0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » EHLi SUNNETiN MESLEKLERi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Hak-dilaram su an offline Hak-dilaram  
EHLi SUNNETiN MESLEKLERi

143 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2006
En Son On: 25.10.2007 - 15:15
Cinsiyeti: Erkek 
" El-Cemaa. El-Cemaa".. Ashabı tâbiini, tebâi tâbiin olan selefi ve bunların ardınca giden, ilmi alıp onunla amel eden, başkalarına da öğreten halefi, kısa ifade ile ümmetin büyüklerini tanımak ve bulmak gerekir.

Meslekleri barajcılık, madencilik benzeri olan ilim ve hidayet rehberlerini de sekiz sınıfta mütâlaa ederek hayatlarını zabdetmek, sözlerini almak, anlamak, onlardan faydalanmak ve onlara ittiba' etmekle NÂCİYE FIRKASINA, diğer ifadeyle ashab nazarınca ma'ruf olan CEMAATE dahil olunur. Aksi takdirde - birçok hadislerle Ehli Sünnet velCemaat övüldüğü için - her fırka ve her ferd kendinin Ehli sünnetten, gayrının Cemaatin dışında olduğunu iddia eder. Amma iddia ile iş olmaz.

Evet sekiz meslek.. Her bir meslekten büyüklerimizi tanımak.. Yukarıda meslek itibarıyla Ehli sünnetin büyüklerinin sekiz sınıf olduğunu söyledik.

1- Tevhid, nübüvvet, ahiret hakkındaki inançları zabdeden, ictihad şartlarını, imamı tayin etmek gibi dinin temeli olan itikâdî meseleleri izah eden kelam mesleğidir. Bunlara Sıfâtiyye de denildi. Elbette her meslekte imam olduğu gibi, bu mesleğin de iki imamı vardır: Mâturîdî ve Eş'ârî.. Hanefilerin hepsi Mâturîdi, Şâfiîlerin hepsi, Mâlikîlerin kısmı âzamisi, Hanbelîlerden çok azı Eş'ârîdir.

Mâturîdî fıkıhta Hanefî, Eş'ârî Şafiîdir. Bunlar teşbih, ta'tîl meselelerinde Râfıziyye, Havâriciyye, Cehmiyye, Neccâriyye dalâletinden sakınmışlardır. Kerrâmiyye ve Bâtıniyyelerden teberrî etmişlerdir. Kelam ilminde takriben 2490 mesele vardır. İmam Eş'ârî ve İmam Mâturîdî'nin arasında lafzî nizâdan ibaret sadece 12 mesele ihtilaflıdır. İnşaAllah ilerde beyan ederiz.

2- Fıkıh mesleğidir. Fukaha, ashab-ı re'iy ve ehli hadis diye ikiye ayrıldılar. İtikadda ayrılmadılar. Usûl-i dinde birinci sınıfa yani kelamcılara ittiba' ettiler. Allah Teâlâ'nın ezelî sıfatlarının var olduğuna kâil oldular. bununla Mutezile'den ve Kaderiyye'den ayrıldılar. Gözle Allah teâlâ'nın görülmesini isbat ettiler, amma teşbîhsiz ve ta'tîlsiz. bununla da Mücessime ve Müşebbihe fırkalarından ayrıldılar. Dediler ki: Kabirde azab ve sual haktır. Sırat köprüsü haktır. Şefaat haktır. Şirkten maada büyük günahların afuv edilmesi umulur. Cennet ehliyle, cehennem ehliyle bâkîdir. Ümmetin en büyüğü Ebû bekr, sonra Ömer, sonra Osman, sonra Ali radıyallahu anhum'dur. Ashab ve tâbiînin büyüklerine saygı göstermek, onlara saygı göstermeyenlerden teberrî etmek vacibdir. Fâsık dahi olsa, müslüman olan imamın arkasında namaz caizdir. Şer'i hükümler; Ayet , Sünnet ve Ashabın icmâının dışından alınmaz. Aklî kıyas yok, Şer'î kıyas vardır. Mest üzerine mesetmek vardır. Üç talak birden vuku bulur. Mut'a nikahı haramdır. Ma'siyetin dışında, doğrusu ma'rûfta amire itaat vardır.

İşte bu cemaatin büyükleri, meslekçileri, İmam Mâlik, İmam Şafiî, İmam Evzâî, İmam sevrî, İmam Ebû Hanîfe, İbnu Ebî Leylâ, Ebî Sevr, İmam Ahmed bin Hanbel, İmam Dâvud ve ardınca giden Nevevî, Râfiî, Aynî, İbn-ul Himam, İmam Bâcî ve sairdirler. ( rahimehullahi aleyhim ) Artık bunları tanımak için tabâkât-ul-fukaha hakkında yazılan eserleri okumak gerekir.

Medâr-ı tessüftür ki, mezheb kavgası.. Mezhebler arasındaki telfîk.. Mezheblerin çatışması.. Ve sair kelimeleri, - bu büyük cemaatin dışında olanlar - tarih satrelerine kaydederler. hatta hristiyan mezhebi, müsül-man mezhebi.. derler. Bu kelimelerle zihinleri karıştırırlar, mezhebten soğuturlar. İmamların birbirlerinin aleyhinde olduğunu söylerler.

Sorarız: Ey bu tip kitap yazanlar.. Siz mezheblere tabi' misiniz, yoksa kendiniz mezheb misiniz?.. Mezhebe tâbi'yiz deseler; deriz ki: Bak, herhangi bir mezhebde eser yazan, öbür mezhebin müctehidine saldırmaksızın sözünü alır; onun ve kendisinin delillerini ortaya koyar, sana havale eder; hangisine uyarsan uy demek ister. Bak, Hanbelilerden İbnu Kuddâme'nin Muğnî'sine, Mâlikîlerden İmam Bâcî'nin El-Müntekâ'sına, Hanefîlerden İmam Aynî'nin Benâye'sine, İbnu Himâm'ın Feth-ul Kadîr'ine, Şafiîlerden Nevevî'nin Mecmûuna. Ve sâirine...

Mezhebe tâbi' değiliz.. Şimdiye kadar " Lâ ilâhe İlallah'ın manasını bilmediler.. Eskiler taharet hakkında ciltler eser yazar, devlet kavramı hakkında iki satre yazmadılar.. Ve sâir.. deseler; deriz ki: Ey Müceddidiyye fırkası, ey reformcular.. Siz , İslamın güzelliğini bildirmek mi istersiniz? Yoksa, İslama bir güzellik getirmek mi istersiniz? Dün Telfîk-ul-Mezâhib'i, bugün ise Tevfîk-ul-Mezâhib'i yazan siz değil misiniz?

Ey Şiâ.. Dün İbnu Teymiyye kafirdir; dediğiniz halde, bugün nasıl imam ettiniz? Ey Havâricîler.. Dün hazreti Ali'yi, hakemeyni tekfir eden, bugün de, Allah'ın hükmüyle hükmetmeyen herkes kafirdir, istiğâse yoktur, ölüyle tevessül yoktur, diyen siz değil misiniz? Dün imamınız Urve bin Hudeyr, Yezid bin Âsım idi. Şimdi de imamınız Muhammed bin Abdilvahab değil midir? Dün Hârîcî, buğat; bugün Vahâbî değil misiniz? Ve ey Câhızî meşrebli.. Eş'ârî ve Mâtûrîdî'ye ne ihtiyac vardır, diyorsun. Eş'ârî ve Mâturîdî seviyesine çıktın mı, ölçülerini bildin mi, ki evliyayı, tarikatı tasavvufu inkar ediyorsun? Dünkü imamın Bâbık olduğunu bildik. Bugünkü imamın kimdir, söyle bize... Dün Hazreti Ali'ye karşı geldin; bugün müdafâ mı ediyorsun?

Üstad Bedîuzzaman diyor ki: Şimdiye kadar tevâtür derecesinde İslam büyüklerinin hakkında yazılan eserleri ve bunların ardınca giden bunca ulemayı tekzîb etmek aklın kârı değildir.

3- Haber, Sünnet ve Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem'in ashabından naklonulan cerh ve ta'dîl mesleğidir. Bu meslekte sülûk edenler çoktur. Bunlar da yine mezheb imamları ve tâbî'leri olan zevattır. Bu meslekte yürüyenler, sahih, hasen, zayıf, mevdû', hülasa hadis ilminin dirâyet bölümünü izah eden ravîlerin durumlarını bildiren imamlar çoktur. Fukahâ hasen gördükleri hadisten hüküm çıkarırlar. Kütüb-ü Sitte, Mesânidler meydandadır, mevcuddur. Tabâkât-ul-muhaddisîn hususunda yazılan eserlere bakınız.

4- İlm-i Edeb mesleğidir. Yani serf, nahiv, belâğat, lugat gibi alet ilimleridir. Evet bunların da imamları vardır. Ebû Abdirrahman el-Halîl bin Ahmed, Ebî Amr bin Alâ, Sibeveyh, Ferra', Ahfeş, Asmaî, Mâzunî, Ebû Ubeyd ve sair imamlar, bu mesleğin rehberleridirler. kimisi Kûfîdir, kimisi Basrîdir. Bu hususta tabakât-un-Nuhat gibi eserlere bakınız.

Bunlar da ilimlerini, deyimlerini, kaderiyye, Râfızıyye, Havâriciyye ve sâir dalâlet fırkasının ilim ve deyimlerinden korudular. Lugat ve edeb ilimlerinde imam oldular.

Modern Arabca öğreten ey muasırlar.. Bilmiş olunuz ki, Arabî ilim hakîkaten ilimdir. Pratik konuşmalardan ibaret değildir. Evet, müşteşrikler, İngilizler, Fransızlar, ler ve ler; bir de karşımıza çıkarttılar modern Arabca.. Halbuki^" dat " ile " zı" mahrecini birbirinden ayırlazlar. medâr-ı teessüf şu ki, bugün Arab ülkelerinde dahi müşteşrikler tarafından yazılmış sarf ve nahiv tedrîs ediliyor. Hâlis edibler tarafından yazılmış eserler kütübhanelerin ambarlarında çürüyor. Yeni bir Arabca.. Tevdîd.. Kolaylık.. Reform.. Harekesiz bir Buhârî'yi, bir müslim'i, adamın eline verdin mi, bir Elfiye'yi gösterdin mi; alır, cesede bakar gibi ona bakar ve bunlar eski, anlayamıyoruz, der...

Geldik Türkiye'ye.. Aynı tas aynı hamam bulduk. Asrımızda yaşayıp vefat eden Ömer Nasûhî Bilmen'in Kâmûs-i Fıkhiyye'sini yahud Elmalı Tefsîri'ni, yahud Üstad Bedîuzzaman'ın herhangi bir eserini İlahiyyattan mezun bir gencin eline verdik.. Bakar, bakar: Bunun dili çok ağır. Ne demeak istiyor?.. Haa.. bu Osmanlıcadır, der. Okuyamaz, anlayamaz.

Ey Muasır kardeşler.. Hendese, tıb, ziraat, her ne meslekte olursa olsun. O mesleğe aid deyim ve terimleri Türkçeleştiriyor musun? Söyle bana, avamın anlayacağı şekilde aspirin'in türkçesi ne demek? Dekan ne demek? Sial, Mağma ne demek? Banyo ne demek? Neden bu kadar kendinize düşman oldunuz? Neden İslâmî ıstılâhî kelimeler öğrenmiyorsunuz?

Ey Tahrifçiler.. kevser suyu gibi Bedîuzzaman'ın deyim ve terimlerini, Türkçeleştiriyoruz, izah ediyoruz, şerhediyoruz bahanesiyle, neden gençlerimizi, dînî ıstılâhî kelimelerden uzaklaştırıp eskiyi unutturuyorsunuz? bu tahrîf mi, tashîh mi, tahrîr mi?.. Ne?..

Bu hususta Mâkâlâtu Kevserî'yi okuyalım. kendimizi tanıyalım: Ne idik, ne olduk? Üstâdı da aslından okuyalım. Necib Fazıl'ın ne demek istediğini bilelim. Ne Mısır'a gidelim ne Pakistan'a. Ne Fransa'ya ne Hindistan'a

" Ancak mü'minler birbirine kardeştirler " halkasına girelim. Ehli Sünnet olalım. Ne İhvân'a ihtiyac, ne hiziblere...

5- İlm-i Kırâat mesleğidir. Evet, Kur'ân'ı Arabî olarak, kırâat imamlarımızın dedikleri gibi okumak, üstün meslektir. Ehli Sünnet meslekte de, gayrlerinden sakındılar. Dalâlet fırkalarından ayrıldılar. Evet " Kur'an, Arabların lahni ve sesiyle okunur. ( Kur'ân'ı okuduğunuz zaman, yahudi ve hristiyanların ) Tevrat ve İncili okuyuşu gibi okumaktan, ölüye ağlayan yahud şarkı türkü söyleyen kadının ses ve nağmelerinden sakının. Gerçek şu ki, Benden sonra bir kavm neş'et eder. Kur'ân'ı bağazlarında evirip çevirirler. Kur'an gırtlaklarından kalblerine inmez. Elbette onları beğenenlerin kalbleri de onların halindedir. " mealindeki hadisle amel etmek mecburiyetindeyiz.

İmam Cezerî'nin Rasâlesi gibi eserlere bakınız.

Kur'ân'a mûsikî ilim de varmış.. Filan kafir, Arabca bilmediği halde Kur'ân'ı denlemiş. Mûsikî ilminde çok ileri olduğundan beğenmemiş, itiraz etmiş. Dinlediği kişi sonradan öğrenip de yunanda tekrar okumuş, bunun üzerine o da müslüman olmuş.. Bu delil mi? Bak tahrife.. Evet Kur'ân Arabî olarak inmiştir; Arabî olarak okumak ve buna göre Ondan hüküm çıkarmak şarttır. Dikkat edelim. İlm-i Kıraat ve ilm-i te'vîl başlı başına bir meslektir. İmamları İbni Mes'ûd gibi ashabı kiramlardır. sonra İmam Âsım gibi zevattır.

ittiba ehli sunnetedir dilara yayinlari eserinden naklen bir bolum...
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 14:29
Bu mesajı bildir   Hak-dilaram üyenin diğer mesajları Hak-dilaram`in Profili zum Anfang der Seite
DERiNsular su an offline DERiNsular  

171 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.07.2006
En Son On: 05.02.2007 - 14:32
Cinsiyeti: Erkek 
Mükemmel


Allah Razı Olsun



selam ve dua ile
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 14:53
Bu mesajı bildir   DERiNsular üyenin diğer mesajları DERiNsular`in Profili DERiNsular Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1153 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Takoral (54), zemve (61), acercis (55), iboþ-medin.. (61), adalat (45), kenandekan (42), murat_88 (36), aysebusra (39), yitik sevda (35), ozenoglu (45), semerkand1 (46), Zuhur (51), RaSuLuMe_hAsReT.. (39), Þükrü Ö&e.. (60), yarin_81 (41), fatihomer68 (44), hatice.y (30), Cici Kiz Tuba (36), kuala (53), cafeerciyes (39), Mehmetcebe (43), JonTÜRK (43)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59181 saniyede açıldı