0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Altın Nesil...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
DoLuNaY su an offline DoLuNaY  
Altın Nesil...

821 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 15.08.2010 - 16:32
Cinsiyeti: Bayan 
O DİYARIN SAKİNLERİ, seven ve sevilen kimselerdi. Birbirlerini imanın gereği olarak severler ve yapmacık olan her şeyden kaçınırlardı. Din kardeşlerine karşı imanları ne ise yüz hatları, minik hareketleri de aynı olurdu. Kardeşlerine dıştan bir türlü içten başka türlü katiyyen davranmazlar ve bunu nifak alameti sayarlardı.

O DİYARIN SAKİNLERİ, şakadan da olsa din kardeşlerini telaşa düşürmezlerdi. Müslüman bir kardeşi telaşa düşürmenin kötü bir amel olduğunu kabul ederler, latife cinsinden de olsa telaşa kapılacak hareketlerden uzak dururlardı.

Kardeşlerini hakir ve küçük görmezlerdi. Daima karşısındaki kardeşlerini kendi nefislerine tercih ederlerdi. Kardeşlerinin üzerinde yara bere görseler, onunla ilgilenirler, yarasını temizlerlerdi. O zümre gerçekten Allah'a iman etmişlerdi.

O DİYARIN SAKİNLERİ, müslüman kardeşlerine lanet okumazlardı. Hatta onlardan birisi için şöyle anlatılır;
O, şaraba düşkündü. Bir türlü nefsinin dizginlerini eline alamamıştı. Ceza olarak, had vurulur, sonra serbest bırakılırdı. Yine bir gün içmişti. Tuttular ve ceza verileceği meydana getirdiler. O, orta yerde, etrafı müslümanlardan halka olmuştu. Kalabalığın yanına gelen Hz. Ömer, adamı tanır tanımaz: "Hay kahrolasıca, yine mi sen?" dedi.

Rahmet ve şefkat peygamberi derhal:
"-Ona lanet okumayın, Allah'a yemin ederim ki, ben onu tanıyalı beri hep Allah ve Peygamberini sever." buyurdu. İste böyleydi. Hayatlarının her bölümüne iman hakim olmuştu. Her işlerinde ibret ve tatlılık vardır. Yıkılır mıydı bu insanlar?

O DİYARIN SAKİNLERİ, müslüman kardeşlerinin aleyhinde konuşmazlardı. Çünkü biliyorlardi ki, birisi başka bir kardeşi aleyhine konuşursa, konuşanın şahitliği artık kabul edilmez. Ne ağır bir durum. Onların yanlarına gelen biri, şayet başka birinin aleyhine de konuşsa, konuşanın ağzının payını verirler ve konuşmasına mani olurlardı. Yine bilirlerdi ki, bir kimse laf getirirse, karşı tarafa da laf götürür. Müslümanın şahsiyetini alaşağı edecek bu kınanmış ahlaktan şiddetle kaçınırlardı.

O DİYARIN SAKİNLERİ, eğer kardeşlerinden birinin kalbini kırmışsa onunla barışıp, helallaşmadıkça gözlerine uyku girmez, sanki sema altında en ağır günahı işleyenin kendileri olduğunu zannederlerdi. Yine bir gün şu hadise vâkî olmuştu. Kızgınlık eseri olarak Ebû Zerr (r.a.), Hz. Bilal'e: "Yebnes sevda, ey siyah (kadın)'ın oğlu!" demiştir. Bu söz ise, Bilal (r.a.)'in çok zoruna gitmişti. Dert ortakları Peygamberimize gitti ve Ebu Zerr ile arasında geçeni anlattı. Resûlullah (s.a.v.) Ebû Zerr'i çağırttı ve "Sizin üzerinizde cahillik izi görmekteyim", buyurdu. Ebu Zerr doğruca Hz. Bilal'in evine gitti ve kapısının önüne yattı. Bilal (r.a.)'in bundan haberi yoktu. Kapıyı açınca yatan birini gördü. Kapının önüne yatan Ebû Zerr idi ve şöyle demişti: "Bas ya Bilal, ayaklarınla yüzüme bas ve geç! Vallahi ayaklarınla yüzüme basıp geçmedikçe buradan kalkmayacağım..."

O DİYARIN SAKİNLERİ, işte böyleydi. Çünkü cidden iman etmişlerdi. Bizler hiç böyle miyiz acaba? Birbirimize küskünlüğümüzün sebeplerine hiç egildik mi? Birbirimize taşıdığımız buğz, kin, nefret gibi müslümanda bulunması caiz olmayan kötü hasletleri Allah'ımıza nasıl izah edeceğiz? Düşündünüz mü hiç? Hayatınız boyunca Allah için bir kimseye buğz ettiniz mi? Hayır, hayır... Nefisler için belki evet, fakat Allah için hayır. Allah için buğz edenler istisnadır.

O DİYARIN SAKİNLERİ, birbirlerinin gizli hallerini araştırmazlar. Hep kendileri ile meşgul olurlar ve "ey hataları örten Allah, bizim hatalarımızı ört" diye Allah'a dua ederlerdi. Sonra şu hususa da imanları tamdı. Yüce Allah bir kuluna ihsanda bulunursa, kendi, kusurları ve hataları ile meşgul eder ve başkalarını unutturur. Yok bir kuluna bu iyiliği murad etmez ise, kendi hata ve kusurlarını unutturup, başkaları ile meşgul ettirirdi. Düşünüyoruz da, bizlerin çoğu ikinci sınıfa giriyoruz. Hep başkalarının ayıp ve hataları ile meşgul oluyoruz da kendimizi unutuyoruz...

O DİYARIN SAKİNLERİ, günah işleyene değil günaha buğz ederdi. Öyle ya, günah işleyen birine buğz edilse o adamı kaybetmek olur. Kendisine değil de işlediği günaha buğz edilirse, adam kurtarılmış olur. Şöyle bir düşünelim, adamın birisi, uçuruma düşse yardıma çağırsa, adamı kurtarmak için acele ederiz. Aynen bunun gibi, günah çukuruna yuvarlanmış olan birine, şahsına buğzettiğimiz zaman adamı ebediyen kaybederiz. Fakat ameline, günahına buğzedersek adamı kurtarma ihtimali çoğalır. Suçlu, işlediği suçu bırâktığı zaman yine kardeşimizdir. Onun için o diyarın sakinleri günah işleyenlere değil, işlenilen günaha buğz ederlerdi.

O DİYARIN SAKİNLERİ, herkes ile iyi geçinir ve tatlı dille konuşurlardı. Tatlı dil, yumuşak söz, bütün peygamberlerin müşterek hususiyetleridir. Bir mü'minin, din kardeşine en büyük hediyesi ve onu tatmin edecek bahşişi, güler yüz ve tatlı dildir. İste o diyarın sakinleri bu hediye ve bahşişleri birbirlerine çok çok sunarlardı. Biliyorlardı ki, dünyada kimse kalmayacak, herkes ölüp diğer alemde buluşacaklar.
Yunus'un demiş olduğu gibi: "Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz..."

O DİYARIN SAKİNLERİ, bizler için bir aynadır, bir misaldir, ölçüdür, terazidir. Herkes kendisini onlara bakarak düzeltsin, tartsın. Hep beraber haklarında hiçbir ihtilaf olmayan bu altın zincirin takipçisi olalım. Çünkü onların hayatı sahih bilgilerle, Kur' an ayetleri ile tespit edilmiş ve Allah onlardan razi olmuştur.

Ekleme Tarihi: 28.08.2006 - 18:13
Bu mesajı bildir   DoLuNaY üyenin diğer mesajları DoLuNaY`in Profili DoLuNaY Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DoLuNaY su an offline DoLuNaY  

821 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 15.08.2010 - 16:32
Cinsiyeti: Bayan 
Kendi nefsin için düşündüğünü kardeşin için düşünmedikçe gerçek manada iman etmiş sayılmazsın...


Bu mesaj 1 kez ve en son DoLunaY000 tarafından 28.08.2006 - 18:15 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.08.2006 - 18:14
Bu mesajı bildir   DoLuNaY üyenin diğer mesajları DoLuNaY`in Profili DoLuNaY Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
ALLAH RAZI OLSUN
Ekleme Tarihi: 28.08.2006 - 19:01
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
recepholding su an offline recepholding  

1613 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.07.2006
En Son On: 12.03.2007 - 11:46
Cinsiyeti: Erkek 
PEKI YA BU DIYARIN SAKINLERI BUNUN TANIMINI YAPABILEN VARMIAllah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 28.08.2006 - 19:09
Bu mesajı bildir   recepholding üyenin diğer mesajları recepholding`in Profili recepholding Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1103 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55389 saniyede açıldı