sevgilimizle derin bir konuda konuşurken, pencereden dışarı, uzaklara bakarak konuşuruz. bunun, imgesel bir çağrışımı olmalı. serenatlar pencere önlerinde yapılırken, ihanet, yine pencereden gözlenir. özel hayatımızı başkalarına açan tek kapıdır pencere. tehdit mektupları penceremizden girer içeri; camı kırarak. kötü havayı pencereden dışarıya kovar, temiz havayı içeriye alırız. hoş, kentlerde biraz farklıdır bu durum ama yine de teoride böyledir bu. çocuklar top oynarken top gelip pencereye çarpmış ve camı kırmışsa, topun pijamalı ve göbekli, pazar keyfi yapan adam tarafından sinirli bir şekilde mutfak bıçağıyla kesilme bahanesidir pencere; çocuklar içinse oynama yasağı! kenar mahallelerde komşuluk ilişkilerinin ve dedikoduların son şeklini bulduğu, geliştiği bir mekandır ayrıca; iletişime açılır pencere. kafamıza düşecek korkusuyla altından geçtiğimiz çiçeklere yuva olur. güneşle beslenmelerine yardımcı olur onların. bilmem kaç kat aşağı inmeden pencereden sarkıttığınız bir sepetle marketinizden alışverişinizi yapabilir, soğuk kış günlerinde pencerenize konan mini mini bir kuşu ötsün diye içeri alabilirsiniz. çocuğunuz fen bilgisi dersinin fasulya çimlendirme deneyini pencere önünde yapmak zorundadır. eğer evinizin penceresi güneş alıyorsa, evinizin maddi değerini arttırır. yolculuklardaki otobüs tren ya da uçak pencereleri size ardınızda neler bıraktıklarınızı anımsatır. bir de aşktır pencere; camgüzelleri pencereden bakar, uzun uzun silerler camları; camda "satılık" yazıyordur.