0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kuran Kıssalarında Müşriklerin Vahye ve Resullere Karşı Aldığı Tavırlar

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Kuran Kıssalarında Müşriklerin Vahye ve Resullere Karşı Aldığı Tavırlar
Moderator


4254 Mesaj -
Kuran Kýssalarýnda Müþriklerin Vahye ve Resullere Karþý Aldýðý Tavýrlar
Kur’an’ý Kerim’de resullerin kýssalarý incelediðimizde müþriklerin vahye karþý aldýklarý þiddetli tavrýn ön plana çýktýðýný açýkça görmekteyiz. Bu yazýmýzda, kýssalarda müþriklerin peygamberlere karþý sergiledikleri tavýrlarý inceleyeceðiz.
Allah yeryüzü üzerindeki herhangi bir toplumu imtihana aldýðý zaman önce onlara içlerinden birini resul tayin eder.
"Sizi uyarmasý için içinizden bir adam aracýlýðýyla Rabbinizden size bir zikir gelmesine þaþtýnýz mý ? " (Araf, 7/69)
“Ýçlerinden bir adama: “Ýnsanlarý uyar ve inananlara, Rab'leri katýnda kendileri için’ bir doðruluk kademesi olduðunu müjdele!” diye vahyetmemiz, insanlara tuhaf mý geldi?” (10/2)
Allah’ýn, o kavim içerisinden, kendilerince çok iyi bilinen birini Resul seçmesi, müþriklerin peygamberler hakkýndaki kimlik itirazlarýný önler. Ayetlerde Resullerin kim olduklarý nereden geldikleri hakkýnda müþrikler tarafýndan ileri sürülen itirazlara rastlanmaz.
Eðer bu elçi dýþarýdan gelen biri olsaydý müþriklerin itirazlarýnýn daha da çeþitleneceði aþikar olurdu. Her þeyden önce dýþarýdan gelen bu elçinin kendini topluma tanýtmasý onlarýn güvenini kazanmasý gerekirdi. Daha sonra vahyi anlatabilirdi.
“Ben sizin için güvenilir bir öðütçüyüm.“ (7/68)
“Ey Salih, sen bundan önce bizim aramýzda ümit beslenen bir kiþi idin.”(11/62)
Ayetlerde iþaret edildiði gibi Resuller bulunduklarý toplum içerisinde kendilerini kabul ettirmiþ emin kiþilerdi.
Fakat Allah’ýn onlarý resul seçip vahyini indirmeye baþlamasýyla birlikte, bu emin kiþilerin toplumdan tecrit edilip aðýr hareketlere maruz kaldýklarýný görmekteyiz.
“Doðrusu seni yalancýlardan sanýyoruz.” (26/185)
“Hayýr o yalancý þýmarýðýn biridir.” (54/25)
“Biz senin beyinsiz olduðunu görüyor ve seni yalancýlardan sanýyoruz.” (6/66)
Sapýk toplumlarýn iþlerine gelmediði anda tertemiz resulleri karalamaya çalýþmalarý Vahiy’e karþý aldýklarý þiddetli tavýrlardandýr.
Müþrikler bu iftiralarýna toplumu inandýrabilmek için vahiyden önce, doðru sözlü ve güvenilir olan resullerin “kahin, sihirbaz ve þair”ler gibi cinlere karýþýp mecnunlaþtýðýný ileri sürmüþlerdir.
“Bir kahinin sözü de deðildir.” (69/42)
“Kafirler: “Bu apaçýk büyücüdür.” dediler.” (10/2)
“Cinlenmiþ bir þair...” (37/ 36) Bu saldýrýlarla müþrikler Resul’ün toplumdaki insanlarla muhatap olup, onlarý vahyi doðrultuda deðiþtirmesini önlemek istemiþlerdi. Böylece zalim beþeri sistemlerinin oluþturduðu sosyal düzenlen muhafaza edip, statükolarýný koruyabileceklerdi.
Müþriklerin bu benzetmelerine Allah, þiddetle karþý koyar.
‘Rabbi’nin nimeti sayesinde sen ne kahinsin ne de mecnun.” (52/29)
“Biz ona þiir öðretmedik, ona yakýþmaz da.” (36/ 69)
"O gün cehennem ateþine kakýlýrlar: "
“Ýþte yalanlayýp durduðunuz cehennem budur!”
“Bu mu büyü yoksa siz mi görmüyorsunuz?” (52/13-14-15)
Müþrikler, toplumu vahiyden uzak tutabilmek için deðiþik metotlar da denemiþlerdir. Örneðin gelen vahiyle birlikte toplumun atalarýnýn sapýklýkla itham edildiði kendilerinin sadece atalarýnýn yolundan gittiðini gündeme getirerek Resullere karþý toplumda tepki oluþturmuþlardýr.
“ Biz ilk atalarýmýzdan böyle birþey iþitmedik.”(23/ 24)
".....Þimdi atalarýmýzýn taptýklarýna tapmaktan bizi men mi ediyorsun ? ” (11/62)
“ Bu sizi babalarýmýzýn taptýðýndan çevirmek isteyen bir adamdan baþka bir þey deðildir...” (34/43)
Böylece oluþacak tepkiyle kabilecilik güçlendirilip toplumdaki insanlarýn atalarýndan gelenle, yani kendilerinin de üzerlerinde bulunduklarý hal ile devam etmeleri saðlanacak ve vahiy ile toplum arasýna bir duvar örebileceklerdi. Kitabullah bu tuzaða karþý örnek olarak aþaðýda bazýsýný vereceðimiz ayetlerle insanlarý uyarmýþtýr.
“ Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onlarýn kazandýklarý kendilerine, sizin kazandýklarýnýz size aittir. Siz onlarýn yaptýklarýndan sorulmazsýnýz. “(2/134)
“Babalarý hiçbir þey bilmeyen, doðru yolu bulamayan kimseler olsa da mý?” (5/104)
" Ey kavmim! dedi. Bakýn ya ben Rabbimden bir delil üzerinde isem ve o bana kendinden rahmet vermiþse " (11/63)
Allah müþriklere körü körüne itaatin doðru bir yol olmayacaðýný, doðru yolun kendi akýllarýna hitabeden vahiy’i düþünerek ona itaat ile bulunabileceðini bildirir.
Neticede herkes kendi yaptýklarýndan sorumlu olacaktýr. 0 halde boþ bir yol olan “atacýlýk/ýrkçýlýk” vahiy’e karþý geçerli bir savunma olmaz.
Resullere yapýlan iftiralardan biri de resullerin insan olmasý gibi doðal bir olgudan ileri gelir. Bu da bize gösteriyor ki vahiy’in karþýsýnda acizlik içerisinde kalan müþrikler ne olursa olsun karþýlarýndaki Resulü halk nazarýnda küçültmek için her olguyu kullanmaya çalýþýyorlardý.
“Bizim gibi bir insandan baþka bir þey deðilsin.” (26/185)
“Aramýzda bir beþere mi uyacaðýz.” (54/24)
“Seni de ancak kendimiz gibi bir insan görüyoruz.” (11/27)
Evet, Resul’ün insan olmak gibi bir sünnetullah'ý, Resul'ün aleyhinde kullanýyorlardý. Amaçlarý onu getirdiði vahiy’in içeriðinden ayrý tutarak tartýþmayý olaðanüstü isteklere sýçratmak ve böylece mucize istekleri ile peygamberi aciz göstermekti.
“Eðer doðru sözlülerden isen göðün bir parçasýný üzerimize düþür, dediler.” (26/187)
“Eðer doðrulardansan bize bir mucize getir.” (26/154)
“Niçin ona Rabbinden bir ayet indirilmiyor ? ” (29/50)
Bu hususta Allah peygamberlerin aðzýndan þöyle cevap verir.
“Ayetler (mucize) Allah katýndadýr. " (29/50)
Eðer Allah mucize verir ise bu seferde mucizeyi inkar etmeye çalýþýrlardý. Amaçlarý iman etmek deðil peygamberi zorda býrakarak onu halk nazarýnda gözden düþürmekti. Müþriklerin mucize istekleri karþýsýnda peygamberin durumunu Allah þöyle beyan eder.
“Onlarýn yüz çevirmesi sana aðýr gelince yeri delmeye ya da göðe merdiven dayamaya güç yetirebilseydin onlara bir ayet getirirdin.” (6/35)
Buraya kadar tevhid inancýný getiren peygamberlere ve onun þahsýnda vahiy’e iftiralarda bulunan müþriklerin iftira ve taarruzlarý üzerinde durduk. Þimdi bu iftira ve taarruzlarda bulunan müþrikleri tahlil etmeye çalýþalým.
Peygamberler elçilikle görevlendirildikleri andan itibaren, aldýklarý vahiy’i topluma iletmeye baþlarlar. Karþýlarýnda vahiy’i iletmeleri gereken bütün bir toplum vardýr. Çünkü içinde yaþadýklarý toplumda yanlýþ bir din inancý vardýr ve bu inanca vahiy gelene kadar resullerde dahil herkes itibar etmektedir.
Ne zaman ki resul elçilikle müþerref olur o zaman karþýsýnda tüm toplumu bulur. Vahiy’i onlara ilettiðinde bu insanlardan bazýlarý iman edecek ve elçilerin yanýnda bulunacaklardý. Ancak bunlar olana kadar resul inancýnda yalnýz, karþýsýnda da tüm toplum bulunmaktadýr.
Vahiy’in geliþiyle beraber Resul. topluma tevhid inancýný anlatmaya ve yaymaya baþlar. Toplumda ki bazý insanlar hemen onun yanýnda yer alýr ve onun
inancýný paylaþmaya baþlar. Ancak bunlar çok cüzi bir azýnlýktýr. Ýnkar edenler ise çok büyük bir çoðunluktur. Toplum artýk Resule inananlar ve karþý gelenler olmak üzere
ikiye ayrýlmýþtýr. Bu olguyu Allah þöyle belirtiyor.
“Semud kavmine kardeþleri Salih’i gönderdik. Hemen birbiriyle çekiþen iki zümre oluverdiler.” (27/45)
Artýk iki kutupa ayrýlan bu toplumda vahyi görüþü temsil eden Resul ve ona itibar eden bir avuç taraftarý ile onun getirdiði vahyi reddeden büyük bir çoðunluk vardýr.
Þimdi Resullere karþý çýkan ve onlarýn getirdiði vahyi reddeden kutupu, müþrikleri incelemeye devam edelim.
Müþriklerin bulunduðu inkarcý gurubun içerisinde de onlarý yöneten önder bir gurubun bulunduðunu görmekteyiz. Bu önder gurup inkarcýlar içerisinde çok küçük bir azýnlýk olarak ortaya çýkmaktadýr.
“ 0 þehirde dokuz kiþi vardý ki bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapýyorlar. Ýyilik tarafýna yanaþmýyorlardý. ” (27/48)
Salih’in (a) kavminin inkarcýlarý içerisindeki önder gurubuna dahil insanlarýn sayýsýný bildiren bu ayetteki verilen sayý ilgi çekicidir. Kavmin nüfusu belli deðildir. Ancak binleri on binleri bulacaðýný tahmin edebileceðimiz bir toplumda müþriklerin baþýný çeken,onlarý Resullere karþý inkara azmettiren çok az sayýdaki bir guruptur. Bu olgu bütün Resullerin kýssalarýnda ayný gözükmektedir.
Sosyolojik olarak bu olgu genel geçer bir kaidedir. Toplumlar her zaman küçük bir azýnlýk tarafýndan yönetilmiþ ve yönlendirilmiþlerdir. Toplum yöneticileri mal olarak önde giden zenginler,Resullere yapýlan tüm iftira ve saldýrý kampanyalarýný bu azýnlýk gurup tezgahlar ve böylece halkýn vahye yönelmesini önlemeye çalýþýrlardý. Çoðunluk olan halk ise, bunlarýn ürettiði sloganlar çerçevesini aþamayan rýzklarýný kazanmak derdine düþmüþ, fikri gayret göstermeyen bir kitledir.
“Mele” “Mütref” ve “Müstekbir” ler maddeten ve fikren zayýf düþürdükleri halk adýna peygamberlerle savaþýrlar. Çünkü onlarýn malý mülkü ve askeri güçleri vardýr ama bütün bu kazançlarýný saðlamak ve devam ettirebilmek içinde halk onlara lazýmdýr. Onlarýn sömürülerine karþý çýkan vahye tabi olan bir toplum ise, sömürü hortumlarýný týkayacak ve ellerindeki egemenliklerini kaybettirecektir. Dolayýsýyla halk onlara lazýmdýr ve resullere karþý verilen mücadelede aslolan peygamberleri toplumun ilgi odaðýndan düþürmektir. Ýþte halký kazanmak için Resullere karþý yaptýklarý þiddetli mücadele esnasýnda Resulleri halk nazarýnda gözden düþürmek için yer ve zamana dayalý olarak iftira ve saldýrý kampanyalarý düzenler
Dolayýsýyla siyasi, askeri ve maddi gücü elinde bulunduran bu zümre toplumun peygambere karþý tutumlarýný belirleme çabasý içindedir.
Kur’an’ý Kerim’de bu gurup “mele” “mutref’ “ müstekbir” olarak isimlendirilmektedir.
Kavminden büyüklük taslayan “mele” ileri gelenler içlerinden zayýf görülen inananlara : " Siz, dediler Salih’in gerçekten Rabbi tarafýndan gönderildiðini biliyor musunuz? " “onlarda doðrusu biz onunla gönderilene inananlarýz!” dediler.” (7/75)
“Kavminden “mele” ileri gelen inkarcý gurup dedi ki: “Biz seni bizim gibi bir insan görüyoruz...”(11/27)
" Biz hangi ülkeye bir uyarýcý gönderdikse mutlaka oranýn "mütrefuha" varlýkla þýmarmýþ kimseleri : Biz sizin gönderildiðiniz þeyi inkar ediyoruz.” dediler. " (34/ 34)
Kur’an’ý Kerim’de anlatýlan kýssalarda peygamberlerle en þiddetli biçimde mücadele eden
“Biz bir ülkeyi helak etmek istediðimiz zaman onun “MUTREFÝHA” varlýklýlarýna emrederiz orada fýsk yaparlar. (17/16)
“ Ýnsanlarýn hepsi Allah’ýn huzuruna çýkarlar. Zayýf býrakýlanlar “Müstekbirlere” büyüklük taslayanlara: “Biz size tabi idik. Þimdi siz, bizden Allah’ýn azabýndan bir þey savabilir misiniz ? ” (14/21)
Ayetlerde de görüldüðü gibi müþrikleri yöneten ve onlarý Resullere karþý inkara azmettiren azýnlýk küçük bir gurup vardýr. Resullere yapýlan tüm iftira ve saldýrý
kampanyalarýný bu azýnlýk gurup tezgahlar ve böylece halk'ýn Vahiye yönelmesini önlemeye çalýþýrlardý. Çoðunluk olan halk ise, bunlarýn ürettiði sloganlar çerçevesini aþmayan, rýzýklarýný kazanmak derdine düþmüþ, fikri gayret göstermeyen bir kitledir.
"Mele" " Mütref " ve " Müstekbir" ler maddeten ve fikren zayýf düþürdükleri halk adýna peygamberle savaþýrlar. Çünkü onlarýn malý mülkü ve askeri güçleri vardýr ama bütün bu kazançlarý saðlamak ve devam ettirebilmek için de halk onlara lazýmdýr. Onlarýn sömürülerine karþý çýkan Vahiy'e tabi olan bir toplum ise sömürü hortumlarýný týkayacak ve ellerindeki egemenliklerini kaybettirecektir. Dolayýsýyla halk onlara lazýmdýr ve Resullere karþý verilen mücadelede aslolan peygamberleri toplumun ilgi odaðýndan düþürmektir. Ýþte halký kazanmak için Resullere karþý yaptýklarý þiddetli mücadele esnasýnda Resulleri halk nazarýnda gözden düþürmek için yer ve zamana dayalý olarak iftira ve saldýrý kampanyalarý düzenlerler.
Kur'an'ý Kerim 'de anlatýlan kýssalarda peygamberlerle en þiddetli biçimde mücadele edenlerin " Mele " "Mütref " " Müstekbir " ler olarak nitelenen yönetici varlýlý ve kuvvetli sýnýfýn bireylerinin yaptýðýný görüyoruz. Bunun en bariz sebebi Resullerin getirdiði tek Allah inancýna da­yalý vahiy'e halkýn itibar etmesi halinde halký sömürerek “müstez’af” düþürerek zulüm ve talanla elde ettikleri mal mülk ve egemenliklerini kaybetmek korkusudur.
Aslýnda onlarda Allah’ýn resulüne ve ayetlerinin Allah’tan geldiðine kanaat getirirler. Ancak zulümle elde ettikleri mal, mülk ve mevkileri onlarýn Allah’ýn ayetlerine karþý gelmelerine sebep olur, kazandýklarý bu dünyalýklarý Allah’ýn ayetlerine tercih ederek inkarda direnirler.
“Vicdanlarý onlarýn doðruluðuna kanaat getirdiði halde sýrf haksýzlýk ve böbürlenme yüzünden onlarý inkar ettiler. “(27/14)
Halkýn ise kaybedecek bir þeyleri yoktur. Aksine ellerinden zulümle alýnanlar tekrar iade edilecektir. Ýþte bu olguyu fark eden yönetici sýnýf “egemenler” müþriklerin Resul hakkýnda Kur’an’da belirtilen tüm iftira ve saldýrýlarýnýn müsebbibidirler.
Resullere karþý en þiddetli tavýrlarý sergileyen “egemen” sýnýfýn (mele, mütref, müstekbirler) sömürdükleri halk ‘müstez’af” larý peygamberlere karþý nasýl inkara sürüklediklerini ahiret manzaralarýný yansýtan þu ayetlerden daha güzel anlýyoruz.
“Kafirler: Bu Kur’an’a ve ondan öncekilere inanmayacaðýz dediler. Sen bu zalimleri rablerinin huzurunda dikilmiþ olduklarý zaman suçu birbirinýn üzerine atýp dururken görsen: Müstez’af’lar , müstekbirlere” size doðruluk rehberi geldikten sonra ondan sizi mi alýkoyduk? Hayýr suçlu kimselerdiniz derler. Müstez’af’lar , müstekbirlere ” Hayýr gece gündüz hile kuruyor ve bize Allah’ý inkar etmemizi ona ortaklar koþmamýzý emrediyordunuz:” derler.” (34/31-32-33)
“Cehennemin içinde birbirleriyle tartýþýrlarken müstez’af’lar, müstekbirlere doðrusu sizlere uymuþtuk. Þimdi ateþin bir parçasýný olsun bizden savabilir misiniz?” derler.” (40/47)
Bu ayetler ayný zamanda egemenlere inanýp körü körüne Resule karþý çýkan halký da uyar
kuvvet olarak önde olan askerler ve bunlarýn dediklerini yapan idareci takýmýndan oluþur.
Bu zümre öylesine birbirine kaynaþmýþtýr ki hem zenginlik him askeri kuvvet bir kiþide olabileceði gibi bütün bu toplumu yönetim erki veren maddeler ayrý ayrý þahýslarda da bulunabilmektedir.
Egemenlerin propagandalarýna kanýp Resullere karþý çýkan müstez’af’larýnda sonunun egemenler gibi ateþ olacaðý bizlere bildirilmektedir. Bizi onlar kandýrdý gibi mazeretlerin geçersiz olacaðý dünyada iken müstez’af’lara bildirilmektedir.
0 halde resul seçilip, vahiy nazil olduktan sonra toplumda baþlayan, karþý tepki ile beraber oluþan iki grup arasýndaki mücadelenin resul ve toplumu yöneten egemen bir avuç kiþi arasýnda þiddetli bir biçimde geçtiðini tespit etmekteyiz. Her iki zümrenin taraftarlarýnýn yaptýklarý pro­paganda faaliyeti diðerine galebe çalarsa galip olanlar onlar olmaktadýr.
Doðrular ortaya konmuþtur ancak müþrikler bu doðrularý kapatmak için karþý propagandaya geçmiþler ve her türlü hile ve saldýrýyý denemektedirler. Toplum bu iki propaganda arasýnda kalmýþtýr ancak toplumun düþünce yetisi ortadan kaldýrýlmýþ olduðundan sloganlara teslim olmakta ve bir taraftan da atacýlýk gibi hissi olgularý ileri süren egemenlerin tuzaðýna düþerek Resullere karþý gelmektedirler.
Burada çok güçlü bir propaganda yapan egemen sýnýfýn toplumdaki propaganda malzemelerine bakmak gerekmektedir.
Ýnkarcý ileri gelenler o toplumda toplumun itibar ettiði kurumlar oluþturmuþlar veya oluþmuþ olan bu kurumlara hakim olmuþlardýr. Bunlar Musa kýssasýnda görüleceði gibi sihirbazlar. Diðer kýssalarý anlatýlan toplumlarda görülen astrologlar, kahinler, þairler gibi müesseseler ol­maktadýr.
Toplumdaki her katmanýn þu veya bu vesileyle dertlerine çözüm amacýyla baþvurduklarý ve olaðanüstü vasýflarla mücehhez
ettikleri bu kurumlar ‘ileri gelen’ lerce para veya güç sayesinde elde edilmiþlerdi ve ileri gelenlerin topluma lanse etmek istediklerini bunlar vasýtasýyla kabul ettirmekteydiler.
.Resullerin yanýnda ise bu kurumlardan hiçbiri yoktur. Yalnýz ve yalnýz kendinin ve yanýndaki inananlarýn kiþisel gayretleri vardýr.
Hal böyle olunca müstekbirlerin zayýf olan inançlarýný kuvvetli olarak sunduklarý güçlü propaganda odaklarý sayesinde halký bu propaganda mekanizmalarý ile oyalayabilecek sloganlara dayalý iftiralarý toplumda büyük yer etmekte. böylece toplum düþünemez hale getirilmekteydi.
Hiç bir zaman peygamber ve ona tabi olan insanlar karþýlarýnda gözüken toplumun tümünün hep birden taarruzu ile boðazlarýndan sýkýlý bir vaziyette olmamýþlardý. Ancak o toplumun yöneticilerinin halký, resullere karþý devamlý olarak inkara teþvikleri ve baskýlarý vardý.
Resule en þiddetli tavýrlar ileri gelenlerden gelmekte halk ise bunlara seyirci kalmakta, karþýlarýndaki güçlere boyun eðerek düþünce boþluklarýndan ve caydýrýcý güçlerinin olmamasýndan dolayý rýzýk ve can endiþesiyle beraber inkarcýlarýn safýnda yer almaktaydýlar.
Çünkü “ileri gelenler” peygamberlere karþý saldýrý ve iftiralarýna raðmen inanmaya niyet edenleri sürülmek ve öldürülmekle tehdit etmekteydiler. Toplum kaba kuvvet ile de sindirmekteydiler.
“Ey Nuh, bu iþe bir son vermezsen taþlananlardan olacaksýn.” (26/116)
“Allah’a and içerek birbirlerine þöyle dediler: gece ona (Salih) ve ailesine baskýn yapalým, sonrada velisine “biz ailesinin yok ediliþi sýrasýnda orada deðildik inanýn doðru söylüyoruz’ diyelim. Onlar öyle bir tuzak kurdular.” (27/48-50)
“(Þuayb’ýn) kavminden “ileri gelen” inkarcýlar dediler ki: “Eðer Þuayb’a uyarsanýz o takdirde siz mutlaka ziyana uðrayanlardan olursunuz.” (7/90)
“(Fir’avn): “Ben size izin vermeden ona inandýnýz ha? 0 size büyü öðreten büyüðünüzdür. Öyleyse bende sizin ellerinizi ve ayaklarýnýzý çapraz keseceðim ve sizi hurma dallarýna asacaðým...”(20/71)
Görülüyor ki Resullere karþý yapýlan menfi propagandanýn yanýnda: kaba kuvvet, sürülme ve öldürülme gibi çeþitli tazyiklerle de hem Müslümanlar ve hem de diðer halk kitleleri sindirilmekteydi.
“Ýleri gelenlerin” Resuller aleyhinde aldýklarý bütün bu þiddetli tavýr ve karþý koyuþlara raðmen Resuller neler yapýyorlardý? Þimdi de bunlarý görelim.
“Rabbim! doðrusu ben kavmimi gece gündüz çaðýrdým”(71/15)
“Rabbim! beni yalanlamalarýna karþý bana yardým et” (23/25)
“Rabbimiz! bizimle kavmimiz arasýnda hak ile sen hüküm veri sen hükmedenlerin en hayýrlýsýsýn.” (7/89)
“Ey kavmim! andolsun ki Rabbimin sözlerini size bildirdim, öðüt verdim; Kafir bir millet için niye üzüleyim” (7/93)
“Ýþte ben Allah’ý þahit tutuyorum. Sizde þahit olun ki, ben sizin Allah’ý býrakýp o’na þerik koþtuðunuz þeylerden uzaðým.” (11/54)
“Siz yüz çevirirseniz, ben size gönderilmiþ olduðum vazifemi teblið ettim.” (11/57)
“Ey kavmim! olduðunuz yerde yaptýðýnýzý yapýn ben de yapýyorum. Yakýnda kime azabýn gelip kendisini rezil edeceðini ve kimin yalancý olduðunu bileceksiniz.” (11/93)
Ayetlerden anlaþýldýðý üzere Resuller, müþriklerin karþý koyuþlarýna raðmen gece gündüz Allah’ýn vahyini onlara teblið etmekten yüz çevirmiyorlardý. “Ýleri gelenlerin” tuzak kurmalarýna karþý Allah’a sýðýnýyorlar ve tüm tebliðin gidiþatýný Allah’a havale ederek sonuna kadar hakkýn þahinliðinden vazgeçmiyorlardý.
Kýssalarda anlatýlan Resullerin teblið mücadeleleri esnasýnda yaþadýklarý, müþriklerin karþý tavýrlarýný incelediðimiz bu yazýmýzýn sonunda, bize tarihi bir olay olarak deðil ibret alýnmasý gereken bir örnek olarak anlatýlan kýssalardan günümüze aktarmalarda bulunacaðýz.
Her þeyden önce belirleyeceðimiz ilk kaide kýssalarda yaþanýlanlarýn Allah’ýn kanunu " sünnetullah " olduðudur. Kavimlerine elçi olarak yollanan bütün Resullere ayný tavýrlar konmuþ ve ayný benzer mücadeleler yaþanmýþtýr.
Günümüzde de Resul olmamasýna karþýn onun getirdiði vahiy’e ve taraftarlarý Müslümanlara karþý ayný tavýrlar deðiþik versiyonlarla tekrar edile gelmektedir.
Bugün de “Ýleri gelenlerin” koordine ettikleri karþý propagandalarla, vahiy ve onun temsilcileri halk nazarýnda mahkum edilmeye çalýþýlmaktadýr.
Vahye ve onun taraftarlarý olanlara, “ ileri gelenler ” in sahipliðini yaptýklarý; kýssalarda anlatýlan Resullere karþý tavýrlarda müþriklerin en önde gelen müesseseleri olan sihirbaz, kahin þairin günümüz versiyonlarý olan kurumlarla beraber topyekün taarruzlarda bulunmaktadýr.
Bu kurumlar; medya denilen yazýlý basýn, radyo ve televizyon gibi iletiþim vasýtalarý, bilim kurumlarý bilim adamý, sanatçý gibi oluþumlardýr.
Halk nazarýnda itibar gören bu müesseseleri yanýna alan “ileri gelenlerin” düzenlen vahiy ve onun temsilcileri olan Müslümanlarý karalamak için hiçbir fýrsatý kaçýrmamakta propaganda bombardýmanýna tutmaktadýr.
Bu saldýrýlar sonucu vahiy ve Müslümanlar yobaz genci, çaðdýþý, terörist, radikal, gibi çok çeþitli tanýmlamalara uðratýlmakta daha sonra ilgili müesseseler bu iftiralarýn teorik ve pratiðini geliþtirerek toplum nazarýnda mahkum etmQye çalýþmaktadýr.
Global olarak, tüm dünyanýn jandarmasý rolündeki müþriklerin baþý Amerika ve onun yandaþý sanayileþmiþ birkaç ülke “ileri gelenleri’ temsil etmektedir. onlarýn oluþturduðu birleþmiþ milletler, uluslararasý medya ve devletçiklerle beraber Müslümanlarý dünya kamuoyunda mahkum etmeye çalýþmaktadýrlar.
Salman Rüþdi, Teslime Nesrin gibi müþrikler, Danimarka, Fransa v.b gibi Hýristiyan devletlerdeki bir takým gazete ve dergileri ileri sürerek tezgahladýklarý oyunlarla bunlarý gerçekleþtirmektedirler.
Pratik olarak da Cezayir, Filistin, Keþmir, Irak, Filistin, Afganistan vb. gibi Islami hareketlenmenin yoðun olduðu beldelerde propagandayý da aþýp kan içmektedirler.
Yazýmýzý bitirmeden önce bizler bu kýssalarýn anlatýmý ýþýðýnda neler yapmaktayýz buna da deðinmek istiyoruz.
Sovyet bloðunun çöküp dünyada tek egemen güç olarak Amerika ve çevresindeki sanayileþmiþ birkaç ülkeden oluþan G-7'ler ile birlikte; bu egemen güç grubunca oluþturulmaya çalýþýlan Yeni Dünya Düzeni kendisi için potansiyel tehdit olarak yalnýzca bilinçli Müslümanlarý görmektedir. Ýþte bu nedenle biraz önce yukarýda sýraladýðýmýz
müstekbirlerin saldýrýlarý, Yeni Dünya Düzeni ile birlikte þiddetini gittikçe arttýrarak sürüp gitmektedir. Peki Sünnetullah’ýn bir gereði olarak taðut ve Ýslam arasýnda sürüp giden bu mücadelede Müslümanlar ne yapmaktadýrlar.
Evet Müslümanlar Cezayir, Bosna, Filistin, Çeçenistan Irak, Afganistan, Keþmir vb. Is1am coðrafyasýnýn birçok yerinde Yeni Dünya Düzeni’ne karþý baþlattýðý direniþle, artan saldýrýlara boyun eðmeyeceðini göstermiþtir. Fakat Yeni Dünya Düzeni’ne karþý iyice alevlenen bu direniþin saman alevi gibi parlayýp sönmemesi için Müslümanlarýn hala almasý gereken çok yol olduðunu da gözden kaçýrmamalýyýz.
Her þeyden önce müstekbirlere ve Islam coðrafyasýndaki yerli iþbirlikçilerine karþý yürüttüðümüz bu mücadelemizde rehber olarak Kitabullah’ý almalýyýz.
Müstekbirlerle yürüttüðümüz bu mücadelenin baþladýðý noktanýn ise hatalý dini anlayýþýmýzý Kur’ani doðrularla deðiþtirmekten geçtiðini kesinlikle hiç bir zaman unutmamalýyýz.
Böylece Müslümanlar kendi aralarýndaki anlaþmazlýklarýný Kitabullah’ýn hakemliðinde çözerken, edinecekleri Kur’ani doðrularla mücadele bayraðýný yükseltebileceklerdir. Ve yine sadece bu sayede Allah’ýn rýzasýna nail olacaklardýr.
Cengiz DUMAN
Araþtýrmacý-Yazar
Gönderen: 11.01.2009 - 22:11
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 1486 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 11:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.19755 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.