0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » HAYRULLAH EFENDİ (K.S.A.)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ipekyolu_19 su an offline ipekyolu_19  
HAYRULLAH EFENDİ (K.S.A.)

12 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.01.2006
En Son On: 16.03.2007 - 20:24
Cinsiyeti: ----- 
Tariki Uşşaki meşayihinden Hüsnü Gülzarinin 3 ‘ncü halifesi Hacı Hayrullah Ümmi-Han 1916 senesinde Çorum ili Bayat ilçesi Çayköy’de bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babasının ismi Hüseyin, anne adı ise Nazik hanımdır. Hizmet gayret ve samimiyetle irşat olduğu bildirilmektedir. 1945-50 senelerinde Hüsnü Gülzari hazretlerine intisap etmiş 1956 senesinde İbrahim İpek efendiden 7 ay önce Mehmedi Fehmi efendiden, İdris efendiden sonra 3 ‘ncü halife olarak icazet almıştır.

Ümmi olması ve yanındaki ihvanın bile kendisinin maneviyatını iyi anlayamaması irşat noktasında birçok sıkıntılara maruz kalmasına yol açmış ve çok eleştirilere uğramış. Bu hale gösterdiği sabır ve metanet onun kemalinin artmasına ve münkirlerin ise ondan yeterince istifade edememesine yol açmıştır.

Hüsnü Gülzari ve Mehmedi Fehmi ‘nin vefatından sonra tariki Uşşaki binasının iki kamil nöbetçisi ve hizmetçisi olarak İbrahim İpek efendi ile birlikte yola ve erkana hizmet etmiş bilahare 1421 hicri, 2001 yılının 11. ayının 14 ‘de hakkın vasi rahmetine kavuşmuştur.

50-55 seneleri arasında 5-6 sene Mehmedi Fehmi efendinin nezaretinde dergaha hizmet etmiş seyri sülukunu çıkarmak hakka vuslat etmek için çok azim, riyazet mücahede ve imtihanlara tabi tutulmuştur.

Kendisi bir meşayihin yanında dervişlerin ölü mesabesinde olması gerektiğini bildirir. Meşayih yanında irade beyanının edebe aykırı olduğunu söylerdi. Kendisinin Hüsnü Gülzari ve Mehmedi Fehmi efendinin meclislerinde otururken orada yok misali sohbetlerini dinler feyiz ve bereketlerinden azami istifade yollarını arardık ve emirlerini harfiyen yerine getirmeye azmederdik derdi. Allah C.C. şefaatlerine nail eylesin. Amin.

Tasavvufi görüş olarak gece ibadetine çok önem verir dervişin 4 rekat tarikat namazı kılmasının asıl olduğunu beyan eder. İhvanına kendisinin tariki Uşşakideki en öndeki sorumlu olduğunu diğer halifelerin dualadığı dervişleri kendisine teslim ettiklerini beyan ederdi.

Divanlarından da anlaşılacağı üzere halifenin fazla olmasından şikayetlenmiş ve bir tarikatta bir tek şeyh olması gerektiğini mevcut halifelerin ise kendisine gelip tastik almasını beklemiş ne yazık ki bu tastik ve tasvibi alamamıştır.

Divanlarında kendisine hakikatta Ümmi-Han mahlasının verildiğini hakikatta rastladığı maneviyatlarda kendisinin ihvana üstat olarak tayin edildiğini bildirmektedir.

Fakir İbrahim İpek efendi tarafından 2000 senesinde vazifelendirilince vazife icabı dervişleri dolaşmaya başladım bir keresinde ihvandan birisi Hayrullah efendinin bizi merak ettiği ve görmek istediğini bildirdi. Bizde Hüsnü Gülzarinin gülü İbrahim İpek efendinin tarik kardeşi olması hasebiyle dergahına ziyarete gittik elini öptük bir keresinde de Ankara’da ki oğlunun evinde hasta olduğu için iki seferde Ankara Numune hastanesinde görüştük. Elini öpüp duasını almaya çalıştık. Bilahare umrede iken vefat haberi geldi, döndükten sonra kabrini müteaddit defalar ziyaret ettim ve inşallah ömrüm oldukçada ziyaret edeceğim.

Kendisini ilk ziyaret ettiğim sene berat gecesinde Çorum’da idik o geceyi ihya ettikte gündüzünde birazcık uzandım baktım Hayrullah efendinin hakikat dergahındayım. İçeride birkaç dervişi var kendisi rahatsız ayaklarından şekva ediyordu. Bu hali görünce ihvana ziyaret etmemiz gerektiğini söyledim. Dergahına gittiğimizde Bayatta ayağı ağrıdığı için hastaneye yattığını söylediler.

Bir keresinde maneviyatta bir sedirde kendisiyle birlikte oturuyoruz. Kendisinin hilafet yazdığı söylenen Kapaklı İsmail ve diğer dervişler yerde oturuyor kapı ağzındaki İsmail derviş “bende halifeyim” diye böbürlenmekte bunun üzerine “ben gel seni bir dinleyim” diyorum, o da “burada olmaz herkes duyar” diyor. Bende “gel kulağıma söyle” diyorum. O ise gelip bana nefs-i emareyi anlatıyor. Ordan geçmiş fakat nefs-i levvamede kalmış oradan ileriyi anlatamıyor. Bunu üzerine tariki uşşakide icazet yazma yetkisi fakirde olduğu için ben Hayrullah efendiye dönüp “efendi sen nasıl buna icazet yazdın” diye söyleniyorum. “Bak daha levvameyi geçememiş” diyorum. O da hiçbir şey demeyip boynunu eğip susuyor.

Umrede iken birde baktım Alemi menamda Hz. Pir ‘e bir cenaze getiriyorlar. Fakat cemaat lakayt ve gevşek ben gelen iyi bir zata benziyor ama bu cemaat niye böyle lakayt ve gevşek diye taacup ediyorum. Bilahare kardeşler telefon ettiler ve Hayrullah efendinin vefat haberini bildirdiler. Allah c.c. rahmet eylesin. Amin.

Tabiki bu insanları ve yaptıkları hizmetleri değerlendirirken 1940-50 ‘li senelerin zor günlerini irdelemek ve o dönemlerde can siperane ve her türlü imkansızlıklara rağmen yapılan bu hizmetleri taktir etmek gerekir.

Doğal olarak bu insanların yetişmesinde Hüsnü Gülzari hazretleri gibi bir zatın bu insanlara olan himmet ve teveccühünü de göz ardı etmemek lazım. Gülzarinin Gülleri ‘nin kemali ve güzellikleri elbette bahçe sahibinin güzelliklerindendir.

Yukarıda Mehmedi Fehmi efendinin dergahında geçirmiş olduğu beş altı senelik bir hizmetten bahsetmiştik. Bu süre içinde kendi ifadesiyle Mehmedi Fehmi Efendi kendisine “git çocuklarını ziyaret et” demediği müddetçe yanından ayrılmazmış. Bu süre onun hayatında unutulmaz anlar yaşadığı bir dönemmiş.

- Bir keresinde celali olan Mehmedi Fehmi efendiyi kızdırmış. Efendide onu azarlayıp huzurundan ve dergahından kovmuş. O da köyün yakınında bir kaya dibine gidip sabaha kadar ağlamış. Nedamet etmiş sabah namazına yakın efendinin avlusuna gelmiş. Fehmi efendi “oğul geldin mi” diye seslenince “buyur efendi buradayım” deyip boyun kesmiş.

- Kendisi nakleder ki bir hasat zamanında da efendinin hizmetindeyken efendi bana celallenip harman yerine niye sap getirmediğimi sordu. Bende o gece efendi gücenmesin diye sabaha kadar öküz arabasıyla sapları harmana çektim. Sabahleyin gelip efendi tekrar bana kızdı ve “Kim sana sapları buraya çek” dedi bende “efendim siz emir buyurdunuz bende o emri yerine getirdim” dedim. İki gün sonra sapı dağıttı, düvenle sürdük birden yağmur çiselemeye başladı. “Hayrullah sen ne duruyorsun bunları toparla” dedi. Toparladım, geri gelip “Sana bunları kim topla dedi” geri dağıttım sonunda şöyle dedi “Hayrullah oğlum Allah muradını versin işini gücünü rast getirsin, ben bunları seni imtihan ve sadakatini denemek için yapıyordum” deyip gönlümü aldı.

- Hasat zamanı hizmetindeyken Mehmedi Fehmi efendi irşada çıktı bende bazı sebeplerden kendimi işe ve tesbihe verdim. Gece tesbih çekerken karşıma yaşlı ihtiyar birisi geldi ve “Oğul sen bu kapıyı boşuna bekliyorsun sana bu kapıdan hayır olmaz üç gündür açsın halini soran yok bak” dedi. O anda yavaşça gözümü açtım ki gözü kör kamburlu mülevves bir ihtiyar şeytan olduğunu anladım ve ona sen kim oluyorsun ki bana bu kapıdan fayda olmayacağını söylüyorsun deyip kovdum, taşladım defoldu gitti. Kısa bir süre sonra Mehmedi Fehmi efendi atıyla birlikte geldi. Atından inmeden “Hayrullah oğul sana hayırlı olsun şeytanın mekrine aldanmadın. İmtihanı kazandın” buyurup başımı okşadı.

Hizmetinde bulunduğum sıralarda Fehmi efendi çağırdı “Hayrullah oğul buraya gel” diye seslendi. “Buyur efendim” dedim cüzdanını çıkardı içinde çokça para vardı. İçinden 50 lira çıkardı ve bana verdi Çayköyünden Hacı Abdullah ‘tan bana 100 lira al efendi istiyor de dedi.

Vardım ailemin ihtiyaçlarını gördüm. Hacı Abdullah ‘a vardım, kendiside hilafet bekleyen Cem dervişlerindendi ve efendinin selamı var senden 100 lira istiyor dedim. Hacı Abdullah parayı veremeyeceğini söyledi. Eve geldim düşünürken hanımım ne düşünüyorsun dedi. Ben hanıma durumu izah edince hanımım biriktirdiği 80 lirayı benim elime tutuşturdu. Ama yeterli değildi ben yola koyuldum yerli köye geldiğimde İbrahim İpek efendi “Hayrullah, efendinin sana 50 lira verip 100 lira istemesinde bir mana var” deyip imamlıktan almış olduğu ücretini saymadan bana verdi bütün parayı bende Fehmi efendiye götürdüm. O da “Abdullah veremedi değil mi” dedi. Bende sukut ettim. “Oğul biz onu imtihan için ondan para istedik yoksa Elhamdülillah ihtiyacımız yok” deyip 3 kere “cüdadır cüdadır cüdadır o” dedi üzüldü ve bizim paralarımızı iade ederek bana ve İbrahim İpek efendiye hayır dua buyurdu.

İcazet alacağı vakit Hüsnü Gülzariyi ziyarete gitmiş ve O’da onun icazetini yazıp teslim etmiş. Fakat o sungurludan tirkeşe senelerdir hizmet ettiği Fehmi dedeye çekindiği için uğramadan doğru Çayköy ‘e varmış. Bunu duyan Fehmi dede Hayrullah efendiye gücenmiş ve “bana uğrasaydı ne olurdu. Ben onun hilafetini mi yırtacaktım. Ben onun olgunlaşması için nice zaman Allah’a boyun kestim onun için ağladım” demiş. Bilahare birkaç ay sonra yolun ileri gelen dervişleri şefaatçi olmuşlar ve Hayrullah efendi gelip Dede ‘nin elini öpmüş ve barışmışlar.

Hayrullah efendi icazeti İbrahim İpek efendiden 7 ay önce almış irşada erken başlamış. Bilahare İbrahim İpek efendinin icazetini Hüsnü Gülzari yazmış dönüşte Fehmi efendiye uğrayan İbrahim İpek efendi O’nun elini öpmüş onun da imzasını ve duasını alıp irşada başlamış. Bilahare uğradığı köylerde Hayrullah efendinin dualadığı dervişler Hayrullah efendiye İbrahim İpek efendinin de köyleri dolaştığını ne yapmaları gerektiğini söyleyince O’da köye sokmayın demiş.

Bunu üzerine bazı nahoş halleri olmuş. İbrahim İpek efendide Fehmi dedeye gelip durumu arz etmiş. “Efendim siz bana icazeti bana zarar gelsin diye mi yazdınız” diye sitem edince. Dede “Oğul merak etme ben ikinizi yanıma alıp köy köy dolaşırım bu meseleler hallolur” demiş ve dediği gibi olmuş. Bundan sonra iki kardeş halife birbirleriyle uyumlu bir hizmet dönemi geçirmişler."

kaynak:http://www.gulzarii.com
Ekleme Tarihi: 23.02.2007 - 18:32
Bu mesajı bildir   ipekyolu_19 üyenin diğer mesajları ipekyolu_19`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1278 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.68722 saniyede açıldı