0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » Ş İ İ R L E R & Ş Î R L E R İ N  » IRAKTA BİR GENÇ KIZ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
runal su an offline runal  
IRAKTA BİR GENÇ KIZ

65 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.05.2005
En Son On: 17.02.2009 - 12:20
Cinsiyeti: Erkek 
Karanlık çökmüştü. Bütün aile, korku içinde soğuk yataklarımıza girdik. Aslında yataklarımızdan daha soğuk olan, bizim vücutlarımızdı. Kanımızı donduracak olaylar görmüş, duymuştuk.
Uykularımız kuş uykusu gibiydi ve tam uyumak üzereyken kapı hızla çalındı. Hepimiz ayağa fırladık. Kalkarken de geceliğim, kanepenin kenarındaki bir çiviye takılıp yırtıldı. Annem benden iki yaş küçük olan erkek kardeşimi ve beni tutup kenara çekti. Babam da kapıyı açmaya gitti. Gelenler askerlerdi. Silahlarını üzerimize doğrultmuş bağırıyorlardı. Hepimiz çok korkmuştuk. Sonra birkaç asker evin diğer odalarına gitti. Belli ki bir şeyler arıyorlardı. Birazdan bir tanesi dedelerimizden kalma eski bir tüfeği bulup getirdi. Hemen babamı tutup götürmeye koyuldular. Akılları sıra kendilerine direnenleri yakalıyorlardı. Ama o silahın çalışmasına imkan yoktu. Bu onlar için sadece bir bahaneydi.
Nereye götürüyorsunuz diye bağırarak arkalarından koştuk. Evin dış kapısına geldiğimizde, bir asker geri dönüp, içeri girmemizi işaret etti. Ben ağlayarak bağırmaya devam ediyordum. Sonra silahını kaldırdı ve bana doğru doğrulttu. Ben namlunun ucuna ve düşmanın gözlerine bakıyordum. O ise benim, yırtılan geceliğimin arasından görünen bacağıma bakıyordu. Açıldığını fark etmemiştim bile. Hemen örttüm. O iğrenç bakışlar karşısında iliklerime kadar ürperdiğimi hissettim.
Sonra korku ve çaresizlik içinde eve geri girdik. Babamın hapishaneye götürülüp işkence görmesinden endişe duyuyorduk.
Sabaha kadar ne gözümün yaşı dindi ne de düşmanın bakışları gözümün önünden gitti. O gün hayatımın en kötü günü olduğunu düşünmüştüm. Meğer bu sadece bir başlangıçmış.
Sabah erken saatlerde dayımlara gitmeye karar vermiştik. Ama onları da götürdükleri haberini aldık. Yakın çevrede gidebileceğimiz başka akrabamız da yoktu. Endişe içerisinde o günü de akşam ettik. Hava kararınca bütün ışıkları kapattık, kapıları kilitledik. Babamdan da hiçbir haber alamamıştık.
Ertesi gece geç saatlerde tekrar kapımıza dayandı düşmanlar. Açmadık. Dakikalarca kapıyı yumrukladılar sonra da kilide bir el ateş edip içeri girdiler. Üç kişiydiler. Biri hemen ışığı açtı. En önde duranı görür görmez tanımıştım. Bütün vücudumu birden bire ateş basmıştı. Geçen gün üzerime silah doğrultan askerdi o.
Bakışlarından ve pis gülüşünden niyetini anlamıştım. Diğer ikisi annemi ve kardeşimi sürükleye sürükleye başka odaya götürdüler. Baş başa kalmıştık. Üzerime doğru geliyordu. Dilim tutulmuş gibi hiçbir şey söyleyemiyordum. Kıpırdayamıyordum da. Annemin yalvarma sesleri geliyordu.
Sonra birkaç adım geri atabildim. Etrafıma bakındım. Kendimi savunabileceğim bir şeyler arıyordum. Gözüme ilk takılan vazoydu. Oraya doğru koştum, düşman da bana doğru koşmaya başladı. Elime aldığım gibi kafasına indirdiğim vazo paramparça olmuş, düşman bir yana savrulmuş ve kafasından kanlar süzülmeye başlamıştı. Gözlerimin içine bakan sapık gözler, birden öfkeyle bana döndü. Kafasını tutar vaziyette, arkadaşlarına bağırarak bir şeyler söyledi. Annemin çığlıkları, kardeşimin göz yaşları felaketin habercisiydi. Odadan çıktıklarında, annemim benim kadar şanslı olmadığını anladım. Ağlayarak yanına koştum, sarıldım. Elimiz ayağımız boşalmış, tir tir titriyorduk. Sonra düşman kanlı eliyle saçımdan tutup kapıya doğru sürüklemeye başladı. Çığlık çığlığa bizi de bir yere götürüyorlardı. Belli ki hakkımızda kötü bir plan yapmışlardı.
Duyup da tüylerimizin diken diken olduğu işkence hapishanelerine getirilmiştik namusumuzu korumaya çalıştığımız için. Ama duyduklarımız yaşayacaklarımızın yanında hiç kalacaktı.
Başını yaraladığım asker, hakkımda özel bir istekte bulunmuş olacaktı ki, annemi ve kardeşimi hücreye götürdüler, beni de işkence odasına. Artık yapabileceğim tek şey dişimi sıkıp sabretmekti. Saatlerce süren kırbaç darbelerinden, üzerimde söndürülen sigaralardan ve tecavüzlerden sonra yarı baygın halde hücreye götürüldüm. Kendime geldiğimde annem başımda ağlıyordu. Bizi aynı hücreye koymuşlardı.
Etrafta iğrenç bir koku vardı. İnsan pislikleri ve kan… Uzun zamandır işkence görenler inim inim inliyordu. Ağlamaksa herkesin yaptığı işti. Günler içinde işkencelerin dozu iyice artırıldı. Bir kadın yürekleri parçalayan bir acıya maruz kaldı. Ama sadece bizim yüreklerimizi… Çünkü düşman askerleri bundan zevk alıyorlardı. Artık onların insan olduklarına beni kimse inandıramazdı.
Kadın aylar öncesinden bir düşman askerinden hamile kalmış. O gün doğum yapacaktı. Kadını çırılçıplak edip ortaya getirdiler. Kocası parmaklıkları deli gibi sallıyordu. Düşmanın niyeti kadına, kocasının ve herkesin gözü önünde doğum yaptırtmaktı. Amaçlarına ulaştılar. Her yer kan içinde kaldı ve babası belli olmayan çocuk doğdu. Herkes ağlıyordu kocası çılgına dönmüştü. Belki de aklını kaybetmişti. Askerler gülüyorlardı. Sonra biri eğlencelerini artırmak için bebeği kurşun yağmuruna tuttu. Küçük et parçasından kanlar fışkırıyordu. Bu iğrenç manzarayı midem kaldırmadı ve istifra etmeye başladım. Kadın bayılmıştı. Silah sesleri kulakları sağır edecekti. Herkes ağlıyordu. Onlar gülüyordu.
Hiçbir işkence namusumuza el uzatmalarından daha ağır değildi. Onlar da bunu bildikleri için hep bu yönde işkenceler yapıyorlardı.
Bir akşam onları eğlendiren ben olmuştum. Ortaya bir masa getirip beni üzerine çıkarttılar. Dans etmemi istiyorlardı yarı çıplak vaziyette. Önce direndim. Tehdit ettiler. Silahlarını anneme çevirdiler. Öfke, nefret, utanç, çaresizlik ve ıstırap had safhadaydı. Boyun eğmekten başka çarem yoktu. Annemin acısına dayanamazdım. Hem ağladım hem oynadım. Onlar da kahkahalarla beni alkışladılar.
İleriki günlerde işkencelerini erkekler üzerinde yoğunlaştırdılar. Aralarında kardeşim de vardı. Gözlerimi sıkı sıkı kapadım. Bakamazdım. Sonra fotoğraf sesi duydum. Yaptıkları şeyi marifetmiş gibi fotoğraflıyorlardı. Biran için umutlandım. Belki insanlar çektiklerimizi görüp de bu canilere dur derlerdi. En çok da din kardeşlerimden umutluydum. Ama hayal kırıklığına uğradım. Değişen hiçbir şey yoktu.
Belki de kendi kendimize etmiştik. Batılı olmak istiyoruz gelin bizi batılı yapın demiştik. Adaletlerini umarken de bilmediğimiz vahşetlerine maruz kaldık. Diyorlardı ki onlar, bizim zengin topraklarımıza gelmiş. Öyle olsaydı, bize değil topraklara tecavüz ederlerdi. Onlar bizim için gelmişlerdi. Müslümanlar için… Bizim için en değerli olan namusumuzu kirletmek, soyumuzu karıştırmak için gelmişlerdi. Bunu da tereyağından kıl çeker gibi hallettiler. Bugün, çektiklerimize sessiz kalanlar, aynı şeylerin kendi başlarına gelmeyeceğinden ne kadar eminler acaba?
Ve bir gün dünya hayatımda yaşayabileceğim en büyük acıyı yaşadım.
Kafama bir çuval geçirip tecavüz ettiler. Çuvalı çıkardıklarında kardeşim karşımdaydı. Şok geçirmiştim. Artık kurtulmayı hiç düşünmüyor sadece ve sadece ölmeyi diliyordum.
Ben daha yaşadığım şoku üzerimden atamadan eğlenmek için yine beni seçtiler. Bugün benim günüm olacak dedim kendi kendime. Yine bir masa ve üzerinde ben… Tehdit aynı. Silah annemin şah damarına dayalı. Annemi vururlarsa onun acısına dayanmaya karar vermiştim. En azından o kurtulsun bu işkencelerden diye düşünüyordum artık. Put gibi dikildim. Boğazıma bir şeyler düğümleniyordu. Zor tutuyordum kendimi ağlamamak için.
Ve silah patladı göklere merdiven dayayan bir gürültüyle. Düşman yine düşmanlığını yapmış, anneme evlat acısı çektirmek için bana ateş etmişti. Bir kurşun geliyordu bana doğru. Ya da bir kurtarıcı demeliyim. Sonra ona ev sahipliği yaptı vücudum ve masadan aşağı düştüm. Sonunda bitmişti bu işkence. Üzülmesin diye tüm gücümle son bir kez gülümsedim anneme. Beni karşılayan babamdı."
Ekleme Tarihi: 27.03.2007 - 13:27
Bu mesajı bildir   runal üyenin diğer mesajları runal`in Profili runal Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
mkuzeci su an offline mkuzeci  

4 Mesaj

Kayıt Tarihi: 14.03.2007
En Son On: 05.04.2007 - 10:27
Cinsiyeti: Erkek 
al salamu aliykum canim abi cok guzel yazmissin benim adim murat bende bir irak vatandasiyim evet binlerce insan zulum goruyir orda allah onlere yardim etsin insaalla bir gun musulmanler galip gelecek selam duayle
Ekleme Tarihi: 27.03.2007 - 13:52
Bu mesajı bildir   mkuzeci üyenin diğer mesajları mkuzeci`in Profili mkuzeci Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
_LaL_ su an offline _LaL_  

838 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2007
En Son On: 17.12.2010 - 23:47
Cinsiyeti: ----- 
Allah'ım sen onların yardımcıları ol.. ağlayarak yazıyorum bu satırları. içim paramparça oldu. dua etmekten başka yapabilceğim bir şey var mı bilmiyorum.. Allah ım bu insanların hiç mi vicdanları yok, hiç mi korkmuyorlar... ALLAH ıslah eylesin.. sen yeryüzündeki tüm insanları her türlü kötülükten koru yarabbim... AMİN.. selam ve dua ile..
Ekleme Tarihi: 27.03.2007 - 16:26
Bu mesajı bildir   _LaL_ üyenin diğer mesajları _LaL_`in Profili _LaL_ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1434 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilhan29 (55), bozadeniz (43), islamboy84 (40), küçük &t.. (49), teknur (50), hlim (51), veleye (60), Abdullah_78 (46), sefa60 (45), Gaziantepli (34), sivasliunsal (48), mcu (44), asess (45), akif21 (61), mimar_sophie (44), mamusali (49), Bilal_YETER (41), edare (42), terrazi (43), FaTMaNuR (60)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.86068 saniyede açıldı