*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1282 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 22. Aralık 2024 - 21:07

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Mehdiyet Ve Zamanin Sonu -1-

önceki konu diğer konu

1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	siyahnur

Mehdiyet Ve Zamanin Sonu -1-

3 Mesaj

21.yüzyýlýn deðiþmeyen ve deðiþtirilemeyen her türlü gündeminin üstünde
gündem konusu var. Bu gündemler üstü gündemin
adýný söylemeden önce çok yakýn tarihimizde hýzlý bir tur yapalým. Ta ki
20. yüzyýldan gelip 21. yüzyýla kendini devreden bu devasa gündemin
mahiyeti daha iyi anlaþýlsýn.

Meþhur mütarekenin (Mondros) imzalanmasý ile 700 yýllýk bir çýnar olan son
Ýslam devleti tarihten çekiliyor. Osmanlý Devleti tarih oluyor.
Tarih boyunca bir imparatorluðun yýkýlýþý baþka bir imparatorluðun filizi
olmuþtur. Selçuklu yýkýlýrken Osmanlý filizlenmiþtir. Asya’dan
Müslümanlar yok olmamak için hicret ederken, Anadolu’dan hayat bularak
tekrar sahneye çýkmýþlardýr. Arablarýn sancaðý düþürecekleri sýrada
Allah adetinin lazýmý olarak sancaðý Asya’dan gelen yeni müslümanlara
yani Türklere vermiþtir. Özetle tarihin seyrinde kesinti olmamýþ, arkadan gelenler
öncekilerden daha gür daha parlak bir zuhurla gelmiþlerdir. Ama Osmanlý yýkýlýrken
Ýslam için tarih kesintiye uðramýþtýr. Arkadan yeni gelen olmamýþtýr.
Bu sebeble Osmanlýnýn sonu yeni bir baþlangýç olmamýþtýr.
Manzaraya göre de halen yeni bir þeyin geleceðine
dair bir ümit ve alamet te yoktur.

Ýkinci bir ayrýcalýðý da Ýslamýn sisteminin ve siyasetinin son devleti olan
Osmanlý Devleti’nin çöküþüyle birlikte gelen süreçte görüyoruz ki
Hilafet kurumu son bulmuþtur. Neredeyse asra yaklaþan bir süredir
Ýslamiyet baþsýz ve Ýnkýraz halindedir. Bütün Ýslam coðrafyasý fiziki ve
siyasi anlamda -bu baþsýzlýðýn sonucu olarak- paramparça bir haldedir.

Þeair-i Ýslamiye inhisafa yani sönmeye yüz tutmuþtur. Bu ne demektir? Ýslamýn
fiilen ve fiziken en önemli intikal vasýtasý olan, nesilden nesile
aktarýmý saðlayan üç adet ana hayat damarý kesilmiþtir. Bu üç nakil
vasýtasý; 1- Hatt-ý Kur'an, 2- Kýlýk kýyafet 3- Tekke ve dergahlardýr.

Ýlkinin yýllarca yasaklanmasý bütün yazýlý kaynaklardan ve yüzyýllarýn
oluþturduðu Ýslami hafýzadan ve devasa tarihi mirastan cemiyeti mahrum
etmiþtir. Bir gün önce yüzde yüzü okur yazar olan bir milletin fertleri
bir gün sonra yüzde yüz cahilleþtirilmiþ ve gece okullarýnda, dipçik
korkusu ile yeniden "abcd" öðrenmek zorunda býrakýlmýþtýr. Hala bu yeni
ve solak eðitim yüzdeler itibarý ile 80 yýldýr komik seviyelerde
seyretmektedir.

Ýkincisinin yasaklanmasý ortalama 15 ila 25 yýlda bir yenilenen nesillerin önündeki
modeli ortadan kaldýrmýþtýr. Yani 50 yýllýk bir jenerasyonda ortak bir
model ve þekil kalmadýðýndan sonraki nesiller çok eskilere dahi gitmeden
ikinci kuþak olan babalarýndan ve üçüncü kuþak olan dedelerinden
tamamen farklýlaþmýþ, içinde doðduklarý kültürden ve sosyal mirastan
tamamen ve fiziken mahrum kalmýþlardýr. Evet bugün bir müslüman
Türk veya Kürt evladý babasýna ve dedesine hiçbir
þekilde benzememektedir. Kendi ecdadýnýn tarzýna Fransýzlar kadar
Fransýzdýrlar.

Üçüncü kurum olan ve bir að þeklinde toplumun mahalle ve sokak birimlerine kadar yaygýn
olan en önemli eðitim, ahlak, sohbet, muhabbet, zikir ve fikir mekanlarý
olan tekkeler ve dergahlarýn seddiyle bu sosyal ve doðal çimento daðýlmýþ, buna karþýlýk toplumun bu en küçük
birimlerindeki en sýradan problemler yerinde giderilmeden mahkemeler,
hapishaneler, meyhaneler, daha bilmem ne haneler hatta týmarhaneler
lebaleb dolmaya baþlamýþtýr. Bu mübarek kurumlarýn banisi olan tarikatlarýn ekserisi yýkýma ve tahribe
ve tahrife uðratýlmýþ, kalan mütebakisi de bu kurumlarý kötüleme
iþlerinde sürekli lazým olan bahaneleri üretebilmesi için gayri islami
bid'atler ile folklorik ve turistik figürler haline getirilmiþtir.

Ýslam coðrafyasýnda manzara ne durumdadýr?

Ýslam klasiklerinde "Maðrib" olarak bilinen uzak coðrafyada yer alan Fas,
Tunus ve Cezayir'de ve Libya'da 20. yüzyýlýn ilk dönemlerinde Fransýz,
Ýspanyol, Ýtalyan iþgalleri baþlamýþ ve bu Ýslam beldeleri on yýllarca
fiilen bir jenoside (soykýrým) tabi tutulup bir yandan katledilirken öte
taraftan yeraltý ve yerüstü kaynaklarý sömürülmeye baþlanmýþ. Kanlý
savaþlarýn sonucunda ülke olarak sözde özgürlüklerini kazandýklarý
dönemde ise baþlarýna, batý beslemesi zalim ve alçak diktatörler ve
darbeci uþak komutanlar bela edilip bu sömürme ve ezme iþlemine bu alçak
idareciler vasýtasýyla devam etmiþler. Tabi bu kýyýmlar ve sömürüler
devam ederken öte yandan da bu Ýslam toplumlarýnýn ahlaký ve kültürü
batý kültürü ile yozlaþtýrýlmýþ, ortaya kendi deðerlerini bilmeyen,
bunun da ötesinde kendi deðerlerine düþman -iki arada bir derede kalmýþ-
ne deveye ne kuþa benzemeyen acayip garayip türedi bir nesil ortaya
çýkarýlmýþ.

Ortadoðu denen bölgeye baktýðýmýzda ise burada da manzara ihtilaflar, iþgaller,
savaþlardan baþka bir þey deðil. 20. yüzyýlýn sonlarýnda Þii devrimi ve
arkasýndan gelen Ýran-Irak savaþlarý, hiç fasýla vermeden devam eden
Lübnan ve Filistin’de Ýsrail iþgalleri, mezhep savaþlarý ve yetmez gibi
iç savaþlar. Ýsrail tarafýndan 7 gün savaþlarýnda vurulup ordusu yerle
bir edildikten sonra Ýsrailin en büyük müttefiði haline gelen Mýsýr bir
zamanlar sabah erken kalkanlarýn darbeler yaptýðý bir ülke iken þimdi de
bir kaos ve karmaþa ülkesi haline geldi. Irak 20. yüzyýlýn sonunu ve
21. yüzyýlýn baþýný Amerikan iþgalleri ile gördü ve þimdiyse paramparça.
Ýslamýn iki mukaddes þehrinin Mekke Ve Medine’nin bulunduðu topraklar
Vehhabi tasallutunun altýnda Necid bedevilerinin zulmü altýnda
senelerdir. Ahirzamanýn en büyük dehþetli alametlerinden biri olan “Kabe'de Mescid-i
Haramda hacc vazifesinin edasý döneminde kan dökülmesinin” Þii Ýran ve
Vehhabi Arabistan baþ aktörleri oldular.

Daha ileride Bangladeþ, Pakistan, Keþmir ayný kavmin paramparça olmuþ
devletleri..Keþmir ise zaten yýllardýr Hindistan'ýn iþgali ve zulmü
altýnda inim inim inlemekte. Afganistan 20.yüzyýlýn sonlarýnda senelerce
Rus iþgalinin altýnda ilen 21. yüzyýlda ise sadece iþgalcisi deðiþti.
Þimdi ki Rus deðil Amerikan.

Afrika’ya aþaðýlara doðru indiðimizde bitmek bilmeyen kýtlýklarýn, açlýðýn ve
sefaletin vurduðu Habeþistan, Somali, Sudan yanýsýra Eritre, Çad, Ruanda
bir yandan yokluðun, bir yandan kýtlýðýn, bir yandan iþgal ve
sömürülerin ve bir yandan da iç savaþlarýn cenderesinde senelerdir.

Ekvatorun kuzeyine çýktýðýmýzda ise bir tarafý Ermenistan iþgalinde olan ve
geçmiþ asrý Rus boyunduruðunda yaþayan Azerbaycan, Rus iþgali altýnda
þehirlerinde taþ üstünde taþ býrakýlmayan Çeçenistan. Öteki ucunda ise
Kýzýl Çin zulmünün altýnda varlýk-yokluk savaþý veren Doðu Türkistan ve
putperest budistlerin soykýrýmý altýndaki Patani ve Arakan.

Hulasa bütün Ýslam coðrafyasý baþtan baþa iþgaller altýnda, savaþlar içinde,
yokluk ve kýtlýklar içinde, paramparça, güçsüz, takatsiz..

Son Ýslam devletinin yani Osmanlý Devleti’nin çekilip, çöktüðü bu devasa
coðrafyada nerdeyse bir asra varan zamandýr yaþanan sadece ÝNKIRAZ.
ÝSLAM ALEMÝNDE ADI KONMAMIÞ BÝR FETRET DEVRÝ BÝR ASIRDIR YAÞANMAKTA.

Yazýmýzýn en baþýnda temas ettiðimiz ve 20.yüzyýlýn baþýndan baþlayýp 21.
Yüzyýlda kemal noktasýný bulan bu durumun getirdiði ANA GÜNDEM MEHDÝ
ALEYHÝSSELAMIN GELÝÞÝDÝR. Daha toplu bir ifadeyle her gündemin üstünde
yeralan ana gündem MEHDÝYETTÝR.

Konuyu anlayabilmek için elden geldiðince Ýslam Alemi’nin son bir asrýný
ortaya koymaya çalýþtýk. Çünkü Mehdiyetin icra edeceði ana misyon ve
vizyon öncelikle Alem-i Ýslam’la ilgilidir. Dünya yaratýlalý beri iman
ile küfür hep mücadele ve mücahede üzere olmuþtur. Adetullahýn gereði
olarak bu kesintisiz gerçekleþmiþtir. Bir cephenin nihai zaferi ayný
zamanda nihai maðlubiyetinin baþlangýcý olmuþ, Allah c.c. hiçbir þekilde
bir tarafý daimi bir galibiyet veya daimi bir maðlubiyet içinde
koymamýþtýr.

Her sistemin ayakta durmasýný ve bekasýný saðlayan ve onun siyasetini
üreten ve icra eden bir devleti vardýr. Sistemler, DEVLETÝ var oldukça
sistemdirler ve vardýrlar. Meselenin
iyice anlaþýlmasý için SOSYALÝZM SÝSTEMÝNÝ örnek verebiliriz. Bu
sistemin devleti olan S.S.C.B. yani Sovyetler Birliði Devleti
doksanlarýn baþýnda çöküp daðýlmasýyla, Sosyalizmde çökmüþ ve
daðýlmýþtýr. Bu sistemden beslenen devletler SÝSTEMLERÝNÝN ANA DEVLETÝ
çökünce kendileri de ayakta duramamýþlardýr. Romanya, Bulgaristan,
Yugoslavya, Litvanya, Letonya,Çekoslovakya. Sosyalizm’den hayat alan bu
devletler kendileri sistemlerinin ana devleti olmadýðýndan, ana
devletlerinin çöküþüyle ayakta duramamýþlar, kendiliklerinden
çökmüþlerdir. Bu çöküþle birlikte sistem olarak kapitalizmi
benimsemiþler ve þimdide onunla ayakta durmaya çalýþýyorlar.

Ýþte Ýslam aleminde olan da bundan baþka bir þey deðildir. Ýslam nizamýnýn ve sisteminin
ana devleti olan Osmanlý Ýmparatorluðu’nun çöküþüyle Ýslam’ýn sistemi de çökmüþtür.
Kapitalizm ve Sosyalizm netice itibarýyla Roma (Yunan) felsefesinin
ürettiði iki ikiz kardeþ olduklarýndan bunlarýn kendi aralarýnda
geçiþler olmaktadýr. Fakat Ýslam devletinin ve sisteminin çöküþüyle ondan kan ve can alan Ýslam
coðrafyasýnýn tamamý ve Afrika tamamen baþsýz kalmýþtýr.
Kimyasý, ne sosyalizmi ne kapitalizmi kabul etmemiþtir, edememiþtir.
Zaten bu beþer dehasýnýn eseri olan sistemler beþeriyete hiçbir zaman
saadet getirmemiþtir. Konumuz bu beþeri sistemler olmadýðýndan biz
sadede dönelim. Tarihin kýrýlmasý diyebileceðimiz benzer bir durum 530
senelik Endülüs Medeniyeti’nde de yaþanmýþtýr. Bu medeniyetin devleti
olan GIRNATA’ nýn çöküþüyle arkasýndan kendini tazeleyecek yenileyecek
bir filiz çýkaramadýðýndan Ýslam Avrupa’da mutlak bir maðlubiyetle tarih
sahnesinden çekilmiþtir. Þimdi bir zaman Ýslam beldesi olan o coðrafyada (Ýspanya, Portekiz, Kastilya,
Aragon kýsmen Fransa) Ýslamiyet tamamen silinmiþtir. Osmanlý’nýn
çöküþüyle de Ýslam’dan hayat alan her þey çökmüþ ama Endülüsten farklý
olarak Ýslamiyet bu coðrafyada yeryüzünden de kalkmamýþtýr.
Ýki çöküþ arasýndaki fark budur. Rutin olan adetullaha göre baktýðýmýzda:

1- Allah c.c Osmanlý’nýn yerine bir Ýslami zuhur yaratmamýþtýr.

2- Ve bu durum bir asýrdýr sürmektedir.

3- Endülüsün yýkýlýþý sonunda Ýslam o topraklardan silinmesine raðmen Osmanlý’nýn yýkýldýðý yerden Ýslam silinmemiþtir.

4- Osmanlýnýn çekildiði Ýslam coðrafyasýnda sosyalizm tohumlarý ve kapitalizm aþýlarý da tutmamýþtýr.

Þimdi manzara sanýrým daha netleþmiþtir. Bu özel ve istisnai durumdan
anlýyoruz ki Ýslam coðrafyasýnda “yeni ve özel bir dönem” oluþmuþtur ve
bu “yeni ve özel dönem” “özel ve harika” bir finalle neticelenecektir.
Ýþte bu gerçekleþecek finali Allah ve Resulu bazen iþaretlerle bazen
açýkça haber vermiþtir. Bu özel dönemde dikkat edersek Ýslam
literatüründe özel bir isimle haber verilmiþtir. ”AHÝR ZAMAN yani
ZAMANIN SONU!”

Ýslam Dünyasýnýn 20.yüzyýldan 21. yüzyýla kadar ki bu seyri iþin sonunun
normal bir finalle gelmeyeceðini gösteriyor. O zaman “normal bir
seyirle“ gelmeyecek olan bu sonucun öngörüsünde bulunmak için
bakacaðýmýz nokta ne “tarih” ne “sosyoloji” ne de insanlýðýn seyrini
izaha çalýþan beþeri ilimlerdir. Bu büyük iddiamýzýn teyidi için bir iki
küçük misal verelim ki beþeri ilimlerin bugünü ve sonrasýný izahta ve
anlamakta ölçü olmayacaðý daha iyi anlaþýlsýn. Ýlk örneðimiz geçmiþ
bütün asýrlarýn vahþetini tek bir defada kusan 2. dünya harbinin baþ
aktörü Adolf Hitler’dir. 1926 senesinde Almanya’nýn köprü altlarýnda ve
ücra köþelerinde yaþayan sýradan ve silik bir insan olan Hitler, on sene
gibi kýsa bir süre sonra bütün dünyayý iþgale yönelmiþ ve bütün dünyayý
ateþe vermiþ bir devlet baþkanýdýr. Hakikatte bu baþlangýç ile sonucun
arasýný sebeb-sonuç izahatlarýyla ve bilimsel(!) tezlerle izah etmek
beyhudedir. Ýþin içinde görünen sadece aþikar bir þekilde kahredici
“KUDRET-Ý ÝLAHÝYEDÝR”.

Ýkinci örneðimiz daha ziyade arif müslümanlarýn anlayacaklarý bir “HAKÝKATTÝR”.

Asr-ý Saadetin evveline baktýðýmýzda beþeriyetin genel durumu siyer ve tarih
kitaplarýnda da yazýldýðý üzere karanlýk bir “CAHÝLÝYYE DÖNEMÝNDEN”
ibaretti. Þimdi büyük medeniyetler diye ahmakça övünülen Mýsýr ve Pers
imparatorluklarý ahlaksýzlýðýn dibine vurmuþ bir vaziyette idi. O çok
parlak Roma medeniyeti ise o dönemin son peygamberi olan Hz. Ýsa’nýn
getirdiði dini daha doðmadan bozmuþlar ve insanlýðý topyekun altý
asýrlýk bir fetret karanlýðýna gömmüþlerdi. Dýþarýda hal böyle iken Arab
yarýmadasýnda Beytullah hac döneminde anadan üryan bir þekilde
ýslýklarla alkýþlarla tavaf ediliyor ve içeriside yüzlerce putlarla
doldurulmuþtu. Kadýn þimdiki zaman gibi metalaþmýþ ve fazlasý daha
bebekken ya gömülüyor ya da üzerinde ok talimleri için niþangah olarak
kullanýlýyordu. Yani insanlýðýn hali bir “RAHMETÝ” celbedecek, hakedecek
bir hal deðil, tam tersine günümüz gibi tamamen “KIYAMETÝ” kesbetmiþ ve
haketmiþ bir vaziyetti.

Bakýyoruz ki burda da Cenab-ý Hak beþeriyetin hal itibariyle hakettiði “KIYAMETÝ”
deðil, tam aksine haketmediði “RAHMETEN LÝL ALEMÝN” olan “AHÝR ZAMAN
PEYGAMBERÝNÝ” göndermiþtir. Ýþte bu “AHÝR ZAMAN PEYGAMBERÝNÝN” zuhuru
“RAHMETÝN” bir istihkak olmaksýzýn, doðrudan doðruya perdesiz olduðunu
ve perdesiz geldiðini gösterir. Þimdi içinde bulunduðumuz zaman dilimi
de “AHÝR ZAMANIN AHÝRÝDÝR”. Burada da insanlýðýn hakettiði “rahmet”
deðil “kýyamettir”. Fakat Resul-i Ekrem aleyhisselatu vesselamýn sahih
kaynaklarla gelen 100 kadar haberi bize bildiriyor ki þimdi gelecek “SON
BÝR RAHMET OLAN MEHDÝYETTÝR.” Bu son rahmet bir hakediþ deðildir. Tam
aksine “Ahir zaman Peygamberi’nin” dönemini tamamlayacak olan O’nun
Aleyhissalatu Vesselam bir mucizesi ve müjdesi olan “HAZRETÝ MEHDÝ
ALEYHÝSSELAMDIR”.

Ýnsanlýðýn bir rahmeti deðil kýyameti hakettiðinin delili için iki
dünya harbine bakmak, ardýndan iki cenahta türeyen materyalizmin yani
maddeperestliðin iki yavrusu olan Kapitalizmin ve Sosyalizmin insanlýða
getirdiklerine bakmak kafidir. Alem-i Ýslam içindeki delilini görmek
içinde Hilafetin yýkýlýþýna ve sonraki dönemde Hatt-ý Kur’an’ýn
yokedilme çabalarýna, ve hadislerde haber verilen “Allah Allah”
diyenlerin kalmamasý için tekkelerin, dergahlarýn seddine ve irþad
yollarýnýn kapanmasýna” ve sonrasýnda da inkar edilmesine ve dinin yani
edille-i þer’iyenin diðer üç sütununun Kur’an’a dayanýlarak(!) inkarýna
bakmak kafidir.

Ýþte ADETULLAHIN ZAHÝRÝ SEYRÝNE GÖRE OLMAYARAK,
TAMAMEN HARÝKULADE BÝR ÞEKÝLDE, BUNDAN SONRA GELECEK OLAN,
ALLAH RESULUNUN YANÝ MUHBÝR-Ý SADIKIN HABER VERDÝÐÝ
VE MAHZA RAHMET TECELLÝSÝ OLAN HAZRETÝ MEHDÝ ALEYHÝSSELAMDIR
VE ONUNLA YAÞANACAK OLAN MEHDÝYET DÖNEMÝDÝR.

BÝZDE BÝR SEBEB SONUÇ SÝLSÝLESÝNÝN LAZIMI OLARAK DEÐÝL TAM AKSÝNE RAHMET-Ý
ÝLAHÝYENÝN PERDESÝZ VE SEBEBSÝZ TECELLÝSÝNE VE ALLAH RESULUNUN ÝHBARAT-I
GAYBÝYE CÝNSÝNDEN BÝR MUCÝZESÝNE ÞAHÝDLER OLMAK ÝÇÝN ONA ÝNTÝZAR EDÝYOR
VE BEKLÝYORUZ.

VE ALEME ÝLAN EDÝYORUZ. MADEM O (S.A.V.) HABER VERMÝÞ VE MADEM ALLAH VADETMÝÞ ÞÜPHESÝZ OLACAK..

Mücadele Suresi/21.
“Yazdý Allah: Ben ve Resullerim (elçilerim) mutlaka galip geleceðiz.Þüphesiz Allah güçlü ve üstündür.

http://www.siyahnur11.blogspot.com
http://www.sivilhaber.com
http://www.edibahmed.blogspot.com

Gönderen: 30.05.2013 - 17:49

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1282 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.69682 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.