Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün eþi Hayrünnisa Gül, The Times'a çarpýcý açýklamalarda bulundu.

.Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün eþi Hayrünnisa Gül, Ýngiliz The Times gazetesi ile yaptýðý söyleþide, türbana iliþkin “Ben baþýmý örtüyorum, beynimi deðil” dedi. The Times muhabirinin “Laikler, sizden korkuyorlar” demesi üzerine Gül, Ýngilizce olarak “Siz benden korkuyor musunuz?” sorusunu yöneltti.

Vatan'da yer alan habere göre, Prestijli Ýngiliz gazetesi The Times, Times2 ekinde Türkiye’deki türban sorununu kapak yaptý. Bu çerçevede türban tartýþmalarýna geniþ yer veren gazeteden Janice Turner’ýn, Hayrünnisa Gül ile yaptýðý röportaj da yayýnladý.

“TÜRKÝYE’NÝN EN TARTIÞMALI KADINI”

Tercüman kullanarak yapýldýðý belirtilen röportaja yer verildiði geniþ haberde Turner, birlikte çay içtiði Hayrünnisa Gül için “Türkiye’nin en tartýþmalý kadýný, çok zarif bir makyaj kullanýyor, þýk ve dar bir deri ceket, uzun etek ve marka ayakkabý giyiyor” diye yazdý.

41 yaþýndaki Gül’ün neþeli gözleri ve genç kýz gibi sesinin olduðunu da ifade eden Turner, Gül’ün tercümanýn aracýlýðýyla eþinin siyasi kariyerinin baþlarýnda nasýl aile iþlerini yürüttüðünü anlattýðýný belirtirken, Gül’ün kendi banka hesabýnýn olmasýnda ýsrar ettiðini, erkek çocuklarý gibi kýzýný da iyi bir üniversiteye girmesi için teþvik ettiðini yazdý.

Hayrünnisa Gül’ün “namus cinayetleri”ne karþý konuþmayý planladýðýný kaydeden Turner, türban sorununa iliþkin olarak da Gül'ün, kendisine “Ben sizi sarýþýn diye yargýlamýyorum” deðini de aktardý. Türner'e göre, Gül ayrýca “Ben baþýmý örtüyorum, beynimi deðil,” ifadesini kullandý.

Bu arada, Turner’in “Laikler sizden korkuyor” demesi üzerine Gül, Ýngilizce olarak “Siz benden korkuyor musunuz?” karþýlýðýna verdi. Gül “Bazen sýcak günlerde güneþ altýnda türban kullanmak rahatsýzlýk veriyor. Kadýnlarý kullanmaya zorlayabileceðiniz bir þey olduðunu düþünmüyorum” þeklinde konuþtu.

Ýran’da böyle yapýldýðýna iþaret edilmesi üzerine Gül, “Ancak Türkiye farklý bir toplum. Ailelerde türban takanlar var da, takamayanlar da var. Bazý aile fertleri türban kullanýr, diðerleri kullanmaz. Biz, farklý tercihlere alýþýðýz” dedi. ...

Haným efendi söyleyeceðini söylemiþ fazla söze gerek yok ....Tüm beyin taþýyan beyinsizlere duyurulur.....

Sakarya Türküsü





Ýnsan bu, su misali, kývrým kývrým akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuþlardan, hep basamak basamak;
Benimse alýn yazým, yokuþlarda susamak.

Her þey akar, su, tarih, yýldýz, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akýþta demetlenmiþ, büyük, küçük, kainat:
Þu çýkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya baþka, yokuþ mu çýkýyor ne?
Kurþundan bir yük binmiþ, köpükten gövdesine:

Çatlýyor, yýrtýnýyor yokuþu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiþ suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sýrtýna Sakarya'nýn, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mý düþtü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne aðýr imtihandýr, baþýndaki Sakarya!
Binbir baþlý kartalý nasýl taþýr kanarya?

Ýnsandýr sanýyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallýk ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnýz acý bir lokma, zehirle piþmiþ aþtan:
Ve ayrýlýk, anneden, vatandan, arkadaþtan!

Þimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeþanlara kaçmýþ eski güneþleri an!

Hani Yunus Emre ki, kýyýnda geziyordu?
Hani ardýna çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeþlerin, cömert Nil, yeþil Tuna?
Giden þanlý akýncý, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzýnda hâlâ çarpar mý tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayý: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabýna eþ kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanýnda parya!

Ýnsan üç beþ damla kan, ýrmak üç beþ damla su:
Bir hayata çattýk ki, hayata kurmuþ pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leþler, sizi kim diriltecek?

Kafdaðýný assalar, belki çeker de bir kýl!
Bu ifritten sualin, kýlýný çekmez akýl!

Sakarya, saf çocuðu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldýk Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaþýyle ýslanmýþ hamurdanýz;
Rengimize baksýnlar, kandan ve çamurdanýz!

Akrebin kýskacýnda yoðurmuþ bizi kader;
Aldýrma, böyle gelmiþ, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kývrýl, ben gideyim, Son Peygamber kýlavuz!

Yol onun, varlýk onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayaða kalk, Sakarya!





Necip Fazýl Kýsakürek

üstad'ýn bu þiiri son zamanlarda beni çok etkiliyor

çünkü

öz yurdumuzda garibiz

öz vatanýmýzda parya



ben susayým bu karikatür size ne demek istediðimi anlatýr...

tabii sadece kalbi olanlar anlayabilir...