırpma 4:219.

Mehmed Paksu Ýbadet Hayatýmýz


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 13.04.2009 - 23:59 tarihinde.
Gönderen: 13.04.2009 - 13:05
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Ônder23 su an offline Ônder23  
569 Mesaj -
Çeþit çeþittir. Kimi dinde reformcu olup dini içten yýkmaða çalýþýr. Kimi Ýslâmiyet’i asra uydurmaða gayret eder, kimi dini, kendi anlayýþýna göre tefsir eder, kimi mezhepleri inkâr eder, kimi hak veya bâtýl mezhepleri birleþtirmeðe kalkar, kimi bazý ictihadlarý kabul etmez. Bu bakýmdan mezhepsizlerin çoðu kâfir, pek azý ise sapýktýr. Bir kýsým sapýk müslümanlar da bilerek veya bilmeyerek bu mezhepsizlere maþalýk yapmaktadýrlar


Selametle
Gönderen: 13.04.2009 - 14:36
Bu Mesaji Bildir   Ônder23 üyenin diger mesajlarini ara Ônder23 üyenin Profiline bak Ônder23 üyeye özel mesaj gönder Ônder23 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Mona_Rose su an offline Mona_Rose  
374 Mesaj -
.


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son Mona_Rose tarafından, 12.08.2009 - 00:14 tarihinde.
Gönderen: 13.04.2009 - 22:49
Bu Mesaji Bildir   Mona_Rose üyenin diger mesajlarini ara Mona_Rose üyenin Profiline bak Mona_Rose üyeye özel mesaj gönder Mona_Rose üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1214 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64121 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.