0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » MİRACA ÇIKILIR MI

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
MİRACA ÇIKILIR MI
2687 Mesaj -
Efendimiz'in Mi'rac'da semalarý dolaþmasý, Rabbimiz'le bizzat vicâhî olarak, perdesiz konuþmasý ve kendi idrâki vüs'atinde Cenâb-ý Hakk'ý, minvechin, perdesiz hicapsýz müþâhedesi ve ardýndan namazý, bir armaðan ve hediye olarak bize getirmesi, evet bu iki hâdise birbiriyle o denli irtibatlýdýr ki,namazý Mi'rac'tan ayrý düþünmek mümkün deðildir. Evet, namaz, Mi'rac'ýn ve herkes için bu kavsî urûcun, semere ve meyvesidir.

Tüccarlar, saða-sola gider; alýþ-veriþ yapar ve gelirken de bir þeyler alýr, öyle dönerler. Allah Rasulü de tamamen ebediyyet gamzeden bir mukaddes alýþ-veriþ için Rabb'inin huzuruna çýkmýþtý. Kudsî yolculuðun daveti.. bu âdetâ bir alýþ-veriþti; Cenâb-ý Hakk'dan gelmiþti. Bu alýþ-veriþte Rabb'imizin bizden istediði de sadece itaat ve kulluktu. Buna mukabil O da, namazýmýzý, Efendimiz'in Mi'racý gibi kabul buyuracaktý. Biz O'nun yolunda olacaktýk, O da bizim elimizden tutacak ve bizi zâyi etmeyecekti. Biz görmeden O'na inanacaktýk, O'da bir manâda namazýmýzda bize görünerek gözlerimizi aydýn kýlacaktý. Ortada böyle bir alýþ-veriþ vardý; ama, hiç bir surette pazarlýk yoktu. Çünkü verilenlerin hepsi bir lütuftu...

Allah (cc) lütfuyla O'nu huzûruna aldý. Ve en çok sevdiði bu insaný bizim nâmýmýza konuþturdu. Tahiyyatý ile O'na selâm verdi ve bize de selâm gönderdi. Efendimiz (sav) istifade ettiði gibi, biz de o teveccühten istifade ettik. Namaz iþte böyle bir huzûru sembolize eder.

Ýnsan namaza gelirken, bu anlayýþ ve bu düþünce ile gelmelidir. Böyle kudsî bir iþe hazýrlanma çok önemlidir. her þeyden evvel namaza hazýrlanýrken abdest alýnýr. Bazý hallerde de abdest yerine gusül yapýlýr. Ýnsan, abdestte her uzvunu yýkayýþýyla ayrý bir mesafe alýr, ayrý bir aydýnlýk idrak eder ve ayrý bir canlýlýða ulaþýr.. abdest içinde okunan duâlarla da belli bir metafizik gerilim içine girer. Bu arada camiye giderken yapýlacak bir kýsým duâlar da vardýr ki, insan bunlarla adým adým Rabb'-inin huzuruna geliþini hisseder ve yaptýðý duâlarla âdeta semavîleþir. Bu kapý, herkese olmasa bile çoklara açýktýr. Hz. Ali (ra) gibi insanlar her namaz vakti sararýp solar ve âdeta bayýlacak hâle gelirlerdi...

Zira namaz Ýlâhî huzûra ermek ve o âdeta, vicâhî olarak Hakk'la görüþmek demektir.

Bir insan düþünün ki, kendisine çok mühim bir meselede, seçkin bir topluluk karþýsýnda, bir konuþma teklifi yapýlmýþtýr.. ve o insan ilk defa böyle bir topluluk huzuruna çýkacaktýr. Dinleyenler arasýnda her sýnýfýn en üst seviyedeki temsilcileri de bulunmaktadýr. O insan böyle bir durum karþýsýnda nasýl sararýr, solar, bocalar, kem-küm eder ve müthiþ bir heyecan içine girer; öyle de kul, namazýnda bu kiþinin durumundan bin misli daha fazla bir heyecan ve helecan içine girer.. tabiî ne yaptýðýnýn þuurunda ise... Çünkü biraz sonra onun konuþacaðý meclis, sadece misâl olsun diye sözünü ettiðimiz meclisten kýyas kabul etmeyecek ölçüde daha mehabetli ve daha yücedir.

Evet bu insan, her an ayrý bir þe'n ve tecellide olan Rabb'in huzûruna girecektir. Ve daha önceki namazdan bir sonraki namaza ülfet adýna intikal edecek heyecan yatýþtýrýcý müsekkinlere karþý dikkatli olmalýdýr.

Düþünmeli ki, Hz. Mûsa (as) gibi ulü'l-azm bir peygamber, Cenâb-ý Hakk'a ait mehabetle dopdolu olduðu halde, yine de Firavunun yanýna girmeden evvel (Rabbiþrahlî..) (Tâhâ/25) demek suretiyle bir iç hazýrlýk yapýyordu; vicdanýný konuþturuyor ve mukavemetini arttýrmasý için Cenâb-ý Hakk'a duâ ve niyazda bulunuyordu...

Mü'minin abdesti ve mescide gidiþi bir ilk hazýrlýktýr sanki. Hayalinde Allah Rasûlü (sav) temessül etmiþ ve biraz sonra da namazýnda O'na cemaat olacaktýr... Bu þuur ve bu iþtiyak içinde namaza duracak.. ve namazýnda okuduðu Kur'ân'ý bizzat Cenâb-ý Hakk'a takdim ediyor gibi okuyacaktýr. Belki yer yer, mescidin dýþýnda býrakmaya çalýþtýðý uygunsuz düþünceler onu rahatsýz edecek; fakat o böyle eþkiya ve yol kesicilere kat'iyyen teslim olmayacak ve yoluna devam edecektir. Ayakta durmaya dermaný kalmadýðýný hissedince de, Rabb'in azameti karþýsýnda iki büklüm olup rükû'a varacak, rükû'dan kalkarken de vicdanýnda Cenâb-ý Hakk'ýn kendisine Rahmet nazarýyla bakýþýný yakalamaya çalýþacak.. çalýþacak ve o bakýþý yakalamýþ gibi, hayretinden dizlerinin baðý çözülecek, tam ve ciddi bir teslimiyet içinde, kulun Rabb'ine en çok yaklaþabileceði sýnýr nokta olan secdeye kapanacak. Ümmetlerin âhirette diz çöküp oturmasýna mukabil, o, bu ýzdýrarî hâli ihtiyarî olarak dünyada yapacak ve diz üstü çöküp, yalvarýþ ve yakarýþlarla Rabb'ine müracaatta bulunacak ve gönül dünyasý huzûrun ýþýklarýyla dolup taþacaktýr. O, böyle yapýp ve bunlara mazhar olunca, âhirette böyle bir duruma düþmekten de -Ýnþaallah- kurtulacaktýr. Zira Allah (cc) iki korkuyu bir arada vermeyeceðini va'd etmektedir. Ýki emniyetin bir arada verilmediði ve verilmeyeceði gibi.

Bu seviyeyi elde edebilmenin kendine göre yollarý vardýr. Bunlardan bazýlarýný þöyle sýralamamýz mümkündür:

Birincisi: Âfakî ve enfüsî tefekkürde ýsrar... Ýnsan hiç durmadan âyât-ý tekvîniyeyi düþünmeli, âfâktan enfüse ve enfüsden âfâka düþünce mekiðini gezdirip durmalýdýr. Evet insanýn tefekkürü, onu, bir taraftan semânýn yýldýzlarla yaldýzlanmýþ ufuklarýna götürmeli, diðer taraftan da mahiyetinin derinliklerinde seyahat ettirmelidir ki "kör ve saðýrlarýn" yediði damgayý yemiþ olmasýn. Çünkü böyle olanlar, kalblerini terk ve rabbanî latîfelerini ihmâl ettiklerinden dolayý, körler, saðýrlar ve dilsizler gibi yaþamaktadýrlar. Kendi mahiyetlerini görüp dururken de durumlarý daha farklý deðildir.

Ýnsan tefekkürle, bir saatlik ibadetini bin senelik ibadet hükmüne getirebilir ve bu seviyede sevap kazanabilir. Ve iþte, bu tefekkür þuuruyla namaz onu, esmâ dâiresinden sýfat dâiresine, oradan da Zât dâiresine sýçratýr ve insan âdeta sonsuzluða yelken açmýþ gibi olur.

Ýkincisi: "Râbýta-i mevt" dediðimiz ölümün düþünülmesidir. Bu yapýlýrken de ihtimal ve faraziyelerle deðil, bizzat ölümle burun buruna gelmiþ bir insan hâletiyle yapmalýdýr. Zaten Kur'-ân-ý Kerim'de "Küllü nefsin zâikatü'l-mevt" (Âli Ýmran 3/185) âyetiyle bu hakikata arz edilen çizgide parmak basmaktadýr. Bir kýsým tefsir ve mealcilerin söylediði gibi âyetin manâsý "Her nefis ölümü tadacaktýr" þeklinde ifade edilmesi oldukça eksik bir manâdýr. "Her nefis bilerek veya bilmeyerek ölümü tadýp-durmaktadýr" þeklindeki ifade öncekinden daha tutarlýdýr. Çünkü Türkçe'de "Her nefis ölümü tadacaktýr" ifadesinin Arapça karþýlýðý "Küllü nefsin seyezûku'l-mevt" þeklinde olur. Halbuki âyetteki ifade yukarýda söylediðimiz þekildedir. Âyetin Türkçeye en yakýn ve az kusurlu meâli ise "Her nefis ölümü tatmaktadýr" þeklinde olmalýdýr. (Âli Ýmran/185). Evet, her nefis her an ölümü tadýp durmaktadýr ve burada baþka herhangi bir manâ da bahis mevzuu deðildir.

Bu hususu da kýsaca izâh etmek uygun olacak:

Biz her an ölüp dirilmekteyiz. Zira bizler, Cenâb-ý Hakk'ýn tecellilerinin akislerinden ibaretiz. Bu tecelliler o kadar seri bir þekilde ve peþipeþine gelmektedir ki, biz, kendimizi inkýta'sýz ve devamlý kabul ederiz. Bu aynen sinema þeridindeki karelerin çok hýzlý dönüþüyle, oradaki nesnelerin hareketli görünmesi gibidir. Aslýnda, biz, her an -ki an kelimesiyle zamanýn en küçük parçasý neyse onu kastediyoruz- var olup yine yok olmaktayýz. Bu tecelliler O feyz-i akdesten geliyor ve biz de daimî bir var ve yok olmayla karþý karþýya bulunuyoruz. Bu durumda sanki biz, saatin akrep veya yelkovaný üzerindeymiþiz gibi oluruz. Yani ilk hareketin bizi her an öbür tarafa atmasý ihtimaliyle karþý karþýya bulunuruz.. ve zaten sonunda da bu durum kaçýnýlmaz bir netice olacaktýr. Öyleyse, ölümü, istikbalde vâki olacak bir hâdise gibi deðil, her an yaþanmakta olan bir vak'â gibi deðerlendirmeliyiz.

Bu deðerlendirme bizi, daima âhirete hazýr hâle getirecek ve namazýmýzý da, âhiret hazýrlýðý içinde olan bir insan edâsýyla kýlmaya vesile teþkil edecektir.

Üçüncüsü: Namazý huzur dolu insanlarýn yanýnda kýlmak da bir yoldur. Zira, baþýný secdeye koyduðu zaman soluklarýnda Muhammedîlik esip duran birinin yanýnda kýlýnan namaz da insanýn o havaya bürünmesine bir vesiledir. Ondandýr ki, cemaat olma tavsiye ve emredilmiþtir. Çünkü ferdin iç mukavemeti her zaman huzur temin etmeye yetmeyebilir. Bu durumda, cemaat içindeki fertlerin manevî desteði onun imdadýna yetiþir ve ona da huzur kazandýrýr.

Göz yaþý içinde namaz kýlan bir insanýn hâl ve durumu, en azýndan, onun yanýnda namaza duran insanýn da kalbini yumuþatýr, hatta bazan ona da göz yaþý döktürür. Bir çoðunuz müþahede etmiþsinizdir? Ravza-i Tâhire'de ve Beytullah'da öyle namaz kýlan, secde ve rukû'uyla öyle ubûdiyette bulunan insanlar vardýr ki, bizler onlarý seyrederken kalbimiz duracak hâle gelir...

"Rukû' edenlerle beraber siz de rukû' edin" (Bakara/43) âyetinin iþaretinden biz bunu anlýyoruz. Kiþi sevdiðiyle beraberdir. Onun için evvela bu türlü ibadetle Rabb'ine kulluðunu takdim edenleri sevecek ve sonra da hep onlarla beraber olmaya çalýþacaðýz. Bu arada namazlarýmýzý da onlarla beraber kýlacak ve onlarla huzûr-bahþ olan bir iklimde bulunmaya çalýþacaðýz.

Hz. Aiþe (ra) validemiz, Allah Rasûlü'nün namazýný anlatýrken þöyle der: "Allah Rasûlü'nün iki rekat namazýna þahid oldum. Öyle bir kýyamda durdu ve kýyamýný öyle uzattý ki, o kýyamýn güzelliðini ne sen sor ne de ben söyleyeyim. Sonra rukû'u da böyle oldu. Ardýndan secde etti; secdesi de en az rukû'u kadar güzeldi..." Ýþte biz de bir taraftan namazýmýzý Allah Rasûlü'nün bu namazýna benzetmeye çalýþacak, diðer taraftan da namazý Hakk dostlarýyla beraber kýlacak ve onlarýn kulluk keyfiyetini gönüllerimizde yakalamaða çalýþacaðýz.

Dördüncüsü: Ýrâdemize hürmet ve saygý duyarak ve irâdeli bir varlýk olmanýn gereðini yerine getirerek, namazýmýza biraz çeki-düzen vermeliyiz. Evet irâdemize temrinler yaptýrmalý ve huzûra giden yolda biraz da onun mevcudiyeti esasýna göre yürümeliyiz.

Namaz, öyle dünyevî iþlerimiz arasýndan geçiþtiriliverecek kadar ehemmiyetsiz bir vazife deðildir. O bizim için en mühim bir meþgaledir. Namaz ciddiyetle ele alýnmalý ve öyle edâ edilmelidir. Deðil baþka bir iþ yüzünden onun ihmâle veya aceleye getirilmesi, gerektiðinde her türlü iþimiz ona fedâ edilmelidir.

Ayný zamanda cemaatin ehemmiyeti de unutulmamalýdýr. Sadece Hanefî mezhebinde cemaat sünnet-i müekkededir. Halbuki diðer üç mezhebe göre cemaat farz veya vaciptir. Onlar "Ferke‘û maa'rrakiîn" âyetinden bu hükmü çýkarmýþlardýr.

Son olarak þunu da ilâve edeyim ki, huzûr içinde ve erkânýna riâyet edilerek kýlýnan bir namazýn mü'minde hasýl edeceði haz ve zevki,ona baþka hiç bir mazhariyet kazandýramaz.Yeter ki insan, bu mazhariyetin þuurunda olabilsin ve namazýn kýymet ve deðerini idrâk etsin!...
Gönderen: 18.08.2005 - 14:08
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Devadam su an offline Devadam  
Konu icon    Tebrikler
326 Mesaj -
Euzu Billahi mineþ þeytanir racim, Bismillahir Rahmanir Rahim
Elhamdu Lillahi Rabbil alemin
Es salatu ves selamu ala Rasulina Muhammedin ve ala ali Muhammed.

Bu güzel yazý için çok teþekkürler. Mi'racý dar zihinlerine sýðýþtýramýyan ve "aslýnda mi'rac yoktur" diyen gafiller umarým akýllanýrlar.

Allahu Teala namazlarýmýzý "namaz müminin miracýdýr" ifadesini yansýtan makbul namazlar eylesin.

Bizleri imtihan etmek için ölümü ve hayatý yaratan Cenab-ý Allah'a emanet olunuz.
Gönderen: 23.08.2005 - 07:21
Bu Mesaji Bildir   Devadam üyenin diger mesajlarini ara Devadam üyenin Profiline bak Devadam üyeye özel mesaj gönder Devadam üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1315 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75572 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.