0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Firuze Kubbeli Şehir...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Firuze Kubbeli Şehir...

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Firuze Kubbeli Şehir...
Makedonya

Buz gibi sularıyla, yemyeşil toprağıyla, tertemiz havası ile adeta Osmanlıdan bizlere kalan mirastı Üsküp! Şehrin sıcaklığı kentin insanına da yansımıştı. Girilen her ortamda sokakta, alışverişte, evde Osmanlının misafirperverliğini görmek mümkündü! Balkanlardaki naif ülke Makedonya sessizdi, sakindi, küçüktü ancak büyük bir tarihi aradan geçen yıllara rağmen tüm ağırlığı ile omuzlarında taşıyordu!
Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır
Evlad-ı Fatihân’a onun yâdigârıdır.
Firûze kubbelerle yalnız bizim şehrimizdi o;
Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyla biz’di o.
Üsküp doğumlu olan Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Kaybolan Şehir' adlı şiirinde belirttiği gibi Firuze kubbeleri olan bu kent aslında bizimdi! Her ne kadar Taş Köprü'nün kuzeyindeki ve Hristiyan Makedonların yoğunlukta yaşadığı kentin belirgin izlerini yüksek katlı binalar, devlet kurumları ve kalabalık trafik oluştursa da, tarihi camilerin, hanların, hamamların ve Türkçe konuşan insanların bulunduğu güney kesim Osmanlı kültürünü ayakta tutuyordu! Vardar Nehri'nin ikiye ayırdığı Üsküp, kuzey ve güneyiyle adeta iki farklı kenti andırıyordu!
İHH İnsani Yardım Vakfı, 7 kişilik ekibi ile Balkanların bu şirin ülkesinde yaşayan müslüman Makedonların ramazanını kutlamak, onlara bir nebze de olsa destek olabilmek ve yetimlerin başını okşayabilmek için oradaydı! Makedonya'nın farklı kentlerinde yaşayan şehit çocuğu 80 yetimi giydiren, bayram harçlıklarını veren gönüllü ekibi, belki de hayatları boyunca unutamayacağı sahnelere şahit oldu! Duyguların doruğa çıktığı yetimlerle buluşma anı, onların gözlerindeki derinlik zihinlerden asla silinemeyecekti! 2001 yılında Makedonlar ile Arnavutlar arasında Kumanova Köyü'nde çıkan savaşta şehit olan müslümanların aileleri de unutulmamıştı! Dağıtılan kumanyaları alan şehit yakınlarının yaptığı dualar mübarek ay ramazanın bereketini kat kat artırmaya yetiyordu! Yaşanan anlara melekler şahitti!
Diğer taraftan, Makedon müslümanlarının en büyük yatırımı olan gençlerle biraraya gelindi! Geleceğe öyle bir yatırım yapılıyordu ki Üsküp'te, Kumanova'da,Gostivar'da ziyaret edilen her dernekte ışıl ışıl parlayan gözler karşıladı bizleri. Her biri farklı üniversite ve okullarda okuyan bu gençler, bir olmayı, bir olanın yolunda ilerlemeyi öğreniyor ve öğretiyorlardı! Makedonya'da adeta filizler yeniden yeşeriyordu! Ve Ramazanı Balkanlarda, Makedonya'da, başkent Üsküp'te karşılamak ayrı bir ayrıcalıktı! Ziyaret ettiğimiz her Camiiden Kur'an sesleri yükseliyor, dualar ediliyor, gözlerden yaşlar süzülüyordu! Tetovadaki Yeni Camii'deki mukabelenin ardından gözyaşları içinde konuşmaya çalışan yaşlı teyzenin söyledikleri herşeyi ifade etmeye yetiyordu aslında! Makedon Türkü olan teyze, 'Şimdiye kadar boşuna yaşamışız biz, bomboş yaşamışız, Kur'ansız bir hayat olmazmış. Allah bizi bir daha onun yokluğu ile imtihan etmesin' diyordu! Camiinin içinde Kuran sayfaları çevrildikçe adeta melekler fahr-i kainata doğru kanat çırpıyordu! Ve Kosova! Üsküp'e 2 saat uzaklıkta bulunan başkent Priştine'de de filizler yeşeriyor, yıllarca zulüm altında kalmış bu topraklar artık dirilişin mücadelesini veriyordu! İHH ve TİKA başta olmak üzere Türkiye'den giden yardımlar sayesinde kurulan Gençlik Merkezi bir çok gencin seviyeli bir eğitim almasını, kaliteli zaman geçirmesini ve yetişmesini sağlayacaktı! Halen inşaat halindeki bina bile Kosovalıların heyecanlanmasına yetiyordu. Merkezin her bir odasında ayrı kurs ve sosyal faaliyetler yürütülecek, ebruzenler, hattatlar artık Balkanların bağrında Kosova'da yetişecekti!
Gidilen her bölgede, dernekte, vakıfta, siyasi partilerde anılan isim Türkiye idi. Balkanların insanı 'Türkiye'de güneş doğsun, gölgesi bize yeter!' diyordu! Osmanlının varisi olan bu topraklar bizi de kendinden biliyor, bir sayıyor ve yaşanan tüm zorluklarda başta Türkiye'yi yanlarında görmek istiyordu! Balkanlarda 4 gün geçirmek, Ramazana burada merhaba demek, arnavut, makedon, türk, boşnak ve kosovalılarla dil birliği olmasa da inançta birleşmek! Ve tabiki arnavut böreği, makiyato! Seni görmekten 'Kınaç oldum' Makedonya!
Cahide Hayrunnisa Yağcı
Ekleme Tarihi: 01.10.2009 - 00:11
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1414 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61768 saniyede açıldı