0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » ÇOCUK EĞİTİMİ » Ölümü çocuklara nasıl anlatmalı?

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
abdullatif su an offline abdullatif  
Ölümü çocuklara nasıl anlatmalı?
173 Mesaj -
Ölüm meselesini

çocuklara en doðru biçimde

anlatmanýn yolu

biz büyüklerin onu en doðru biçimde

anlamamýzdan geçer.



Deprem sonrasý, birçok kiþi pek çok konuda yýðýnla þey söyledi. Ama her meselede olduðu gibi bu meselede de, atlanan, gözden kaçan, hiç deðinilmeyen mevzular kaldý. Bu kapýsý açýlmadýk konularýn içinde en önemlisi de, bütün hayatý koca bir oyun gibi gören çocuklarýn, bir anda gerçek hayatýn en gerçek yüzüyle burun buruna gelmeleri oldu. Çocuklar bu büyük depremden sonra, annelerini, babalarýný, kardeþlerini, sokakta birlikte oynadýklarý arkadaþlarýný ölümün alýp götürüþünü gördüler. Enkaz altlarýndan ölü insanlarýn çýkarýlýþýný izlediler, harabe sokaklarda, eski oyun günlerinin izini ararken daha önce hiç tanýþmadýklarý ceset kokularýný duydular. Ölüm, bütün çýplaklýðýyla karþýlarýna çýktý. Büyükler kendi dertlerine düþmüþ olmanýn verdiði telâþla, çocuklarýn bu ölümle ilk ve yoðun karþýlaþmalarýnýn ardýndan, onlara ne gibi açýklamalarda bulunulmasý gerektiðini, teselliye muhtaç küçük kalplerin nasýl teskin edileceðini düþünmeye bu konuda gerçek ve iþe yarar açýklamalar yapmaya gerek duymadýlar.

Deprem sonrasý ilerleyen günlerle birlikte, bu konuda bazý yazýlar yazýldý. Meselâ tanýnmýþ bir yazar ölümü kendi dünyasýnda çözememiþ bir insan çaresizliðiyle meseleyi farkediyor ama; "4 yaþýnda bir çocuk babasý olarak bu türden hassas konularda daha yerel ve gerçekci çözüm ve önerileri beklediðini"itiraf ediyordu. Evet bu itiraf ölüm meselesini, bütün gerçekliðiyle birlikte kuþatamamýþ ve kucaklayamamýþ birinin çaresizliði idi. Ýslâmiyetin ahiret inancýndan uzak kalmýþlýðýn, inanamamýþlýðýn kaydý idi.

...........................

Batý dünyasýndan elimize geçen ve ölümle alâkalý olan çeþitli yazýlar, Ýslâmiyetin her yaþ grubu için ne kadar isabetli müjde ve telkinlerde bulunduðunu açýkça ortaya koymaktadýr. Batýlý bir çocuk eðitimcisinin baþýndan geçen çok enteresan bir olay, bu hakikate misâl olarak gösterilebilir.

Bu eðitimcinin küçük yaþtaki kýzý, günün birinde, bir türlü yemek yemez olmuþtur. Annesi çocuða önce yemesi için yalvarmýþ, sonra zorlamýþsa da fayda vermeyince acýkmasý için beklemiþtir. Ancak aradan 2 gün geçtiði halde küçük çocuk, aðzýna bir lokma dahi koymamýþtýr. En nihayet annesi çok ýsrar edince, çocukcaðýz aðlamaya baþlar ve dilinden þu sözler dökülür:

-Ne olur anneciðim sen de yeme, çünkü seni çok seviyorum.

Annesi, neden yememesi gerektiðini sorduðunda küçük kýz sebebini söyler ve anne hayretler içinde kalýr. Meðer küçük kýz ile babasý arasýnda birkaç gün evvel þöyle bir konuþma geçmiþtir.

-Baba, niçin yemek yiyoruz?

-Büyümek için.

-Büyüyünce ne olacak?

-Ýhtiyarlýyacaðýz.

-Peki ihtiyarladýktan sonra ne olacaðýz?

-Ne olacak, herkes gibi biz de öleceðiz...

O günden sonra çocuk, yemek yememeðe karar vermiþtir. Çünkü o, herkesin yemek yediði için öldüðünü zannedip; öyleyse yemek yemem; yemezsem büyümem, büyümeyince de ihtiyarlamam ve dolayýsýyla ölmem diye düþünmektedir. Tabii kendisi ölmek istemediði gibi, çok sevdiði annesinin de ölmesini istemiyor. Bu sebeple O'nun da yememesi için, yalvarýp yakarýyor. Ve eðitimci bu hâdiseyi naklederek okuyucularýna "Demek ki, çocuklara anlaþýlmasý zor olan ölüm ve âhiret gibi mevzularý anlatmamalýyýz" diyor. Bunu burada noktalayýp bir baþkasýna göz atalým.

Doktor D. Freundin de, Readers Diegest adlý derginin bir sayýsýnda "Çocuklara ölümden bahsetmeli mi?" konulu bir yazý yayýnlar ve ölüm konusunda þu tavsiyelerde bulunur: "Çocuðunuzun köpeði ölünce, derin bir uykuya daldýðýný, kardeþi, arkadaþý veya bir yakýný ölünce de onlarýn bir seyahate çýktýðýný söylersiniz" diyor.

Ancak birkaç gün sonra gelen yüzlerce mektupta; çocuðumuzu yatýrýp uyutamýyoruz ve birlikte seyahate çýkamýyoruz. Çünkü köpeðinin ve arkadaþlarýnýn baþýna gelen âkibetin, kendilerine de geleceðinden korkuyorlar, ne yapacaðýz, þaþkýna döndük þeklinde birçok soru soruluyor. Doktorun cevaben yazdýðý yazý ise; "Bu meseleyi fazla kurcalamakla hata ettik" þeklinde oluyor.

Ýþte bu cevaplar hiç þüphesiz çaresizliðin ve aczin, ilâhî esaslardan habersizliðin ifadesinden baþka bir þey olmasa gerek. Demek ki, insan nev'inin yarýsýný teþkil eden çocuklar ancak ölüm sonrasý bir hayat inancýyla insanca yaþayabilirler. Ve yalnýz Cennet fikriyle onlara dehþetli ve aðlatýcý görünen ölümlere ve vefâtlara karþý dayanabilirler. Ve her vakit etrafýnda kendi gibi çocuklarýn ve büyüklerin ölümlerinin onlarýn endiþeli nazarlarýna çarpmasýna, ancak ebedî hayatýn müjdesiyle tahammül edebilirler. Hem bunu tahmin etmek zor deðildir. Çünkü çocuklar daha küçük yaþlardan baþlayarak çeþitli ölüm-kalým tecrübeleriyle belirli bir ölçüde ölümle ilk karþýlaþmaya doðru ilâhi bir programlama çerçevesinde hazýrlanmaktadýr. Aydýnlýk ve karanlýðýn birbirini takibi, uyuma ve uyanýk kalma dönemleri, çeþitli çocukluk oyunlarý, ölüm ve hayat zýtlýklarý þuurunu geliþtirmekte, çocuk yavaþ yavaþ bazý þeylerin daimi ve düzenli bir þekilde gelip gittiðini, ister istemez öðrenmektedir. Bize düþen ise, en iyi ve gerçekçi telkini, ruha uygun olarak enjekte edebilmektir. Yeri gelmiþken bu konuda da bazý tecrübe ve tespitlerin ýþýðýnda çocuktaki ölüm þuurunun kendini hangi yaþta gösterdiðine göz atalým.

"Henüz 5 yaþýna gelmemiþ küçüklerin, ölümün varlýðýndan bütünüyle habersiz ve herþeyin canlý olduðu, Macaristan, Çin, Ýsveç, A.B.D. doðumlu çocuklarda yapýlan testlerde hepsinin ayný kavrayýþ þeklini paylaþtýðý görülmüþtür.”

Çocuklara gerçeklerin bizim inancýmýz doðrultusunda öðretilmesi, onlarýn yavaþ yavaþ ölüm fikrini kabul etmelerine ve bu tutumlarýnýn düþünce ve konuþmalarýna yansýmasýna sebep olur.

Pedagog ve psikologlar tarafýndan yapýlan araþtýrmalar, çocuðun ruhî dünyasýnýn en çok sarsýldýðý yaþlarýn 7 ve 9 yaþlarý olduðunu ortaya koymuþtur. Çünkü çocuðun ölümü ihtiva eden, ölü taklidi yapmasý gerektiren oyunlara merak sarmasý bu döneme rastlar. Ölü taklidinin yer aldýðý oyunlarýn oynanmasý, çocuðun ölüm düþüncesini hayatýn içine yerleþtirmesi açýsýndan tesirli bir rol oynar. Bu dönemdeki çocuklarýn çoðu, ölümü bütün hayatî faaliyetlerin süresiz olarak kesilmesi þeklinde benimserler. Ünlü bir pedagog olan Carlos Costanetana'ya göre; çocuk ancak kendini doðrulayacak tasvirlere dayalý his ve müþahede tahlillerini yapabilecek duruma eriþtiði bu yaþtan itibaren, dünyayý ve hayatý tanýmayý öðrenmiþ ve dolayýsýyla içinde yaþadýðý toplumun bir üyesi olmaða hak kazanmýþ demektir.

Hiç þüphesiz insanlar içinde yapýlan bu araþtýrmalarda, mantýk ölçülerine sýðmayan tecrübe ve buluþlara da rastlamak mümkündür. Ancak yine de bunlarýn hepsi bir araya geldiðinde, þaþýrtýcý bir þekilde birbiriyle uyum gösteren bir tablo oluþmaktadýr.

Baþta zikrettiðimiz iki örnekte olduðu gibi; susmak veya meseleyi örtbas etmeye çalýþmak kime ne kazandýrýr? Aslýnda, bizce hiç ehemmiyeti olmayan þeylerin dahi en ince noktalarýný soran veya araþtýran çocuk, nasýl olur da kendisini ve bütün yakýnlarýný alâkadar eden ölüm ve âhiret gibi mevzularý sormaz, araþtýrmaz?

Eðer siz ona "Ölüm yokluk deðil!.. Hiçlik deðil!... Sönmek deðil!... " hakikatýný ve kabir kapýsýnýn nur âlemine açýlan bir kapý olduðunu anlatamazsanýz çocuðun, küçücük kalbi paramparça olacaktýr. Oynamakta olduðu basit bir oyuncaðý dahi elinden almaya çalýþtýðýnýzda aðlayan çocuk, eðer âhireti bilmezse, hergün beraber oynadýklarý kardeþinin veya sevdiði bir yakýnýnýn birdenbire kaybolmasýna nasýl tahammül edecektir?

Halbuki ruhu, "Cennet ve ahiret inancýnýn" nuruyla aydýnlanan bir çocuðun yüzündeki acý ve keder sisi daðýlacak "Gerçi çok sevdiðim oyun arkadaþým veya kardeþim öldü, ama Cennetin bir kuþu oldu; orada bizden daha iyi yaþar. Hem nasýl olsa biz de O'nun yanýna gideceðiz. Ýleride yine onlarla beraber olacaðým. Ölüm yok olmak deðil ki üzüleyim. Ölüm sadece bir yer, bir oda deðiþikliðinden ibarettir" düþüncesi þuur ve hislerine yansýyýnca, gözyaþlarý dinecek ve o küçücük kalbi huzur bulacaktýr.

Yazýmýzý Prof. Dr. Atalay Yörükoðlu'nun ölüm ve çocuk konusundaki bir tavsiyesiyle bitirelim: "Çocuklar ölümle, çok erken yaþlarda ilgilenmeye baþlarlar. Öldükten sonra iyilerin cennete gideceðini öðrenmek, onlar için çoðu zaman yatýþtýrýcý olur... Sevdiði dedesi ölen bir küçük çocuk, bu gerçeði çok güzel dile getirmiþti: Dedem beni býrakýp cennete gitti, orada baþka çocuklarla oynuyor!.."

A. Yörükoðlu'nun, çocuðun bu durumuyla ilgili olarak anne ve babalara son tavsiyesi; "Onlarýn sevdiði kiþilerle, bir öte dünyada buluþmak ümidini kýrmayýn" þeklindedir. (Çocuk ve Ruh Saðlýðýgöz kırpma

Son olarak þunu da ifade edelim ki; ölüm meselesini çocuklara en doðru biçimde anlatmanýn yolu biz büyüklerin onu en doðru biçimde anlamamýzdan geçer.

(Zafer Yayýnlarýndan çýkan "Ölüm Son Deðildir" kitabýndan alýnmýþtýr.)



Gönderen: 02.03.2006 - 21:57
Bu Mesaji Bildir   abdullatif üyenin diger mesajlarini ara abdullatif üyenin Profiline bak abdullatif üyeye özel mesaj gönder abdullatif üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1294 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.71604 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.