0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Ey Aşk

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Yusuflu su an offline Yusuflu  
Ey Aşk

428 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.06.2005
En Son On: 25.11.2007 - 19:27
Cinsiyeti: ----- 
Ey Aşk


Ferhatın yoluna çıkan dağın adı unutuldu. Şirini hapseden zindanların duvarları çoktan toz oldu. Ferhatın Şirine aşkı dillerin ucunda sımsıcak konuşuyor, kalplerin taraçalarında terütaze nefes alıp veriyor. Dağ yıkıldı, duvarlar unutuldu, araya girip ayıranların isimleri anılmadı; ancak Ferhatın kalbinde olan, Şirinin ruhunda gezinen aşk dağ gibi dimdik ayakta duruyor, yamaçlarını süsleyen pınarlardan nice dudak hâlâ daha ab-ı hayat içiyor...

Ağlama ey aşk, ağlama ki, Leylâyı Mecnûna uzak eyleyen çöl kaç kere kurudu, kumlarını kaç rüzgârın hoyrat eteklerinde savurdu ama Leylânın gözyaşları hâlâ daha aşıkların yanağını yıkıyor, Mecnûnun deliliği her gece aşıkların aklını başına getiriyor. Çöl kaybetti ey Leylâm; senin adın kaldı. Aşkı hor görenlerin adı çöllerin kumları gibi kimliksiz kaldı ama Mecnûnun hatırı hep kaldı.

Yûsuf ile Züleyhâdan geriye ne kaldı ey aşk? Mısır sultanının adı hiçbir şiire sızmadı. Yûsufu satanların esâmesi okunmuyor, Yûsufa canını veren Züleyhâ, bak nasıl da hayretle anılıyor. Üzülme ey aşk, üzülme, yüzünü yıkayan gözyaşların nice Yâkubun gözlerini açmaya ayarlı. Sultan kaybetti, kuyu kaybetti, zindan kaybetti, Yûsuf kazandı, Züleyhâ kâr eyledi.

Zavallı Züleyhâ...Senin için ne müşkiller yaşadı ey aşk. Yûsufa sarmaşıklanan yüreğine söz geçiremedi senin yüzünden. Bir Mısırlı Züleyhâ varmış desinler diye yapmadı bunu elbet. Senin için yaptı, aşk için yaptı. Arada haram vardı ey aşk. Sen ona helali götüremedin. Ona nasip olmadı Yûsuf. Onun sevdası mahşere kaldı.

Sen eskisin ey aşk. Çok eskisin. Eskicilerin alıp satamadığı kadar yeni, insanlık tarihi kadar eskisin. Her yerde, her yürekte farklı bir elbiseyle çıkıyorsun karşımıza. Ama hep aynısın. Senin adını kim koymuş bilmiyorum. Ama her yerde hazır bekliyorsun. Ve aslında yenisin, yepyenisin. Bu kadar yeni olmasan, bu kadar dolaşık olur muydu ayaklarımız senin yolunda. Kimse aşkın ustası olamadı, kimse seni kuşatamadı. Kimse tedirginliğini bırakamadı senin yanında, kimse kalbini sakin kılamadı kucağında. Hep acemi hep acemi olduk yolunda.

Sen aşksın...Sen hem hayal, hem gerçeksin. Hem ırak, hem yakınsın. Bazan güneş kadar yakıcı, bazan sularca serinsin. Bizi yücelten büyütensin. Sen ateşsin...Sen her şeyi arıtır, temizlersin. Sen suların bile susadığı susun; hiç bitmez serinliksin, hiç bilinmez derinliksin.

Çünkü sen bize ta ötelerden armağansın. Sen güzelsin, sen Tanrı misafirisin kalbimizin kapılarında. Seninle yıkanmayan gönüller paslı, seninle tanışan yürekler yaslı ey aşk. Tüm cefana rağmen seni gönüllerin efendisi bildik. Bin türlü yüzünü bin türlü sevdik.

En güzel şarkılar senin için söylüyor ey aşk...Senin için geldi bahar.. Nisan yağmurları senin için yağıyor şemsiye şemsiye...Nevruz çiçeği senin için el verdi çiğdeme. Aşıklar senin için baharı bekliyor. Yaseminler, ıtırlar, yaban gülleri senin için desteleniyor ...

Sen aşksın...

Anlamını bilemeyip önümüze kattığımız... Ama çok ucuzladın artık. Kurşuni binaların kasveti altında görünmez oldun. Ne Mecnûnu kaldı dünyanın ne de Leylâsı. Öksüz kaldın... Yetim kaldın... Saltanatın bitti.

Sen aşksın ya; tüm dünya sana kurulu sanırdım. Oysa ayarlar bozulmuş. İbre yalan yanlış işliyor. Yalancıktan açılan kapılarda kalıyorsun. Görünmez bir cadı, olmadık büyüsüyle seni kolluyor.

Sil gözünün yaşlarını ey aşk, sil ki, onların isimleri ayrık otlarına konulacak; seninki de benimki de aşığınki de güllerin kokusunda her daim koklanacak!

Demek artık gidiyorsun. İnsanlara veda etmeden sessizce... Sana kör olmuş, sana sağır olmuş, sana lâl olmuş gönüllerden çekiliyorsun, seni unutmuş zihinlerden kaçıyorsun. Haklısın. Seni haraç mezat pazarlarda ucuza sattık ey aşk. Yûsufu kuyuya atar gibi. Meze yaptık seni düşkünlüklerimize. Ferhatı dağın ardında unutur gibi. Aşk haritaları çizemedik kalbimize. Mecnûn ile Leylâ arasında çöller yayar gibi. Sınırlarımızı oluşturamadık. Seni kalbimizin en mutena yerine koyamadık. Keremi Aslından koparır gibi.

Aşksızların dünyasında yalnız kaldın ey aşk... Seni kaldıracak, sana kanacak bir dünya var mı dersin? Giderken bize bir esinti bırak da öyle git. Kanayan ruhumuza belki merhem olursun. Mecnûnun çölünden, Ferhatın dağından, Keremin külünden ne varsa al götür ey aşk. Ta ki bu hasret biz aşksızların, aşkı unutmuşların yüreğini tutuştursun.

Biz insanları, hayatın kalbine çeken güç sensin. Dağları deldiren sen, çölleri geçiren sen, dağları ovaları aşıran yine sen. Rabbimizin ruhumuza üfürdüğü musikisin. Ruhumuz seninle buldu ahengini. Bilemedik. Anlayamadık. Bizi affet ey aşk... Öyle kaybettik seni ki kaybettiğimizi bile bilemedik. Affet bizi ey aşk...



SENAİ DEMİRCİ

Ekleme Tarihi: 24.04.2006 - 23:27
Bu mesajı bildir   Yusuflu üyenin diğer mesajları Yusuflu`in Profili Yusuflu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1400 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.74224 saniyede açıldı