|
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
girdap |
|
|
Bir Hayat Yetmedi (Depremden yaşanmış bir olay) |
|
|
Misafir
|
|
Kayıt Tarihi: 24.01.2025
|
En Son On:
|
Cinsiyeti: -----
|
|
Her şey güzel olacaktı. Sen, ben ve hayatımız... Hayallerimiz ve
hedeflerimiz... Seni tanıyıp sevdikten sonra hayatıma dair verdiğim sözler
Hepsi çok güzel olacaktı, sen de olsaydın. Seni tanımak, bana hayatı tanımak
gibi geldi. Seni tanımak ve senin ideallerini hayata taşıma yolunda beraber
olmak için söz vermiş ve bu beraberliği, ömür boyu sürdürme kararımızı
nikâhla noktalamıştık. 'Daima mutlu olacağız ve bir gün gelip ölüm
muvakkaten ayırsa bile, birbirimizi unutmayacağız.' diye nikâh memuruna söz
verdik. Önce kilometre taşımdın, şimdi ise hayat arkadaşım
Henüz üç aydır seninle aynı evi paylaşıyordum. Henüz üç aydır seninle kitap
okuyor, çay içiyor ve hayata aynı pencereden bakıyordum. Evet, henüz üç
aydır inanç ve ideallerimizi birlikte paylaşıyor ve henüz üç aydır
'yaşıyordum.'
Mutluydun. Bunu biliyor ve görüyordum. Senin mutluluğun beni de mutlu
ediyordu. Seninle sevginin tılsımını çözmüştük. Evet ebedî bir sevginin
kaynağının 'birbirine bakmak' değil, 'birlikte aynı yöne bakmak' olduğunu
anlıyorduk... Senin baştan beri kalıcı güzelliklere olan bağlılığındı seni
bana sevdiren. Allah'ın kalblerimize koyduğu muhabbetullah hissi ve oradan
yayılan varlık sevgisi etrafa dalga dalga yayılıyordu. Gece ve gündüzümüz
hep o sevgiyle aydınlanıyordu sanki. Huzurluyduk. Ve yuvamızın huzur kaynağı
belki de senin geceleri sessizce yaptığın o dualardı. Tâ ki o geceye kadar
17 Ağustos günü seninle alışverişe çıkmış, epey yürüdükten sonra dönüşte
annenlere uğramıştık. Onların dualarını almıştık 'iki dünya mutluluğu'
adına. Bulaşıcı bir yani vardı mutluluğun, bizi görenler de neredeyse bizim
kadar mutlu oluyorlardı. Eve geç dönmüştük. Yorgun olmamıza rağmen uyumaya
pek niyetimiz yoktu. Sen birer kahve yaptın ve uzun uzun sohbet ettik.
Önümüzdeki günler hakkında, hedeflerimiz adına, niyetlerimiz adına konuştuk.
Etrafımızdaki insanlara daha çok nasıl faydamız olur, bildiklerimizi nasıl
daha çok anlatabilir, bilmediklerimizi nasıl daha iyi anlayabiliriz diye,
eserleri nasıl okumalıyız diye, düşündük O gece bir kez daha inandım senin
gönül dünyandaki güzelliklere ve bilmenin sevginin başlangıcı olduğuna
Saate bakmıştım bir an, üçe geliyordu. "Artık uyumalıyız." diye düşündüm.
Sen her gün biraz okuduğun baş ucu kitabından birkaç sayfa okumak istedin.
Ben ise tam sana iyi geceler dilemiştim. İşte o an Ömrümde ilk defa
duyduğum o uğultu koptu. Hiç bilmediğim bu uğultu, korkunç bir sallantıya
dönüştü. Bu neydi Allah'ım Sehpanın üzerindeki bardağı bile anında yere
fırlatan bu sarsıntı neydi?
Evet, Allah'ın Celâl isminin bir tecellisi olan bu sarsıntıyı kabullenmek
gerekiyordu, bu bir zelzeleydi Gözlerindeki mânânın adı ise acziyetten
gelen şaşkınlıktı Hemen elinden tuttum, ayağa kalkıp kapının eşiğine
gittik; ama boşunaydı gayretlerimiz Sallantı toz bulutu haline gelmişti.
Biz dışarı çıkamadan tavan üzerimize çökmüştü. Ben senin üzerine düştüm,
portmanto ise benim üzerime Ve sen acı çekiyordun. Çünkü kırılan camlar
bacağına batıyor, üstüne üstlük ben de hareket edemiyor ve sana acı
veriyordum. Sen o kadar ince ruhluydun ki, beni üzmemek için, kendi acını
unutup bana hissettirmemeye çalışıyordun.
On sekiz saat bizi fark etmelerini, feryadımızı duymalarını bekledik. On
sekiz saat birbirimizin ellerini tutup birbirimize teselli verdik. O durumda
iken bir aralık bana 'Eğer ölürsem, seni orada bekleyeceğim.' dedin. Ve on
sekiz saat, kim bilir belki de on sekiz ölümü bekledin. Aradan dört gün
geçmişti. Şehir o şehir değildi. İzmit bambaşka bir mekân olmuştu. Ben
felâketi biraz olsun atlatmıştım. Senin durumun ise kötüydü. Doktor,
bacağının kesileceğini söyledi. Bunu duyar duymaz ikinci bir zelzele ile
dünya başıma yıkıldı sandım. Ama sen hâlâ gülümsüyordun. Sen nasıl bir
insandın? Ne dünyaya ne de dünyalığa önem veriyordun. Senin için maddenin ve
kaybedecek olduğun bir bacağın hiç önemi yok muydu? Hattâ hayatta kalmanın
bile
Sekizinci gündü Bir kibrit kutusu gibi yıkılan evler, evlerin altında kalan
canlar, ümitler... Çığlıklar, 'Sesimi duyan var mı?'lar... İsyanlar,
sabırlar.Nice hikâyeler, mucizeler ve gönüllerde derin bir fay hattı…
Şehirde keskin bir ceset kokusu ve insanlarda büyük bir hüzün hâkim Boş
arsalar kireçlenmiş toplu mezarlarla dolu Evini, annesini, kendisini
kaybetmiş insanlar İnsanların dilinde tek kelime: Deprem.
Fakat sadece bacağın gidecek derken, sen birlikte olacağımız ebedî âleme
gittin, geride dolu dolu yaşanmış üç ay ve ideallerini yaşatma azmi kaldı
Elimde, senin en çok sevdiğin çiçek, naif bir kırmızı gülle mezarının
başındayım. Artık sen yoksun yanımda, ne de gönül pınarının heyecanları Sen
gittin, geride hüzün, geride ben, gâye-i hayâllerimiz Şimdi omzumu
sıvazlayan yakınlarım, 'Bırakma kendini. Unutur, yeni bir yuvayla yine mutlu
olursun.' diyorlar. Aslâ!.. Sen bana o zor dakikalarda ne demiştin? Biz
seninle " ötelere" sevdalandık.
Şimdi mezarının başında seninleyim. Bu bize yeter
Ey benim ötelerdeki eşim ve eş ruhum, bana 'unutursun' diyenlere sadece acı
bir tebessümle bakıyorum. Biz seninle sürekli "öteleri" aradık. Sen buldun
aradığını. Ben ise yoldayım hâlâ. İmtihanın bu en zor anında sabır diliyorum
Rabb'imden. Ne olur, seni sevdiğimi, her an dua ettiğimi ve sana kavuşacağım
günü şafak sayar gibi beklediğimi bil.
Vekillerin En Güzeli'ne emanet ol...
* 1999 Marmara Depreminde yaşanmıştır.
Yüşra MESUDE
|
Ekleme Tarihi: 18.03.2005 - 09:19 |
|
|
|
116 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 09.02.2005
|
En Son On: 29.06.2008 - 18:35
|
Cinsiyeti: Bayan
|
|
Allah bize de böyle bir eş nasip etsin
|
Ekleme Tarihi: 18.03.2005 - 12:31 |
|
|
|
|
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
serdarys_03 (39), GungorM (54), gözüm (57), diyusuf (42), hanimeli (57), emrah0601 (43), tfrt (47), meminaksoy (55), Delail'in Nur (43), SEHER_78 (54), HLYDAG (42), ayse_ozlem (39), MaVi_GuL_3 (42), hakkinkulu (65), GozYasim (39), y_yildirim (42), asibey52 (37), Hercaii (42), fatihim84 (41), gözyaþ&ya.. (38), rambo50 (38), Efendim (57), imamhatiplim_88 (37), battalmann (52), cen_can (51), yusuf26 (46) |
|
|
|
|
|
|