0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » ÜYELER PANOSU » ÜYE HİZMETLERİ » UHDUD FiL EBABiL

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
UHDUD FiL EBABiL
919 Mesaj -
UHDUD FiL EBABiL


Kur'ân-ý Kerîm'de, isimlerinden Uhdûd eshabý olarak bahsedilen bir topluluk vardýr. Uhdûd, arapçada yerdeki derin ve uzun hendek veya yarýða denir. Dönemin kafirleri, müminleri imanlarýndan vazgeçirmek için içi ateþle dolu hendekler hazýrlamýþlardý. Müminleri bu hendeklere attýklarý için Eshabu'l Uhdûd adýný almýþlardýr. Efendimiz, Uhdûd eshabýný andýklarý zaman, ölümü aratacak bu türlü belalara uðramaktan Allahü tealaya sýðýnýrlardý.
Zaman itibariyle Kur'ân-ý Kerîm'in nüzulünden çok uzak olmayan bir dönemde yaþanan bu olay, Mekkelilerce meþhur ve çok bilinen bir olaydý. Eshab-ý kirama yaptýklarý zulümler dayanýlmaz noktaya eriþtiðinde, müþrikleri ikaz için Uhdûd toplumunun yaptýklarý zulümler ve baþlarýna gelen belalar, ayet-i Kerîmelerle þöyle anlatýlmýþtýr; "Hazýrladýklarý hendekleri tutuþturulmuþ ateþle doldurup çevresinde oturarak iman eden kimselere, dinlerinden dönmeleri için yaptýklarý iþkenceleri seyredenlere lanet edilmiþtir. Bu inkarcýlarýn, iman edenleri ateþ azabýna uðratmalarý, onlarýn sadece, göklerin ve yerin hükümranlýðý kendisinde bulunan, Aziz ve Hamid olan Allah'a iman etmiþ olmalarýndandýr. Allah herþeye þahiddir. Muhakkak ki, iman etmiþ erkek ve kadýnlarý dinlerinden çevirmeye uðraþanlar, eðer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabý vardýr. Yangýn azabý vardýr."
Bu olaylarýn baþlangýcýnda yaþanan bazý sahneleri Efendimiz þöyle anlatmýþlardýr; "Bir kralýn bir sihirbazý vardý. Sihirbaz yaþlanýnca kral, sihri öðretmesi için onun yanýna bir genç kattý. Meðer o gencin yolu üzerinde bir alim zat varmýþ. Gencin kalbi bu zata meyletmiþ ve onun dinine girmiþ. Günlerden bir gün sihirbaza giderken bir büyük yýlana rastgelmiþ. Yýlan, insanlarýn yoldan geçmesine engel oluyordu. O genç, eline bir taþ alýp; "Ya Rabbi, alim olan zat, senin katýnda sihirbazdan daha hayýrlý ise bu taþla yýlaný öldürmeyi nasip et" diye dua ederek yýlaný öldürmüþ. Daha sonra o genç, duasý bereketiyle anadan doðma körlüðü, alaca deri hastalýðýný ve daha nice hastalýklarý iyi eder olmuþ.
Kralýn bir arkadaþý vardý. Bir gün kör oldu. Gencin meziyetlerini iþiterek yanýna gitti. Genç dua edince körlükten kurtuldu. Kral arkadaþýna nasýl olduðunu sorunca arkadaþý, gencin diliyle beni Rabbim iyileþtirdi diye cevap verdi. Bunun üzerine kral, bendan baþka rab mý tanýyorsun diyerek adamcaðýza öyle iþkenceler etti ki gencin adýný vermek zorunda kaldý. Genç te iþkenceye çekilince alim zatýn kimliðini vermek zorunda kaldý. Alim zatý dininden çýkarmaya zorlayan kral, baþarýlý olamayýnca onu býçkýyla ikiye bölerek öldürdü. Ayný teklifi gence yapýnca genç te reddetti. Onu da kayalýklardan atarak öldürmek üzere bir daðýn tepesine gönderdi. Tam atacaklarý sýrada dað sarsýldý ve kralýn bütün adamlarý öldü. Kral bu sefer suda boðsunlar diye gemiyle denize gönderdi. Gemidekiler helak olsa da genç, suyun üzerinde yürüyerek sahile çýktý. Kralýn huzuruna vararak; "Beni öldürmene imkan yok. Ancak insanlarý bir araya toplayýp beni baðlarsan ve ok torbamdaki oklardan birini alarak; bu gencin rabbisinin adýyla diyerek oku atarsan öldürebilirsin" deyince kral da aynýsýný yaptý. Genç, þakaðýna saplanan okla þehid oldu. Ýnsanlar bu olayý görünce, hep birlikte gencin rabbisine iman ettiklerini söylediler. Kralýn çevresi; "Ýþte þimdi korktuðun baþýna geldi" deyince kral, hendekler kazdýrarak içlerinde ateþler yaktýrdý. Ýman edenleri de o ateþe attýlar. Hatta beraberinde süt emen bir çocuk olan üç çocuklu bir kadýn vardý. Kral kadýna; "Dininden dön, yoksa çocuklarýný ateþe atarým" dedi. Kadýn dininde sebat etti. Bunun üzerine büyük oðlunu ateþe attý. Kral yine ayný þeyi teklif etse de kadýn yine reddetti. Kral, ortanca oðlunu ateþe attý. Kral ayný teklifi tekrar yapsa da kadýn yine dininden dönmedi. Kral bu sefer kundaktaki bebeðini ateþe atmak üzere kendisinden aldýklarýnda kadýncaðýz dininden dönmeye azmetti. Ancak beþikteyken konuþan çocuklardan biri olan bu yavru, annesine seslenerek; "Anneciðim, sen doðru yoldasýn, üzülme, sakýn islamdan dönme" deyince anneyle çocuðunu ateþe attýlar."
YAÞADIKLARI DÖNEM
Ýslami kaynaklarýn Uhdûd eshabý ile ilgili olarak naklettikleri bu olay, Efendimizin dünyayý þereflendirmelerinden 90 sene önce 480 M'de Necran'da, Himyeriler zamanýnda yaþanmýþtýr. Bunu, diðer milletlerin tarihleri ve arkeolojik bulgular da teyid etmektedir.
Necran, Mekke ile Yemen'in arasýnda bulunmaktadýr. Dönemin Himyeri kralý Zü Nüvas isminde bir yahudi idi. Halkýn yahudi dinine girmesi için çaba gösteriyordu. Îsâ aleyhisselamýn þeriatine baðlý olan mü'minlerin (bugünkü teslis inancýnda olmayan gerçek Ýseviler) çoðalmasý üzerine baskýya baþladý. Necranlýlar baskýya boyun eðmeyince Süryani kayýtlarýna göre 120 bin kiþilik kuvvetli bir ordu ile üzerlerine vardý. Karþý duranlarý öldürdüler. Esirleri ise hapsettiler. Bundan sonra büyük hendekler kazdýrarak içlerine ateþler yaktýrdý. Yahudiliði reddedenlerin hepsi diri diri ateþe atýldý. Sonuçta Necranlý bazý mü'minler kaçabilmiþler, diðerleri ise din deðiþtirmiþ gibi göründüler.
Mekke'nin Cürhümlü reislerinden Hâris b. Müdâd, kendisine sýðýnan Necranlý mü'minleri himaye altýna alýr. Bunula da kalmaz, bu vahþetin sorumlularýný cezalandýrmak için askeri bir sefer düzenler. Bu seferin sonucu bilinemiyor. Ancak Ýran'ýn Ýsfehan þehrinde bir mezar taþýnda; "Ben, hendeklerin sahiplerini/Uhdûd eshabýný cezalandýran Hâris b. Müdâd'ým" yazýsý bulunmaktadýr ki; muhtemelen haris, kýsmi baþarýlar elde ettikten sonra maðlup olarak Ýsfehan'a kaçmýþ olmalýdýr.
Süryani kaynaklarýnýn bildirdiðine göre Zü Nüvas bununla da kalmaz, Güney Irak'ta hüküm süren Hire kralýna haber göndererek onun da ülkesine sýðýnan müminleri imha etmesini ister.
Zü Nüvas'ýn bu vahþeti, o zamanlar büyük yanký uyandýrmýþtý. Þehid ailelerin arzusu üzerine Doðu Roma destekli Habeþ ordusu Yemen'e hareket eder. Fakat Zû Nüvâs, Habeþli komutanlara muazzam para vaadinde bulunur. Bu teklife aldanan komutanlar, parayý almaya geldiklerinde kýlýçtan geçirilirler. Baþsýz kalan habeþ ordusunun bir kýsmý kaçar, bir kýsmý da imha edilir. Bu harekatýn sonucunu anlatan 518 M tarihli iki kitabe vardýr ki, bunlarda, 13 bin ölü, 9 bin 500 esir ve 28 bin büyük ve küçük baþ hayvan ele geçirildiðini yazýlýdýr. Bu hezimet üzerine yine Doðu Roma destekli büyük bir Habeþ ordusu ikinci bir harekat baþlatýrlar. Babu'l mendep boðazýna gelindiðinde gemilerin bir kýsmýnýn alabora olmasýna raðmen harekata devam edilerek Himyer ordusu bozguna uðratýlýr. Yakalanacaðýný anlayan Zû Nüvâs, kendisini kayalýklardan denize atmak suretiyle intihar eder.
EBREHE
Böylece Yemen'in idaresi tamamen Habeþlilerin eline geçmiþtir. Habeþ Necaþisi buraya derhal genel bir vali tayin ederek halkýn, dini inanýþlarýnda serbest olmasýný saðlar. Yemen'e ilk tayin edilen vali Aryat'týr. Burada bir süre valilik yapan Aryat, meþhur Ebrehe tarafýndan öldürülür. Habeþ necaþisi bu olayda suskun kalmak zorunda kalýr. O dönemde Yemen'deki Ýsevilik, henüz bozulmamýþ saf bir Ýslamý temsil ediyordu. Yani; Baba-oðul-kutsal ruh üçlemesine saparak Îsâ aleyhisselamý tanrý tanýmayan ve domuz eti yemeyen gerçek Ýsevilik hüküm sürüyordu. Ebrehe'nin baþa geçmesiyle Ýsevilikte dejenerasyonun baþladýðý görülür. Bunu, Ebrehe'nin 543 M yýlýnda tanzim ettirdiði bir kitabesinde açýkça görmekteyiz. Ebrehe'den önceki kitabeler, Ýslamiyetteki besmeleyle ayný manada olan; "Rahim olan Allah'ýn rahmeti, kudreti ve baðýþlamasý ile..." diyerek baþlýyordu. Ebrehe kitabelerinde ise yavaþ yavaþ teslisin hortladýðý görülür. Bu kitabeler ise; "Rahim olan Allah'ýn rahmeti, baðýþlamasý ve kudretiyle ve O'nun Mesihi ve Kutsal Ruhu ile...." diyerek baþlamaktadýr. Bu bizde, Aryat'ýn öldürülmesinde hýristiyanlýk dünyasýnda çok yaþanan bir mezheb savaþýnýn yattýðý þüphesini uyandýrmaktadýr. Aþaðýda anlatacaðýmýz Ebrehe'nin faaliyetlerinden de açýkça bu anlaþýlmaktadýr. Muhtemelen dejenere olmuþ Doðu Roma Ýseviliði/hýristiyanlýk, Aryat'ýn öldürülmesiyle henüz saflýðýný koruyan Habeþ Ýseviliðine galip gelmiþti. Zira Ebrehe'nin yaptýðý ihtilale Habeþ necaþisi açýkça suskun kalmak zorunda kalmýþtý. Bu suskunluðun gerisinde Habeþistan'ýn pek çok konuda Bizansa baðlý olmasýnýn yattýðý düþünülebilir.
Her neyse Ebrehe, Arap yarýmadasý sakinlerini Hýristiyanlaþtýrma politikasýna hýz vererek San'a þehrinde büyük bir tapýnak inþasýna giriþir. Bu bina, arap edebiyatýna Kalis (eglise/kilise) ismiyle þöhret yapmýþtýr. Doðu Roma imparatoru, kilisenin tezyinatý için Ýstanbul'dan iþçi, usta, mermer ve mozaik göndermekle kalmamýþ, dini hayatýn düzenlenmesi için bir de papaz göndermiþti. Bu papaz, Ýskenderiye'de görev yapan Gregentius isimli bir Ýtalyan'dý. Muhtemelen papaz, Teslis (Baba-oðul-kutsal ruh) inancýna mensuptu. Zira, Habeþistan gibi yakýn bir ülkeden din adamý getirtmek yerine, Ýskenderiye'den, hem de Ýtalyan bir papazýn gönderilmesi manidardýr. Bu papaz ayaðýnýn tozuyla Arabistan için 23 maddelik bir kanunlar mecmuasý hazýrlamýþtýr. Bu vesikanýn Yunanca aslý Viyana kütüphanesi el yazmalarý arasýndadýr. Vesika incelendiðinde bu durumun daha iyi anlaþýlacaðý kanaatindeyiz.
Ebrehe, söz konusu kilisenin inþasý için yöre araplarýna oldukça eziyet etmiþ, hatta civardaki Saba Melikesi Belkýs'a ait tarihi sarayýn sütunlarýný tahrip etmiþti. Ebrehe, bütün araplarýn Sa'na'daki bu kiliseye gelmesini istiyordu. Oysa yöre insanlarý hangi puta taparsa tapsýn hac ziyareti için Kâbe'ye gidiyorlardý. Bunu engelleyemeyen Ebrehe, Kâbe'yi yýkmak için fýrsat kollamaya baþlar. Ýstediði fýrsat, bir Mekkelinin Kalis'e büyük abdestini yapmasýyla ayaðýna kadar gelmiþ olur. Belki de bu pisleme olayýný bizzat tezgahlayan Ebrehe'ydi.
FÝL DESTEKLÝ ORDU
Sonuçta Ebrehe, MS. 570 senesinde, Efendimizin dünyayý þereflendirmesinden bir kaç ay önce, 60 bin kiþilik muazzam bir ordu hazýrlayarak Mekke'ye doðru yola çýkar. Ordunun güçlü olmasýnýn nedeni fillerdi. Bunlarýn arasýnda bir tanesi vardý ki, o güne kadar görülmemiþ irilikte ve beyaz renkteydi. Ebrehe, geçtiði yerlerdeki tüm Kabileleri kendisine baðlayarak ilerliyordu. Bu arada kendisine karþý çýkan Ehabiþ adý verilen arap konfedere kuvvetlerini Tâif yakýnlarýnda bozguna uðrattý.
Ebrehe'nin asýl hedefi Kâbe'ydi. Zira geçtiði yerlerdeki putlarla dolu tapýnaklara dokunmuyordu. Mesela Taif'te bulunan Lat putuna ve tapýnaðýna dokunmamak üzere Taiflilerle bir anlaþma dahi yapmýþtý. Taifliler bunun karþýlýðýnda, Mekke'ye kadar Ebrehe'ye kýlavuzluk etmek üzere Ebû Riðal isimli birini görevlendirirler. Fakat bu rehber, yolda; el Muðammas'a gelindiðinde aniden ölür. Ebrehe'nin ordusu Mekke yakýnlarýnda talana girerek yüzlerce büyük ve küçük baþ hayvan gaspederler. Bu sýrada Ebrehe'nin sürpriz bir ziyaretçisi olur. Bu ziyaretçi, Efendimizin dedesi Abdülmuttalib'dir. Asýl adý Þeybe olan Abdülmuttalib, Mekke'nin reisidir ve Yemenlilerce de tanýnmaktadýr. Yakýþýklýdýr. Yaþlý olmasýna raðmen dinç ve heybetli, bunun yanýnda hitabeti de çok iyidir. Ebrehe ise tip olarak Abdülmuttalib'in tam zýttýdýr. Bu nedenle Ebrehe, onu ilk gördüðünde etkilenir. Abdülmuttalib ondan; Kabe'ye dokunmamasýný, isterse diðer kabilelerle yapýldýðý gibi bir anlaþma yapabilecekleni söyler. Teklif olarak ta Tihame bölgesinin yýllýk buðday gelirinin üçte birisini önerir. Fakat Ebrehe kesinlikle anlaþma yapmayacaðýný belirtir. Bunun üzerine Abdülmuttalib, siyahi valiyi þaþýrtan bir talepte bulunur. Ordusunun gaspettiði 200 kadar devenin iade edilmesini ister. Ebrehe'nin þaþýrmasý üzerine; "Develer bana ait olduðu için onlarý istiyorum. Ka'beye gelince, orasý Allah'ýn evidir. Sahibi ne yapacaðýný bilir" der. Ebrehe, develeri teslim ettikten sonra ordusunda bulunan devasa fil baþta olmak üzere Ka'be'ye yönelir. Bu sýrada peþpeþe müthiþ olaylar meydana gelir. Önce dev fil yürümemek için direnir. Ne kadar zorlasalar da Mekke istikametinde yürümez. Yönünü baþka taraflara çevirdiklerinde ise yürür.
EBÂBÝL
Ordu, fil ile uðraþýrken Mekke'nin batý tarafýndan, Kýzýldeniz istikametinden bulut gibi kuþ sürülerinin geldiði görülür. Kur'ân-ý Kerîm'de Ebâbîl adý verilen bu kuþlar, aðýzlarýnda taþýdýklarý piþmiþ toprak parçalarýný Ebrehe ordusunun üzerine yaðdýrýrlar. Bu olay, þehri boþaltýp daðlara sýðýnan binlerce Mekke'linin gözü önünde gerçekleþmiþtir. Bazý Mekkeliler, kuþlarýn kanatlarýndan düþen tüyleri dahi hatýra olarak almýþlardýr. Kuþlarý attýðý taþlar birer güdümlü mermi gibi hedefine ulaþarak koca orduyu kýrýp geçirir. Bu olay Kur'ân-ý Kerîm'de müstakil bir surede þöyle anlatýlmaktadýr; "Rabbinin fil sahiplerine nasýl muamele ettiðini görmedin mi? Rabbin bunlarýn hile ve planlarýný boþa çýkarmadý mý? Bunlarýn üzerine sürü sürü Ebâbîl kuþlarýný göndermedi mi ki bunlar; piþmiþ tuðladan taþlar atýyorlardý. Derken Allah onlarý, özü yenmiþ dane gibi yapýverdi."
Mekkeliler askerlerden arta kalanlarý toplarken bu taþlardan da hatýra olarak almýþlardý. Bunlardan bazýlarý aradan geçen 50 seneden sonra Efendimizin akrabalarýndan Ümmü Hani'nin evinde görüldüðü ve çocuklarýn oynadýðý nakledilmiþtir.
Ebrehe ve bazý askerler aðýr yaralý olarak Yemen'e döndülerse de çok acý bir þekilde peþpeþe ölürler. Ebrehe'nin göðsünün açýldýðý ve kalbinin dahi dýþarýya fýrladýðý nakledilmiþtir. Ordunun imhasý, Yemen'in sahipsiz kalmasýna sebep oldu. Muhtemelen bu durumu Habeþistan necaþisi de umursamaz. Bu durumdan faydalanan Ýran, kolaylýkla Yemen'i ele geçirir.

SEVGÝ SAYGI VE DUA ÝLE
Gönderen: 23.02.2006 - 14:36
Bu Mesaji Bildir   vehbi70 üyenin diger mesajlarini ara vehbi70 üyenin Profiline bak vehbi70 üyeye özel mesaj gönder vehbi70 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1374 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
sezgin 42 (51), hirtilar (51), Ebranur (52), hatay 1 (64), prensesim_28 (54), btutkun58 (60), zeko6454 (62), omarbabuscu (47), aydýn25 (49), mürsel (61), kapadokyali (33), Hacý Ali (72), battal_42 (53), nuhozer (44), ufuk özdemir (55), halidinvelit (60), maviadaist (49), mkuzeci (43), dervisoglu (60), Furkan 2 (50), MUHAMMEDSA&Yacu.. (45), Samet86 (39), yusuf s (40), mesutgumus (44), s_saglam85 (40), tugra01 (44), kizdede (49), Reyyannn (42), Ilyas AKTAS (59), munal_40 (55), ckisaer (66), münih2828 (66), babaersin (40), memoemmi (47), militan_aet (40), nuryol (49), ibrahimbirsen (71), duisburger (51), AlMiRa (39), abdullah dalgic (58), mkilinc_1986 (39), temiz (61), garibem (53), hýfz&yac.. (57), bedrettin tutku.. (60), Rýfat ÖZ.. (64), akcan_80 (44), ahmet12 (33), alptürk (47), ata kýra.. (71), mukremýn (57), engizli müdür (63), wip_ (50), velibey (52), Beytullah_Ko&cc.. (32), ramoz (60), amel114 (40), Bad-Mad (38), radyogul (44), kaya76 (49), Filizz (67), vuslat28 (48), hayhak (47), nasuh uslu (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61823 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.