0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Gölge et, ama ne olur gölge olma!...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ukab su an offline Ukab  
Gölge et, ama ne olur gölge olma!...

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.01.2007
En Son On: 05.02.2010 - 15:42
Cinsiyeti: Erkek 
Sinoplu Diyojen yanlış söylemiş. 'Gölge etme' diyeceğine, keşke 'gölge olma
başka ihsan istemem' deseydi hatırını soran Makedonyalı İskender'e.
Siz, hesap yaparken, bir şeyin gölgesini hesaba katar mısınız? Ben katmam.
Çünkü gölgeler solda sıfır gibidirler; bin tane gölge bir 'şahsiyet' etmez,
tıpkı soldaki bin tane sıfırın toplam değerinin yine sıfır olduğu gibi.

İnsanlar ya gölgedirler, ya da şahsiyet. Gölge iseler, gölgesi oldukları
biri vardır; yani kölesi oldukları biri. O birine, siz 'gölgeci' de
diyebilirsiniz. Gölgeci, insanları kendisinin gölgesi olarak görmekten zevk
duyar. Ve hiçbir gölge iradeli hareket edemez.

Gölgelerin ne sevgileri gerçek sevgidir, ne de nefretleri sahici nefret.
Onlar, kendisinin patlıcanın değil padişahın dalkavuğu olduğunu söyleyen
muzip gibidirler; sevgi ve nefretleri gölgecininkine ayarlıdır. Emirle
severler, emirle nefret ederler.

Oysaki şahsiyetler, kendilerine ait bir kafa ve kendilerine ait bir yürek
taşıdığının bilincinde olan insanlardır. O kafayı düşünmek, analiz yapmak,
yerinde onaylamak ve yerinde reddetmek için; o yüreği de duymak, sevgiye
değer olanı sevmek, inanmaya değer olana inanmak, nefreti ve inkarı gerekli
olandan da nefret etmek ve reddetmek için kullanırlar.

Gölgenin 'ben idraki' olmaz; dolayısıyla 'omurgası' da olmaz. Bu nedenle,
hiç bir gölge hiç bir zaman 'bir başkası olmaktan” kurtulup 'kendisi'
olamayacaktır. Ve omurgası olmayan hiç bir gölge, hiç bir zaman dik
duramayacaktır.

Gölgelerle yapılan siyasetin içerisinde 'şahsiyeti' aramak da beyhude bir
uğraştır elbet. Gölgelerin yaptığı siyasetin omurgalı olmasını beklemek
abesle iştigaldir. Dik durulması gereken yerde, dik durmasını
bekledikleriniz yerlerde sürünüyorlarsa, gerçek nedeni işte budur.

Tarihi bir tecrübedir: Kadrolar şuurlandırılır, kitleler şartlandırılır.
Peki bizde nasıl yürür bu işler: Kadrolar şartlandırılır, kitleler
şuurlandırılmaya çalışılır. Bu ikincisi olmayacak iş.

Gelelim kadrolara… Evet, kadrolar şartlandırılır, çünkü şuurlandırılırsa,
başlarında buldukları demirbaşların konumunu sorgulamaya, onların oraya
hangi çaba, liyakat ve vasıfla çıktıklarının hesabını istemeye başlarlar.

Onun için de, gölgeci liderler şu ezeli taktiği uygularlar: Dama çık,
merdiveni çek. Merdiveni çek ki, senden sonra kimse senin çıktığın yere
çıkamasın. Ondan sonrası kolay: Bir yandan 'Hadi aslanlarım, koşun, geride
kalanı elerim! ' salvoları, bir yandan da 'O kadar da değil, beni geçeni
vururum! ' tehditleri.

Tüm sorunumuz, insan kumaşının kalitesinde düğümleniyor. Kumaşı kaliteli
insanları siyasete taşırsanız, kaliteli siyaset üretirler; ticarete
taşırsanız, kaliteli ticaret. Tersi de geçerli. O halde, en akıllıca
yatırım, siyasetten de, ticaretten de önce, insan unsuruna olan yatırım.

Tabi ki, hayatın alanları, birbiriyle bıçak sırtı gibi ayrılan şeyler
değildir. Ne ki, 'Ne yapmalı? ' sorusunun doğru cevabı da 'Nereden
başlamalı? ' sorusundan bağımsız bulunamaz. Geleceğin inşası için harekete
geçen bir kitlenin, politikaya yatırımının insan unsuruna olan yatırımına
oranı, bir buz dağının su üstündeki kısmının su altındaki kısmına oranı
kadar olmalıdır. Yalnızca böyle yapan bir hareket, toplumsal dönüşümün
lokomotifi olmayı hak eder ve yaşadığı zamanın aktif öznesi olur. Değilse,
kendisine umut bağlayan kitlelerin umutlarını yad ve yabancı lokomotiflerin
hoyrat emellerine peşkeş çeken birer vagon olurlar ki, bu tam da yaşadığı
zamanın 'pasif nesnesi' olmaya tekabül eder.

Bütün bunları bana hatırlatan, Rasulullah'ın Buhari tarafından aktarılan
bir hadisi oldu. Burada aktarayım, bakalım size neler hatırlatacak:
'İnsanlar da develer gibidir: Bazen yüz tanesi bir arada bulunur da,
içlerinden, binmek için bir tane bile bulamayabilirsin.'

Mustafa İslamoğlu

Ekleme Tarihi: 20.11.2007 - 19:19
Bu mesajı bildir   Ukab üyenin diğer mesajları Ukab`in Profili Ukab Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SuMeYRa su an offline SuMeYRa  

1576 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2004
En Son On: 11.11.2012 - 22:24
Cinsiyeti: Bayan 
Allah c.c. Razi olsun kardesim.. Yine muhtesem bir eser degerli yazarimizdan..

Mübaregin tüm eserlerini okumaya deger.. Türkiyemizin bilhassa islam alemimizin böylesi zekalara, düsünceli insanlara cok ihtiyaci var..

Rabbimiz ondan razi olsun ve tebliginin, irsadinin devamini nasib etsin insaAllah..

Ekleme Tarihi: 25.11.2007 - 20:23
Bu mesajı bildir   SuMeYRa üyenin diğer mesajları SuMeYRa`in Profili SuMeYRa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 10:25
Cinsiyeti: Erkek 
Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 25.11.2007 - 20:27
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1270 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.83036 saniyede açıldı