0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » MÜMİNLERİN YENİ YILI YAKLAŞIRKEN

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
EDEPYAHUEDEP su an offline EDEPYAHUEDEP  
MÜMİNLERİN YENİ YILI YAKLAŞIRKEN

10 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.08.2004
En Son On: 31.01.2012 - 09:06
Cinsiyeti: ----- 
19 OCAK CUMA GÜNÜ MÜSLÜMANIM DİYEN İNSANLARIN HİCRİ YILBAŞISIDIR
CUMAYI CUMARTESİYE BAĞLAYAN GECE MUHARREM AYININ BİRİDİR .

Muharrem ayı, hicri/kameri takvimin ilk ayıdır. İslam tarihinde başta hicret olmak üzere bir çok önemli olay bu ayda meydana geldiğinden Muharrem ayının, dini ve tarihi yönden her zaman önemli ve özel bir yeri vardır.

Bu ayda ve hususiyle aşure günüde meydana geldiği rivayet edilen olaylardan bazıları şunlardır:

1-Hz Adem (a.s),Cennetten yeryüzüne gönderilmiştir.

2-Hz Adem’in tövbesi kabul edilmiştir.

3-Nuh (a.s)’ın gemisi, tufandan sonra Cudi dağına oturmuştur.

4-Hz Musa ve İsrailoğulları, Firavun zulmünden kurtulmuşlardır.

5-Yunus (a.s), balığın karnından kurtulmuştur.

6-Hz Musa ve Hz İsa’nın aşure gününde doğduğu rivayet edilir.

7-Mekke’den Medine’ye hicret bu ayda olmuştur.

8-Kerbela faciası, aşure günü meydana gelmiştir.

Hz Musa’nın doğum günü oluşu sebebiyle Yahudiler, aşure günü oruç tutarlardı. Peygamberimiz (s.a.s),Yahudilere, “Biz Hz Musa’ya sizden daha yakınız” demiş Peygamberimiz de aşure günü bir gün öncesi ve sonrasında iki yada üç gün oruç tutmuş ve tutulmasını tavsiye etmişlerdir. (Buhari,Savm,69)

Bu girizgahtan sonra özellikle hicret ve Aşure günü üzerinde durmak istiyorum:

HİCRET:

İnsanlar, doğduğu yerde değil, doyduğu ve can ve mal güvenliğinin olduğu yerlerde yaşarlar. Bu, hayatın genel prensibidir. Bu sebeple dünya tarihi boyunca sürekli bazen kitleler halinde, çoğu zaman da münferiden bir yerden başka bir yere hareketler olagelmiştir. Dünya tarihinde varlık göstermiş 27 kadar medeniyetin tamamı, göç eden toplumların taşıdığı kültürlerin kaynaşması sonucu meydana gelmiştir. Haçlı seferleri ile Müslümanlarla tanışan Batılılar da o günden beri Müslümanlardan çok şeyler öğrenmişlerdir.

Allah Tela da, kendi rızası için yapılan hicretleri övmüştür: /Ve men yühacir fi sebilillahi yecid fil ardi murağaman kesiren ve saah) “Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer ve bolluk bulur. Kim Allah ve Resulüne göç etmek üzere evinden çıkar ve sonra ona ölüm gelirse, onu ödüllendirmek Allah’a düşer.&#8221agla4/Nisa,100)

Peygamberimiz ilk vahyi müteakip Varaka bin Nevfel’i ziyareti sırasında hicretin ilk sinyalini almıştı.

İslam’ın Mekke’de hızla yayılışını önleyebilmek için müşrikler özellikle gariban Müslümanlara bir çok insanlık dışı baskı ve işkence uyguladılar. Peygamberimiz Müslümanları korumak için bi’setin( peygamberliğin) beşinci yılında ilk olarak otuz kişilik bir grubun, ardından da 80 kişilik bir grubun Habeşistan’a hicret etmesine izin verdi. Hırıstıyan fakat müslümnalara karşı hoşgörülü olan Habeş kralı Necaşi, muhacir Müslümanlara ülkesini açtı Burada Müslümanlar, hicretin yedinci yılına kadar kaldılar.

Hicret, bir çok peygamberin adeta ortak kaderidir:

1-Hz Adem, Cennetten Dünya’ya göndrrilmiştir.

2-Nuh(a.s), gemi ile başka diyara,

3-İbrahim (a.s), Nemrutun şerrinden Suriye’ye,

4-Lut (a.s),Ürdün’den başka bir diyara,

5-Yusuf(a.s),Kenaneli’nden Mısıra,

6-Hz Musa, Mısır’dan Filistine,

7-Hz Yunus Tarsus civarına( ceza olarak)

8-Peygamberimiz (s.a) de Mekke’den Medine’ye göç etmişlerdir.

Ø Hicret, bir kaçış değil, güçlenerek geri dönme manevrasıdır. Hicreti müteakip on yıl içinde Müslümanların kazanımları (İslam’ın yaşanması, İslamiyetin genişlemesi, Müslümanların Medine’de devlet kurması ve güçlenmesi ve Mekke’nin fethi) göz önüne alındığında İslam dininin kökleşmesinde hicretin bir dönüm noktası olduğu ortaya çıkmaktadır.

Ø Hicretin bu önemine istinaden, hicretten 17 yıl sonra Hz Ömer, hicreti takvim başlangıcı kabul etmiştir. 31 Ocak 2006 günü 1 Muharrem 1427. hicri yıla girmiş olduk.

Ø Bilindiği gibi Türklerin anayurdu Orta Asya’dır. Alparslan’ın 1071 tarihinde Malazgirt zaferini müteakip Anadolu Türk yurdu haline gelmiştir. Şu anda da 2.5 milyonu Avrupa’da olmak üzere toplan 3 milyondan fazla Müslüman Türk dünyanın muhtelif yerlerinde gurbetçi olarak yaşamını devam ettirmektedir.

Ø Hicret, muhacirler için vatandan ayrılışın hüznü, hem muhacirler hem de ensar için yeni bir dönemin ümidi ve sevinci,

Ø Hicret, muhacirin, evini barkını, malını mülkünü, Allah için gözden çıkarması, ensarın ise, malını mülkünü din kardeşleri ile paylaşmasıdır.

Ø Hicret, Yesrip’in Medineleşmesi ve medenileşmesidir.

Ø Hicretten sonra Peygamberimiz, muhacirin barınma ve beslenme sorununu çözmek için her muhaciri ensardan biri ile kardeşleştirmiş, böylece kıyamete kadar devam edecek olan İslam kardeşliğinin temelleri atılmıştır.

AŞURE:

Aşure, Muharrem ayının onuncu günüdür.Yukarıda da saydığımız gibi bu günde Hz Adem’in Dünya’ya gönderilişi, Hz Nuh’un gemisinin Cudi dağına oturması, Hz Musa’nı kavmini Firavn’un baskısından kurtarması, Hz Yunus’un bhalık karnından kurtulması gibi önemli ve sevinilecek olaylar meydana gelmiştir ama İslam tarihinin en trajik en hazin olaylarından biri olan Kerbela faciasının da bu günde meydana gelmiş olması daha önce cereyan eden sevinçli olayları gölgelemiştir. Peygamberimizin iki gülünden biri olan Hz Hüseyin, 10 Muharrem günü dönemin sözde Emevi halifesi Yezit tarafından siyasi gerekçelerle Kerbela’da hunharca şehit edilmiştir.

Bu günü bir matem günü olarak anmaktan ziyade tarihi önemini anlama ve ders çıkarma günü olarak anmak İslam’ın ruhuna daha uygun olur.

AŞURE YEMEĞİ: Rivayete göre Nuh(a.s), geminin karaya oturmasından sonra tufan sürecinde gemidekilerin beslenmesi için gemiye aldığı yiyeceklerden kiler dibinde kalanlarını karıştırarak bir yemek pişirmiştir. Aşure yemeği buğday, nohut, fasulye, mısır, üzüm, ceviz,şeker vd kuru gıda maddeleri katılarak pişirilen bir yemektir. Çorba ve tatlı türünde yapılabilmektedir. Aşure yemeği daha çok Türkler arasında yaygın olduğundan bu yemeğe bir Türk geleneği demek daha uygun olur.

Selam dua ve hürmetlerimle . . .
Ekleme Tarihi: 10.01.2007 - 07:27
Bu mesajı bildir   EDEPYAHUEDEP üyenin diğer mesajları EDEPYAHUEDEP`in Profili EDEPYAHUEDEP Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1185 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Takoral (54), zemve (61), acercis (55), iboþ-medin.. (61), adalat (45), kenandekan (42), murat_88 (36), aysebusra (39), yitik sevda (35), ozenoglu (45), semerkand1 (46), Zuhur (51), RaSuLuMe_hAsReT.. (39), Þükrü Ö&e.. (60), yarin_81 (41), fatihomer68 (44), hatice.y (30), Cici Kiz Tuba (36), kuala (53), cafeerciyes (39), Mehmetcebe (43), JonTÜRK (43)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.08160 saniyede açıldı