0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 7 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
nazli64 su an offline nazli64  
kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]

110 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.10.2006
En Son On: 11.10.2014 - 05:07
Cinsiyeti: Bayan 
Vakit geç olmasına ragmen uyuyamamışdım. heran haber gelebilir düşüncesiyle, son kez cep telefonlarını kontrol edip açık olduklarından emin olduktan sonra saati namaz vaktine kurup yatağa uzanmıştımki cep telefonu çalmaya başladı. Melek; hemen istanbula gelmelisin Salihin durumu çok kötüye gidiyor deyip ağlamaya başlamıştı. Birden ellerimin buz kestiğini hissettim yoksa korkulan gerçekmi oluyordu. Hemen yola çıktım. Zaman sanki durmuştu ne yol bitiyordu nede gece. İstanbula vardığımda nasıl bir manzarayla karşılaşacağımı bilemiyor, gece boyunca feryadımı duyurmak istercesine Rabbimle sesli konuşuyordum. Dilimde sadece "Rabbim merhamet et bu çaresiz kuluna," sözleri ve ara vermeden okuduğum duha ve inşirah sureleri tesbih olmuştu sanki. Çapa hastanesi girişinde güvenlikçiyle tartışıp, merdivenleri üçer beşer çıkıp ikinci kata vardığımda, koridorlarda yürekleri parçalayan feryat adeta dizlerimin bağını çözmüştü. Bu onun sesine benziyordu. Biryandan Allahım ne olur bu feryat onun olmasın diyor biryandanda 106 nolu odaya dogru koşuyordum. Ne yazıkki bu acı feryat bu odadan geliyordu. Benim geldiğimi farketmemişti bile. Başını yatagın demirlerine vuruyor, bir yandan yanındaki hastaya, ne olur bana hakkını helal et bağırıp seni rahatsız ediyorum diyor, biryandanda avazının çıktığı kadar "Allahım çektiğim acılar sebebiyle sana isyan etmekten korkuyorum, bana benden razı oldugunu belirtecek bir işaret ver, bana cennetinde bir yer vereceğinin bir işaretini ver. Şu yaralı yüreğimi bu müjdelerinle rahatlattıkdan sonra beni hemen yanına al. Beni bu acılar içindeyken dünyada bırakıpda şeytanın beni isyana sürüklemesine müsade etme Rabbim ne olur, Al beni Al beni....................diye avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Ameliyat olalı 7 ay olmasına rağmen her geçen gün kötüye gitmiş, her geçen gün onun acılarına yeni acılar eklemiş basit bir bacak ameliyatı sonrası enfeksiyon kapmış ve çektiği acıların arkası kesilmemişti. Önce kanda inhibitör gelişmiş arkasından 4 farklı enfeksiyon ve trombosit gelişmişti. Trombosit nedeniyle kanama durdurulamıyor, bacak kangren olmuş, açık yaradan durmadan kanama geçiriyordu. Ya kan kaybından sık sık komaya giriyor yada biraz kendine geldiğinde agrılarından dolayı bütün hastaneyi gözyaşlarına bogan feryatları yankılanıyordu koridorlarda. Yanaklarından yağmur gibi yaşlar yastığa akarken al beni Rabbim isyan etmeden al beni diyordu. Salih, lütfen Allahtan şifa dile Allahın gücü herşeye yeter dedim. Gözlerime acı acı baktı, benim doktor olduğumu unuttunmu, diger hastalıklarımı at bir kenara trombositin çaresinin olmadığını bilmiyormusun, sosyal güvencem yok bir doz ilaç 4 milyar ve ben bu ilaçtan günde 8 doz kullanmalıyımki kanamam dursun. Allah'dan ümidini ancak kafirler keser bunu biliyorum ama gerçekleride görmezden gelemiyorum, beni teselli edecek kelimemi var sende bana Allah'dan ölüm dileki acılarım dinsin diyor, gözyaşlarını sanki yüreğime akıtıyordu.
Salih ateist bir prf. doktor baba ve ateist dahiliyeci uzman doktor annenin doktor oğluydu. İslama girdikten sonra ailesi tarafından hep yargılanmış dışlanmış ibadetlerine engel olunmaya çalışılmış yada alay edilip aşağılanmış adı gibi Salih bir insandı. Ne yazıkki kader onu yataga düşerek böyle anne babaya muhtaç etmişti. Onlarsa anne baba olmanın verdiği içgüdüyle bütün birikimlerini son kuruşuna kadar Salih için harcayıp bitirmişlerdi. Salih Al beni Rabbim yanına dedikçe annesi sanki Oglunun şahsında Allahı suçlarcasına "VARLIĞINA İNANDIĞIN ALLAHIN NEREDE NEDEN GÖRMÜYOR SENİN BU HALİNİ EGER GERÇEKTEN VAR OLSAYDI GÖRÜRDÜ SEN HALA VAR OLMAYANA YALVARMAYAMI DEVAM EDİYORSUN DİYE oğluna bağırıyorduki ellerimle ağzını kapattım. Bu arada yaradan şiddetli bir şekilde sanki hortumdan su boşalıyorcasına kan akmaya başladı yatak kan gölü oldu. Anne kendisi doktor değilmiş gibi koridora koştu yetişin doktor oğlum kanamadan gidiyor diye bağırmaya başladı. salih yine komaya girmiş hareketsiz yatıyordu. etrafta bir doktor bile yoktu. Bir odacı koşarak elinde bir kum torbasıyla geldi bunu alın açık yaranın üzerine sıkıca bastırın dedi belki kanamayı şuan durdurur dedi. ben hemen kum torbasını alıp odacının dediğini yaptım gerçektende sanki hortumun ağzını kapamışcasına kanama durdu. Bu arada doktorlar geldi beni o pozisyonda görünce bunu çok iyi düşünmüşünüz kim akıl etti dedi. Salihin annesi dişlerini sıkarak dudakları arasında "bir odacı bize işimizi ögretiyor dedi." oglumun babası arkasında 15 asistanla geziyor ama bizim düştüğümüz hale bak dedi. Kadını o an boğmak geldi içimden. Bir yanda oğlu ecelle pençeleşiyor bir yanda kadın nefsinin aşağılanmasına ateş püskürüyor. Bu nasıl anne yüreğiydi anlamakda güçlük çekiyordum. Böyle anda bile nasıl benlik ön planda olabiliyordu. Kum torbası anlık geçici çözüm olmuştu ama torbayı çektiğimizde kanama yeniden başlayacaktı ve bir tane bile ilaç yoktu. Daha önceleri türkiyede bu ilacı kullanan bütün hastalara ulaşmaya çalışmıştık ama hiçbir hasta ilacın pahalılığından dolayı bir tane bile vermeye yanaşmamıştı. Salih bir ara gözlerini yavaşça araladı belli belirsiz bir sesle, bana hakını helal et ve benim için ölümü dileki bu anne babaya muhtaç olmayayım. Çektiğim acılardan daha agır geliyor bunların Rabbime dil uzatmaları buna dayanamıyorum dedi. Salih benim gözyaşlarımı görmesin diye kendimi öylesine zorluyordumki kendimi kasmaktan hiçbir yerim tutmuyordu. Agrılardan yine feryat etmeye başlamış pisi denen bir makinayla sürekli uyuşturucu vermelerine rağmen acıları dinmiyordu. Ben bu manzaraya dayanamayıp kum tornasını annesine emanet edip balkona çıktım ve gözyaşlarım sel gibi boşandı. mevsim kış hava zehir gibi soğuktu. Balkonun hemen önünde öndeki binanın çatısı vardı martılar ve güvercinler çığlık çığlıga dönüyordu çatının üzerinde o anda bizim üstümüzdeki balkondan çatıya çok miktarda ekmek kırıntısı serpildi ve kuşlar anında yemeye başladılar sanki açlıktan birbirlerini ezercesine ekmekleri topluyorlardı çatıdan onların bu halini görünce o kadar duyğulandımki hem ağlıyor hem yüreğim yanarak "Allahım bu kuşların konuşması yokki ben acıktım diye birinden yem istese böyle bir kışta yarattığın kuşların halini gören sensin ve sen istediğini hesapsızca rızıklandırırsın.Yukarıdan bu ekmeği çatıya atan kişiye bunu yapmasını ilham edip martıları rızıklandıran Allahım Salihinde halini görensin, Çaresizlik kullar için Sen ise çarenin kendisisin bize zor olan sana kolay bize imkansız olan senin ol demenle oluverir, Sen yarattığını unutmazsın, kullarınada zulmeden degilsin, eger sen kuluna bir musibet vermişsen muhakkakki bununla kuluna bir hayır dilemişsindir. Salih'e şifa ver, sabrını ve imanını artır, onu merhametinle kuşat sen merhamet edenlerin en hayırlısısın. Salihi ana babasına karşı yalnız bırakma bir ayetinde "İnananlar yalnızca Allaha tevekkül etsinler çünkü Allah onlara yeter ." diyorsun kalpleri bilen sensin Salihin imanına şahit olan sensin ve sen vadinden dönmezsin. Bu kafir anne babanın ellerine bırakma kulunu bu martıları rızıklandıran Allahım senin gücün herşeye yeter. diye taa yüreğimin içinden dua ediyordum. Salihin feryadına dayanamayıp tekrar içeri girdimki odadaki diğer hastanın yanında iki ziyaretçi var. hanımları görünce tanıdım daha öncede hastanede karşılaşmıştık onlardan biride trombosit hastasıydı ve biz onlarada bize biraz ilaç temin edin diye yalvarmıştık ama veremeyeceklerini söylemişlerdi. içimden hiç onlara hoşgeldiniz demek gelmedi. sadece başımla selamladım. bu arada salih ağrısından başını yatagın demirlerine vuruyor al beni Allahım diye ağlıyor anneside kum torbasını tutuyordu. Odadaki ziyaretçiler trabzondan kontrole gelmiş odadaki diğer hastata hemşerileri olduğu için onu ziyarete gelmişlerdi. bir süre sonra kalkıp gittiler. Annesi yine nerede senin Allahın diye Salihe bağırıyordu o esnada hanımlar tekrar içeri girdi ve ellerindeki valizi bana doğru uzatarak, içinde sizi bir süre idare edecek kadar ilaç var hemen ilaç yapın kanamayı durdurun dediler.......... Oan sanki dondum, elimi valize uzatamıyordum sadece Ey dışarıdaki martıların Rabbi sana hamdolsun diyebildim. Bir valiz dolusu ilaç gözlerime inanamıyordum. Bir zafer kazanmışcasına doktor anneye bağırmaya başladım,"İşte Salihin Rabbi ummadığı yerden onu rızıklandırdı, Allah kendisine iman edenleri asla unutan değildir sadece musibet vererek kalplere bakarki kulum hala beni seviyor bana inanıyor güveniyormu diye. Ey Salih sen Hz. İsmail sabrını gösterdin ve Rabbin seni son ana kadar zorladı baktı ve seni saglam buldu ve Hz. İsmaile koçu indiren sanada merhametini ve yardımını indirdi dedim. Salihse yine feryad ederek.
"ALLAHU EKBER ALLAHU EKBER LA İLAHE İLLALLAHU VALLAHU EKBER ALLAHU EKBER VE LİLLAHİL HAMD ." dedi. İlacı veren hanımlar ağlayarak , affet bizi ne olur affet bizi dediler.
Yüce Allah Salih'in imandaki samimiyetini denemiş ve sabrını ölçüp duaların gücüyle ona yardım elini uzatmış anne ve babasına karşı onu imanından dolayı mahcup etmemişti. Zira Allah yarattıklarını unutan değildir. Yeterki biz Allahı unutmayalım.
Ekleme Tarihi: 15.11.2006 - 02:56
Bu mesajı bildir   nazli64 üyenin diğer mesajları nazli64`in Profili nazli64 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
nazli64 15.11.2006 - 02:56
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
Son-GüL 15.11.2006 - 08:34
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
nazli64 17.11.2006 - 12:07
 Nazlı64 Bacım...
Son-GüL 17.11.2006 - 12:17
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
muhammed_cubuk 17.11.2006 - 13:45
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
ecrennur 17.11.2006 - 14:03
 kış martılar ve salih (ibret dolu bir hikaye okuyun]
nazli64 17.11.2006 - 17:57

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1287 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64678 saniyede açıldı