0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » AVRUPA'daki muslumanlar

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
zafer571 su an offline zafer571  
AVRUPA'daki muslumanlar

232 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.01.2005
En Son On: 16.08.2008 - 20:04
Cinsiyeti: Erkek 
Suâl: Buraya çeşitli islâm memleketlerinden gelen ba'zı müslümanlar, "Avrupa gayr-i müslim diyârıdır. Avrupa'da kanûnlara uymamak günâh olmaz." diyorlar. Avrupa'da müslümanların hareketleri nasıl olmalıdır?
Cevap: İbni Âbidîn hazretleri buyuruyor ki: (Gayrı müslim memleketlerde, onların kanûnlarına itâ'at etmek [karşı gelmemek] zarûreti vardır. Mallarına, canlarına, ırzlarına saldırmak aslâ câiz değildir) [R.Muhtâr kâdılık bahsi]

Abdulganî Nablusî hazretleri buyuruyor ki:(Hükûmet mubâh bir işi yasak ederse, bu emre itâ'at vâcib olur. Kendini tehlikeye atmak câiz olmaz.) [Hadîka s.143]

Muhammed Hadîmî hazretleri buyuruyor ki:(Hükûmetin emrettiği her mubâhı yapmak millete vâcib olur.) [Berîka s.91]

Bu üç eserde de görüldüğü gibi, müslüman, dünyanın neresinde olursa olsun, ister müslüman memleketlerde, ister gayr-i müslimlerin bulunduğu yerlerde, onların kanûnlarına karşı gelmemeli, güzel ahlâkı ile herkese örnek olmalıdır.

Avrupa'da Suç ve Günâh

Almanya'da otomobille yolun sağından, İngiltere'de ise yolun solundan gitmek mecbûriyeti vardır. (Avrupa'da kanûnlara uymamak günâh olmaz.) diyerek, Almanya'da yolun solundan, İngiltere'de ise yolun sağından giderek kazâ yapıp, insanların ve kendisinin ölümüne sebep olan kimse, büyük günâha girer. Avrupa'da kanûnlara karşı geldiği için değil, topluma ve kendine zarar verdiği için günâha girmiştir. Bu bakımdan gayr-i müslimlerin kanûnlarına karşı gelmemek vâcibdir. Karşı gelmek ise günâhtır.

Yabancı bir ilim adamı, İslâmiyyeti inceleyip müslüman olduktan sonra, Arap ülkelerine gidince, oralardaki müslümanların yanlış hareketlerini görüyor. (Sizlerin hayatını inceleseydim, müslüman olmazdım) diyor. Ne kadar mühim bir teşhis. Hiçbir müslümanın, yanlış hareketlerle noksansız olan İslâmiyete gölge düşürmeye hakkı yoktur.

Müslüman, İslâmın güzel ahlâkı ile süslenmeli, kimseye zarar vermemeli, isyânkâr olmamalı, anarşi çıkarmamalı, kötü kimselere aldanmamalı, kısacası, Allaha karşı günâh, kanûnlara karşı suç işlemekten sakınmalıdır.

Görüldüğü gibi, Avrupa'daki müslümanların işlenen kötülükleri el ile düzeltmeye kalkmaları fitne olur. Fitne ise büyük günâhtır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Fitneden sakının, söz ile çıkarılan fitne, kılıç ile çıkarılan fitne gibidir.) [İ Mâce]

(Kıyâmet yaklaştıkça fitneler çoğalır. Gece başlarken karanlığın artması gibi olur. Sabah evinden mü'min çıkan, akşam evine kâfir olarak döner. Akşam mü'min iken, gece safâlarında îmânları gider, kâfir olarak sabaha çıkarlar. Böyle zamanlarda kenarda kalan, ileri atılandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan, yürüyenden, yürüyen de, koşandan hayırlı olduğu için evinizde oturun, fitneye karışmayın!) [Ebû Dâvüd]

(Malı ve canı ile cihâd eden, ortalığın karışık olduğu zaman bir kenara çekilip ibâdetini yapan ve kimseye zararı olmıyan insan, mü'min-i kâmildir.) [Hâkim]

(Fitne zamanında evinizde oturun, günâhlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın!) [Nesâî, Ebû Dâvüd]

(Ne mutlu fitneye karışmayana, ne mutlu fitneye mâruz kalıp da sabredene!) [Ebû Dâvüd]

(Hâdiseler, fitneler, tefrika ve ihtilâflar zuhur edince, katil [öldüren] olmaktan kurtulup, maktül [öldürülen] olabilirsen ol!) [Ebû Nuaym]

(Fitne zamanı evinize girdikleri zaman, Âdem aleyhisselâmın, [Mâide sûresinin 28. âyetinde bildirildiği gibi] "Beni öldürmek için sen bana elini uzatırsan da, seni öldürmek için ben sana elimi uzatmam" diyen oğlu [Hâbil] gibi ol!) [Ebû Dâvüd, Tirmizî]

(Fitne zamanı evlerinizden ayrılmayın! Oklarınızı kırın, yaylarınızı kesin! Âdem aleyhisselâmın oğlu [Hâbil] gibi olun!) [Ebû Dâvüd, Tirmizî]

İtâ'at ve İsyân

Avrupa'daki gayrı müslimlerin kanûnlarına karşı gelmek başka şey, onlara itâ'at etmemek başka şeydir. Avrupa'daki âmirler, patronlar, müslüman işçilere içki, kumar gibi harâm şeyleri yapmalarını emrederlerse, müslümanlar, bunları yapmaz. Çünkü (Hâlıka isyân olan işte, mahlûka itâ'at olmaz) hadîs-i şerîfi vardır. Ancak, gayrı meşrû emre itâ'at edilmez diye isyân etmek câiz olmaz. Ana-baba da harâmı, küfrü emretse, onlara da itâ'at edilmez. Fakat isyân edip onları üzmek doğru olmaz.

(Hâkim)in bildirdiği hadîs-i şerîfte emîr [âmir, başkan] (Ya müslümanlığı bırakırsın veya öldürürüm) derse, (Müslümanlığı bırakmamalı, boynunu uzatmalı) buyuruluyor. Kâfir olmaya zorlayan bir emîre bile isyân etmeyi dinimiz câiz görmüyor. Hâlbuki kâfir olmıyan bir emîr, müslümanı kâfir olmaya zorlamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, fitneden kaçmalıdır!
Ekleme Tarihi: 17.02.2006 - 19:23
Bu mesajı bildir   zafer571 üyenin diğer mesajları zafer571`in Profili zafer571 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yoktan su an offline yoktan  
...

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
Haram, İslam Ülkesi Dışında da Haramdır:


Bazı muamale ve şeylerde haram-helal hükmünün, İslam ülkesi ile alakası bulunup bulunmadığı faiz, kumar gibi bazı fasid muamele ve yasak fiillerin, İslam ülkesi dışında caiz olup olmadığı üzerinde durulmuştur.

Bu konuda sıhhatli bir hükme varabilmek için öncelikle şu soruların cevaplandırılması gerekecektir:

a)İslam ülkesi neresidir.
b)İslam ülkesi hangi hallerde harp ve küfür ülkesine dönüşür.
c)Harp ve küfür ülkesinde faiz ve kumar gibi şeyler Müslümanlar asında mı, yoksa Müslüman ile kafir arasında mı caizdir?
Şimdi bu sorulara cevap verelim

a) Daha önce "İslam Ülkesi" olmamış, öteden beri Müslüman olmayan milletlerin hakim olageldikleri bir ülkenin, yahut da İslam ülkesi vasfını aldıktan sonra bu vasfı kaybetmiş bulunan bir ülkenin İslam ülkesine dönüşebilmesi için iki kriter üzerinde durulmuştur: Bazı İslam hukukçularına göre "idare ve hakimiyet" Müslümanların eline geçecektir; diğerlerine göre ise ülkede "İslami düzen" hakim olucaktır.

b) Bir kere İslam ülkesi vasfını kazanmış bulunan bir ülkenin bu vasfını kaybetmesini getirilen kriterler -yeniden kazanmaya göre- farklıdır. Bilhassa Moğol istilasından sonra İslam hukuk alimleri bu mesele üzerine eğilmişlerdir. Vardıkları neticeyi Hanefi ulamesından Bezzaz el-Kerderi'nin el Fetava el Bezzaziyye'sinden özetleyerer nakledelim:
Bugün kafirlerin elinde olan (eski İslam) ülkeler şüphesi İslam ülkeleridir.. Kafir idarecilerin idaresi altında bulunan memleketlerde Cuma ve bayram namazları kılmak caizdir.. kabul edilmiştir ki illetin (hükmün dayanağı olan vasfın) bir parçası kaldıkça ona dayalı olan hüküm de kalır. Bu ülkelerin Moğol istilasından önce İslam ülkesi olduğuna ihtilafsız olarak hükmetmiştik. Onların hakim olmalarından sonra da ezan, Cuma ve cemaatle namazın açıkca yapılması, şer'in (İslamın) gerektirdiği şekilde fetva vermek, hükmetmek ve öğretim yapmak, onların idarecilerinin itirazı olmadan yaygın bir şekilde yürütülmektedir. Bu ülkelere harp ülkesi (daru'l-harp) mesnedi ve delili yoktur. Halvani şöyle demiştir: "İslam ülkesi ancak küfür ahkamının yürütülmesi, İslamın hiçbir hükmü ile hükmedilmemesi, yerin harp ülkesine bitişik olması, orada hiçbir Müslüman veya zımminin güvenliğine sahip olmaması halinde harp ülkesine dönüşür. Bu şartların hepsi birden bulunursa daru'l-harp olur. Delil ve şartlar birbirine karşı gelir, çelişirse, ihtiyaten İslam yönü ağır basar, yani İslam ülkesi olarak kabul edilir."

c) Bir ülkenin İslam ülkesi olmadığına, harp ve küfür ülkesi vasfını taşıdığına kesin olarak hükmedilirse orada yaşayan Müslümanların iman, ibadet ve ahlak hayatlarında, haram- helal açısında bir değişiklik olmaz; bunlar ile İslam ülkesinde yaşayan Müslümanlar arasında -bu bakımlardan- bir fark yoktur. Harp ülkesinde işlenen suçların şer'i cezalarının aynı yerde verilip verilmeyeceği ihtilaflıdır. Bizim konumuz olan muamele ve eşyada haram-helale gelince:

İmam Ebu Hanife ve Muhammed'e göre kafirin malı, küfür ülkesinde dokunulmaz bulunmadığından faizli alış-veriş caizdir. Onlara göre bu bir akit değil, mübah olan bir mala, sahibi olan kafirin rızası ile ve aradaki ahde riayetsizlik etmeden el koymaktır. Şu halde o ülke kanunlarının izin verdiği ve anlaşmalara aykırı olmayan bu gibi muameleler caizdir.

Ebu Yusuf, Malik, Şafi'i ve Ahmed b. Hanbel'e göre bu da caiz değildir. Müslüman daru'l-harpte de olsa kafir ile faizli alış-veriş yapamaz.

Harp ve küfür ülkesinde bulunan iki müslümanın karşılıklı olarak faizli alış-veriş yapmaları ve diğer fasid (gayr-i meşru) muameleleri, bütün müçtehidlere göre haramdır, caiz değildir.

Bu kaideye pratik bir örnek vermek gerekirse şöyle diyebiliriz: Müslümanların Türkiye'de faiz yemeleri İslama göre caiz değildir. Müslümanlar Almanya ve benzeri ülkelerde de faiz yiyemezler; çünkü bu faizde Müslümanların da hissesi vardır; bankalarda Müslümanların da paraları vardır, faiz Müslümanlar arasında cereyan etmiş olur.

Hayrettin Karaman - Günlük Hayatta Helaller-Haramlar


Selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 18.02.2006 - 07:44
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1322 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.84796 saniyede açıldı