0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SORULAR & CEVAPLAR » ne zaman

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
death su an offline death  
ne zaman

81 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.09.2006
En Son On: 07.09.2008 - 19:25
Cinsiyeti: ----- 
seher vakti ne zamandır tam olarak saat kaçla kaç arasıdır.ALLAH c.c razı olsun.AMİN.
Ekleme Tarihi: 31.01.2007 - 13:24
Bu mesajı bildir   death üyenin diğer mesajları death`in Profili death Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yoktan su an offline yoktan  
...

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
Selamun aleykum kardeşim.

Seher vakti.

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, seher vakti, "İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim" buyurur.) [Müslim]

Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder) buyuruyor. (Zariyat 18)

Seher vakti, gecenin son altıda biridir. Gecenin ikinci yarısından sonra da dualar kabul olur. [Gece, akşam ile imsak vaktinin arasıdır.]


Seher vakti öyle kıymetli bir vakittir ki, bir kıvılcım gelir, letaifleri parlatıverir

****

Seher vakti gecenin son altıda biridir. Yani güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. Mesela akşam 17.30'da, imsak da 5.30'da oluyorsa, gecenin tamamı 12 saat demektir. Bunun altıda biri 2 saat eder. 5.30'dan çıkarılınca 3.30 kalır. Saat 3.30'dan saat 5.30'a kadar seher vakti demektir. Yaz ve kış bu vakit azalıp çoğalır.

Teheccüd namazını ve vitri seher vaktinde kılmak iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri hazır olur.) [Müslim]

(Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Tirmizi]

(Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim.) [Müslim]

Seher vakti, dua ve istiğfarların kabul olduğu zamandır. Ramazan ayında sahur için kalkınca seher vaktinde kalkılmış olur. Bu vakitte dua etmeyi ganimet bilmelidir! Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder) buyuruyor. (Zariyat 18)

Yakub aleyhisselam, oğullarına, (Sizin için yakında [seher vakti] Rabbime istiğfar edeceğim) dedi. (Yusüf 98)

Al-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenler, sadıklar, namaz kılanlar, zekat verenler ve seher vakitlerinde istiğfar edenler övülmektedir. Hepsinden sonra, istiğfar edenlerin bildirilmesi, insanın her ibadetini kusurlu görüp, daima istiğfar etmesi içindir.

Fırsat ganimettir. Ömrü faydasız işlerle geçirmemeli, Hak teâlânın rızasına uygun şeylere sarf etmelidir! Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile eda etmelidir! Teheccüd namazı kılmalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflet uykusuna dalmamalı, ölümü ve ahireti düşünmeli, haram olan dünya işlerinden yüz çevirip, ahiret işlerine yönelmelidir! Zaruri olan dünya kazancı ile meşgul olup, diğer vakitleri, ahireti imar etmekle meşgul olmalıdır!. (Mek.Masumiyye)

Sahura kalkmadan oruç tutmakta mahzur yoktur. Yani günah değildir. Ancak sahura kalkmak çok sevaptır. Bir yudum su içmek için de olsa, sahura kalkmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Sahura kalkın, sahurda bereket vardır.) [Buhari]

(Sahurda yemek yiyerek, oruç tutmanıza yardımcı olun!) [Beyheki]

(Sahur yemeğine kalkmak, Allahü teâlânın size bağışladığı berekettir, bunu kaçırmayın!) [Nesai]

(Yedikleri helal olmak şartı ile hesaba çekilmeyecek üç kişi; oruçlu, sahur yemeği yiyen ve Allah yolunda nöbet tutandır.) [Nesai]

(Elbette sahur yemeği mübarektir.) [İbni Hibban]

(Bir lokma olsa da sahur yemeği yiyin! Çünkü onda bereket vardır.) [Deylemi]

(Müminin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir.) [Ebu Davud]

(Allahü teâlâ, sahura kalkanlara rahmet eder.) [Taberani]

(Sahur yemeği mübarektir. Sahurun tamamı berekettir. Bir yudum su için de olsa sahura kalkın! Allahü teâlâ ve melekleri, sahura kalkanlara salât ve selam ederler.) [İ.Ahmed]
(Yani Allahü teâlâ, sahura kalkanları mağfiret eder, melekler de onlar için dua eder.)


Alıntı..


Bu mesaj 1 kez ve en son yoktan tarafından 01.02.2007 - 17:47 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.02.2007 - 17:46
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
yoktan su an offline yoktan  
Seher vaktiyle ilgili güzel bir deneme

1227 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.11.2003
En Son On: 16.03.2009 - 10:55
Cinsiyeti: Erkek 
SEHER VAKTİ

Her gece olduğu gibi yine gecenin son çeyreğiydi. Bazen kahredici, bazen ürpertici, bazen cezbedici bir tarzla, bazen de gecenin tüm sakinliğini deforme eder bir nazla uyandırır beni, portatif gardırobumun üzerindeki insafsız alet.

Tereddüdüm var, kalkıp kalkmama, Rabb'imle baş başa kalıp kalmama hususunda nefsimle mücadele etmek yetmiyor, şeytanın da bir karabasan gibi ağırlığını üzerimde hissediyorum. Şüphelerim var. Seher vaktinin geçip geçmediği, meleklerin bekleyip beklemedikleri konusunda. Tam o sırada kocaman bir anahtarın aklımı, ruhumu ve nefsimi silkelediğini anlıyorum.

Açılmak istemeyen göz kapaklarımın fal taşı gibi olduğunu görüyorum. Derken öncelikle namaz kılmak için gerekli olan abdestimi alıyorum. Ellerimi yıkarken ellerimin günahlarının, yüzümü yıkarken gözümün günahlarının döküldüğünü düşünüyorum. Hatta ayaklarımın yıkanışında, kulaklarımın meshedilmesinde hep aynı duygularla çalkalanıyorum.

Öteden beri teheccüd namazı benim için adeta normal vakit namazı gibiydi. Zira, o herkesin mışıl mışıl uyuduğu bir zamanda benim ayakta kalmamı sağlayan şeydi. Özellikle "zifiri karanlık" şafağın sökeceği, zulmün sona ereceği en yakın zaman dilimiydi. Hatta o an ilahî rahmet debisinin en yoğun olduğu duygu seliydi.

Teheccüd namazı kılmanın verdiği huzur, ta iliklerime kadar işlemişti. Artık sabah namazına kadar vird çekmenin, ruhu beslemenin zamanı gelmişti. İşte o sırada geçen kara tren, sadece gecenin değil, aynı zamanda tüm sessizliğin bozulduğunu haber vermişti. Kara trenle birlikte penceremin camını kırarcasına, kafeste olmamasına rağmen benim diye avunduğum kanaryanın, enfes beste ve güftesi, beni biraz daha mest etmişti.

İşte o zaman; zikirle coşmanın, fikirle taşmanın, tevhitle buluşmanın tam zamanıydı. İşte o zaman; yıldızları gözlemenin, aya doymanın, semayı seyretmenin tam zamanıydı. İşte o zaman; yalvarmanın, yakarmanın, dilenmenin, dua etmenin tam zamanıydı. İşte o zaman; dağ olmanın, not almanın, yok olmanın, vuslata ulaşmanın tam zamanıydı.

Bu hengâmede derinden, uzaktan, içten, özden ve sabâ makamında okunan ezan, adeta bu topraklarda imanın sönmeyeceğini haykırıyordu. O ezanı diğerleri takip ediyor, farklı nağmeler, farklı makamlar, farklı yorumlar birbirine nispet ediyordu. Böylesine ahenkli ses cümbüşünü, ilâhî atmosferi tek bir renge büründürmek isteyenlere, o ezanlar ne güzel cevap veriyordu. Ha unutmadan, bu masmavi gökyüzüne dek ulaştığına inandığım sedanın içine cemadat ve nebatatın tespihleri eşlik ediyordu.

Sabah namazını cemaatle kılmanın ve daha fazla sevap kazanmanın gerekliliği aşikârdı. Kapıdan içeri girerken meleklerin hoş geldin dercesine karşıladıklarını ve gelmeyenler için yas ilanlarını hissetmemen hemen hemen imkânsızdı. Namaz çıkışında üç-beş cemaatle salavatlaşmanın, yakınlık kurmanın, güven duygusunu tazelemenin verdiği mutluluğu anlamak kaçınılmazdı. Hele bazılarının cami avlusunda, gerek kabristandakilere ve gerekse geçmişlerine okudukları Kur'an'dan nasiplenen mevtaların, sevinç ve mutluluklarına ortak olmamak muhaldi.

Akabinde hafif adımlarla yürürken, kuşların birbirleriyle olan şakalaşmalarına tanık oluyorum. Onların da, yeni bir güne başlarken "güneş üzerimize doğmasın" anlayışıyla hareket ettiklerini sanıyorum. Derken cümle kapısından içeri giriyor, güneşin doğuşunu beklemeye başlıyorum. Aynı zamanda gözlerimin, dimağımın, kalbimin bir maratoncu gibi yorulduğunu hissediyorum. Seyretmeye doyamadığım gökyüzündeki yıldızların birer birer söndüğünü müşahede ediyorum. Ama içlerinden "sabah yıldızının" inat edercesine, baş kaldırır gibi çırpınışına tanık oluyorum. Oysa her şey nafile! Güneşin doğuşuyla birlikte bütün yıldızların yok olduğunu hem hüzün, hem de sevinçle gözlüyorum. Artık ağaçların yeşili, gökyüzünün mavisi ve güneşin sarı renginin akşama kadar sürecek olan nikâhlarına şahitlik ediyorum.

Alıntı: MEHMET YALPIR- İlkadım Dergisi
Ekleme Tarihi: 01.02.2007 - 17:52
Bu mesajı bildir   yoktan üyenin diğer mesajları yoktan`in Profili yoktan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1295 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.80600 saniyede açıldı