0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » hazreti fatima

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
hazreti fatima
2687 Mesaj -
Hz. Fâtýma, hicretten onüç sene önce, Mekke'de doðmuþtu. Küçük yaþýna raðmen, Peygamber efendimize yardým ediyor ve Kureyþ kâfirlerinin iþkencelerine karþý geliyordu.
Abdullah ibni Mesûd der ki:

“Resulullah efendimizin Kureyþe bedduâ ettiðini asla iþitmedim. Yalnýz birgün, Kâbe-i þerif yanýnda namaz kýlýyordu. Ebu Cehil, kendi adamlarýyla bir yerde oturuyorlardý. O sýrada bir kimse gelip, ölmüþ bir deve iþkembesini oraya býraktý. Ebu Cehil dedi ki:

- Bu kan ile bulaþmýþ iþkembeyi, kim götürüp, Muhammed secdeye inince, arkasýna koyar?

Fâtýma'ya haber verdi

Onlarýn içinde en ziyade bedbaht Ukbe bin Ebî Muayt, bu çirkin iþe giriþip, onu, Peygamberimiz secdede iken üstüne koydu. Resulullah efendimiz secdeden kalkmadý. O bedbahtlar gülüþtüler. O kadar ki, gülmekten birbirlerinin üzerine düþtüler.”

Ýbni Mesûd anlatmasýna þöyle devam etti:

“Ben uzaktan bakardým. Müþriklerin korkusundan yanýna varamadým. Nihayet bir kimse, Hz. Fâtýma'ya haber verdi. Hz. Fâtýma gelip, Resûl-i ekremin üzerinden onu kaldýrdý. Bunlarý yapanlara aðýr sözler söyledi, bedduâda bulundu. Hz. Fâtýma bu sýralarda küçük bir kýz idi.

Müþriklerin hiçbiri Hz. Fâtýma'ya cevap vermedi. Peygamberimiz, namazdan kalkýnca, bunlarýn isimlerini sayarak üç kere buyurdu ki:

- Ya Rabbi! Kureyþten þu topluluðu sana havale ediyorum.”

Ýbni Mesûd der ki: “Allah hakký için, onlarý Bedir günü gördüm. Hepsini katledip, ayaklarýndan sürüyerek, Bedir kuyusuna býraktýlar. Ümeyye ve Amr'ý ise parça parça ettiler. Ammar ve Velid'i çok fecî þekilde öldürüp, cehenneme gönderdiler.”

Resulullah efendimiz, Medine-i münevvereye, Allahü teâlânýn emriyle hicret ettikten sonra, hanýmý Sevde, kýzlarý Ümm-i Gülsüm ve Hz. Fâtýma'yý getirmeleri için, Ebu Râfiî ile Zeyd bin Hârise'yi Mekke'ye gönderdi. Onlara 500 dirhem gümüþ ile iki deve verdi.

Emrine baðlýdýr

Zeyd ile Ebu Râfiî Mekke'ye gittiler. Resulullahýn kýzlarý Ümm-i Gülsüm, Hz. Fâtýma, Sevde, Zeyd'in zevcesi Ümm-i Eymen'i ve oðlu Üsâme'yi alýp, beraber Medine'ye geldiler.

Hz. Fâtýma küçük yaþta iken, annesi Hadice-tül Kübra vefat ettiði için, Resulullah efendimiz onu, bülûð yaþýna kadar, yanýndan ayýrmadý. Onu en iyi þekilde yetiþtirip, terbiye etti.

Birgün Hz. Fâtýma, bir hizmet için, Resul-i ekremin huzuruna girmiþti. Resulullahýn mübarek nazarlarý kerimelerine iliþti. Evlenme çaðýna eriþtiðini müþahede ettiler.

Ümm-i Seleme ve Selman'dan rivayet olunmuþtur ki; Hz. Fâtýma bülûð çaðýna erdikte, Kureyþten çok kimseler istedi. Resul aleyhisselam, kimsenin sözüne iltifat etmeyip, buyurdu ki:

- Onun iþi, Hak teâlânýn emrine baðlýdýr.

Birgün Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Sâd bin Muâz, mescidde oturup; “Hz. Fâtýma'yý, Hz. Ali'den gayri herkes istedi. Kimseye iltifat olunmadý” diye konuþtular. Hz. Sýddýk dedi ki:

- Zannederim ki, Ali'ye nasip olur. Gelin, ziyaretine gidelim ve bu meseleyi açalým. Eðer fakirliði ileri sürerse, yardýmda bulunalým.

Sâd bin Muâz da dedi ki:

- Ya Eba Bekir! Sen, hep hayýr yaparsýn. Kalk, biz de sana arkadaþ olalým.

Beni memnun ettiniz

Üçü birden mescidden çýkýp, Hz. Ali'nin evine gittiler. Hz. Ali, onlarý görünce, karþýlayýp hâl ve hatýrlarýný sordu. Hz. Ebu Bekir þöyle sordu:

- Ya Ali! Her hayýrlý iþte sen öndersin ve Resul-i ekrem katýnda hiç kimseye nasip olmamýþ bir mertebedesin. Fâtýma'yý herkes talep etti. Hiç kimseye iltifat olunmadý. Sana nasip olacaðýný zannediyoruz. Niçin teþebbüs etmezsin?

Hz. Ali bunu iþitince, mübarek gözleri yaþla doldu ve dedi ki:

- Ya Eba Bekir! Beni ziyadesiyle memnun ettiniz. Ona, benden daha fazla raðbet eden yoktur. Lâkin elimin darlýðý buna mânidir.

Hz. Ebu Bekir, bunun üzerine þöyle cevap verdi:

- Böyle söyleme! Allahü teâlâ ve Resulünün yanýnda, dünya birþey deðildir. Buna fakirlik mâni olamaz. Var, Fâtýma'yý iste!

Hz. Ali buyuruyor ki:

“Resulullahýn huzuruna utanarak ve sýkýlarak girdim. Resulullahýn bütün heybet ve vakârý üzerinde idi. Huzurunda oturdum ve konuþmaya kâdir olamadým. Resulullah efendimiz buyurdu ki:

- Niçin geldin, bir ihtiyacýn mý var?

Sustum. Resulullah efendimiz:

- Herhâlde Fâtýma'yý istemeye geldin” buyurunca; "Evet" diyebildim.

Peygamber efendimiz, Hz. Fâtýma'ya, Hz. Ali'nin kendisini istediðini duyurdu. O da sustu. Peygamber efendimiz buyurdular ki:

- Fâtýma'ya mehr olarak verecek neyin var?

- Ya Resulallah! Benim hâlimi sizden iyi kimse bilmez. Bir kýlýcým, bir de devem vardýr. Baþka bir þeyim yoktur.

Mihr olarak kâfidir

Resulullah efendimiz tekrar buyurdular ki:

- Kýlýcýn gazaya lazýmdýr. Deven bineðindir. Sana verdiðim Hutamî zýrhlý gömleðin nerededir, ne oldu?

- Yanýmdadýr.

- Onu sat ve parasýný bana getir! Mihr olarak o kâfidir.”

Bunun üzerine Hz. Ali, zýrhýný satmasý için birine verdi. Verdiði kimse, pazarda satarken, Hz. Osman efendimiz zýrhý tanýyarak 400 dirheme satýn aldý. Yanýna da 400 dirhem daha koyarak:

- Bu zýrh sizden baþkasýna lâyýk deðil” diyerek Hz. Ali'ye geri gönderdi. Hz. Ali, bu para ile düðün hazýrlýklarýna baþladý.

Peygamber efendimiz, sevgili kýzý Hz. Fâtýma'nýn düðün vakti yaklaþtýðýnda, "Eðer annesi hayatta olsaydý, þimdi onun çeyizini hazýrlardý" diye düþündü. Bu düþüncede iken, Cebrail aleyhisselam gelip dedi ki:

- Ya Resulallah! Hak teâlâ sana selam ediyor. "Hiç merak etmesin. Kýzý Fâtýma'nýn bütün ihtiyaçlarýný, çeyizini ben temin edeceðim" buyurdu.

Hak teâlânýn emri nasýldýr?

Peygamber efendimiz, bu sözleri duyunca, þükür secdesi yaptý. Daha sonra Cebrail aleyhisselam, elinde, üzeri bir bohça ile örtülü altýn bir tepsi ve yanýnda bin melekle geldi. Mikail, Ýsrafil ve Azrail aleyhimüsselam da ayný þekilde gelmiþlerdi. Bunlarýn ellerinde de birer altýn tepsi vardý.

Peygamber efendimiz, bunlarý görünce sordu:

- Ey kardeþim Cebrail! Hak teâlânýn emri nasýldýr? Bu altýn tepsiler de nedir?

Cebrail aleyhisselam þöyle cevap verdi:

- Ey Allahýn Resulü! Allahü teâlâ sana selam ediyor. "Habibimin kýzý Fâtýma'yý, Ali'ye ben verdim. Arþ-ý a'zamda nikâh ettim. Habibim de eshab-ý arasýnda nikâh etsin! Tepsilerin birinde, cennet elbiseleri vardýr. Onu Fâtýma'ya giydirsin. Diðer tepsilerde cennet yemekleri vardýr. Onlar ile de eshabýna ziyafet versin!" buyurdu.

Resul-i ekrem efendimiz, bu müjdeyi iþitince, yine þükür secdesi yaptý. Sonra, dörtyüz dirhem mehr ile nikâh yapýlacaktý. Haberciler Hz. Fâtýma'ya müjdeyi götürdüler. Fakat O, razý olmadý.

Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip dedi ki:

- Ya Resulallah! Allahü teâlâ, "Fatýma dörtyüz dinara razý olmuyorsa, dörtbin dinar olsun! buyurdu.

Hz. Fâtýma'ya bunu haber verdiler. O yine razý olmadý.

Þefaat etmek istiyorum

Peygamber efendimiz, kýzýnýn esas maksadýnýn ne olduðunu öðrenmek için, yanýna gitti. Esas maksadýnýn ne olduðunu sordu. Hz. Fâtýma dedi ki:

- Babacýðým, ben dünyalýk bir þey istemiyorum. Benim maksadým dünya deðildir. Benim isteklerim ahiret ile ilgilidir. Sen ahirette, ümmetinden günahkârlara þefaat edeceksin. Ben de ümmetinden günahkâr kadýnlara þefaat etmek istiyorum. Muradým budur. Bu isteðim kabul edilirse, razý olurum.

Peygamber efendimiz, bu isteðini Cebrail aleyhisselama bildirdi. Cebrail aleyhisselam, Hz. Fâtýma'nýn arzusunun kabul edildiðini, ahirette, ayrýca onun da þefaat edeceðini bildirdi.

Peygamber efendimiz, gelip bu haberi sevgili kýzýna bildirdi. Hazret-i Fâtýma dedi ki:

- Babacýðým, senin þefaat edeceðine dair Kur'an-ý kerimde ayetler vardýr. Benim þefaat edeceðime dair delil nedir?

Peygamber efendimiz, durumu Cebrail aleyhisselama tekrar bildirdi.

Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam beyaz bir ipek getirdi. Bunun üzerinde þöyle yazýyordu:

(Kýyamet günü mümin kadýnlara, Fâtýma kulumu þefaatçi tayin ettim. Bu hüccet elinde bâkî kalsýn.)

Hz. Fâtýma'nýn þefaatine izin verildikten sonra, Peygamberimiz Hz. Bilâl'e hitap edip, muhacirin ve ensarý toplamasýný emretti. Cümlesi mescid-i þerifte toplandýlar. Peygamberimiz minbere çýktý. Hamd ve sena eyledikten sonra, muhacirin ve ensara hitaben buyurdu ki:

- Ey müslümanlar, biliniz ki, kardeþim Cebrâil gelip, Hak teâlânýn, melekleri toplayýp, “Fâtýma binti Muhammed'i, kulum Ali bin Ebî Talib'e verdim ve akit ettim” buyurduðunu haber verdi. Bana da emretmiþ ki, eshabým arasýnda bu akdi tecdid edip, þahitler huzurunda akd-i nikâh edeyim.

Ben de râzý oldum

Sonra Hz. Ali'ye dönüp buyurdu ki:

- Ya Ali! Kalk, nikâh hutbeni yerine getir!

Hz. Ali kalkýp, Peygamber efendimizin önüne geldi. Hak teâlâya hamd ve sena eyledi. Habib-i Rabbil âlemine salevat getirdi. Sonra Habibullaha iþaretle dedi ki:

- Resulullah efendimiz, kýzý Fâtýma'yý bana tezvic etti. Ben de buna razý oldum. Sizler de bu nikâha þahit olun.

Eshab-ý kiram buyurdular ki:

- Ya Resulallah! Bu þekilde tezvic buyurduðunuza biz þahit olalým mý?

Peygamberimiz buyurdu ki:

- Evet þahit olun.

Etraftan, “Allahü teâlâ mübarek etsin” dediler. Sonra Resulullah odasýna geldi. Hz. Ebu Bekir'e biraz para verip, çeyiz için bir þeyler almak için gönderdi. Selman ile Bilal'i de çaðýrýp buyurdu ki:

- Taþýnacak þey olursa siz taþýyýn.

Hz. Ebu Bekir buyurur ki:

“Dýþarý çýktým. Parayý saydým. Üçyüzaltmýþ dirhem geldi. Hz. Fâtýma'nýn çeyizini o para ile gördüm. Ýçi yün dolu bir döþek aldým. Ýçi hurma lifiyle dolu bir yastýk, topraktan birkaç kap kacak aldým. Resul aleyhisselama getirdim. Görünce, mübarek gözlerinden yaþlar aktý ve, “Ya Rabbi! En iyi kaplarý toprak çanak olan bu kullarýna bereket ver” diye duâ eylediler.

Ne iyi hanýmdýr

Hz. Ali buyurdu ki:

Bunun üzerinden bir ay geçti. Bu hususta mecliste hiç konuþulmadý. Ben de hicabýmdan aðzýmý açamadým. Fakat, bazen beni yalnýz gördüklerinde buyururlardý ki:

- Senin hanýmýn ne iyi hanýmdýr. Sana müjdeler olsun ki, O, âlemdeki hanýmlarýn efendisidir.

Bir aydan sonra, Hz. Ali'nin yakýnlarý dediler ki:

- Ya Ali! Bu nikah ile çok sevindik. Lâkin bir de düðün nasip olsa.

Hz. Ali de onlara, “Benim de isteðim odur, ancak söylemekten hicâb ederim” diye cevap verdi.

Bunun üzerine Ümm-i Eymen'den, aracýlýk yapmasýný istediler. O da durumu Peygamber efendimizin hanýmlarýna söyledi.

Peygamber efendimizin zevcelerinin, durumu Resulullaha arz etmelerinden sonra, Peygamber efendimiz Hz. Ali'yi çaðýrarak buyurdu ki:

- Zevceni ister misin ya Ali?

Hz. Ali de þöyle cevap verdi:

- Evet ya Resulallah! Anam ve babam sana feda olsun.

Resul-i ekrem efendimiz emir buyurdu. Hz. Fâtýma'nýn çeyizini hazýrladýlar. Hz. Ali'ye bir miktar para verip, hurma ve yað almasýný söyledi. Hz. Ali bunlarý getirince, hurma, yað ve yoðurdu karýþtýrýp, bir çeþit yemek yaptý ve eshab-ý kirama düðün yemeði olarak yedirdi.

Evimden çýkýp gidiyorsun

Yemekten sonra Resulullah efendimiz, bir eliyle Hz. Ali'yi ve diðer eliyle de Hz. Fâtýma'yý tutarak, evlerine götürdü. Fâtýma'yý baðrýna bastý.

Peygamber efendimiz Hz. Fâtýma'ya düðün günü þöyle nasihat etti:

- Kýzým, evimizden çýkýp, baþka bir eve, ülfet etmediðin bir kimseye gidiyorsun. Sen kocana yer ol ki, o sana gök olsun! Sen ona hizmetçi ol ki, o sana köle olsun! Kocana yumuþak davran! Öfkeli hâllerinde sessizce yanýndan kayboluver. Öfkesi geçinceye kadar ona görünme!

Aðzýný ve kulaðýný muhafaza et! Kocan sana fena söylerse, söylediklerini duyma ve sakýn mukabelede bulunma! Ona karþý gelme! Daima senden güzel söz iþitsin, güler yüz görsün. Bu suretle sana iyi nazarla baksýn.

Sonra alnýndan öptü. Hazret-i Ali'ye teslim etti ve "Zevcen iyi zevcedir" buyurdu. Her ikisini Hak teâlâya ýsmarladý. Sonra mübarek eliyle kapýnýn iki kanadýný tutup, bereket ile duâ eyledi ve çýkýp gitti.

Bir miktar kalsýn

Hz. Ali buyurdu ki:

“Resulullahýn hanemize teþrif buyurduðu gün, düðünden dört gün geçmiþ idi. Bizimle sohbet eyledi. Sonra bana dedi ki:

- Yâ Ali! Su getir!

Kalktým su getirdim. Bir ayet-i kerime okudu ve buyurdu ki:

- Bu sudan biraz iç! Bir miktar kalsýn!

Öyle yaptým. Kalan suyu baþýma ve göðsüme serpti. Tekrar, "Su getir" buyurdu. Yine su getirdim. Bana yaptýðý gibi, Hz. Fâtýma'ya da yaptý. Sonra beni dýþarý gönderdi. Fâtýma'ya nasihat ettikten sonra, beni davet etti. Bana da Fâtýma'yý ýsmarlayarak buyurdu ki:

- Ya Ali! Fâtýma'nýn hatýrýna riayet eyle! O benden bir parçadýr. Onu hoþ tut! Eðer onu üzersen, beni üzmüþ olursun.

Sonra, ikimizi de Allahü teâlâya ýsmarladý.” Resulullahýn soyu Hz. Fâtýma'dan devam etti. Peygamberimizden 6 ay sonra vefat etti.
Gönderen: 09.02.2006 - 11:10
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
PEKI HAZRETI ALI NASILDI
2687 Mesaj -
Hz. Ali'nin faziletinden bir örnek
Hz. Ali’ nin fazileti

Hz. Ali, Muaviye ile karsilasmak uzere Siffin’e giderken zirhini kaybetmis, daha sonraki bir zamanda da bunu bir Hiristiyan’in elinde gorup sormustu:

- Bu zirh benimdir, nereden aldin?
- Nereden senin oluyormus, benim bu zirh.

Hz. Ali, adami Kufe kadisi Sureyk’in huzuruna goturup davaci oldugunu soyledi. Kadi her ikisini de ayakta tutarak Hz. Ali’ye sordu:

- Bu zirhin sana ait olduguna dair sahidin var midir?
- Oglum Hasan bu zirhin bana ait oldugunu bilir ve tanir.
- Ogulun babaya sahitligi makbul degildir; baska sahidin varsa getir.
- Kolem Kamber de bu zirhin bana ait oldugunu bilir, onu cagirtalim.
- Onun sehadeti de mahkeme onunde gecersizdir; sen baska sahit goster.
- Baska sahidim yoktur; bu zirhin bana ait oldugunu ancak onlar bilirler.
- O halde ey muminlerin emîri, mademki bu zirhin sana ait oldugunu makbul sahitler ile ispat edemedin, ben de davalinin beraatine ve zirhin kendisine ait olduguna hukum verdim.

O âna kadar renkten renge giren ve dizleri titreyerek mahkemeyi dinleyen adama donen Kadi Sureyk, yumusak bir sesle sonucu bildirdi:

- Gidebilirsiniz, muminlerin emîri zirhin kendisine ait oldugunu ispat edememistir.

Adam sevincle huzurdan cikti, ancak kapinin onunde durup kaldi. Adeta ilerlemesine mani olan bir sey var gibiydi. Sonra geri dondu ve zirhi Hz. Ali’ye uzatarak ekledi:

- Beni affediniz!.. Bu hukumler ancak bir peygamberin getirdigi Ilahî nizamin hukumleridir. Buyurunuz, bu zirh gercekten sizindir. Siz de ey kadi efendi, bana Islam dinini telkin ediniz. Cunku adalete dayanan bir din batil olamaz. Dogru olan dinin bu oldugunu anladim.

Adam kadi efendinin delaleti ve Hz. Ali’nin sehadetiyle Musluman oldu. Bu sefer Hz. Ali dedi ki:

- Efendi, hakikat nurunu hemen goren birisin sen. Bu zirhi sana bagisladim ve bundan baska bir de at hediye ettim, mubarek olsun.
Gönderen: 09.02.2006 - 13:58
Bu Mesaji Bildir   NurBahcesi üyenin diger mesajlarini ara NurBahcesi üyenin Profiline bak NurBahcesi üyeye özel mesaj gönder NurBahcesi üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1505 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.98185 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.