0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » İLANLAR & DUYURULAR » ahir zaman tuzakları:aşk...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 11 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
maviihiss su an offline maviihiss  
ahir zaman tuzakları:aşk...

21 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.05.2006
En Son On: 10.09.2006 - 15:47
Cinsiyeti: Erkek 
selamün aleyküm... geçenlerde islami bir sitenin forumunda aşkın ne olduğu hakkında bir soru bir forum yazısı açılmıştı... çoğu kardeşimiz orda aşkın hakkında güzel yazıları vardı... lakin çoğu kardeşimizde dünyalık aşktan başka bir şey yazmamıştı..

müslümanım diyen bir genç için aşk ne olmalıdır? akla gelen ilk fikir elbette bir ALLAH aşkı dine bağlılıktır denebilir... hadisi şerifte aşkın bir hastalık olduğu bildirilmiştir... yani kalbi ALLAH sevgisinden boşaltıp sevdiğine kaptırmadır... işte kardeşlerim ahir zmanda öyle haller görüyoruzki dinini yaşamaya çalışan bir kardeşimiz dahi bu tuzağa düşebiliyor... ve bunu mübah sayıyor...

çevremizde dışarda gördüğümüz aralrında nikah olmamasına rağmen elele dolaşan ve baktığınızda dindar görünen bir sürü kardeşimiz var... bunlar bzileri daha da üzmektedir... çünkü nişanlı olmak bile yanyana gelmeye mazeret sayılamaz... ne kadar üzücüdürki bunlara dikkat eden pek kardeşimiz kalmadı...

bazı kardeşlerimiz şu sözü mazeret olarak one sürmektedirler...''her kim bir kadına aşık olup aşkını gizler iffet ve sabır gösterirse ALLAH onu bağışlar ve cennetine koyar...''hadis zannedilen bu sözü islam alimleri hem dirayet hemde rivayet bakımndan sağlam görmemiş ve resululaha (s.a.v) yakıştırılamamıştr.

diğer bir tarftan ibrahim bin ethem hz.evliyaullahtan büyük bir zat idi... o mübarek daha önce çok zengin ve varlıklı idi.. sonra ormanda bir av sırasında kendisine bir ses şöyle dedi ey ibrahim sen bunu içinmi yaratıldın? ve ona çok güzel bir hayat nasip oldu... o yaşadığı şehirden malını mülkünü bırakarak ayrıldı kendini sadece dinine ve insanları doğru yola iletmeye adadı... ve seneler sonra bir çocuk olarak bıraktığı oğlu karsına bir genç delikanlı olarak çıktı ve o anda kalbinde ALLAH sevgisnden başka bir sevgi bulunmasını istemeyn ibrahim bin ethem hz. şöyle dua etti '' ey RABBİM eğer oğlumun sevgisi SENİN sevginden daha üstün gelcekse nefsime ya benim yada oğlumun canını al''' ve o mübareğin ellerini yüzüne sürmesiyle oğlunun yer yığılması bir oldu...

işte kardeşlerim ibrahim bin ethem hz. gibi aşkı yaşamlıyız RABBİMİZE karsı... bu ahir zmanın bu aşk tuzağından RABBİM bizleri muhafza etsin... hakkyla kendine kulluk edebilen ve hakkıyla RESULÜNE ümmet olabilen müminlerden eylesin... selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 21:47
Bu mesajı bildir   maviihiss üyenin diğer mesajları maviihiss`in Profili maviihiss Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Suqunet su an offline Suqunet  

858 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.11.2005
En Son On: 11.02.2007 - 17:54
Cinsiyeti: Erkek 
Onu ve Habibini nefsinden de çok sevip yaşadıkça dünyalık aşka takıntı niye...


olsa ne olmasa ne....
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 22:13
Bu mesajı bildir   Suqunet üyenin diğer mesajları Suqunet`in Profili Suqunet Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
ben de böyle düşünüyorum

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 01:21
Cinsiyeti: Erkek 
konuya açıklık getirelim.....
ALLAH VE RASÜLÜLLAH sevgisini hiç yaşamadan sadece bir insana karşı cinsten diye sevgi beslemek ve kalbi sırf bu sevgi ile meşgul etmek doğru değildir.
fakat ALLAH VE RASÜL sevgisi yanında bir bayan veya erkeğe eş olma istegiyle aşık olmak niye kötü olsun ki...!
islama uygun haller dışındaki münasebetleri onaylamak mümkün değildir ama karşı cinsten birini sevmekte çok doğal fıtri bir davranıştır.
okuyacak olursak efendimizi ( s.a.v.)
hz. mariya annemiz cariye olarak kendisine hediye edilince onun yanına o kadar çok gidiyordu ki başta aişe annemiz olmak üzere onu hep kıskanıyorlardı.
efendimizin hz. mariya annemize olan düşkünlüğü onun kulluğuna zarar mı vermiştir. hayır.
sadece ölçüyü kaybetmemek lazımdır.
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 22:32
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
niyaz*** su an offline niyaz***  
Themenicon    ahir zaman tuzakları:AŞK

139 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.08.2006
En Son On: 26.10.2008 - 22:26
Cinsiyeti: ----- 
AŞK, AŞK DEDİKLERİ YUNUS'un ALLAH'a AŞKI GİBİ OLMALIDEĞİLMİ KARDEŞLERİM?

FANİ DÜNYAYI NEYLERLER
ALLAH SEVGİSİ VAR İKEN
YA DAHİ NERE GİDERLER
ALLAH SEVGİSİ VAR İKEN

ALLAH İLE OLAN KİŞİ
ASAN OLUR ONUN İŞİ
NEYLER BAŞKA TEŞVİŞİ(karıştırma)
ALLAH SEVGİSİ VAR İKEN

YUNUS SEN KENDİNİ GÖRME
İBADET ET MAHRUM OLMA
BAŞKA ŞEYE GÖNÜL VERME
ALAH SEVGİSİ VAR İKEN


AŞK DEYİNCE AKLA ALLAH AŞKI,PEYGAMBER AŞKI GELMELİDİR,BU KELİMELERİ SADECE KARŞIMIZDAKİ KİŞİYE ÇEŞİTLİ YAPTIRILARIMIZDA(allah aşkına gel,allah aşkına ye vb......)KULLANMAMALIYIZ ÖYLE DEĞİL Mİ KARDEŞLERİM,ZAMAN O ZAMAN OLMUŞ HER ŞEY LAFTA İCRAAT YOK YOK YOK HAKSIZMIYIM,SORUYORUM SİZLERE?

DİNİMİZİ ÖĞRENMELİ ,ÖĞRETMELİ,SÜNNETE UYMALI ANCAK BÖYLE ULAŞIRIZ MEVLAYA,

ALLAH YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN,CÜMLEMİZİN.







Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 22:51
Bu mesajı bildir   niyaz*** üyenin diğer mesajları niyaz***`in Profili niyaz*** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
^^NuR^^ su an offline ^^NuR^^  

639 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.10.2005
En Son On: 26.02.2015 - 20:00
Cinsiyeti: Bayan 
YUNUS EMRE´nin ask ile ilgili yazilarina

BURDAN
bakabilirsiniz
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 23:29
Bu mesajı bildir   ^^NuR^^ üyenin diğer mesajları ^^NuR^^`in Profili ^^NuR^^ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
firefly su an offline firefly  
Çobanın Aşkı

56 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 22.06.2005
En Son On: 13.03.2012 - 08:34
Cinsiyeti: Erkek 
Aşıktı genç çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini:

- Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kâr etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki "sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine" dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi efendim...

İhtiyar adam bu esnada gözlerini dikmiş, iskeletinin üstüne deriden bir zırh giydirilmişçesine zayıf, çelimsiz, saçı sakalına karışmış, uzaklara dalıp dalıp giden gözlerinde aşktan gayrisi kalmayan diğer çobanı süzüyordu. Sonra bir ah çekti, yüzünü nefes almadan konuşmasını sürdüren delikanlıya çevirip tebessüm etti.

- Kolay evlat kolay, dedi, çaresizseniz çare sizsiniz. Ve tane tane anlatmaya başladı.

İki genç çobanın, çökmek üzere olan bu dağ kulübesinde dertlerine derman aradıkları ihtiyar adam, aslında padişahın bütün dertlerini paylaştığı, her meselesini danıştığı bir bilge idi. Yıllar önce padişah kendisini tanıyıp sevdiğinde bir tek şey istemişti ondan; burada yaşamaya devam edecekti ve kimsecikler bilmeyecekti kim olduğunu. O günden beri de bu kulübede yaşıyor, gelen geçene ikram edip, gül alıp gül satıyordu. Padişahın kızının aşkıyla eriyip muma dönen genç çoban ve yanındaki kadim dostu nereden bilsindi bu garip ihtiyarın padişahın gönlüne sultan olduğunu.

Aşık genç, ihtiyar adamın anlattıklarını dinledikten sonra, her şeyin bittiği anda başlayan son ümide sımsıkı sarılanların o saf ve tertemiz teslimiyetiyle:

- Sahiden bu kadar kolay mı efendim, dedi, yani o mağarada elimde tespih, kırk gün Allah dersem sevdiğime kavuşabilir miyim, onunla evlenebilir miyim?

- Evet, dedi bilge, kırk gün o mağarada gece gündüz Allah diyeceksin, kırk gün sonra padişahın kızı senindir.

İki dost hemen yola çıktılar, aşık çobanın yüzüne kan, dizlerine derman, yüreğine yeniden can gelmişti. Arkadaşına sarılıp, elinde tespih, gönlünde aşk, yüzünde ümit çiçeklerinden örülme bir tebessüm, mağaranın yolunu tuttu. Gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden diz çöktü, dualar etti, gözlerini kapattı, kalbini padişahın kızına bağladı, eline tespihini aldı ve dudakları kıpırdamaya başladı: Allah, Allah, Allah...

Günler günleri padişahın kızının hayaliyle tespih taneleri gibi kovalayadursun, mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti çoktan sarmıştı. Herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu. Cami çıkışında ihtiyarlar, çeşme başında kadınlar, tarlada işçiler, oyun oynarken çocuklar, herkes onu konuşuyordu:

- Şu karşı mağarada bir genç varmış, kendini Allah'a adamış, gece gündüz durmadan Allah diyormuş, Allah Allah...

Aşık dostunun ne halde olduğunu merak eden genç çoban, mağaraya geldiğinde üç hafta geride kalmıştı bile. Bizimkinin gözleri kapalıydı, dudaklarının da kıpırdamadığını görünce, uyuyakaldı herhalde diye düşündü. Tespih tanelerinin parmaklarının arasında dolaşmaya devam ettiğini görünce de, bu nasıl uyku diye sordu kendine. Bu sırada gözlerini açan genç adam, karşısında arkadaşını görünce, günlerdir yalnızlığıyla paylaştıklarını birbiri ardınca anlatmaya başladı: Kırk günün yarıdan fazlası geçmişti, o durmadan Allah diyordu, ama ne padişahın kızı vardı, ne bir haber, ne bir ümit kırıntısı... Acaba, diyecek oluyor, yutkunuyor, hayır diyor, tespihine bakıyor, bir kalp gibi atan sağ el işaret parmağını sabitlemeye çalışıyor, avuçlarını sıkıyor, gözleri doluyordu. Vedalaştılar. Ay ışığında dostunun gözlerine yayılan başkalık dikkatini çekmişti genç çobanın.

Aşık çoban yeniden eline tespihini aldı, gözlerini kapattı, boynunu neye bağlayacağını bilemediği kalbine doğru büktü, dudakları kıpırdamıyordu artık, sustu gece, mağaranın duvarları sustu, tükendi her şey, hiç tükendi, an bitti, sadece bir söz kaldı: Allah...

Kırk günün dolmasına üç-beş gün kala, mağaradaki dervişin namı bütün ülkeyi sarmış, nihayet sarayın koridorlarında konuşulur olmuştu. Meselenin aslını merak eden padişaha, bu insanların bir yerde sürekli kalmadıklarından, bulundukları mekâna bereket getirdiklerinden, ne yapıp-edip bu dervişi ülkelerinde yaşamaya ikna etmeleri gerektiğinden uzun uzun bahsetti başveziri. Ne yapması gerektiğini artık bilen padişah, nasıl yapması gerektiğini bilemediği bütün zamanlarda yaptığı gibi, dağ kulübesinin yolunu tuttu. Hürmetle diz çöktü bilge ihtiyarın önünde. Derdini anlattı, derman diledi. Sarayının yanına bir saray yaptırmaktan, o dervişi veziri yapmaya, sancak-tuğ vermeye kadar saydığı her şey, bilgenin:

- Hünkârım, gönül erleri mala-mülke, makama-mansıba itibar etmezler, demesiyle son buldu.

Kaderdi bu, padişahlarla köleleri aynı eteğin önünde diz çöktürür, birinin derdini diğerine derman eyler, ikisini de aynı tebessümle bahtiyar ederdi. Güldü ihtiyar:

- Neden kerimenizin nikâhını teklif etmiyorsunuz sultanım, dedi. Şaşırma sırası padişaha gelmişti.

- Nasıl yani, diyebildi, bu şerefi bize lütfederler mi, kabul ederler mi?

Kırkıncı günün güneşi batmak üzereydi genç aşığın mağarasının üstünden... Padişah ve ihtiyar bilge en önde, arkalarında vezirler, onların arkasında halktan meraklı bir kalabalık ve en arkada da olup bitenlere bir mana vermeye çalışan aşık çobanın arkadaşı, mağaraya doğru yürümeye başladılar. Bu arada bizim aşık kendinden öylesine geçmiş, tespihiyle öylesine bir olmuştu ki, gelenler içeri girseler ve bir tespihten başka bir şey bulamasalar şaşırmazlardı.

Padişah edepte kusur etmemeye çalışarak içeri girdi, ellerini birbirine bağladı, duyulması güç bir sesle;

- Efendim, dedi, sizi ziyarete geldik.

Yavaşça başını çevirdi aşık, sonra bütün vücuduyla döndü, gözlerinde en ufak bir şaşkınlık emaresi yoktu, sapsarı bir heykel gibiydi. Herkes heyecan içinde. Vezirler, halk, genç çoban, mağara, tespih, sessizlik, duvar... Hatta güneş bile batmaktan vazgeçmiş, kafasını mağaranın içine doğru uzatarak olan biteni görme tela-şındaydı.

Padişah meramını anlattı, türlü tekliflerde bulundu. Ne saray, ne vezirlik, ne tuğ ne de sancak, hiç birinde gözü yoktu dervişin.

- Efendim, diyebildi en son, sessizce, benim bir kızım var efendim, zât-ı âlinize layık değil belki, ama lütfeder nikâhınıza alırsanız bizi bahtiyar edersiniz...

Kırk günlük çile nihayet bitmiş, olmaz denilen olmuştu. İşte aşık maşukuna kavuşacak, murad hasıl olacaktı. Bizimkinin arkadaşı sevinçten ağlıyordu. Soru ve cevap sanki bu soru sorulsun, cevabı verilsin diye yaratılmıştı. Sessizlik ilk defa bağırmak, haykırmak istiyordu ve bütün gözler genç adamdaydı.

Usulca doğruldu oturduğu yerden, etrafını şöyle bir süzdükten sonra, gözlerini padişahın gözlerine dikti, sarhoş gibiydi. Kendinden emin bir ifadeyle:

- Hayır, dedi, kızınızı istemiyorum.

Birden ortalığı bir sessizlik kaplayıverdi. Padişah mahzundu, halk hayret içindeydi, vezirler şaşkınlıkla birbirine bakıyor, bilge tebessüm ediyordu. Aşık çobanın genç arkadaşı yaşlı gözlerini silip, birden ileri atılarak bozdu sessizliği. Dostunun yanına geldi, kulağına eğilip:

- Sen ne yapıyorsun, dedi, kırk gündür bu çileyi ne diye çektin sen, neyi reddettiğinin farkında mısın?

Güldü aşık çoban, gözleriyle ihtiyar bilgeyi arayarak:

- A dostum, dedi, ben kırk gün padişahın kızı için Allah dedim, Allah padişahla vezirlerini ayağıma getirdi. Ya bir de Allah için Allah deseydim...
Ekleme Tarihi: 26.08.2006 - 23:54
Bu mesajı bildir   firefly üyenin diğer mesajları firefly`in Profili firefly Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
oncenamaz su an offline oncenamaz  

197 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.07.2006
En Son On: 17.10.2006 - 14:33
Cinsiyeti: ----- 
HAKIKI ASK MECAZI ASK BIR OLABILIRDI
KARISMIS BU EL ANDA
Ekleme Tarihi: 27.08.2006 - 10:52
Bu mesajı bildir   oncenamaz üyenin diğer mesajları oncenamaz`in Profili oncenamaz Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
GÖZBEBEGIM su an offline GÖZBEBEGIM  

138 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2006
En Son On: 23.10.2022 - 00:32
Cinsiyeti: Bayan 
AŞK KORKUYA PEÇEDİR, KORKUDA AŞKA PERDE.
ALLAH TAN NASIL KORKMAZ İNSAN ONU SEVERDE...
aşk deyince elbette akılıza ilk gelen şey ilahi aşk Allah aşkı olmalı ama bunun yanında beşeri aşklarıda sanırım hiçe sayamayız çok sevdiğimiz bir insana duyduğumuz sevdayıda aşkla nitelendirebiliriz sonuşçta ölçüyü kaçırmadığımız sürece ve Allah la aramıza perde olmadığı sürece günah omayacağını düşünüyorum,
Yani kaşı cinse duyacağımız aşk Allahla aramıza perde deyil köprü olmalı. Yanılıyormuyum bilmiyorum.....
Ekleme Tarihi: 27.08.2006 - 11:53
Bu mesajı bildir   GÖZBEBEGIM üyenin diğer mesajları GÖZBEBEGIM`in Profili GÖZBEBEGIM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
zeynepzuhal su an offline zeynepzuhal  
Themenicon   

3 Mesaj

Kayıt Tarihi: 31.08.2006
En Son On: 28.09.2006 - 22:00
Cinsiyeti: ----- 
bence bu zamanda aşk diye birşey pek kalmadı.en fazla 30-40 lı yaşlarda olan büyüklerimizde ben görebiliyorum aşkı.aşk nedir diye sorsam bir çoğunuz olumlu ,daha da bir çoğunuz olumsuz algılayacak ve öyle anlatacak.ama aşk kötü birşey değildir bence.insanlar heva ve heveslerini(özelliklede çok olanı)aşk zannediyorlar.oysa aşk ( bilhassa karşı cinse duyulan aşk)bu değildir.aşk Allah(c.c)'ün kendisidir ama bunu beşerden de ayıramayız.çünkü bir insana aşıksanız ama gerçek aşksa bu heva ve heves değilse ;onda Allah-ü Teala'nın bir veya birkaç yansımasını görmüşsünüzdür bence.gerçek aşk bu olabilir ancak.ama malesef çoğu insan bunu yaşayamadığı için aşkı kötü sanıyor ve bir tuzak olarak görüyor.demek istediğim şu:aşk kötü bir tuzak değildir ama gerçek aşk.ve siz gerçekten aşıksanız kötü birşey yapmazsınız;haramdan kaçarsınız ;Allah'a daha çok yönelir ;O'nun yaratığı bu nimetler karşısında şükrünüzü artırırsınız.grçek aşk budur.beğeni ile karıştırmayalım.sonuçta leyla ve mecnunu;yusuf ile züleyhayı hepimiz biliyoruz.hiç bitmeyen ve sonunda ilahi aşka dönüşen.Allah'a emanet olun..
Ekleme Tarihi: 01.09.2006 - 23:45
Bu mesajı bildir   zeynepzuhal üyenin diğer mesajları zeynepzuhal`in Profili zum Anfang der Seite
DoLuNaY su an offline DoLuNaY  

821 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 15.08.2010 - 16:32
Cinsiyeti: Bayan 
Nikahlı olmamalarına karşı yanyana dolaşan ciftler , nişanlıları kınama şeklinde bir örnek vermiş kardeşimiz...Herkesin günahı da sevabıda kendisine... Bir müslüman diger din kardeşini eleştirme lüksüne sahip degildir bana göre sadece uyarmalıdır..Üstelik sadece bunu dışardan görerek yapmak cok yanlıştır..Hiç düşündünmü kardeşim nişanlılar belki el ele geziyor olabilirler lakin aralarında dini nikah da olabilir buda Allah katında yeterlidir degilmi ??Tabiki aralarında bir bag olmadan yanlış şekillerde dolananları tasvip etmiyorum..
Ve birşeye daha katılmıyorum Allah ve Resulünden sonraki dünyevi aşkların ne zararı olabilirki..Her kul icin Önce Allah,Resul sevgisi daha sonra dünyevi sevgi...

Selam Ve Dua ile..
Ekleme Tarihi: 02.09.2006 - 01:02
Bu mesajı bildir   DoLuNaY üyenin diğer mesajları DoLuNaY`in Profili DoLuNaY Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
vipervoles su an offline vipervoles  

88 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.08.2006
En Son On: 17.11.2009 - 10:02
Cinsiyeti: Erkek 
Dunyadaki cok guzel bi duygu ask bide asık oluncak biri olsa sevinçli)))
Ekleme Tarihi: 02.09.2006 - 01:12
Bu mesajı bildir   vipervoles üyenin diğer mesajları vipervoles`in Profili vipervoles Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1308 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.87881 saniyede açıldı