0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » Yetiş Efendim

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
feyza27 su an offline feyza27  
Yetiş Efendim

350 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.12.2003
En Son On: 05.05.2009 - 09:13
Cinsiyeti: Bayan 
Merhamet dilendiğim kelimelerin gölgesinde içimin yankısını sana yollamak istiyorum.

Yüreğimde çağlayanlar var, dinmeyen gözyaşlarım var efendim. Sana yolluyorum tüm hasretlerimi, aşarak yüreğimin çöl kumlarını. Demet demet yıldızların kutlu rehberlerimdir, kapına yöneldiğim gecenin şu ıssız saatlerinde. Gönül heybemde gözyaşlarım, geçtiğim yollara serpiyorum sadakam diye. Yürek tezgahında dokuduğum sancılarım var sadağımda, kuşandığım acılar var. İşte geldim kapına efendim, dilimde senden dilendiğim şefaatin var.

Ey Nebi, inan ki sensiz gündüzlerimiz bile geceye döndü. Alnımızı üfül üfül okşayan rahmet yüklü soluğundan mahrumuz yıllardır. Senin yokluğun, ölü ruhlara can veren nefesinin yokluğu, bizi ağyar ateşinde yaktı. Deden Hazret-i İbrahim'e yakılan ateşten daha acımasızdı yandığımız ateşler.

Medet Sultanım! Hicranınla yanan ruhumuza parmaklarından yine boşaltmaz mısın kevserlerini oluk oluk? Utancımız büyük. Adını bir bayrak gibi dalgalandıramadık gönül semalarında. Giremedik kalplere, adını sunamadık sana muhtaç sinelere. Büyük utançlara kundaklandık; ama sen sultansın Efendim, ne olur himmetini esirgeme boynu bükük, yüreği yaralı ümmetinden. Yaralı yüreğimizi, Hazret-i Eyyub'a bahşedilen ab-ı hayat gibi çağlayanlarla yıkayacağın günü bekliyoruz.

Bir gün gözlerimizden perdelerin kalkacağı ümidiyle yaşadık hep. Temessülünle şerefkudum buyurduğun Ahmet Rufai hazretlerine imrenir olduk. Biz de, günahkar dudaklarımızı senin o pak ellerine dokunduracağımız günün hasretiyle bekliyoruz efendim.

Sen, çiçek çiçek donanmış vefalarla kucaklayan Uhud'un bağrındaydın hani... En has şühedanın vefa kokan cennet mekanlarını ziyaret etmiştin... Ve orada demiştin ya, 'Kardeşlerime selam olsun!' diye... Ey Nebiler Sultanı Efendim! Bizleri, işaret buyurduğun o garip devirde gelen kardeşlerin sayıp ziyaret etmeyecek misin? Ayağı ve alnı beyaz sekili atların say bizi, aldığımız abdestlerimiz var günde beş vakit. Ne olur efendim, Mekke'den Medine'ye hicret eder gibi gel. Sen gel ki, güneşin bizi terk ettiği karanlık gecelerimize dolunaylar doğsun. Yeniden bestelensin 'Tale'al Bedru'lar. Hiç günahı olmayan çocuklarımız seslendirsin yine o yanık nağmeleri. Ellerinde demet demet güllerle bekleyen kadınlarımız, gözyaşı çağlayanlarıyla yıkasın yollarını.

'Ey sevgili, en sevgili' Efendim! Seni anlayamayan nazarlara keşke, sana perdedar olan bir örümcek kadar vefalı olabilseydik. Anlayabilseydik kıymetini... Seni anlatabilseydik... Keşke bir güvercin olabilseydik, dünyanın dört bir tarafına nur dağıtan ellerinden uçurduğun. Senin çağları aşan o kudsî çağrılarını taşıyabilseydik çağlardan çağlara ve deniz aşırı diyarlara.

Ne olur gel Efendim! Çağın yetimleri var seni bekleyen. Sana kasideler yazan bağrı yanık aşıkların var, ağıt yakanların var. Ağıdı dindirecek öksüzlerin var. Ve talihsiz devrin Asiye yüzlü, Meryem iffetli yetimleri var. Gözyaşlarına sünger olacağın sürmeli ceylanların var. Sakat vicdanlarda çarmıha gerilmek istenen Mesih soluklu yiğitlerini ne olur daha fazla bekletme Efendim. Ateşe atılmak istenen İbrahimlerimiz var, Senin gül bitiren yağmurlarını bekliyorlar. Bıçak altında tevekkülle bekleyen İsmaillerimiz var; yoluna kurban olmayı bekleyen koç yiğitlerimiz var.

Biliyoruz, aşkına pervane olamadık. Yanlış ateşlerde yandı ruhumuz. Yanlış pazarlara sürüldük. Yalancı şafaklarla kandırıldık yıllar yılı. Sensizliğin girdabında zehrini yudumladık hayatın. Onca günahlarımıza, bize yakışmayan kusurlarımıza rağmen, senin büyüklüğün kadar büyüttük umutlarımızı. Dağlar kadar günahlarımız olsa da sen kadar umutlarımız var. Hani diyorsun ya Efendim, 'Benim şefaatim, ümmetimden günah-ı kebair işleyenleredir.' Kim bilir kaç günah kirinin içinde büyüttük bembeyaz umutlarımızı. Tutunduk verdiğin söze. Müjdenin ipekten çehresine sarındık.

Ey Nebi, kendisine yollanan salatu selamları işiten vefalı Dost. Sana yolladığımız salatu selamların sımsıcak gölgesinde beyaz dualarımızın aydınlığıyla yöneldik kapına. Temessülünle, meftunlarını sevindireceğin zamanı bekliyoruz. Sireten şekil değiştirecek kadar büyük günahı olanların imdadına, sırf sana yolladıkları salatu selamlar hatırına yetişmiştin Efendim. Ve biz ahirzamanın garip insanları, bir kere daha temessül edip imdadımıza yetişeceğin günün hasretini çekmekteyiz.

Yetiş imdada ya Resulallah, ne olur imdadımıza yetiş! Gönül Kabe'sinde, günahlarımıza rağmen yine de bir yer var Efendim teşrif buyuracağın.
agla agla agla agla
Ekleme Tarihi: 09.10.2003 - 09:37
Bu mesajı bildir   feyza27 üyenin diğer mesajları feyza27`in Profili feyza27 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1313 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.72774 saniyede açıldı