0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » A I L E / E Ğ İ T İ M / S A Ğ L I K » SAĞLIK & SPOR » Et ve Peynir Masali

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Et ve Peynir Masali

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
Cinsiyeti: Erkek 
Et ve Peynir Masalı vede Beyaz Un Tehlikesi:

Peynir: Halkarasında peynirin kalsiyum için çok çok önemli olduğu söylenir ve hatta doktorlar kemik erimesine karşı bol bol peynir yenmesini tavsiye ederler. Ve bol peynir yenince kemiklerdeki kalsiyum oranının artacağı idddea edilir. Et ve peynir yiyince Hücrelerdeki metabolik değişimler sırasında aşırı asit oluşur, bu asidi atmak için aşırı kalsiyuma ihtiyaç duyulur. Ve böylece aşırı asitle birlikte kalsiyumda dışarı atılır. Yani peynir yiyince kalsiyum alınır ama alınandan çok daha fazlası, peynirin sebep olduğu asitlenme nedeniyle dışarı atılır. Vücudumuzdaki asit-baz dengesinin sürekli dengede olması gerekir asidin aşırı artması demek komaya girmek demektir ve sonu ölümdür, bu nedenle küçük beyin oksijen alımını yavaşlatır.

Oksijenin azalması yorğunluk, haksizlik, dermansızlık, güçsüzlük gibi problemlerin ortaya çıkması demektir. Vücudumuzdaki asit-baz dengesi sürekli dengede tutulur. ADB'de yapılan bir araştırmada hayvansal besinalanların idrarında yüksek oranda asit ve kalsiyum tesbit edilmiştir. Osteoporoz'un (kemik erimesi) sebebi kalsiyum yetersizlıği değil kalsiyum kayıbı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlede hayvansal besin alanların idrarında yüksek oranda asit ve kalsiyum tesbit edilmiş ve sebze ve meyve yiyenlerde ise daha az kalsiyum kayıbı olduğu görülmüştür. Böylece peynir yersen kemiklerin sağlamlaşır masalı sona ermiştir. (Wolfgang Spiller, Ehk. 10.2002.713)

Et, Peynir ve mamülleri sebep olduğu ikinci önmeli tehlike ise vücutta iltihaplanamaya sebep olmasıdır. Et ve Peynir kan ve dokularda asitlenmeye sebep olur ve asitli ortamada immün sistemi faliyetini azaltırken, çünkü yeterince oksijen alamazlar vede bakteri, virüs ve mantarlar daha hızklı çoğalmaya başlar. Kanın PH-değeri 7,4'dür ve bunun sürekli korunması gerekir. Et, Peynir ve etmamüleri vücudumuzdaki H+ (hidrojen) ve C+ (karbon) iyonlarının yükselmesine neden olur. Bunu nötüleştirmek için O2- (oksijen) iyonları gerekir ve O2- iyonlari ile birlikte H2CO3 (karbonikasit) ortaya çıkar. Buda H2O (su) idraryoları ile CO2 (karbondioksit) nefesyolları ile dışarı atılır. Et Peynir ve etmamülleri H2CO3?nin aşırı yükselmesine sebep, buda kanın asitlenmesi demekdir ve bu büyük tehlikedir. Asitlenmeyi durdurmak için küçük beyin akçiğere O2- alımını yavaşlatmayı emreder, O2-alımının yavaşlaması ile birlikte beslenemeyen hücreler nedeniyle kişi hemen yorulur, dermansızlaşır ve güçsüzleşir..


Uyumakla yorğunluk geçmez, günde 10 saat uyusanız yine kendinizi yorğun hissedersiniz, çünkü et ve peynir vücuttaki asiti aşırı yükseltir ve bu asidin nötürleştirilerek asit-baz dengesinin normala dönmesi çok zaman alır. Ve oksijen asidi nötürleştirmek için harcandığından yorğunluk, halsizlik ve dermansızlık uzun sürer. Özeliklede akşamları et ve peynir yenirse bir gün sonra yorğunluktan kendinize gelmeniz çok zaman alır. Bu nedenle en fazla haftada iki gun et ve mamüleri yenmelidir. Fakat asla peynir yenmemelidir.Peynir asala yenememelidir, çünkü iltihaplanmaya sebep olur.


Peynirle ilgili üçüncü önemli tehlike ise Tyramin isimli bir madde içerir ve bu madde normal olarak monoaminooksidaz tarafından yok edilir. Depresyon ilaçıları Tranylcypromin içerir ve bu maddede monoaminooksidazı frenler.Böylece Peynirin içinde olan Tyramin vücutta yoğunlaşır ve buda yüksek tansiyona neden olur. Depresyon ilaçı alan hastaların bu nedenle kesinlike peynir yememeleri gerekir. Bu tyamin suçuk salam gibi besin maddelerindede bulunur. (NH 10.2000.6)

Et: Yüksek tansiyon asıl nedeni aşırı hayvansal besin özeliklede et ve etmanüleri tüketme sonucu bağırsaklarda ortaya çıkan ?Metihionin? aminoasidinin B6,B12- vitaminleri tarafindan elimine edilememesi neticesinde ortaya çıkan ?Homocystein?dır. Homocystein LDL-Kolesterolunu (zararlı Kolesterol) oksitlemesi sonucu. LDL-Kolesterolu makrofajlar (bakterileri yiyerk yok eden savunma hücreleri) tarafindan yabanci madde (zararli bakteri veya virus) diye alğılanmasına sebep olur. Makrofaj LDL-Kolesterolunu yiyerek yok etmeye çalışır ve böylece süngerimsi artık maddeler oluşur ve bunlarda damarların iç yüzeyine yığılarak damar sertliğine neden olurlar. Damar sertliği başta beyin kanaması, kalp krizi ve kalın bağırsak kanseri gibi çeşitli hastalıklara sebep olur. Gökçek İksiri, sarımsak, aloe vera ve noni bağırsak florsı için en ideal ilçlardır.

Beyaz Un: Karbonhidratlı besinlerde sağlığa zararlıdır vede şişmanlığa neden olurlar. Burada yağlı besinleri anladıkta karbonhidratlı besinler neden şişmanlığa sebep oluyor diye bir soru akla gelebilir. Karbonhidratlı besinler deyince lifli (sebzeler meyveler) besinler değil, nişastalı besinleri özeliklede kepeksiz un'dan yapılan yiyecekleri kastetmeteyiz. Nişasta bir polisakkarid olup bağırsaklarda disakkaride ve kanda glükoza dönüştürülür. İnsan vücudu glükozu yağa çevirebilmektedir, bunlarsa ekmek, makarna, şeker, tatlılar ve diğer tahıl ürünlerininde oldukca bol vardır. Kanda fazladan bulunan glükoz ileride kulanılmak için yağa dönüştürülerek depolanır. Bu nedenle et, peynir ve yumurta gibi hayvansal besin yemeyenlerde şişmanlarlar ve hatta daha şişman olurlar, çünkü hayvansal besinler aynı zamanda proteinda içerirken nişastalı besinler hemen hemen yok denecek kadar protein içerirler.


Dünyada en sağlıksız beslenen millet malesef Türk Milletidir. 84 milletten insanın çalıştığı havaalanında bir firmada çalışıyorum. Asyalılar pirinç, deniz ürünleri, sebze ve meyve, Avrupalılar patates, laahna, meyve, sebze ve hayvansal ürünler, Afrikalılar sebze, meyve, tahıl ağrılılı beslenirken. Dünyada sadece Türklerin varlıklı olanları hastalık derecesinde hayvansal besinlerden: et, peynir, yumurta ve kepeksiz un mamülleri (kepeksiz unda mineral, vitamin, enzim bulunmaz ve kişinin bağırsaklarına yapışır, geniş bilgi için buğdaya bak) vede alkol, fanta ve kola türketiyorlar.


Buda bile bile ölüme koşmaktır. Avrupadaki Türkler özelikle çok sağlıksız besleniyor ve sürekli hayvansal besin tüketiyorlar. Türk Milletinin geleceği bu gidişle pek parlak değil. Osmanılı yani dedelerimiz akşamları hayvansal besin yemezlerdi ve en fazla haftada 2 defa et yerlerdi, çok yüksek bir beslenme kültürüne sahiptiler. Hiç et yememekte iyi değil çünkü et hücre yenilenmesinde çok önmeli rol oynar. Yani sünnette uyarlardı. İslam'dan uzaklaşan bizler, batıya yaklaştıkca ilkeleştik.


Almanyada alkol nedeniyle kısırlaşma 50 yıl öncesine göre % 50 armıştır ve Almanyada 100 yakın sperm bankası var. Yani çocuk sahibi olmak isteyen tanımadığı bir erkeğin sperması ile hamile kalıyor. Bizde koskoca devlet adamlar sanki çok üyük bir marifetmiş gibi her vesilede ellerinde bir kadeh tokuştur babam tokuştur. Bu devlet adamları bizim bilmediğimiz gizli güçleremi hizmet ediyorlar. Ben 28 senedir Almanyadayım devlet adamları mümkün oldukca kadehlerle ve sigara ile medyanın önüne çıkmamaya çalışırlar, yani kötü örenk olmazlar.


1-) İsmail bey bana gelerek doktorunun bağırsaklarının aşırı yağlandığını ve kolesterolunun yükseldiğini doktorunun et ve et mamülleri yememesini söylediğini söyledi. Ve bende mucizevi bir ilaç istedi. Bende ona mucize yok et, peynir, yumurta ve mamüllerini yemiyeceksin ve Gökçek İksiri kulanacaksın dedim. Bana et'ten vazgeçemem, atın ölümü arpadan olsun dedi. Ve İsmail bey 6 ay sonra 41 öldü ve geride 4 gözü yaşlı çocuk bıraktı.


2-) Hakan beyle ne zaman konuşsam yemeden içmeden bahsediyor ve şurada piknik yapalım, şuranın kuzusu iyi buranın tavuğu iyi diyordu. Yani vatandaşla sağlıklı bir konuşma mümkün değildi. Oda bizim konuşmamızdan rahatsız oluyor ve siizn işinizde vatan, millet, sakarya diyordu. Ve bu tanıdık 44 yaşında kalp krizinden öldü ve geride üç çocuk bıraktı.


3-) Selami beyle ne zaman sohbet etsek yaptığı seyahatlerden ve yediği yemeklerden, özeliklede etli yemeklerden bahsediyordu. Beyin kanaması geçirdi, beyin amaliyatından sonra 3 ay hastanede kaldı ve 1 yılda çalışamadı, şimdi halla sağlıklı sayılmaz ve arada bir yine istirahatte ayrılıyor.


4-) Hasan abi boğazına pek düşkün bir insan oda hayvansal besinlerden, sucuk, salam ve peyniri çok seviyor. Kalp krizi geçirdi, baypas oldu. Aylarca hasatanede kaldı şimdide eski sağlığına kavuşmadığından arada bir işe gidiyor ve çoğunlukla istirahatte.


5-) Mehmet Efendi 40 yaşında ve aktif spor yapan bir şahıstı ama kalp krizinden vefat etti, sebebi aşırı hayvansal besin. Allah rahmet etsin


İçecekler:

Beslenme deyince akla genelikle yiyecekler gelir oysa içeceklerde çok çok önemlidir, çünkü içecekler bütün sindirim sistemini altüst edebilir. Siyah çaydan uzun süre ve a??r? miktarda içilirse ba??rsaklar? kurutur ve sindirimini bozar geni? bilgi için çaya bak. Kahvede ayn? ?ekilde uzun süre ve a??r? miktarda içildi?inde ba?ta gastrit olmak üzere birçok rahats?zl??a neden olabilir geni? bilgi için kahveye bak.

Asitli içecekler (Cola, Fanta) ise kanın ve dokuları asit-baz dengesini bozarak asidoza sebep olur vede içerdikler asırı miktardakı şeker nedeniyle kemikleri erıtırve sindirimi zayıflatırla (Geniş bilgi için kola ve asidosa bak).Doktorlarin çoğu çok su içilmesini tavsiye ederler, oysa fazla su içilince böbrekler vücuttaki fazla sıvıyı atmak için böbrek hücrelerindeki (nefro, nephron) tübüler kanaları genişler ve idrarla birlikte aşır miktarda vitamin, mineral, glukoz ve protein gibi önemli maddelerde dışarı atılır.

Azalan bu madderini yeniden temini için mide hücreleri (sensorlar, sensory) beyine açlık duygusunu uyarıcı sinyaller gönderir. Böylece kişi aşırı yemek yemeye başlar, aşırı yemek yiyen kişide sağlıklı sindirim olmadığından vücudunda aşırı miktarda cüruf (besi madderinin parçalanarak molekülere ayrılması sonucu ortaza çıkan artık maddeler) meydana gelir. Cürufun atılması kişide aşırı yorğunluk, dermansızlık ve bitkinliğe sebep olur. Yani çok içmek çok yemeğe ve çok yemekde çok uyumaya sebep olur, neticede kişide dermansızlık, halsizlik ve bitkinlik hasıl olur. Tabiki özelikle yaz aylarında hararete karşı fazla su içilmesi gerekir, günde 2-3 litre saf ve sade su gerekebilir. Asitli sularda zararlıdır, çünkü vücudun asit-baz denğesini bozar.


Yiyecekler:

Imami Buhari:

1-) "Sofradan ekmek eksik etmemek gerekir" buyurmuştur ve Peygamber efendimizde elenmiş undan yapılan ekmeği yememiştir. Kepekli undan yapılan ekmek ise B1, B2, B3, E-Vitaminleri ve ß-Karotin (Provitamin A) vitaminleri ile, bakır, mangen, magnesiyum, fosfat, demir ve çinko içerir.

Lifli besineler (kepekli un, keten, yulaf ezmesi (yulafa bak), meyve ve sebze) safra asidini kendine bağlar ve böylece safra dışkı ile dışarı atılır. Eksilen safrayı karşılamak için kandaki kolesterol karaciğere taşınır ve safra asidi yapımında kulanılır. Böylece kanadaki kolesterol azalır. Lifli besinler kalın bağırsakalrda bakteriler tarafından küçük zincirli yağasitlerine bölünür. Bu küçük zincirli yağasitleri (asetat, propionat ve butirat) kolesterolun oluşmasını önle. Buda kolesterolun kandaki seviyesini düşürürür. Kandaki yağın azalması ve sertliğin önlenmesi ile hücrelere gerekli olan besleyici maddeler taşınır ve böylece kişinin enerjisi artar ve sağlığına kavuşur.


Oysa günümüzde beyaz undan yapılan ekmek ve makarnada ne vitaminler nede minaraller mevcuttur. O halde Türkler avitaminoz (vitaminyetersizligi) ve mineralyetersizligi ve proteinyetersizligi çeken bir milletir (geniş bilgi buğdaya bak). Almanyada 272 çeşit ekmektürü üretilmektedir ve bunun büyük çoğulğunuda kepekli ekmekler oluşturur. O halde kepekliun mamuleri özeliklede kepekli ekmek yemek şartır.


Hz. Ali:

2-) "Kim 40 gün et yemez ise ahlakı kötüleşir (huysuz olur), kim de hiç ara vermeden 40 gün et yerse kalbi kararır" buyurmuştur. Neden derseniz kolesterolu hayvansal besinlerden alırız. Birçok hormonun anamaddesini kolesterol oluşturur ve bu kolesterolün azalması kişide hormon denğelerinin bozulmasına neden olur vede aşırı et yiyincede kişide dermansızlık, halsizlik, yağlanma, damartsertliği vb. rahatsizliklara ortaya çıkar. (genis bilgi için Hastalıklarda Bağırsakflorasına bak)


ABD'li A.Flecher 1890'da yakalandığı hastalıkları tibbi ilaclarla vede tıbbı tedavilerle iyileşemez, ve tekerlekli sandelyeye mahkum olur, ailesi onu terkeder, işinden olur. Bir tanıdığı yavas ye, her lokmayi 50 defa çiğne o zaman zaten fazla yiyemesin ve erken doyarsın, yediklerini hazmedersin der. Oda bunu tatbik eder. A. Flecher 6 ay sonra tekerlekli sandelyeden kurtulur, bir yil sonrada işine geri döner ve ailesi ile barışarak yeniden evlenir. Hertülü hastalığın sebebi hızlı yemek, çok yemek vede aşırı hayvansal besin tüketmektir. Bunlar Bağırsakflorasını bozar.


Bozulan dengeler nedeniyle faydalı bakteriler azalır, zararlı bakteriler, tehlikeli mantarlar ve viruslar devreye girer ve beklenmedik hastalıklar ortaya çıkar. (Geniş bilgi için Hastalıklarda Bağırsakflorasına ve Mantarlara bak). Hayvansalbesinlerin, özeliklede et ve et manüllerinin haftada en fazla iki defa tüketilmesi gerekir. Oysa Türk mutfağında etsiz yemek bulmak adeta imkansızdır. Antalyaya izine gittiğimde etsiz yemek sorunca, garsonlar şöyle garipca bakıyorlar. Oysa hem avrupada hemde asyada etsiz yemek gayet normaldir. Yemek ve kahvaltıdan önce iki bardak su içmekte kişide erken doymuşluk hisis uyandırır ve aşırı yemek yemesini önler.


Cafer es-Sadik (RH):

3-) "Kim malının ve evladının çok olmasını isterse , sebze yemeye devam etsin" der. Neden çünkü sebzeler; vıtaminler, mineraller vede liflimaddeler içerir. Liflimaddeler selüloz türü maddeler olup bunlar; bir bağırsaklardaki faydalı bakterilerin besinidir, iki liflibesinler bağırsak perstaliğini (motorik hareketler) harakete geçirir ve böylece bağırsak içeriğinin bağırsaklardaki transit süreci hızlanır ve kişi zamaninda defi hacetini yapar. Zamanında yapılmayan defi hacet bağırsaklarda kokuşmaya sebep olur. Buda bağırsaklardaki patojen ( hastalık yapıcı) bakterlerin ve mantarların azması demektir. Bu nedenle bağırsakları çalıştıran sebzeler beslenme için çok önemlidir.


4-) Peygamberimiz "Ey Ali yemeğine tuzla başla çünkü içinde cüzzam, frengi, karınağrısı, ruhsal ve sinirsel hastalıklarından bulunduğu 70 hastalığı iyileştirir" buyurmuştur. Neden çünkü tuz kimyasal olarak Soydumklorid adı ile anılan tuzu alınca ortaya (2 NaCl+H2O+2NaOH+HCl+1/2Cl2) çok sert bir asit, çok sert bir bazik madde ve klor gazı ortaya çıkar.


a-) Mideasidi de tuzasidi (tuz ruhu, HCl) olup, buda Mideasidinin kalitesini artırır.

b-) Sodyum özeliklede böbrekler için çok hayati öneme sahiptir.

c-) Klor gazi ise eskiden Ankaranın suyu sürekli klorlanırdı, çünkü klor zararli bakterileri yokeder.

d-) Tuzsuyu çeker derler doğrudur. Beynin çalışmasında bu tuza çok bağlıdır.

e-) Tuzun tansiyonu yükseltiğine dair söylentiler ise Bonn universitesi tarafindan yapılan bir araştırmalarla yalanlanmıştır.


Tansiyonun asıl sebebi aşırı hayvansal besinler ve hamurlu yiyecekler, özeliklede beyaz un mamuleri, et, peynir ve yumurtayı sayabiliriz. Beyaz un vitamin ve mineral içermez ve bağırsaklarda disakkaride dönüştürülen nişasta kanda glikoza (glükoza) dönüştürülür ve şayet enerjiye dönüşmüyecek kadar çoksa yağa dönüştürülerek depolanır. Bu nedenle hamurlu besinlerde et gibi şişmalığa sebep olur. Tuz ile ilgili geniş bilgi için Tuz Masalına bak.


Şişman kişiler uyuynca rahat uyuyamaz çünkü organları sıkışır özeliklede böbrekler, akçiğerler,mesane ve sindirim organları sıkışır. Böylece akşamları çok yemek yiyincede, horlama, ağızdan su akması, kötü rüyalar görerek rahatsız olma ve dinlenmeden tekrar uyanma gibi durumlar ortaya çıkar. Bundan yıllar önce ev doktoruna gittim ve kanımdaki HOMOCYSTEIN oranın tesbitedilmesini ricaettim. Doktor böyle birşeyden haberinin olmadığını ve ilk defa duyduğunu söyledi ve yanında çalışan hemşirelere sordu onlarda bizde bilmiyoruz dediler. Sizde merak edip sorarsanız zannederim aynı şekilde tuaf karşılanırsınz.


Günümüzde beslenme ve sağlıklı yaşamada gayri müslimer sanki sünete uyuyorlarmışda müslüman olduğunu iddia eden bizlerse gayri müslimler gibi yaşıyoruz. Kilolu papazı çok zor görürsünüz, ama TV?lerdeki mevlit kandilerine bir bakın buradaki hocalar ve mevlithanlar sanki sumo güreşcisi gibiler, bunların ayet ve hadisten haberdar olmadıklarına inanmak isterdim. Avrupadaki Türkler için gelen dinadamalarının dinadına yaptıkları pek birşey yok, varsa yoksa yemek, içmek ve gezmek, sanki buraya tatile gelmişler. Bir Hocalar Papazların günlük çalışmasının % 10'nu bile yapmıyorlar. Sonrada yeni yetişen nesil Almanlaşıyor, Fransızlaşıyor, İngilizleşiyor vs, diye edişeleniyoruz. Peygamber efendimiz ?Allahin en nefret ettiği kişiler; çok uyuyan, çok yiyen ve çok içen kimselerdir? buyurmuştur. Bunuda en çok hacı, hoca diye anılan insanlarda görmekteyiz. Gerçek dinadamıda var mı? Evet var ama sadece % 1 belki.



Açıklama: Hayvansal besinler damarların iç yüzeyinde (mukazasında) plaklar olşmasına (yağlanmasına) neden olur. Damarların yağlanarak sertleşmesi yüksek tansiyona sebep olur. Damarlar yaşalandıkca beyin, kalp, penis ve vajinaya yeterince kan gitmemesi demektir. Buda felç, kalpkrizi, rekeklerde iktidarsızlık ve kadınlarda cinsel isteksizliğe sebep olur. Hayvansal besinleri azaltmak, hatta peyniri asla yememek gerekir. (http://www.bitkiseltedavi.com/defau...?sayfa=etpeynir ) Gökçek İksiri ile tıkanan damarlar açılır ve kişide beyin kanaması, kalpkrizi, erkeklerde iktidarsızlık ve kadınlarda cinsel isteksizlik rizikoları ortadan kalkar.
ALINTI
Ekleme Tarihi: 03.09.2009 - 13:33
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
 Et ve Peynir Masali
Muhtazaf 03.09.2009 - 13:33

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1286 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.67655 saniyede açıldı