0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 28 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
sevban r.a anlatiyor
bir yolculukta peygamber efendimizle beraberdik
muhacirler
cenabi hak altin ve gümüsü kötüledigine göre
acaba hangi mali bulundurmakta sakinca yoktur
dediler
ömer r.a
isterseniz gidip rasülullah sas e sorayim dedi
onlar da
git dediler ömer r.a gidince arkasindan ben de devemi alip gittim
peygamber efendimize
ya rasülallah muhacir kardeslerim cenabi hak altin ve gümüsü vermistir hangi mal iyidir ki biz onu bulunduralim
peygamber efendimiz SAS
ZIKREDICI DIL BIR SÜKREDICI BI KALP IMANINIZDA SIZE YARDIMCI OLACAK IMANLI BIR KADIN BULUNDURUN buyurdu

sahabe hayati--



Bu mesaj 1 kez ve en son NurBahcesi tarafından 20.11.2006 - 18:52 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 18:47
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
khayr su an offline khayr  
DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

206 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.08.2006
En Son On: 02.09.2009 - 23:29
Cinsiyeti: Bayan 
"Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) erişir" (er-Ra'd,28)

"İman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huşu içinde ürperme zamanı henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ı zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."aglael-Ankebut,45)

"Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin!" (el-Bakara,152)

"Sen ve kardeşin birlikte ayetlerimi götürün. İkiniz de beni hatırlayıp anmakta gevşeklik göstermeyin." (Taha,42)

"Allah'ı zikretmek hususunda kalbleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!.."aglaez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 19:45
Bu mesajı bildir   khayr üyenin diğer mesajları khayr`in Profili khayr Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
ALLAH RAZI OLSUN KARDESIM
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 20:04
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
khayr su an offline khayr  
DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

206 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.08.2006
En Son On: 02.09.2009 - 23:29
Cinsiyeti: Bayan 
Fahr-i Kainat (S.A.V.) Efendimiz de zikir v zikir meclislerinin fazileti hakkında bir kudsi hadisinde şöyle buyurmuşlardır:

"Allah Teala buyuruyor ki:

Ben kuluma,benim hakkımdaki zannına göre muamele ederim. O beni zikrettiğinde ben onunla beraberim. O beni, kendi içinde zikrederse, ben de onu zikrederim. O beni bir topluluk içerisinde zikrederse, ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içerisinde anarım." (Buhari, Tevhid, 15)


Allah Rasulü (S.A.V.) brigün ashab-ı kirame hitaben:

"- Amellerinizin Allah katında en temizini, derecelerinizin en yükseğini, altın ve gümüş sadaka vermenizden daha hayırlısını, düşmanlarınızla karşılaşıp boyunlarını vurmanızdan ve onların da sizin boynunuzu vurmasından daha hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu.

Onlar da:

"- Haber ver, ey Allah'ın Rasulü!" dediler.

Bunun üzerine Hazreti Peygamber (S.A.V.):


"- Allah'ı zikretmektir." buyurdu. (Tirmizi, Deavat, 6)


Rabbim sizlerden de razı olsun inşaAllah...AMİN!!!
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 20:32
Bu mesajı bildir   khayr üyenin diğer mesajları khayr`in Profili khayr Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.~Sniper~. su an offline .~Sniper~.  

1230 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 29.01.2006
En Son On: 04.04.2007 - 22:42
Cinsiyeti: ----- 
Allah Razı Olsun Nurbahçesi Abi Ve Khayr Abla gülgül
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 21:41
Bu mesajı bildir   .~Sniper~. üyenin diğer mesajları .~Sniper~.`in Profili .~Sniper~. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
CiVELEK su an offline CiVELEK  

978 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.09.2006
En Son On: 22.03.2007 - 13:19
Cinsiyeti: Erkek 
Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) erişir" (er-Ra'd,28)

Allah Razı Olsun bu güzel paylaşımlarınız için

-gül -
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 07:14
Bu mesajı bildir   CiVELEK üyenin diğer mesajları CiVELEK`in Profili CiVELEK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
MeLiSSaNuR su an offline MeLiSSaNuR  

498 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.02.2004
En Son On: 13.08.2007 - 08:23
Cinsiyeti: Bayan 
Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allahi ZIKIR:

-Ibadetlerin özüdür
-Kalplerin temizligi, gönüllerin nuru ve huzurudur
-Vucutlarin kuvveti, ruhlarin nesesi ve yüzlerin güzelligidir
-Ilahi marifet ve muhabbet sermayesidir
-Imanin gücüdür, islami yasamayi kolaylastirandir
-Elemleri, bunalimlari giderir
-Allahi razi eder. Onu görür gibi ibadete yol acar
-Dil afetlerinden korur, günahlari eritir
-Ibadetlerin en kolayi fakat en faziletlisidir
-Allahi sevmenin ve Onun tarafindan sevilmenin alametidir


ELHAMDULILLAH, SÜPHANELLAH

Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 13:02
Bu mesajı bildir   MeLiSSaNuR üyenin diğer mesajları MeLiSSaNuR`in Profili MeLiSSaNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Son-GüL su an offline Son-GüL  

1125 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.05.2006
En Son On: 17.03.2011 - 16:54
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH (c.c) cümlenizden razı olsun...

Nurbahçesi abi: gül

Khayr abla: gül

Melissanur abla : gül

Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 13:11
Bu mesajı bildir   Son-GüL üyenin diğer mesajları Son-GüL`in Profili Son-GüL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
huzeyme su an offline huzeyme  

48 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.11.2006
En Son On: 20.05.2007 - 23:36
Cinsiyeti: Erkek 
kardeşler ALLAH razı olsun hepinizden.
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 13:17
Bu mesajı bildir   huzeyme üyenin diğer mesajları huzeyme`in Profili huzeyme Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 07.02.2005
En Son On: 25.10.2007 - 09:24
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH hepinizden razi olsun Can Kardeslerim.. gül

Sabah ve akşam içinden yalvararak ve korkarak yüksek olmayan hafif bir sesle Allah'ı zikret. Gafillerden olma. (Araf 205)

Gerçek müminler o kimselerdir ki Allah anıldığı zaman kalpleri korkarak ürperir, onlara Allah' ın ayetleri okunduğu zaman imanlarını artırır ve onlar, yalnız Rablerine tevekkül ederler. (Enfal 2)

Ekleme Tarihi: 22.11.2006 - 07:55
Bu mesajı bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diğer mesajları YeSiLKuBBeM`in Profili YeSiLKuBBeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. Razı olsun konuyu açan kardeşimden diğer katkı yapan kardeşlerimden hepinizden İnşALLAH.gül

En güzel zikirlerden biride Kelime-i Tevhid dir. Kelime-i Tevhid İmanın tazelenmesidir. Kainat daim Yaratıldığı ve bir değişim geçirdiği gibi bizde beden olarak değişim geçiririz bu sebeple daima imanınızı yenileyin öğüdünü verir Peygamber Efendimiz (s.a.v) Evliyalarımız Alimlerimiz. Tasavvuf Ehl-i'nin önemli zikirlerinden biri Kelime-i Tevhid dir. Bizde bir iki kelam ile katkı yapalım istedik. Zira kardeşlerimiz fazlası ile konuyu aydınlatmışlar...
Ekleme Tarihi: 22.11.2006 - 09:05
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
utaniyorum su an offline utaniyorum  
konuda güzel eklemede

1942 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.04.2003
En Son On: 27.01.2007 - 01:21
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı khayr

"İman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huşu içinde ürperme zamanı henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ı zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."aglael-Ankebut,45)
"Allah'ı zikretmek hususunda kalbleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!.."aglaez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)



konuya yapılan ekleme ne kadar güzel...
degerli hocam vee khayr hanımefendiye teşekkür ederim..
Ekleme Tarihi: 23.11.2006 - 18:36
Bu mesajı bildir   utaniyorum üyenin diğer mesajları utaniyorum`in Profili utaniyorum Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
astaravista253 su an offline astaravista253  
RE:

791 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 10.06.2009 - 11:40
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı Songul

ALLAH (c.c) cümlenizden razı olsun...

Nurbahçesi abi: gül

Khayr abla: gül

Melissanur abla : gül


Ekleme Tarihi: 26.11.2006 - 10:16
Bu mesajı bildir   astaravista253 üyenin diğer mesajları astaravista253`in Profili astaravista253 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Umuda_Dogru su an offline Umuda_Dogru  

162 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.06.2006
En Son On: 02.06.2008 - 00:12
Cinsiyeti: Bayan 
Selamun aleyküm

Allah c.c hepinizden razi olsun

Zikir imani kuvvetlendirir, ve tüm ihlas ile yapilan ibadetler imani kuvvetlendirir

selametle..
Ekleme Tarihi: 04.02.2007 - 16:12
Bu mesajı bildir   Umuda_Dogru üyenin diğer mesajları Umuda_Dogru`in Profili Umuda_Dogru Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  
RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
gül Allah Razı Olsun gül

Yüreğinize sağlık çok faydalı eklemeler olmuş...Teşekkürler.

Alıntı
Orijınalı khayr

"Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) erişir" (er-Ra'd,28)

"İman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huşu içinde ürperme zamanı henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ı zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."aglael-Ankebut,45)

"Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin!" (el-Bakara,152)

"Sen ve kardeşin birlikte ayetlerimi götürün. İkiniz de beni hatırlayıp anmakta gevşeklik göstermeyin." (Taha,42)

"Allah'ı zikretmek hususunda kalbleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!.."aglaez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)


Ekleme Tarihi: 04.02.2007 - 19:04
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  

Misafir

Kayıt Tarihi: 23.12.2024
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)


Ekleme Tarihi: 04.02.2007 - 19:07
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
FilizEnsar su an offline FilizEnsar  
RE: RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

274 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2006
En Son On: 29.07.2008 - 03:43
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı rifat56

gül Allah Razı Olsun gül

Yüreğinize sağlık çok faydalı eklemeler olmuş...Teşekkürler.

Alıntı
Orijınalı khayr

"Kalbler ancak zikrullâh ile itmi'nâna (hakiki huzura) erişir" (er-Ra'd,28)

"İman edenlerin, zikrullah ve Hak'tan inen Kur'an sebebiyle kalblerinin huşu içinde ürperme zamanı henüz gelmedi mi?" (el-Hadid,16)

"Allah'ı zikretmek; elbette en büyük (ibadet)'tir."aglael-Ankebut,45)

"Siz beni zikredin, ben de sizi zikredeyim. Bana şükredin, nankörlük etmeyin!" (el-Bakara,152)

"Sen ve kardeşin birlikte ayetlerimi götürün. İkiniz de beni hatırlayıp anmakta gevşeklik göstermeyin." (Taha,42)

"Allah'ı zikretmek hususunda kalbleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun!.."aglaez-Zümer,22)

"Rabbini, kendi içinde (kalbinde), yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, gece-gündüz zikret! Gafillerden olma!" (el-A'raf,205)



Ekleme Tarihi: 04.02.2007 - 19:14
Bu mesajı bildir   FilizEnsar üyenin diğer mesajları FilizEnsar`in Profili FilizEnsar Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
burcunur su an offline burcunur  
RE:

635 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.09.2006
En Son On: 04.01.2015 - 14:33
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı MeLiSSaNuR

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allahi ZIKIR:

-Ibadetlerin özüdür
-Kalplerin temizligi, gönüllerin nuru ve huzurudur
-Vucutlarin kuvveti, ruhlarin nesesi ve yüzlerin güzelligidir
-Ilahi marifet ve muhabbet sermayesidir
-Imanin gücüdür, islami yasamayi kolaylastirandir
-Elemleri, bunalimlari giderir
-Allahi razi eder. Onu görür gibi ibadete yol acar
-Dil afetlerinden korur, günahlari eritir
-Ibadetlerin en kolayi fakat en faziletlisidir
-Allahi sevmenin ve Onun tarafindan sevilmenin alametidir


ELHAMDULILLAH, SÜPHANELLAH





Yüreğinize sağlık çok faydalı eklemeler olmuş...Teşekkürler
Ekleme Tarihi: 04.02.2007 - 19:32
Bu mesajı bildir   burcunur üyenin diğer mesajları burcunur`in Profili burcunur Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 07.02.2005
En Son On: 25.10.2007 - 09:24
Cinsiyeti: Bayan 
Esselamu Aleyküm Canim Kardeslerim..

Peki bu eklemelerden ne ögrendik???

Hicbir saniye ama hicbir saniye bosa gecmesin..

Ister yolda yürürken ZIKIR yapin..
Ister bulasik yikarken ZIKIR yapin..
Ister alisveris yaparken ZIKIR yapin..

Zikir derken.. Hem Kelime-i Tevhid, hem Salavat, hem Tevbe..

Inanin, o güzel Kalpleriniz NUR ile dolacak..
Ve ALLAHin yakinligini his ediceksiniz, öyleki zikir yaparken, gözlerinizden damla damla yaslar akacak..

DUAlarim Sizler icindir..
Beraberce O'na kavusmaktir tek istegimiz..

... gülağlar ...
Ekleme Tarihi: 05.02.2007 - 09:47
Bu mesajı bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diğer mesajları YeSiLKuBBeM`in Profili YeSiLKuBBeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
**öznur-61** su an offline **öznur-61**  

50 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.02.2007
En Son On: 13.06.2007 - 18:41
Cinsiyeti: Bayan 
bunları okumamıza vesile olduğunmuz için Allah razı olsun
Ekleme Tarihi: 12.02.2007 - 16:21
Bu mesajı bildir   **öznur-61** üyenin diğer mesajları **öznur-61**`in Profili **öznur-61** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
ben gidiyorum arkadaslar..

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
NAMAZA.....
kalkmaya...
bu gece...sabaha...gec uyanmayalim...vaktinde kilalim

Ekleme Tarihi: 13.02.2007 - 21:36
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  
RE: ben gidiyorum arkadaslar..

Misafir

Kayıt Tarihi: 23.12.2024
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı NurBahcesi

NAMAZA.....
kalkmaya...
bu gece...sabaha...gec uyanmayalim...vaktinde kilalim



ALLAH'IM KABUL EDER İNŞALLAH...


DUALARDA BULUŞALIM....
Ekleme Tarihi: 13.02.2007 - 22:10
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)

Allah Razı Olsun

gülgülgül
Ekleme Tarihi: 28.05.2007 - 04:47
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
hidayete davet su an offline hidayete davet  
Zikir ve Ehli zikir

35 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 22.05.2007
En Son On: 24.08.2007 - 10:00
Cinsiyeti: Erkek 
Zikir ve Ehli Zikir

“Zikir nedir?” diye sorduğumuz zaman bize diyorlar ki: “Zikir hatırlamaktır.” “Ehli zikir nedir? Ehli zikir kimdir?” diye sorduğumuzda “Allah’ı hatırlayan ehli zikirdir.” diyorlar. “Ben Kur’ân okuyorum, Kur’ân bir zikirdir. Öyleyse ben Kur’ân okuyan olarak ehli zikirim, zikir sahibiyim.” Kur’ân kültüründen bu kadar yoksun insanlar, insanlara dîn dersi vermekteler.
Bundan belki 20 yıl evveldi. O zaman İstanbul Müftü Yardımcısı bir kardeşimizdi zannediyorum. Doçentti, şimdi profesör oldu. Ehli zikirden kendisine bahsettiğimiz zaman: “Ehli zikir benim, ben Kur’ân okurum. Kur’ân okuyan ehli zikirdir. Çünkü Kur’ân okumak, Kur’ân-ı Kerim’de zikir olarak geçiyor.” dedi. Söylediği doğru, Kur’ân gerçekte Kur’ân-ı Kerim’de “zikir” olarak geçiyor. Kur’ân bir zikirdir. Kur’ân okumak da bir zikirdir. Namaz kılmak da bir zikirdir. Ama asıl zikir Allah’ın ismini “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmektir. İşte eğer insanlar Kur’ân’ı unutmuşlarsa, eğer dîn adamlarımız, dîn öğretenler zikri unutmuşlarsa, kendileri zikir ehli değilse, o zaman zikir ehli olmanın muhtevasını da bilemezler.
Öyleyse evvelâ “Kur’ân-ı Kerim’in en büyük ibadeti hangisidir?” diye soralım ve cevabını verelim. En iyisi bu değil mi? Elimizde doğruyu yanlıştan ayırt eden bir tane furkan var. O tek furkan Kur’ân-ı Kerim’dir. Her şey O’nda yargılanır. Başka nesnelerle Kur’ân yargılanmaz. Her söylenen söz, meselâ hadîsler; uydurma mıdır, mevzu mudur, değil midir, sağlam hadîs midir, senetli midir, sepetli midir? Her neyse, biz detayları bilmeyiz. Allahû Tealâ açık bir şekilde buyuruyor: “Kur’ân furkandır.” Peygamber Efendimiz (S.A.V) de gene açık bir şekilde buyuruyor: “Bir gün Benim hadîslerim tartışılacaktır. Kur’ân’a bakın. Hiç bir hadîsim Kur’ân’a aykırı olmaz.” diyor.
Bu kadar uydurma hadîsin nasıl biraraya geldiğini anlamak gerçekten zor. Çünkü hadîsleri alıp da Kur’ân’la karşılaştırdığımız zaman bir çoğunun geçersiz olduğunu görüyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de bunu çok iyi bildiği için, Kendi adına kim bilir ne kadar hadîsin uydurulacağını evvelden bildiği için ve Allah O’na söylediği için, O da önceden söylüyor bunu: “Benim hadîslerim tartışılacaktır. Kur’ân’a bakınız. Hiçbiri Kur’ân’a aykırı olamaz.” diyor.
Ankebut Suresinin 45. âyet-i kerimesine gelin beraberce bakalım. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

29/ANKEBUT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salatı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salat (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.


Münker, Allah’ın söylediklerinin inkâr edildiği standartlardır. Fuhuş da nefsimizin afetlerine tâbî olduğumuz her olaydır. Nefsimizin afetleri bizi hangi noktada yere yıkmışsa, yenmişse, hangi noktada nefsimize tâbî olup günah işlemişsek işte onların her birisi fuhuştur. Orada ne yapıyoruz? Orada ne yaptığımızı Casiye Suresinin 23. âyet-i kerimesi söylüyor. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

45/CASİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?


Rab mevkiinde Allah var; emredici, emrine itaat edilen mürebbiye, terbiyeci. Bütün insanları en güzel standartlarda en güzele ulaştıracak olan Allah’tır. Bu insanlar ne yapıyorlar? Allahû Tealâ’nın emirleri var, onları yerine getirmiyorlar. Peki, Allah’ın emirlerini yerine getirmiyorsa neyi yerine getiriyorlar? O anda nefsinin hangi afetiyle alakalıysa o olay, o afetin talep ettiği şeyi gerçekleştiriyor. Hevasını yani nefsinin afetlerini, o olayda kendisine ilâh ediniyor. O olayda, Allah’ı Rab mevkiinden, emir ve kumanda mevkiinden çekip alıyor, nefsinin afetini Rabbinin yerine getiriyor. Onun emrini yerine getiriyor.
İşte Allahû Tealâ böyle insanlar için: “Onlar hevalarını kendilerine ilâh edinenlerdir.” Hevalarını kendilerine ilâh edinen insanları Allah onların ilimleri üzere dalâlette bırakır.” diyor. İşte o âlim geçinen insanların büyük çoğunluğu, kendilerine insanların yazdığı kitaplarla ilim öğretilenlerdir. Asırlardan beri insanlar açıklamalar yapmışlar, itikadî konularda, muamelatta, akaidde, kelamda, her türlü dîni konuda hep insanlar yazmışlar çizmişler. Bunlar bugüne kadar ulaşmış. Ayrı ayrı gruplar tarafından genel kabul görmüş olanlar, az kabul görmüş olanlar, reddedilenler olmuş.
Bir grubun reddettiğini öbür taraf kabul ediyor. Böylece bir karmaşa dînde hüküm sürüyor. İşte ilimleri üzere Casiye Suresinin 23. âyet-i kerimesine göre Allah’ın dalâlette bıraktığı insanlar bulunuyor. Bu insanların işareti şudur: “Allah onların görme hassalarına (basarlarına) gışavet isimli perde çeker.” diyor. Sonra ne diyor? “Allah onların sem’î isimli işitme hassalarını mühürler. Allah onların kalplerini de mühürler.” Yani kalplerindeki idrak hassası da mühürlüdür.
İnsanlar o kadar çok şeyi unutmuşlar ki; kendilerini kurtuluşa ulaştıracak olan herşeyden, şeytan allem etmiş, kallem etmiş ellerini ayaklarını çektirmiş. İşte bunlardan birisi de zikirdir.
Zikir, hatırlamak mânâsına gelir.
1- Allah’ı zikretmek, Allah’ı hatırlamak mânâsına gelir.
2- Tekrar etmek mânâsına gelir. Allah’ın ismini “Allah, Allah, Allah…” diye tekrar etmek mânâsına gelir.
3- Bir mefhumun, bir kelimenin daha evvel geçtiğini, kullanıldığını da ifade etmekte de kullanılır. Meselâ “Yukarıda mezkur olan bu kelime.” cümlesi “Yukarıda zikredilmiş olan.” demektir. Yukarıda yazılmış olan şimdi hatırlatılıyor.
Zikir Allahû Tealâ’nın isminin “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye tekrarının da adıdır.
Kur’ân-ı Kerim’de Allah’ın adını “Allah, Allah, Allah, Allah, Allah…” diye zikretme müessesesi farz mıdır? Evet. Bu zikir, devamlılığı açısından zikir adını alır. Bu, günün bir kısmında Allah’ı ara sıra zikretmektir ve üzerimize farzdır. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).


Zikrin Allah ismi kullanılarak gerçekleştirilmesi konunun temelidir. “ve tebettel ileyhi tebtîlâ: Herşeyden kesilerek Allah’ı zikret. Allah’a doğru yola çıkarak Allah’a ulaş.”
Allahû Tealâ bu ulaşmanın zikirle gerçekleşeceğini, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde anlatıyor: “Allah’ın ismini zikret, Rabbinin ismini zikret.”
Rabbimizin ismi El-İlâh’tır. ‘El-İlâh’ kelimesi Türkçemizde “Allah” olarak değerlendirilir. Arapça’da da öyle. Öyleyse Allahû Tealâ, Allah kelimesinin tekrarıyla zikretmemizi istiyor. “Rabbinin ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na ulaş.” Allah’a ancak bu yolla ulaşılabileceğini anlatıyor. Bu yolda bir faktörün kullanılacağını, onun adının da zikir olduğunu söylüyor. Yani bir insanın ruhunu Allah’a ulaştırabilmesi “Allah, Allah, Allah…” diyerek Allah’ın ismini ardarda tekrarıyla mümkündür.
Gördük ki ara sıra zikretmek farzdır. Hem de bu farz, Muzemmil Suresinin 8. âyet-i kerimesinde ruhunuzu Allah’a ulaştırıncaya kadar çoğalan bir hüviyet kazanıyor.
Peki, günün yarısından fazla zikretmek, her gün Allah’ı çok zikretmek, zikirsiz geçen zamandan daha fazla zikretmek üzerimize farz mıdır? Evet, o da farzdır. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

33/AHZAB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).
Ey âmenû olanlar! Allah’ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.


“Öyle seviyede bir zikirle zikredin ki; bu çok zikir olsun, günün yarısından daha fazla zikir olsun.” Peki, yolun sonu nereye ulaşır? Yolun sonu daimî zikre ulaşır. Ulaşmanız lâzım gelen hedef daimî zikirdir. O zaman insan olarak yaratılmanın o müstesna saadetini bütün boyutlarıyla yaşarsınız. Siz insansınız, kâinattaki en üstün varlıklar.
Peki daimî zikir de üzerimize farz kılınmış mıdır? Evet. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

3/AL-İ İMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.”


Üç halde bulunabilirsiniz: Ya şu anda bizim oturduğumuz gibi oturuyorsunuz, ya bulunduğunuz yere yürüyerek geldiniz ve geldiğiniz gibi ayaktasınız, bir de gece yattığınız gibi yatıyor halde olabilirsiniz. Üç tane hal; ayakta olmak, oturuyor olmak, yatıyor olmak. Bir dördüncüsü yok. Allahû Tealâ üç halin üçünde de zikretmenizi istiyor.
Öyleyse bütün insanlar için çok zikir farz olduğu gibi neticede daimî zikre ulaşmak, daimî zikrin sahibi olmak, o da farzdır. Bir insan üç halde bulunabilir: Ayaktadır, oturuyordur, yan üstü yatıyordur.
Yan üstü yatmamız emrediliyor. Acaba yan üstü yatmanın zikirle bir alakası var mıdır? Kesin. Yatağınızı öyle bir şekilde dizayn etmelisiniz ki; kıble sağ tarafınızda kalmalı. Öyle bir şekilde uyumalısınız ki; yüzünüz sağ tarafa dönmeli, yan üstü yatmalısınız. Yüzünüz sağ tarafa yani kıbleye doğru olmalı ve sağ kulağınız yastıkta olmalı. Birazcık sağ kulağınızı yastığın üzerinde sağa sola oynatmanız gerekiyor. Bunu oynatmaktan muradınız nedir? Kulağınıza basınç sebebiyle kalbinizin atış ritmi ulaşacaktır. Bu yastığın üzerindeki o vaziyetinizi değiştirmeyin. Kalbinizde atan toplardamarın ve atardamarın ardarda vücuda getirdiği ses, birbiri arkasından gelir. Allah kelimesini “Allah, Allah, Allah…” diye kalbiniz tekrar etmektedir. İşte siz de uyumaya niyetlendiğinizden itibaren içinizdeki sesle buna iştirak edeceksiniz. Dilinizi kımıldatmayacaksınız. Ses de çıkarmayacaksınız. O sese paralel olarak dilinizi kımıldatmadan, ses de çıkarmadan kalbinizdeki sesle, kalbinizin sesiyle Allah’ın ismini tekrar edeceksiniz. Allah kelimesini söyleyeceksiniz. Ama diliniz kımıldamayacak. Allah kelimesini söyleyeceksiniz ama sesiniz çıkmayacak. Şimdi iç sesinizle dilinizi kımıldatmadan “Allah” deyin, ısırın dilinizi. Allah kelimesini defaatle söyleyebildiğinizi gördünüz. İşte ses çıkarmadan dilinizi de hareket ettirmeden, Allah kelimesini o zaman kalbinizin atışına paralel söyleyebilirsiniz. Kısa bir zaman sonra kalbinizin ritmiyle sesiniz eşitlenir.
İşte böyle bir olayı, kalbinizin sesini iç sesinizle gerçekleştirdiğiniz zaman, dilinizi kımıldatmadan zikirle uyuyun. Bir gün uyandığınız zaman da zikrinizin devam ettiğini göreceğiniz bir zaman parçası mutlaka oluşacaktır. Bir yere mutlaka ulaşacaksınız. İşte orası daimî zikirdir. Daimî zikir, kalbinden zikir yaparak uyuyan kişinin, uyandığı zaman kalbindeki zikrin devamını duyuyor olması halidir. Bu demektir ki uyuduğu sürece o kişinin kalbinin sesi hep “Allah, Allah, Allah…” diye dili kımıldamadığı halde devam etmiştir. İşte daimî zikir budur. Yatana kadar hep Allahû Tealâ’yı zikretmek, yatarken zikirle yatmak, işte bu daimî zikirdir. Bütün sahâbe daimî zikrin de sahibi olmuşlardır. Hem zikretmişler hem de daimî zikrin sahibi olmuşlardır.
Gördük ki zikir de farzdır, çok zikir, günün yarısından fazla zikir de farzdır, daimî zikir de farzdır. Gene gördük ki zikir Kur’ân-ı Kerim tilavetinden de namazdan da üstün bir ibadettir. Eğer size derlerse ki “Dînin direği namazdır.”, diyeceksiniz ki: “Doğrudur, dînin direği namazdır. Ama Allah’ı zikretmek dînin çadırıdır.” Öyleyse çadırsız bir direk yeterli olmaz. Allahû Tealâ Ankebut Suresinin 45. âyet-i kerimesinde açık bir şekilde buyuruyor ki:

29/ANKEBUT-45: Utlu mâ ûhıye ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ tasneûn(tasneûne).
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salatı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salat (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah’ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.


Allahû Tealâ; “ve le zikrullâhi ekber, Allah’ı zikretmek daha büyüktür.” diyor. Neden “Kuran’ı Kerim tilaveti olan zikirden daha büyüktür? Namaz adı verilen zikirden, ondan da daha büyüktür. En büyük ibadet Allah’ı zikretmektir.” buyuruyor?
Bizim sevgili dîn adamları namazı da zikir olarak kabul ettikleri için bu “ve le zikrullâhi ekber” ifadesini “Namaz en büyük ibadettir.” diye almışlar. İslâm’ın beş şartı arasında biliyorsunuz ki zikir yok. Ona ayak uydurabilmek için böyle bir ayak oyunu yapmışlar ve Kur’ân-ı Kerim’in bütün temel hükümlerini altüst etmişler.
Allahû Tealâ nefsinizi tezkiye etmeyi üzerinize farz kılıyor. Ruhunuzu ölmeden evvel Allah’a ulaştırmayı üzerinize farz kılıyor. Allah’a ulaşmayı dilemek kaydıyla, bu ulaştırmayı Allahû Tealâ Kendisinin gerçekleştireceğini de garanti ediyor. Biz insanlardan istediği şey Allah’a ulaşmayı dilememiz. Allahû Tealâ ruhumuzu Allah’a ulaştırmayı üzerimize farz kılıyor. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).


Yani “Bu zikirle ulaşacaksın.” diyor. Öyleyse zikrin bizim ruhumuzu Allah’a ulaştırıcı bir hüviyeti olması lâzımdır. Nedir bu? Allahû Tealâ buyuruyor ki:

34/SEBE-2: Yalemu mâ yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ yarucu fîhâ, ve huver rahîmul gafûr(gafûru).
(O, Allah) yere gireni ve ondan çıkanı, semadan ineni ve oraya yükseleni bilir. Ve O, Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden), Gafûr’dur (mağfiret eden, günahları sevaba çeviren).


Allah’ın katından gelen, yere giren, yerden çıkan, tekrar Allah’ın katına yükselen bu nesneler; nötrinolar, enerji partikülleridir. Bunlar Allah’ın katından gelirler, enerji yüklüdürler. Elektrona ulaşırlar. Elektronu döndürürler, ona spin verirler ve tekrar geriye dönerler. İşte bu sebeple Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Kâinatta hiç bir zerre yoktur ki her an Allah’ın adını tesbih eder olmasın. Ama siz bunu anlayamazsınız.”

17/İSRA-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren).
7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O’nu (Allah’ı) tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm’dir, Gafûr’dur (mağfiret edendir).


Bu en küçük zerrenin adı bugünkü tabirle elektrondur. Bu elektronların her birisi mutlak olarak dönerler. Kendi spinleri vardır. Bu spin sayısınca dönerler ve her dönüşlerinde kendi lisanlarıyla Allah kelimesini tekrar ederler. Ama biz onun “Allah” kelimesi olduğunu anlamak yeteneğinin sahibi kılınmamışız.
İşte Allahû Tealâ’nın dizaynı. Bu gökten inen, yere giren, yerden çıkan, tekrar Allah’a geri dönen şey, nötrinolardır. Öbür taraftan, rahmet, fazl ve salâvât ismindeki üç ayrı nur vardır. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

24/NUR-21: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân(şeytâni), ve men yettebi’ hutuvâtiş şeytâni fe innehu ye’muru bil fahşâi vel munker(munkeri) ve lev lâ fadlullâhi aleykum ve rahmetuhu mâ zekâ minkum min ehadin ebeden ve lâkinnallâhe yuzekkî men yeşâu, vallâhu semî’un alîm(alîmun).
Ey âmenû olanlar, şeytanın adımlarına tâbî olmayın! Ve kim şeytanın adımlarına tâbî olursa o taktirde (şeytanın adımlarına uyduğu taktirde) muhakkak ki o (şeytan), fuhşu (her çeşit kötülüğü) ve münkeri (inkârı ve Allah’ın yasak ettiklerini) emreder. Ve eğer Allah’ın rahmeti ve fazlı sizin üzerinize olmasaydı (nefsinizin kalbine yerleşmeseydi), içinizden hiçbiri ebediyyen nefsini tezkiye edemezdi. Lâkin Allah, dilediğinin nefsini tezkiye eder. Ve Allah, Sem’î’dir (en iyi işitendir) Alîm’dir (en iyi bilendir).


Allahû Tealâ: “Siz nefsinizi tezkiye edemezsiniz, Allah tezkiye eder.” diyor. Acaba Allahû Tealâ “nefsi tezkiye etmek” demekle neyi kastediyor? Nefsinizin kalbinin yarısından fazlasını Allah’ın nurlarıyla dolmasını kastediyor. O nokta, nefs tezkiyesi noktasıdır. Allah ile olan ilişkilerinizde nefsin tezkiyesidir.
Allah’a ulaşmayı diliyorsunuz. Allah size Rahîm esmasıyla tecelli ediyor. Kör, sağır ve dilsiz bir insanken insanlar, gören, işiten ve idrak eden oluyorlar. Kimi gören, işiten ve idrak eden? İrşad makamını gören, işiten ve idrak edenler oluyorlar.
İrşad makamını irşad makamı olarak görmeye başlayan, onun söyledikleri irşad makamının sözleri olarak yerli yerine oturtabilen, idrak eden ve kalbine indirip onun mânâsını yerli yerine koyan, oturtan kişinin kalbine Allahû Tealâ ulaşıyor. Kalbini Allah’a çeviriyor. Sonra o kişinin göğsünü yarıyor, şerh ediyor. O kişiyi teslimlere hazırlıyor. Bu maksatla ruhun, vechin, nefsin, iradenin teslimi için o kişinin göğsünden kalbine nur yolu açıyor. Nur yolu açılınca Allah’ın katından ikişer ikişer nurlar gelecektir. Allah’ın katından bu nurları nefsin kalbine getirecek, celbedecek olan ibadetin adı zikirdir. Kur’ân-ı Kerim’in en büyük ibadetidir. Namazdan da, Kur’ân-ı Kerim tilavetinden de daha büyük bir zikirdir, zikirlerin en büyüğüdür. (Ankebut-45)
Allahû Tealâ buyuruyor ki: “Kim Allah’ın zikrinden yüz çevirirse biz ona şeytanı musallat deriz.”

43/ZUHRUF-36: Ve men ya’şu an zikrir rahmâni nukayyıd lehu şeytânen fe huve lehu karîn(karînun).
Ve kim Rahmân’ın zikrinden yüz çevirirse, şeytanı ona musallat ederiz. Böylece o (şeytan), onun yakın arkadaşı olur.


Nefs tezkiyesi şeytanın musallat olmaması açısından son derece önemlidir.
Allahû Tealâ: “nukayyıd lehu şeytânen ona şeytanı musallat ederiz.” buyuruyor.
Zamanımızda unutulmuş olan zikir müessesesi ne sağlar? Eğer kişi bu safhalardan geçmişse, Allah onun göğsünü yarmışsa, göğsünden kalbine nur yolu açmışsa ne oluyor? En’am Suresinin 125. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

6/EN'AM-125: Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Öyleyse Allah kimi Kendisine ulaştırmayı dilerse onun göğsünü yarar ve (Allah’a) teslime (İslâm’a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanların üzerine pislik (azap, darlık, güçlük) verir.


Şerh etmek, yarmak demektir. Allahû Tealâ, kişinin kalbini niçin yarıyor? Allah’ın katından gelen, rahmetle fazl ve rahmetle salâvÂt nurlarının; iki çift nurun, o kişinin kalbine ulaşması için. Allahû Tealâ bu ulaşmayı, sadece bir çift nurun geldiği noktadaki ulaşmayı Zumer Suresinin 22. ve 23. âyet-i kerimelerinde şöyle açıklıyor:

39/ZUMER-22: E fe men şerehallâhu sadrehu lil islâmi fe huve alâ nûrin min rabbih(rabbihi), fe veylun lil kâsiyeti kulûbuhum min zikrillâh(zikrillâhi), ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah’a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere olur. Allah’ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlettedirler.

39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteşâbihen mesâniye takşaırru minhu culûdullezîne yahşevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).
Allah, ihdas ettiği (nurların) ahsen olanlarını (rahmet, fazl ve salâvâtı), ikişer ikişer (rahmet-fazl ve rahmet-salâvât), Kitab’a müteşabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huşû duyanların ciltleri ondan ürperir. Sonra onların ciltleri ve kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar, sukûnet bulur (yatışır). İşte bu, Allah’ın hidayetidir, dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi yoktur.


Allah: “Kitab’a müteşabih olarak ihdas ettiklerini ikişer ikişer indirir.” diyor. Bunlardan biri rahmetle fazl, ikincisi rahmetle salâvâttır. Rahmet nurları kargo uçaklarıdır. Aynı zamanda da nur hüviyetindedirler. Fazl ve salâvât ise uçakların taşıdığı yüktür.
O kişi zikir yapıyor. Allah’ın katından gelen rahmetle fazl ve rahmetle salâvât nurları, o kişinin göğsüne giriyor. Allah’ın göğsünden kalbine açtığı yolu izleyerek, yarıktan girerek, kalbe ulaşıyor. Kalbin içine sadece %2’ye kadar rahmet sızabiliyor.
Allah’a ulaşmayı dilemiş, henüz mürşidine ulaşmamış bir kişide Allah işlemlerini gerçekleştirmiştir. O kişinin kalbinin nur kapısını Allah’a çevirmiş, göğsünü yarmış, göğsünden kalbine nur yolu açmış, kişiyi mürşidine ulaşacak hale getirmiştir. İşte bu noktada bu kişi zikir yapıyor. Zikir yaptığı zaman Allah’ın katından sadece rahmetle fazl isimli iki nur o kişinin göğsüne geliyor. (Henüz rahmetle salâvât nurları gelmiyor.) Göğsündeki yarıktan geçerek kalbe ulaşıyor. Kalbin içine rahmet nuru girmeye başlıyor. Bu rahmet nuru %2’ye ulaştığı zaman, o kişi huşû sahibi oluyor. İlk %2 nur, rahmet nurudur. Gelen nurların öncüsü rahmet nurudur. Neden? Çünkü bu işlem Allah’ın Rahîm esmasıyla tahakkuk ediyor. İşte Yusuf Suresinin 53. âyet-i kerimesinde Hz. Yusuf buyuruyor:

12/YUSUF-53: Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Çünkü nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen, rahmetiyle nefsleri tezkiye ve tasfiye edendir).


Ne zaman Allah’ın bir kişiye Rahîm esmasıyla tecellisi başlar? Allahû Tealâ, o kişi sadece Allah’a ulaşmayı dilediği zaman Rahîm esmasıyla tecelliye başlar. Bu tecelli kişide, 7 tane furkan oluşturur. Bu 7 furkan ile kör, sağır ve dilsiz olan o kişinin görmesi mümkün olmuştur, işitmesi mümkün olmuştur ve irşad makamını idrak etmesi mümkün olmuştur. Buradaki körlük, sağırlık, dilsizlik ve idraksizlik manevî alandaki olaylara yöneliktir. Kişinin kalbine %2 rahmet nuru girdiği zaman, o kişi mürşidine ulaşmak için gerekli olan standarda sahiptir. Huşû sahibi olmuştur ve hacet namazını kılar. Bu noktada olan kişiye Allah mutlaka mürşidini gösterir. Allahû Tealâ mürşidini kime gösteriyor? Allahû Tealâ’dan 12 tane ihsan alan kişiye gösteriyor.
Mürşide ulaşan kişi o mürşide tâbiiyetini gerçekleştiriyor. Tâbiiyet gerçekleşir gerçekleşmez, Allahû Tealâ kişinin kalbine îmânı yazıyor, başının üzerine de devrin imamını gönderiyor. Neden? Devrin imamının ruhu o kişinin ruhuna diyor ki: “Senin Allah’a mülâki olma günün, yevm’et telâkın geldi, vücudu terk et Allah’a geri dön. İşte Allah’ın sana verdiği temel emir budur. Sen bir emanetsin. Allah’ın Zat’ına dönmek mecburiyetindesin. Senin görevini biz üstleneceğiz.” Devrin imamının ruhu Mu’min Suresinin 15. âyet-i kerimesine göre kişinin başının üzerine gelip yerleşiyor.

40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah’a ulaşmayı dilediği için Allah’ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah’a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah’ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.


İşte bu noktada kişinin nefs tezkiyesine başlaması söz konusudur. Bu kişi mürşide ulaştıktan sonra “Allah, Allah, Allah,…” diye ister sesli, ister sessiz zikretsin ama elindeki tesbihle beyaz bir örtünün altında (bunun adı “vird”dir) zikre başlayınca, Allah’ın katından, rahmetle fazl ve rahmetle salâvât isimli iki gurup nur gelir. Bu nurlar göğse gelirler. Göğüsten şifreli yolu takip ederek kalbe ulaşırlar ve kalbin içine girerler. Allahû Tealâ Mucâdele Suresinin 22. âyet-i kerimesine göre kalbinin içine îmânı yazar ve o kişinin üzerine Allah’ın katından nur gönderilir:

58/MUCADELE-22: Lâ tecidu kavmen yû’munûne billâhi vel yevmil âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhıluhum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu), ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humul muflihûn(muflihûne).
Allah'a ve ahiret gününe (ölmeden evvel Allah'a ulaşma gününe) îmân eden kavmi, Allah'a ve resûlüne karşı gelenlerle sevişir bulamazsın. Velev ki onlar, babaları veya oğulları veya kardeşleri veya aynı aşiretten olsun. Onların kalplerine îmân yazılır. Ve onlar, Allah'ın katından (orada eğitilmiş olan) bir ruhla (devrin imamının ruhunun başlarının üzerine yerleşmesi ile) desteklenirler ve altlarından ırmaklar akan cennetlere konurlar. Orada ebediyyen kalacaklardır. Allah onlardan razıdır, onlar da Allah'tan razıdırlar. İşte onlar, Allah taraftarıdırlar. Ve muhakkak ki Allah taraftarları kurtuluşa (felâha) erenlerdir.


Allahû Tealâ’nın katından gelen ruh, o kişinin başının üzerinde yerini alır. O kişinin ruhu vücudundan ayrılır ve kişi hangi mürşide tâbî olmuşsa onun dergâhına ulaşır. Orada kısa bir zaman kaldıktan sonra ana dergâha ulaşır ve ana dergâhtaki 10’arlık sıralardan birinde yerini alır.
Kişi zikri arttırmaya başlar. Nefsin kalbinde %7 nur birikince, ruh zemin kattan 1. kata ulaşır. İkinci defa %7 nur birikiminde 2. kat, 3., 4., 5., 6., 7. defa %7 nur birikimlerinde ruh 7. kata ulaşır. 7. katın 7 tane âlemini sağdan sola doğru geçer ve Sidretül Münteha’ya ulaşır. Oradan da Allah’ın Zat’ına ulaşır ve Allah’ın Zat’ında yok olur. Ulaştığı nokta 21. basamaktır, yok olması 22. basamaktır. Allahû Tealâ buraya kadar olan bütün konuları kim Allah’a ulaşmayı dilemişse garanti etmiştir.
Alahû Tealâ: “Siz sadece Bana ulaşmayı dileyeceksiniz. Sizin ruhunuzu kendime Ben ulaştıracağım. Ama bunun için zikir yapmanız şart. Eğer zikri sevmezseniz, namazı sevmezseniz, orucu sevmezseniz, bunları Ben size sevdireceğim.” diyor. Çünkü garanti ediyor. Garanti ettiğine göre mutlaka sevdirecek. Çünkü Allah’ın başarmaması mümkün değildir. Kim Allah’a ulaşmayı dilerse o kişinin ruhu mutlaka Allahû Tealâ tarafından Kendisine ulaştırılır.
14. basamakta başlayan bu olay, nefsin kalbinde 7 defa %7 defa fazl birikimiyle; Emmare, Levvame, Mülhime, Mutmainne, Radiye, Mardiyye, Tezkiye kademelerini geçmek, nefs tezkiyesini oluşturur. Ve ruh 7 tane gök katını aşarak Allah’ın Zat’ına ulaşır. Bu vuslattır. Ruh Allah’a vasıl olmuştur. Allah’ın Zat’ında yok olur.
21. basamak ulaşma, 22. basamak ruhun Allah’a teslimidir. Bu noktadaki zikir 33 bin zikirdir. 7 tane gök katı aşılmıştır. Bu kişinin 1. gök katına kadar olan zikri 15 bindir. Ondan sonra ikişer bin ikişer bin yükselir. 17, 19, 21, 23, 25, 27, 29, 31, 33 bin zikirde ruh Allah’a ulaşır. Bu teslimlerden birincisidir. Kişi henüz 33 bin zikirdedir.
Zikrini arttırabilirse o kişi günün yarısından daha fazla zikre ulaştığında zühd sahibi olacaktır, zahid olacaktır. Nefsinin kalbinde %81 nur birikimini sağladığı zaman o kişinin fizik vücudu Allah’ın bütün emirlerini yerine getiren bir form kazanır. Yasak ettiği hiç bir fiili işlemez. Ama nefsinin kalbinde hâlâ %19 karanlık vardır. Bu kişi zikir ehli olmuş mudur? Hayır, olmamıştır. Daha çok zikredecektir. Daimî zikre ulaşacaktır. Daimî zikre ulaştığı zaman o kişinin adı ulûl’elbabtır. Allahû Tealâ şöyle buyuruyordu:

3/AL-İ İMRAN-191: Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim ve yetefekkerûne fî halkıs semâvâti vel ard(ardı), rabbenâ mâ halakte hâzâ bâtılâ(bâtılan), subhâneke fekınâ azâben nâr(nârı).
O (Ulûl’elbab) ki; (lübblerin, Allah’ın sır hazinelerinin sahipleri), onlar ayakta iken, otururken ve yan üstü yatarken (hep) Allah’ı zikrederler. Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler. (Ve derler ki): “Ey Rabbimiz! Sen, bunları bâtıl olarak (boşuna) yaratmadın. Seni tesbih (tenzih) ederiz. Bizi, ateşin azabından koru.”


“Ellezîne yezkurûnallâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbihim, ulûl’elbab için ayaktayken de otururken de yan üstü yatarken de hep Allah’ı zikretmek söz konusudur.”
Öyleyse ulûl’elbab dediğimiz kişiler daimî zikrin sahipleridir. Gördük ki daimî zikir farzdır. Gördük ki daimî zikrin sahipleri ulûl’elbabtır. Öyleyse bunların adı nedir? Bunların adı ehli zikirdir. Allahû Tealâ: “Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” diyor. İşte Allahû Tealâ’nın bu ifadesi aslında çok önemli bir şeydir. Bizim zamanımızın sevgili dîn adamlarının da hiç anlayamayacağı bir şeydir. Bu kafayla giderlerse hiç yaşayamayacakları bir şey. Zikir ehli daimî zikrin sahibi olan kişidir. Daimî zikrin sahibi olan kişinin 7 özelliği vardır:

Bu kişi daimî zikrin sahibidir.
Daimî zikrin sahibi olursa ne olur? O kişinin kalbinde hiç afet kalmaz. Neden? Çünkü Rabbanî kapı açıktır. Oradan rahmet nurları, fazl ve salâvât nurları kalbi her an pırıl pırıl aydınlık tutarlar. Rahmet fazl ve salâvât nurları zülmanî kapıya kadar inen Rabbanî kapıdaki mührün, zülmanî kapıyı kapatmasını sağlar. Bu nurlar ardarda onun üzerine baskı yaparlar. O kapıyı kilitleyecek noktaya onu ulaştırırlar. Bu zikirlerin neticesi olan nurların oraya baskısı sebebiyle kalbin zülmanî kapısı devamlı kapalıdır. Kalp de %100 nurlarla dolmuştur. Zülmanî kapı kapalı olduğu için tekrar oraya dönmesi hiçbir zaman mümkün değildir. O kişi hayatta olduğu sürece daimî zikrin sahibi olacaktır.
Öyleyse kişi daimî zikrin sahibidir.

Kalbi %100 pırıl pırıl Allah’ın nurlarıyla doludur.
Allah onun kalp gözünü mutlaka açar.
Allah onun kalp kulağını mutlaka açar. Allahû Tealâ, kişinin durumuna göre birçok şeyler gösterir.
Bu dört temel şart kişiye, üç tane de vasıf şartı kazandırır. Bunlara sonuç şartı da diyebiliriz:

Ehli tezekkür olmak. O kişi ehli zikir, ehli tezekkür olmuştur. Allah ile her zaman her konuyu konuşabilir.
O kişi ehli hayır olmuştur. Daimî zikrin sahibi olduğu için daima zikretmektedir. Devamlı derecat kazanmaktadır. Hiç derecat kazanmadığı bir nokta yoktur. Hem de daima 1’e 700 kazanacaktır.
Kişi ehli hikmettir. Hikmet ehlidir. Âyetlere baktığında o âyet 28 basamağın hangisine tekabül ediyorsa onu derhal görür. Hangi basamağa ait olduğunu hemen söyler. Bu yetkinin sahibidir. Eğer bu kişi hakem veya hâkim olursa o zaman da mutlaka kararlarını adaletle verecektir. Çünkü mutlaka Allah’tan sorarak neticeye gider.
Allahû Tealâ buyuruyor:

21/ENBİYA-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.


“İşte ehli zikir olan kişi odur; “fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn” buyuruyor. “Eğer bilmiyorsanız zikir ehline sorun.” Zikir ehlinin Kur’ân’daki adı ulûl’elbab’tır. Lübblerin sahipleridir. Gördük ki lübblerin sahipleri ayaktayken de otururken de yan üstü yatarken de hep Allah’ı zikredenlerdir.
Görüyorsunuz mozaiğin bütün kareleri yerli yerine oturuyor. Herşey yerli yerinde. İşte böyle bir dizaynda kişi daimî zikrin sahibi olmuştur, ehli zikir olmuştur. Allah ile her zaman konuşur. Şimdi bu hüviyetin neyi içerdiğine bakalım. Allahû Tealâ buyuruyor ki:

3/AL-İ İMRAN-7: Huvellezî enzele aleykel kitâbe minhu âyâtun muhkemâtun hunne ummul kitâbi ve uharu muteşâbihât(muteşâbihâtun), fe emmellezîne fî kulûbihim zeygun fe yettebiûne mâ teşâbehe minhubtigâel fitneti vebtigâe te’vîlih(te’vîlihi), ve mâ ya’lemu te’vîlehû illâllâh(illâllâhu), ver râsihûne fîl ilmi yekûlûne âmennâ bihî, kullun min indi rabbinâ, ve mâ yezzekkeru illâ ulûl elbâb(elbâbi).
O (Allah) ki; Kitab’ı, sana O indirdi. O’ndan bir kısmı muhkem (mânâsı açık, yorum götürmez, şüphe kabul etmez) âyetlerdir ki; bunlar, (Levhi Mahfuz’daki) ümmülkitapta (yer alan açık ve kesin âyetler)dir. Diğerleri ise müteşabih (mânâsı kapalı, açıklama isteyen) âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik (ve döneklik) bulunanlar, fitne çıkarmak ve (kendi yararına uygun) tevîlde (yorumda) bulunmak istedikleri için o (Kitab’)ın müteşabih olan kısmına uyarlar. Halbuki onların tevîlini, kimse bilmez ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olan rasihun (rüsuh sahipleri) ise derler ki: “O’na îmân ettik, hepsi de Rabbimiz katından (indirilme)dir.” Bunu kimse tezekkür edemez ancak ulûl’elbab tezekkür edebilir.


İşte o ulûl'elbab, daimî zikrin sahipleri bunu tezekkür edebilir. Neden? Çünkü onlar ehli tezekkürdür, ehli zikirdir. Allah’tan soracak, cevabını alacaktır.
Kur’ân’da unutulan iki kavram, hem zikir kavramı yok olmuş hem de ehli zikir kavramı yok olmuştur. Öyle ki, hep o sevgili kardeşimizi hatırlarız, şimdi profesör olan o sevgili kardeşimizi. Diyor ki: “Ben Kur’ân okurum, ben de ehli zikirim. Kur’ân bir zikirdir, öyleyse ben de ehli zikirim.” Sözlerimizi bir kulağından giriyor, öbür kulağından çıkıyor. Allahû Tealâ bu zavallı insanlara ilim versin diye dua ediyoruz inşaallah. Asıl önemlisi hidayet versin.
Ne yazık ki dîn adamları kadrosunu oluşturanların büyük, çok çok büyük bir kısmı Allah’ın âyetlerinden haberdar değiller ve kendilerini âlim olarak değerlendiriyorlar ama aslında gerçekten acınacak durumdalar. Ateşe çağıran imamlar durumundalar. Allahû Tealâ taksiratlarını affetsin.
Zikir ve ehli zikir müessesesini, Kur’ân’dan kopan bir büyük hakikati beraberce tezekkür ettik. Bizim şu üniversitelerimizdeki öğretim kadrolarına baktığınız zaman, daimî zikrin sahibi olan hiç kimseye rastlayamazsınız. Hatta zikredenler nadirdir. Sanki Kur’ân-ı Kerim onlar için inmemiş. Sanki Allahû Tealâ: “Daimî zikre ulaşın.” dememiş. Diyorlar ki: “Biz görevimizi yaparız. Sen bize karışma.” Bizim karışmamız onların söylediği mânâda bir karışma değildir. Biz Allah’ın emirlerine davet ediyoruz ki bu emirlerden birisi de zikirdir ve daimî zikirdir. Öyleyse Allah davet ediyorsa, bugün biz Allah’ın davetini açıklamakla vazifeli olan kişiyiz. Hidayeti Allahû Tealâ uhdemize verdi. Öyleyse bundan sorumlu olan biziz. Dîn adamlarının da hidayetin dışında kalması bizim onlara da ihtarda bulunmamıza sebebiyet verecektir. Nitekim bu gerçekleşmiştir.
Birkaç yılda hidayetin yalnız bu ülkede değil, Türkiye’de değil bütün dünyada öğrenildiğine şahit olacaksınız. Güç devre tamamlandı, hidayet çağına giriş tamamlandı. Artık gelişme çağındayız.
Ekleme Tarihi: 28.05.2007 - 09:49
Bu mesajı bildir   hidayete davet üyenin diğer mesajları hidayete davet`in Profili zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
imamlar siiz kımsiniz diyor

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 22:25
Cinsiyeti: ----- 
iskender alı mıhr ben buradayım ama yolunuz acık olsun size tabii olmayı kendime sapıkca addederım ister iimam ister ben farketmez


bakınız görüslerı ama okumayınız zehirler siz dılınızı zikre zikredınız


Ne yazık ki dîn
adamları kadrosunu oluşturanların büyük, çok çok büyük bir kısmı Allah’ın âyetlerinden haberdar değiller ve kendilerini âlim olarak değerlendiriyorlar ama aslında gerçekten acınacak durumdalar. Ateşe çağıran imamlar durumundalar. Allahû Tealâ taksiratlarını affetsin.
Zikir ve ehli zikir müessesesini, Kur’ân’dan kopan bir büyük hakikati beraberce tezekkür ettik. Bizim şu üniversitelerimizdeki öğretim kadrolarına baktığınız zaman, daimî zikrin sahibi olan hiç kimseye rastlayamazsınız. Hatta zikredenler nadirdir. Sanki Kur’ân-ı Kerim onlar için inmemiş. Sanki Allahû Tealâ: “Daimî zikre ulaşın.” dememiş. Diyorlar ki: “Biz görevimizi yaparız. Sen bize karışma.” Bizim karışmamız onların söylediği mânâda bir karışma değildir. Biz Allah’ın emirlerine davet ediyoruz ki bu emirlerden birisi de zikirdir ve daimî zikirdir. Öyleyse Allah davet ediyorsa, bugün biz Allah’ın davetini açıklamakla vazifeli olan kişiyiz. Hidayeti Allahû Tealâ uhdemize verdi. Öyleyse bundan sorumlu olan biziz. Dîn adamlarının da hidayetin dışında kalması bizim onlara da ihtarda bulunmamıza sebebiyet verecektir. Nitekim bu gerçekleşmiştir.



Bu mesaj 1 kez ve en son NurBahcesi tarafından 30.06.2007 - 09:51 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 30.06.2007 - 09:50
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
der_ya su an offline der_ya  

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 17:46
Cinsiyeti: ----- 
'CENABI ALLAHIN KENDINE NE KADAR YAKIN OLDUGUNU MERAK EDEN KIMSE; KENDISININ ONUNLA OLAN YAKINLIĞINA VE ALAKADARLIĞINA BAKSIN'

EVET KARDEŞLERIM BIZ RABBIMIZE NE KADAR ALAKADAR VE YAKINSAK ODA BIZIMLE O DERECE YAKIN VE YANIMIZDA....
BUNUN EN GUZEL VE ÇABUK YOLU ZIKRULLAHTIR...

VUR DILINI KALBINE VE BAŞLA O GÜZEL ZİKRE....

SELAM VE DUA İLE...
Ekleme Tarihi: 30.06.2007 - 17:44
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
safak_vakti su an offline safak_vakti  
DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

169 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.11.2005
En Son On: 20.04.2011 - 17:29
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı ahmet gunay

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)




ey rabbimiz,seni cok zikreden,senden cok korkan,sana cok sukreden,sana cok itaat eden,sana karsi ici saygi ve husu ile dopdolu olan dua,yalvaran ve durmadan sana teveccuh edeb kullarindan eyle.

ey rabbimiz!senden;senin sevmeni,senin sevdiklerinin sevgisini ve bizi sevgine ulastiracak amellerin sevgisini dileriz.senden tertemiz bir hayat,dosdogru bir öluM,rezil etmeyen ve ayiplarin sayilip dokulmedigi bir donus istiyoruz.......(amin)


Bu mesaj 1 kez ve en son safak_vakti tarafından 10.11.2007 - 00:42 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.11.2007 - 00:40
Bu mesajı bildir   safak_vakti üyenin diğer mesajları safak_vakti`in Profili safak_vakti Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NaDiS su an offline NaDiS  
RE: DILINIZI ZIKRE ALISTIRIN

210 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.03.2007
En Son On: 04.12.2008 - 16:07
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı safak_vakti

Alıntı
Orijınalı ahmet gunay

Allahi zikretmek (anmak) amellerin en faziletlilerindendir.

Bir Hadisi Serifte söyle buyrulmustur:

Ben kulumun bana olan zanina göreyim. Beni andiginda onunla beraberim. Beni nefsinde anarsa, bende onu nefsimde anarim. Beni bir toplulukta anarsa, bende onu anildigim topluluktan daha hayirli bir toplulukta anarim.. (Müslim)




ey rabbimiz,seni cok zikreden,senden cok korkan,sana cok sukreden,sana cok itaat eden,sana karsi ici saygi ve husu ile dopdolu olan dua,yalvaran ve durmadan sana teveccuh edeb kullarindan eyle.

ey rabbimiz!senden;senin sevmeni,senin sevdiklerinin sevgisini ve bizi sevgine ulastiracak amellerin sevgisini dileriz.senden tertemiz bir hayat,dosdogru bir öluM,rezil etmeyen ve ayiplarin sayilip dokulmedigi bir donus istiyoruz.......(amin)


amin
Ekleme Tarihi: 10.11.2007 - 06:53
Bu mesajı bildir   NaDiS üyenin diğer mesajları NaDiS`in Profili NaDiS Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1273 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.64398 saniyede açıldı