0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Şeyhül-Ekber Muhyiddini İbni Arabi

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
hasandeveli su an offline hasandeveli  
Şeyhül-Ekber Muhyiddini İbni Arabi
36 Mesaj -
Neoplatonist teozofinin tasavvufa yansýyan bir varyantýndan baþka birþey" olmayan vahdet-i vücut teorisini metafizik bir sistem halinde geliþtiren (bknz. A.Y. Ocak, 9) Ýbnül Arabî 1165 yýlýnda Endülüs'ün Mursia þehrinde doðmuþtur. Gerçek adý Muhammed b. Ali b. Muhammed b. EI-Arabî'dir. (A. Ateþ, 533). Kendisi 8 yaþýnda iken ailesi Ýþbiliye kentine yerleþmiþ, 1194 yýlýna kadar burada kalmýþtýr. 1194 Yýlýnda Tunus'a, geldiði, 1195'de Fas'a geçtiði ve tecessüt eden (bedenlenen) Kur'an'ýn{!) rehberliði ile manevî bir miracýný burada gerçekleþtirdiði(!) bildirilmektedir. (A.Ateþ, 536). Ýbnül Arabi 1201 yýlýnda Magrib þehirlerinden birinde bulunurken, Hýzýr ile Musa'nýn makamýagla!) olan bir makama eriþmiþ, fakat bundan da bir yalnýzlýk ürküntüsü duymuþtur. 1202 Yýlýnda Kahire'de Hýzýr'ýn hýrkasýný giymiþtir! {A. Ateþ, 536).

1202 Yýlýnda Kudüs'ten yürüyerek gittiði söylenen Mekke'de hacca katýlmýþ, burada iki sene kalmýþ ve meþhur Fütûhat-ý Mekkiye adýndaki dört büyük ciltlik kitabýný burada yazmaya baþlamýþtýr. {A. Ateþ, 537), O'nun Konya'da bulunduðu yýllarda Sadreddin KONEVÝ ve Celaleddin RUMÝ'nin yaklaþýk 12 yaþlarýnda iki çocuk olduklarý tahmin edilmektedir. {M.N. Gencosman, VIII). Bir rivayete göre Sadreddin'in üvey babasýdýr. (A. Ateþ, 539; Gencosman, VII). Ya hayatýnýn sonlarýna doðru Þam'a yerleþmiþ, (Ateþ, 540) yahut da bir seferi sýrasýnda Þam'da 1240 yýlýnda ölmüþtür. Þam'da belirsiz olan mezarýný Yavuz Sultan Selim keþfettirmiþ ve adýna büyük bir türbe yaptýrmýþtýr. (1518) (Ateþ, 541).

Biyografisini kýsaca özetlediðimiz Ýbnül Arabi'nin hayatý oldukça hareketli ve ilginçtir. Hayatý esnasýnda yaþadýðýný iddia ettiði bazý hadiseler, ruhsal tecrübeler (!) ise hayatýndan daha karmaþýk olup gelecekteki kiþiliðini hazýrlayan altyapýlar niteliðindedir. Bizzat kendisinin yaþadýðýný iddia ettiði tecrübeler, kesinlikle normal beþerî ölçülerle izahý mümkün olmayan, hasta bir ruhsal kiþiliðin iddia edebileceði sanrýlardýr. Yani biz onun ve benzerlerinin bu tür iddialarýnýn kesinlikle bir halüsinasyon(') olduðuna inanýyoruz.

Fütuhat-ý Mekkiye'den nakledilen bilgiye göre 8 yaþýnda iken bir hastalýk geçirmiþ, hastalýk esnasýnda (herhalde gördüðü bir kabus sonucu olsa gerektir) çirkin suratlý bazý kimselerin kendisine eziyet etmek istediklerini, iyi kiþilerin ise ona yardým ettiðini görmüþ. O iyi kiþileri sorunca da, "Yasîn" suresi olduðunu söylemiþler. (Ateþ, 534, Futuhat'dan naklen).

Ýbnül Arabi'nin ilk mürþidleri de onun kimliði hakkýnda yeteri kadar aydýnlatýcý kanaat edindiricidir diye düþünüyoruz. Onun ilk þeyhi ümmî olup, ama "bir çok kerametleri olan" Ebu Cafer adýndaki bir kiþidir. (Ateþ, 537). Bir diðer þeyhi, Ebu Muhammed el-Baðî ise abdal'dan sayýlmakta ve daima daðlarda, sahillerde yaþamakta, þehirlere gelmemektedir. (Ateþ, 535, Ruhul Kudüs'den naklen).

Bu þeyhlerle yýllarýný geçiren Ibnül Arabî psiþik rahatsýzlýðýn o derecesine varmýþ olmalý ki, þeyhlerinden biri kendisini artýk dirilerle deðil, ölülerle yaþýyor olmakla suçlamýþ (yani þeyhi bile normal görememiþgöz kırpma, o da bu þeyhini bir gün çaðýrarak hakiki dirilerin o Ölüler olduðunu þeyhine göstermiþtir! (Ateþ, 535, Fütuhattan naklen).

Tasavvufi haller denen psikolojik rahatsýzlýklar o kadar ileri gitmiþ olmalý ki, artýk Ýbnül Arabî mesela Harun Reþid'in oðlu Muhammed'in ruhunun tecessüt ettiðini ve onunla konuþtuðunu iddia etmektedir. (Ateþ, 533, Futuhat'dan naklen).

Tamamen mitolojik bir kiþi olan, dünyanýn hiç bir yerinde ve hiç bir akýllý insanla oturup konuþmamýþ, görüþmemiþ (Musa (a.s)'la hikayesi anlatýlan zat Hýzýr'la karýþtýrýlmamalýdýr), mesela aklýndan asla þüphe duymadýðýmýz Hz. Muhammed'le (s.a.v) görüþmemiþ, tanýþmamýþ olan Hýzýr'dan hýrka giyen (Ateþ, 536, Fütuhat'tan naklen); •miraca çýkýp göklerde dolaþan ( Ateþ, 536, Fütuhattan naklen); berzah alemindeki (?) kiþilerle konuþan (Ateþ, 538, Fütuhat'tan naklen) Ýbnül Arabi'nin aklî dengesi, ruhsal yapýsý ve saðlýðý, psikolojik durumu hakkýnda bizim yorum yapmamýza gerek býrakmayacak kadar önemli verilerdir.

Ýbnül Arabî Kitaplarýný Nasýl Yazdý?
Bütün tasavvuf ekolünün çok tipik bir örneði olan Ýbnül Arabî "zahir ilmi"nin hiç bir iþe yaramadýðýnýn(!) farkýndadýr. Mutlaka, halkýn ne türlü bilgiye raðbet ettiðini çok iyi keþfetmiþ biridir. Dolayýsýyla Ýbnül Arabî, safsatalarýný doðrudan doðruya Allah'dan aldýðýný, daha doðrusu, "Peygamberler hangi kaynaktan alýyorlarsa o kaynaktan aldýðýný" iddia etmiþtir. Allah'ýn sözlerini harfli ve harfsiz olarak iþittiðini ve ilahi bir telkinle kendisine bildirilmemiþ hiç bir bilgiyi yazmadýðýný ileri sürmüþtür. (Ateþ, 548, Fütuhattan naklen).

Ýbnül Arabî Mekke'de bulunduðu yýllarda "Fütuhatül Mekkiyye Fî Ma'rifeti'l Esrari'l Malikiyye vel-Mülkiyye" adýný verdiði ve bütün tasavvufi düþüncelerini ihtiva eden kitabýný yazmýþtýr. Daha doðrusu kendisine gelen vahiyleri yazma zahmetinde bulunmuþtur. Kendince, Kur'andan farký bulunmayan bu kitapta aynen Kur'an'da olduðu gibi tutarlýlýk aranmamasý gerektiðini söyler. Çünkü Kur'anda da birbirleri ile alakalý olmayan sözler arasýna, onlarla alakalý olmayan bir baþka söz girebilmektedir! (Ateþ, 543, Fütuhat'tan naklen).
560 Baptan oluþan (dört cilt halinde basýlmýþ olan) bu kitabýný yazýþ gerekçesini þöyle izah ediyor:
Alem-i Hakikat'te ve huzur-i celali'de mükaþefe anýnda Hz. Peygamber'i görmüþ, bütün peygamberler O'nun önünde sýralanmýþ duruyorlarmýþ. Etrafýnda ümmeti ve hizmet eden melekler varmýþ. Ebubekir saðýnda, Ömer solunda, elinde bir mühürle duruyormuþ. Hz. Ali ise bu Peygambere yönelmiþ duruyormuþ. O esnada Hz. Peygamber Ibnül Arabi'yi görmüþ. O anla ilgili birtakým konuþmalar naklettikten sonra der ki, "o vakit bu hikmet ve hitabýn azameti bana Cenabý Allah'dan bir lütfi ilahî ve baðýþ olarak verildiðini hissettim." (Fütuhat, 1/1-2; Selahaddin Alpay, 11).

Kitabýn bir baþka yerinde (Fütuhat, 9) Kabe'yi tavaf ederken ve oturup da Kabe'yi murakabe ederken Allah'ýn kendisine açtýðý fetihleri (vahiyleri) nedeniyle kitabýna Fütuhat... adýný verdiðini söyler.

Ýyi bir Ýbnül Arabi hayraný olan ve bazý kitaplarýný tercüme etmiþ olan Selahaddin ALPAY'ýn, "Fütuhat-ý Mekkiye" adýyla çevirip yayýnladýðý muhtasar kitabýn önsözünde söyledikleri, tasavvufun nasýl müstakil bir inanç sistemi, hatta din olduðunu göstermesi bakýmýndan ibretâmizdir. Doðal olarak þeyhine çeken bu zat diyor ki: "Bu kitabýn tercümesine baþlamadan evvel uzun uzun düþündüm, daha doðrusu cesaretim yoktu... Fakat Allah'ýn inayeti bana yetiþti, rüyamda bu ulu zatýn bana seslenerek, 'beni Anadolu çocuklarýna ve halkýna tanýt, ben onlarý severim, vaktiyle o diyarlarý ziyaret etmiþtim. Mevlânâ gibi bir talebem vardýr' diye seslenmesi bana bu kitabý terceme etmeme sebep oldu..." (S.Alpay, s.6).

Görüldüðü gibi tasavvufta her þey rüya ile oluyor; rüya uzaklarý yakýn ediyor; Ölüyle dirinin arasýndaki farký yok ediyor, zaman kavramý ortadan kalkýyor! Ýbnül Arabi'nin peygamberden de ileri gittiði, onun muhiblerince de kabul edilmektedir.

Ýbnül Arabi'nin, "Allah tarafýndan kendisine yazdýrýlan" bir baþka kitabý da, "bütün düþüncelerinin hulasasý olan en olgun eseri" sayýlan (Ateþ, 543) Füsüsül-hîkem adlý kitabýdýr.

Füsus'u 627 yýlýnýn Muharrem ayýnýn son günlerinde Þam'da iken "Rasulullah'ý gördüðü gerçek bîr rüyada". Rasulullah'ýn elinde bir kitap bulunduðunu, kendisine hitaben, "bu, 'Füsusül Hikem' kitabýdýr, onu al ve insanlara duyur da onunla faydalansýnlar" diyerek yazmakla görevlendirildiðini iddia eder. (Ibnül Arabî, Füsus, 47).

Bu görevlendirme karþýsýnda Ibnül Arabî "iþitmek ve itaat etmek gerekir" der ve "hiç bir ziyade ve noksanlýk yapmadan niyetini gerçekleþtirdiðini" söyler. (Füsus, 48; Gencosman, 1). Ýbnül Arabî Füsus'u yazmada kendisinin sadece "mütercim" olduðunu ileri sürmektedir. (Füsus, 48). Yani o sadece aracýdýr, Füsus aynen Kur'an gibi bir vahiydir!

Her zaman olduðu gibi günümüzde de Ýbnül Arabi'den çok Ýbnül Arabî'ci kesilen bazý acar tasavvuf hermonetikcileri, onun bu safsata ve küfürlerini, Kur'an'ý, Allah inancýný, peygamberlik kavramýný tarumar eden ilhadlarým "yorumsayarak" tevil etmekte, kabule müsait hale getirmektedirler. Oysa iyi bir Ibnül Arabi meftunu olan ve kitaplarýnýn mütercimi Ahmed Avni KONUK (ö. 1938)un izahý, Ýbnül Arabi'nin bir baþka türlü anlaþýlmaya elveriþli olmadýðýný, yorumsamaya gerek bulunmadýðýný pekâlâ kanýtlamaktadýr.
A.A. Konuk, "bütün ilahî mertebeleri cami" (cem meratib-i ilahiyye'yi câmîgöz kırpma dediði Hz. Peygamber'in 'Vâris-i ekmel'i" saydýðý (A. Konuk, 98) efendisi Ýbnül Arabi'nin Füsus'unu þöyle tanýmlýyor: "Serapa asl-ý hakiki'den kulûb-i enbiya (as)a münzel plan maarif ve hikemin ilahiyye'den ibaret ve ehli takyîd olan erbab-ý ukûl'ün bilmediði ve idrak edemediði hakayýk ile mâlâmâldir. "aglaKonuk, 1), Yani Füsus, Peygamberlere gelen vahyin aynýsýdýr ve fakat bu hakikatleri akýl erbabý bilemez, anlayamaz! Ýbnül Arabîci sarih arkasýndan, Bakara suresinin 216. ayetini, ancak Þeytanýn razý olacaðý bir amaç uðruna kullanarak, -haþa- Kur'an'ý da "akýl erbabý"nýn bilemeyeceðini demeye getiriyor!

Oysa 2/216. ayette. Allah cihadý emrettiði halde ondan kaçmanýn yollarýný arayan iki yüzlüler tenkit edilmektedir.
Evet, söyleyene deðil, söyletene bak sözünü boþa söylememiþler! A. Konuk'un, tasavvuf ehlinin saçmalýklarýný "erbab-ý aklýn" anlamayacaðýný belirtmesi gayet yerinde bir tesbittir! Akýllý Ýnsanlar yalnýzca, akýllý sözleri anlarlar. Hiç bir mantýk kuralýna dayanmayan, aklý selimi tatmin etmeyen, sara nöbetlerinde sadýr olmuþ intibaýný veren hezeyanlarla akýllý insanlarýn Ýþi yoktur.

A.A. Konuk'a göre Füsus kitabý doðrudan "Velayet-i hassa-i Muhammediye"den Ýbnül Arabi'ye verilmiþ, o da noksansýz ve ziyadesi? bir þekilde teblið etmiþ olduðu için, Füsus'a itiraz doðrudan ve tamamen "hatem-i enbiya"ya itiraz etmek olur. (Konuk. 99).

Görüldüðü gibi bu kiþilerin ne Allah inançlarý, ne peygamber, ne de vahiy inançlarý Kur'an'a uygundur; bunlarýn akideleri tamamen kendi geliþtirdikleri özel bir Ýnanç sistemine dayanmaktadýr.

Ýbnül Arabî "et-Tedbîratu Ýlahiyye" adlý kitabýnýn da ledünnî ilimlerden oluþtuðunu; içine deðil þüphe, tahmin bile karýþmadýðýný iddia ederken (Ibnül Arabi, et-Tedbirat, 14) pek fazla yadýrgamadýðýmýzý, zira vahdet-i vücut felsefesi (panteizm) gereði kendisini Allah olarak gören, Allah'la aynýlaþan bir zihniyetin böyle inançlar taþýmasýnýn normal görülmesi gerektiðini belirtmek isteriz.
Gönderen: 21.12.2006 - 18:45
Bu Mesaji Bildir   hasandeveli üyenin diger mesajlarini ara hasandeveli üyenin Profiline bak hasandeveli üyeye özel mesaj gönder hasandeveli üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
özgürahmet su an offline özgürahmet  
hasan develi arkadaşa.
66 Mesaj -
burada yazýlan bazý yazýlarýn yanýltýcý olabileceðini sanýyorum.muhyiddini arabinin bu tür bir insan olabileceðini sanmam tabiiki beþeriz ve þaþarýz.hakkýnda tam bir malumat oladýðý için ben kesin konuþamýyorum.ama herþeyin bu kadarda ruhi bozukluk taþýyan insana iat olacaðý fikri biraz abes kaçýyor.
Gönderen: 04.05.2007 - 15:39
Bu Mesaji Bildir   özgürahmet üyenin diger mesajlarini ara özgürahmet üyenin Profiline bak özgürahmet üyeye özel mesaj gönder özgürahmet üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1465 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68949 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.