0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » .........Ruhum Buna Dayanmaz ......

önceki konu   diğer konu
4 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
HAKBIR su an offline HAKBIR  
.........Ruhum Buna Dayanmaz ......
374 Mesaj -
ESSELAMÜ ALEYKÜM

Gözlerini kapadý, çocukluðunu hayal etti. Babasýnýn soðuk yüzünü, tabutunun ardýndan nasýl bakakaldýðýný hatýrladý. Babasý yaðmurlu bir sonbahar akþamý dostlarýn omuzlarýnda gitmiþ ve bir daha küçük gecekondularýna geri dönmemiþti. Annesi mektep medrese görmemiþ olabilirdi; ama onu dünyalara deðiþmezdi. Onda sarsýlmaz bir kuvvet, yýkýlmaz bir iman vardý. Babasýnýn ölümünden sonra olaðanüstü bir fedakârlýk göstermiþ; yememiþ yedirmiþ, giymemiþ giydirmiþ, kendisini her þeye raðmen okutmuþtu. Onun hakkýný ödemesi elbette mümkün deðildi.


Titreyen elleriyle ýslanan yanaklarýný sildi, derin bir nefes aldý. Gözlerini, çok sevdiði bu ülkenin engin semalarýna dikti. Derin bir maviliðin ortasýnda, ötelere doðru akan bulutlara; güneþin yanan baðrýna doðru -belli bir düzen içinde- sefer eyleyen kuþlara baktý. Tekrar gözlerini kapattý. Ýnce narin avuçlarýný açtý, baþýný kalbine yaklaþtýrdý. Garipliðini, acizliðini iliklerine kadar hissederek Rabb'ine dua ve niyazda bulundu: "Ya Rabbi! Kalblere yerleþtirdiðin muhabbet, âlemlere sevgili kýldýðýn Muhammed (sas) hürmetine... Gecelerde duaya duran dostlarýn, huzurunda damla damla eriyen haslarýn hürmetine... Bana ve benim gibilere güç ve kuvvet ver. Bize, sen sahip çýk Rabb'im! Sen sahip çýkarsan, gariplerini kimse yýkamaz. Aklýmýzý, kalbimizi, ruhumuzu muhabbetinle doldur. Bizi bu dünyadan ayrýlýrken arkasýnda bir tane bile kýrgýn gönül býrakmayan muhabbet fedailerinden eyle. Ey gariplerin Rabbi, Sen çok büyüksün!" duasýný ettikten sonra derin düþüncelere daldý.

Bu ülke halkýný ve çekik gözleriyle tebessüm eden talebelerini çok seviyordu.


Þimdi, üniversiteyi bitirdiði bu Orta Asya ülkesine vefa borcunu ödüyor, öðretmenlik gibi kutsal bir vazifeyle buralara hizmette bulunuyordu. Anacýðýna söyleyemese de, hayali, Mus'ab misali bu topraklarda can emanetini teslim etmek, Hz Safiye gibi bulunduðu topraða gömülmekti. Bu diyarlar ona, hayatýnýn baharýnda tarihe kaydolmasý gereken çok ulvi hatýralar yaþatmýþtý. Hele yaþadýðý bir hadiseyi unutmasý mümkün deðildi. Böyle bir þey yaþadýðý için kendini bahtiyar hissediyordu. "Hey gidi günler!" dedi. Yaþadýklarýný bugün yaþamýþçasýna tekrar hatýrladý:

Üç yýl önce çalýþtýðý okula Ývana adýnda biyoloji olimpiyatlarýna hazýrlanan, zeki bir öðrenci kaydolmuþtu. Ývana, akranlarýnýn arasýna katýlmýyor, gezmiyor, dolaþmýyordu. Gece gündüz ders çalýþýyordu. Hayatta onun için bir tek gerçek vardý: Baþarý...
Okula geldiðinden beri Ývana'yý gözlemiþ, onu çözümlemeye çalýþmýþtý. Bu çocuk, bir yarýþ atýna benziyordu. Gözbebeklerinde hayata dair hiçbir ýþýk, hiçbir parýltý yoktu. Bir akþam etüt salonlarýný dolaþýrken Ývana'nýn çalýþtýðý sýnýfa girdi, tebessüm ederek ona nasýl olduðunu sordu. Bu sýcak tebessüm karþýlýðýnda buz gibi bir cevap almýþtý: "Ne yapabilirim! Ders çalýþýyorum." Çocuðun sözlerindeki kayýtsýzlýk yüzüne þamar gibi inmiþti. Bir þeyler konuþabilirim düþüncesiyle, çocuða soru sormaya baþladý:



- Bir þey sormak istiyorum Ývana. Senin için "insan" ne ifade ediyor?


- "Ýnsan" denince, aklýma sadece saçmalýk geliyor. Ýnsanlardan nefret ederim.


- Peki niçin baþarýlý olmak için gece gündüz çalýþýyorsun. Bu aldýðýn dereceleri niçin alýyorsun?


- Kendim için.


- Ama sen de insansýn. Gelecekte bilim adamý olacaksýn. Ýnsaný sevmeyen, insaný saçmalýk olarak deðerlendiren bir bilim adamý insanlýða ne verebilir ki!..


- Peki bütün bu duygularýn, içindeki nefret, bu uzaklýk ruhunu incitmiyor mu?


- Ben ruha falan inanmam. Sadece gördüðüme inanýrým. Allah'a, peygambere kýsacasý gözümle görmediðim hiçbir þeye inanmam.


Ývana'nýn cevabý karþýsýnda ürpermiþ, bu asrýn kronik rahatsýzlýðý, "inançsýzlýk" karþýsýnda bir kez daha dehþete kapýlmýþtý. Bir akýl, hem de düþünen bir akýl, ruhunun varlýðýný inkâr ederek nasýl yaþayabilirdi?



Bu konuþmadan sonra Ývana'yla aralarýnda garip bir bað oluþtu. En azýndan Ývana, gördüðü yerde ona selâm veriyor, arada sýrada da olsa birkaç kelime konuþuyordu. O da içinde Ývana'ya karþý farklý duygular hissediyordu. Hayatýn bütün güzelliklerine yüreðini kilitlemiþ olan bu çocuðu seviyordu.


Bir cuma gecesiydi, yine çalýþtýðý sýnýfa gitmiþti, kapýnýn aralýðýndan baktý: Ývana yine her zaman olduðu gibi sýnýfta yalnýzdý. Pencereden dýþarýyý seyrediyordu. Kapýyý çaldý ve yavaþça içeri girdi. Aðýr adýmlarla öðrencisinin yaný- na yaklaþtý. Konuþmak için müsait olup olmadýðýný sordu, müsait olduðundan emin olunca karþýsýndaki öðretmen masasýna oturdu. Ona yardým etmek istiyordu. Hayatý hakkýnda daha fazla bilgi sahibi olmak için soru sormaya baþladý. Ailesini sordu, annesini babasýnýn ne iþ yaptýðýný, kardeþlerinin olup olmadýðýný...



Bu sorularýn arkasýndan Ývana aðlamaya baþladý. Günümüzdeki pek çok genç gibi o da ailesinden yara almýþtý. Annesiyle babasý yýllar önce ayrýlmýþ. Babasý onlarý terk edip kayýplara karýþmýþtý. Annesinin þu an kiminle olduðunu bilmiyordu. Çok üzüldüðünü, babasýndan da annesinden de nefret ettiðini söyledi. Sonra çocukluðundan baþlayarak hayatýnda yaþadýðý her þeyi kendisine birer birer anlattý. Söylediði her cümle, Ývana'yý yumuþatýyor ve kendisine bir adým daha yaklaþtýrýyordu:



- Bütün bu yaþadýklarýn ruhunda derin iz býrakmýþ olmalý.


Bu cümlelerin ardýndan, Ývana yeniden ses tonunu yükseltti. Tehditkâr bir þekilde hocasýnýn gözlerine bakarak:


- Ben size daha önce ruh gibi saçma sapan þeylere inanmadýðýmý söylemiþtim.


- Peki o zaman üzüntülerini, rüyalarýný, duygularýný nasýl açýklýyorsun. Yalnýzlýðýný, özlemini, seni ayakta tuttuðunu iddia ettiðin nefretini nasýl deðerlendiriyorsun. Sýkýntýlarýnýn, bunalýmlarýnýn adýný nasýl koyuyorsun?


Ývana bu soru zincirinin bitmesini istercesine bakýþlarýný kaçýrdý. Tekrar pencereden dýþarýyý seyretmeye baþladý. Karýþýk bir ses tonuyla:


- Peki bana var olduðunu söylediðiniz þeyleri ispat edebilir misiniz?



Bunun üzerine aralarýnda ruhun varlýðýyla ilgili bir konuþma baþladý. Saatler ilerlemiþ, vakit gece yarýsýný bulmuþtu. Anlaþýlmaz bir inatla direniyor bir türlü geri adým atmýyordu. Bu derin mevzuda pek de fazla bir fikri olmamasýna raðmen inat etmesine üzülmüþtü. Bir kez daha bu öðrenciyi ne kadar çok sevdiðini hissetti. Hayata, insana, yani kendine yabancý olan; kendini manevi deðerlere karþý kapatmýþ olan Ývana'ya büyük bir þefkat duymuþtu. Öðrencisinin gönül kapýlarýnýn açýlmasý, sevgiyi tanýmasý, insana saygý duymasý için nelerini vermezdi. Bu dünyanýn; "sevgiyi sevip, nefretten nefret etme" düsturuna ekmek kadar, su kadar ihtiyacý olduðuna bir kez daha gönülden inanmýþtý.


Daha fazla üstüne gitmek istemediði için, izin isteyerek Ývana'nýn yanýndan ayrýldý. Yorulmuþtu. Omuzunda aðýrlýðýna tahammül edemediði bir yük, baþýnda þakaklarýný zonklatan bir aðrý hissetti. Usulca odasýnýn kapýsýný araladý. Abdest alýp kendine gelmek istiyordu. Abdest aldýktan sonra pencereyi açtý. Sýkýntýlý zamanlarda hep böyle yapardý. Rüzgârýn yüzünü okþamasý ruhuna inþirah verirdi. Gökyüzüne baktý, yýldýzlarýn dünyaya tebessümüne, gecenin baðrýný delip yeryüzünü aydýnlatmasýna, Samanyolu'na... Ayýn on beþiydi. Bu mükemmel manzara karþýsýnda Rabb'inin sonsuz ilmini düþündü. Ebede giden yolun ne kadar çetin olduðunu, ýzdýraptan geçtiðini iliklerine kadar hissetti. Yanan gönlünden:



Ah edip aðlamadan,
Sineler daðlamadan,
Su gibi çaðlamadan,
Bu daðlardan aþýlmaz!



mýsralarý döküldü. Gayr-i ihtiyari avuçlarýný açtý, ruhunu coþturan bu manzara karþýsýnda Rabb'isine duaya baþladý. Ývana ve sahip çýkýlmazsa imansýz yetiþecek olan bir gençlik, sinesine hançer gibi saplanmýþtý. Gözlerinden avuçlarýna ýlýk damlalar dökülüyordu. Gökyüzü büyüdü, büyüdü, büyüdü; o ise, bu büyüklük karþýsýnda küçüldükçe küçüldü. Ay sustu, yýldýzlar sustu, karanlýk sustu. Sadece sýzlayan yüreði konuþtu:



"Gökyüzündeki yýldýzlarýn aydýnlýðý adýna, gecenin ihtiþamý ve gökyüzünün niyazý adýna gençliðin sinesindeki karanlýðý aydýnlat Ya Rabbi! Sinelerdeki buzdaðlarýný muhabbetinin ateþiyle Sen erit. Öfkeyi, nefreti taze yüreklerden aþkýnla sil. Sen bize dýþta boðulma, bencilliðe saplanma yerine, içe doðru derinleþmenin yolunu göster. Ývana'ya ve onun gibi olanlara ruhun ötelere açýlan kapýlarýný aç. Bütün insanlarý 'kalbin zümrüt tepeleri'nden cennet yamaçlarýna doðru kanatlandýr. Bizi bedene esaretten kurtar. Kalbin ve ruhun derece-i hayatýna ulaþtýr. Þu kýsacýk dünya hayatýný ebediyet aðacýmýza tohum eyle. Nefsimizin pençesinden kurtar, gönül dudaklarýmýzý ölümsüzlük þerbetiyle tatlandýr. Ýçimizi dýþýmýzdan daha temiz kýl. Bizi ötelerde utanmayacaðýmýz bir ömürle þereflendir.



Ývana'yý, içinde bulunduðu buhrandan inayetinle kurtar. Bahtýna düþtük Allah' ým!


"
Saatlerce aðlayarak, dua dua Rabb'ine yalvardý. Dýþarýdan gelen soðuk rüzgâr ýslak yanaklarýný sýzlatmýþtý. Pencereyi kapatýp yataðýna doðru yöneldiðinde, bedenini hissetmeyecek kadar yorulduðunu fark etti. Günün yorgunluðunu, ruhunun ýzdýrabýný dindirmek için bir an önce uyumak istiyordu.


Sabah henüz olmamýþtý ki, kapýnýn çalýnmasýyla uyandý. Dýþarýdaki her kimse, kapýyý kýracakmýþ gibi yumrukluyordu. Endiþeli bir þekilde kapýyý açtýðýnda, gözyaþlarý içinde titreyen Ývana'yla karþýlaþtý. Ývana'nýn eli ayaðý titriyor, yüksek sesle aðlýyordu. Meraklý gözlerle Ývana'ya ne olup, bittiðini sordu.



- Hocam, hocam...
Hýçkýrýklar Ývana'nýn boðazýna düðümleniyor, bir türlü cümlenin arkasýný getiremiyordu. Hocasýnýn boynuna sarýldý ve uzun uzun aðladý. Þimdi biraz daha rahatlamýþtý. Bir bardak su içtikten sonra baþýna geleni anlatmaya baþladý.


- Siz yanýmdan ayrýldýktan sonra konuþtuklarýmýzý düþündüm. Zaten sizinle ilk karþýlaþtýðýmýzdan beri kafam karýþmýþtý. Söylediklerinizle, fikirlerimi alt üst etmiþtiniz. Ben de bunu gururuma yediremiyor, kendimi size karþý ters davranmaya þartlandýrýyordum. Ne kadar sizden kaçmaya çalýþsam baþaramýyordum. Her defasýnda içimde büyüyen garip bir duygu beni size daha da yakýnlaþtýrýyordu. Meselâ, siz bana tebessüm ederek selâm verince, istemesem de size karþýlýk veriyordum. Defalarca bunun ne olduðunu kendime sordum. Bu zamana kadar tanýmadýðým bu tuhaf þeyin adý ne olabilirdi.


Bunun adý sevgiydi hocam, sevgi. Ben bu duyguyu ilk defa tadýyordum. Sizi sevdiðim için kendimden nefret etmeye baþladým. Bu benim için ciddi bir yenilgiydi. Bana göre sevgiye inanmak aptallýktan baþka bir þey deðildi. Ben ruhun varlýðýna, Allah'a ve peygambere de kesinlikle inanmýyordum. Zaten bunlara inanmamý gerektirecek bir hayat tarzým da olmamýþtý. Ama ruhla ilgili tartýþmamýzdan sonra kendimi daha da kötü hissettim. Bunca zamandýr bastýrdýðým duygular isyan edercesine harekete geçmiþti. Sanki bütün dünyanýn karýncalarý beynime hücum etmiþti. Kendi kendime: "Kendine gel Ývana, sen bu saçmalýklara takýlacak kadar aptal olamazsýn. Bunlarýn hepsi masal. Bu dünyada kendin ve baþarýn dýþýnda her þey saçmalýktan baþka bir þey deðil. Þimdi dersini çalýþ ve daha fazla vakit kaybetme. Sevgiymiþ, ruhmuþ, bunlarýn hepsi insanlar tarafýndan uydurulmuþ þeyler." diyerek kendimi ders çalýþmaya zorladým. Çalýþtýklarým bir türlü kafama girmiyordu. Ýçimden bir ses: "Ya bütün bu inkâr ettiklerinin hepsi varsa!" diyordu. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum. Kapý aralandý, içeriye o zamana kadar görmediðim aydýnlýk yüzlü, orta yaþlý, beyaz kýyafetli birisi girdi. Bizim buralarýn insanýna benzemiyordu. Yanýma yaklaþtý, yaklaþýrken içime bir huzur, bedenime sükunet veriyordu sanki. Odanýn içine gül kokusuna benzer hoþ bir koku yayýldý. Birden yerimden fýrladým. Gözlerine bakýnca elim-ayaðým titremeye baþladý. Kalbim duracak gibi oldu. Þaþkýn bakýþlarla sordum:



- Affedersiniz, sizi daha önce buralarda hiç görmedim, kimsiniz siz?
Tebessüm ederek cevap verdi:


- Ben peygamberim. Adým: Muhammed Mustafa (sas). Sen ruha da inanmýyormuþsun doðru mu?
Sanki her þey küçülmüþ biz bütün dünyayý kaplamýþtýk. Tuhaf bir þeydi bu, bunu kelimelerle açýklayamam hocam, imkânsýz açýklayamam. Þöyle devam ettim:


- Evet ne ruha, ne Yaratýcý'nýn varlýðýna ne de peygambere inanýyorum.


- Ben sana þimdi ruhun varlýðýný ispat edeceðim.



Böyle dedikten sonra, yanýma yaklaþtý. Ýki eliyle omzumdan tuttu. Parmaklarýnýn ucuyla ensemden sýkýca tutarak yukarý doðru çekmeye baþladý. Bunu yaparken o kadar caným acýdý ki, anlatamam. Bu can acýsýyla ikimiz uçar gibi yükselmeye baþladýk. Hani kýlýfýndan bir þey çýkar ya hocam, sanki benim de bedenim öylece sýyrýldý çýktý. Aþaðý baktýðýmda, cesedimi orada görüyordum. Korku içinde: "Canýmý çok acýtýyorsunuz." dedim. O da bana: "Aþaðýda yatan kim bana söyler misin?" dedi. Ben de: "Aþaðýda yatan benim, benin bedenim." diye cevap verdim. "Peki bedenin aþaðýda ise, þu anda hissettiðin acýyý neyle hissediyorsun." dedi. Ben de: "Ruhumla hissediyorum." dedim. Cevabý tekrar etmemi istedi. Can havliyle, "Ruhumla hissediyorum Efendim. Artýk ruhumun varlýðýna inanýyorum." diyerek cümlemi tamamladým. Bu cevabýmdan sonra beni tekrar bedenime yavaþça geri býraktý. Normale döndükten sonra, çektiðim acýdan eser kalmamýþtý. Kendimi bir kuþ gibi hafif hissediyordum. Etrafa baktýðýmda biraz önce yanýmda olan kiþiyi göremedim. Bir anda kaybolup gitmiþti. Arkada sadece yoðun bir gül kokusu kalmýþtý. Rüya olup olmadýðýndan emin olmak için kendimi kontrol ettim, hayýr hocam bu yaþadýðým rüya deðildi. Ýnanýn hocam doðru söylüyorum. Sonra kendimi gayr-i ihtiyari kapýnýzýn önünde buldum. Sizi seviyorum hocam, hem de çok seviyorum. Ýtiraf ediyorum, sevginiz içimi yumuþatýyor. Yakýnýnýzda olmak bana güven veriyor. Ýlk defa birine güvenmenin huzurunu yaþýyorum. Beni býrakmayýn hocam, yalvarýrým. Yoksa ruhum buna dayanamaz, bundan çok incinir hocam.



- Ývana, duyduklarým doðru mu? Ruhum dedin, deðil mi yavrum?


- Evet hocam, ruhum dedim. Ýnanýyorum hocam ruha da, Allah'a da, peygambere de inanýyorum. Þu anda içimde inanmanýn ne büyük bir güç olduðunu hissediyorum. Ruhumun varlýðýný bana tattýrdýðýnýz sevgi iksiriyle hissettim. Eðer sevginin gücünü bir kez daha yitirirsem, ruhum buna dayanamaz.
Ders zilinin çalmasýyla kendine geldi. Ývana mezun olalý iki yýl olmuþtu. Þimdi dersine girmeliydi. Çocuklarýn arasýndan sýnýfýna doðru ilerlerken yüreðinin varlýðýný, yaþadýðýný hissetti. Bu topraðýn insanlarýný, çocuklarýný seviyordu. Ankara'daki okulunu, kendisini yetiþtiren fedakâr hocalarýný hatýrladý. Kendisine bu ideali aþýlayan büyüklerine minnettârdý.



Evet gurbet zordu, ayrýlýk yamandý. Anacýðý bir ney gibi hasretinden inliyordu. Ama o anasýna ötelerde daha büyük bir hediye sunmak için yola çýkmýþtý. Bir kez daha garip anasýnýn ve topraðýn altýndaki babasýnýn önünde saygýyla eðildi. Kararlýydý. Ömrünü insanlýðýn sevgiyi tanýmasýna adayacaktý. Sinesini ummanlar gibi açacak, mahzun gönüllerin yaralarýna merhem olacaktý. Taze yüreklere sevmeyi, yaratýlaný Yaratan’dan ötürü sevmeyi öðretirken ölecekti. Dünyanýn kaderini deðiþtiren nice isimsiz kahraman gibi hicret ettiði topraklarý vatan edinecekti. Ve öldüðü topraklara gömülecekti.



Sýnýfa girdiðinde çocuklarýnýn taze simalarýna baktý. Kulaklarýnda Ývana'nýn cümleleri yankýlanýyordu:


"Sizi seviyorum hocam, hem de çok seviyorum. Ýtiraf ediyorum, sevginiz içimi yumuþatýyor. Yakýnýnýzda olmak bana güven veriyor. Ýlk defa birine güvenmenin huzurunu yaþýyorum. Beni býrakmayýn hocam, yalvarýrým! Ruhum bundan çok incinir hocam, ruhum buna dayanamaz .


"Öðrencilerine oturmalarýný söylerken, dýþarýdaki yüzlerce Ývana'yý düþündü. Onlarý en büyük hakikatten haberdâr ederek ilâhî güzellikleri körpe gönüllere göstermek, bilme ve inanma nimetinin kadrini bilerek þükrünü bu þekilde eda etmek... Daha yapacak çok þey vardý. Kendi kendine þöyle dedi:


"Buralardan ayrýlmak mý, öðrencilerimden ayrý kalmak mý? Asla! Ýlâhî güzellikleri anlatmadan bir gün bile yaþayamam. Ruhum buna dayanamaz Allah'ým, ruhum buna dayanamaz..."

Gönderen: 02.02.2007 - 09:21
Bu Mesaji Bildir   HAKBIR üyenin diger mesajlarini ara HAKBIR üyenin Profiline bak HAKBIR üyeye özel mesaj gönder HAKBIR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
~HiLaLaY~ su an offline ~HiLaLaY~  
2765 Mesaj -
Ve Aleykümüs Selam

Hakbirim gül çok güzel bir paylaþým teþekkürler


Allah Razı Olsun


SEVGÝ KELÝMESÝNDE, HAYAT VEREN BÝR SIR VAR, ONSUZ OLAN HER ÝÞTE, MUTLAKA BÝR KUSUR VAR..




Sevgi Selam ve DUA ile...gül


Gönderen: 02.02.2007 - 10:02
Bu Mesaji Bildir   ~HiLaLaY~ üyenin diger mesajlarini ara ~HiLaLaY~ üyenin Profiline bak ~HiLaLaY~ üyeye özel mesaj gönder ~HiLaLaY~ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
HAKBIR su an offline HAKBIR  
374 Mesaj -
amin hilalay ablam cümlemizden insgül
Gönderen: 02.02.2007 - 14:32
Bu Mesaji Bildir   HAKBIR üyenin diger mesajlarini ara HAKBIR üyenin Profiline bak HAKBIR üyeye özel mesaj gönder HAKBIR üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
rifat56 su an offline rifat56  
5108 Mesaj -
gül Allah Razı Olsun gül

Yüreðine saðlýk
Emeklerine
Ellerine saðlýk...
Paylaþým için teþekkürler.

Gönderen: 02.02.2007 - 16:40
Bu Mesaji Bildir   rifat56 üyenin diger mesajlarini ara rifat56 üyenin Profiline bak rifat56 üyeye özel mesaj gönder rifat56 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1855 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
yalnizkurt (56), kabus (45), seckin_130388 (37), ilac76 (45), cemaloni (45), kayrabahar (50), RüSTeM (42), senanil (31), deliyurek83 (42), grall (43), raf57 (46), samican ceyda (28), honda (55), murat tapan (55), canacan (55), Türkalp (35), akrepkral_50 (37), zikkima zikkima (31), selamierkan (42), sayim5528 (56), erpamira (39), sahabeler333 (37), mehmetemiz (), sefayüksel (55), ZAKKUM (48), SAVAS123 (46), genckaptan (38), hifa hatun (20), oku (42), istanbul (20), DeryAdil (52), mustafa32 (54), ihakseven (46), lastway (41), ekonomist_69 (44), arsi85 (40), seminya88 (37), Seyfo1981 (44), (((TURKYOO))) (53), battalgazi2 (61), mevlüd (38), ensara (47), i.polat1967 (58), Zeynep-hafza (40), fgunes (42), risa (50), cprz61 (39), alievis (48), plas80 (55), CanVatan (42), immortel (42), TuGRaB (47), Eyüp (62), NiceLion (42), erten (65)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.62379 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.