0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » VELAYET GÜNEŞİ AYETULLAH ALİ HAMANEYDEN DAMLALAR.....MUTLAKA OKUMALISINIZ....

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
muhammed yusa su an offline muhammed yusa  
VELAYET GÜNEŞİ AYETULLAH ALİ HAMANEYDEN DAMLALAR.....MUTLAKA OKUMALISINIZ....

944 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.03.2005
En Son On: 07.06.2007 - 21:48
Cinsiyeti: Erkek 
İslam dünyasının düşünür ve alimlerinin sürekli düşündüğü konulardan biri, İslam ümmetinin izzetini yüceltme yollarıdır. Söz konusu düşünürler İslam ümmetinde göze çarpan eksiklikleri hatırlatarak sorunların çözümlenmesi için bir takım yollar öneriyor ve böylece asırlar sonra İslami medeniyeti yeniden ihya etmeyi amaçlıyorlar. İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hameney, İslam ümmetinin yücelmesini isteyen ve bu bağlamda çaba harcayan alim ve düşünürlerden biridir. Resulullah efendimizin bis'eti, İslam inkılabı rehberi için İslam ümmetinin yücelişi ile ilgili düşüncelerini ifade etmek bağlamında uygun bir fırsat oluşturdu.

Ayetullah Hameney İslam ümmetinin oluşumunun, sevgili peygamber efendimizin 14 asır önce sunduğu nimetlerden biri olduğunu hatırlatarak şöyle bir tanımlamada bulunuyor: İslam ümmeti, ilim, ahlak, hikmet, sağlıklı ilişki ve adaletli toplumdan yararlanan insanlar topluluğudur ve tüm bu özellikler insanın, yüce Allah’ın mukadder buyurduğu konuma yükselmesini sağlar. Böylece İslam ümmeti insanları erdemliğe ulaştıran bir toplumdur. Kuşkusuz İslam ümmetinin temel dayanağı yüce İslam dininin değer ve öğretileridir ve bu yüzden bu ilkelerden uzaklaştığı an zayıf konuma düşer.

Ayetullah Hameney bu meseleyi şöyle açıklıyor: İslam ümmeti ne zaman ahlak, ilim, sosyal ilişkiler, manevi iktidar, izzet, vahdet ve en önemlisi adaleti göz ardı ettiyse gelişmesi durmuş ve gerilemiştir, öyle ki saldırgan ve sultacı güçler onlara musallat olmuştur. Buna karşın İslam inkılabı rehberine göre İslam ümmeti bir süre gaflet ve bilinçsizliğin ardından çağımızda yeniden uyanmış ve İslamî izzet zirvesine ulaşmak için yeni bir hareket başlatmıştır. Bu hareketin zirvesi de İran’da İslam cumhuriyetinin kurulmasıyla sonuçlanan İslam inkılabıydı. Şimdi bu hareket dünya Müslümanları için örnek olmuş ve özellikle İslam ümmetinin izzeti için çalışanları umutlandırmıştır. İşte bu yüzden İslam düşmanları tüm çabalarını bu hareketin uyandırıcı etkisini söndürmeye yönlendirmiş bulunuyor.

Ayetullah Hameney, demokrasi ve insan hakları bahanesiyle düşmanın İslam ümmetine karşı yürüttüğü savaşa değinerek bu savaşın perde arkasını aralıyor ve şöyle diyor: İşin gerçek yüzü İslam dinini yok etmektir. İşin gerçek yüzü direnişi yok etmek ve böylece bölgede dünya istikbarına karşı koyabilecek hiç bir engelin var olmadığından emin olmaktır. Bu noktada İslam inkılabı rehberinin vurguladığı gibi dünya istikbarının İslamla olan düşmanlığının amacı sadece Müslümanların milli zenginliklerini yağmalamak değil, aynı zamanda medeniyetler çatışması tezini körüklemektir

Kuşkusuz günümüz çağında İslam ümmetinin en büyük düşmanı Amerika’dır. Rahmetli İmam Humeyni bu devleti “Büyük Şeytan”, ve Ayetullah Hameney de “Şer Simgesi” olarak adlandırdı. Çünkü Vaşington yönetimi sürekli komplolarıyla çeşitli ülkelerin ve özellikle İslam ülkelerinin haklarını çiğnemeye çalışıyor. Beyaz Saray’ın bu bağlamdaki son bahanesi terörle mücadeledir. Ayetullah Hameney bu konuda defalarda ifşaatta bulunmuş ve Bis'et dolayısıyla yaptığı konuşmada Waşington’un zorbalık ve terör mantığından yararlandığını vurgularken şöyle buyuruyor: Bugün Amerikalılar terörle mücadele bahanesiyle diğer ülkelere saldırıyor ve böylece milletlere zulmediyor. Amerika, savunmasız insanları bombalıyor, kadın, çocuk, yaşlı demeden masum insanları katlediyor….İslam İnkılabı Rehberi daha sonra terörü tanımlayarak Amerika’nın Irak’taki uygulamalarını şu şekilde sorguluyor:Terör, birilerinin amaca ulaşmak için illegal yollara başvurmasıdır. Şimdi acaba Amerika’nın Irak’ta yaptıkları bundan farklı mıdır? Amerikalı işgalci askerlerin Irak’taki varlıkları kendi başına zulüm ve tecavüzdür.

Ayetullah Hameney, Filistin meselesini Amerika’nın desteği ile Siyonist İsrail rejiminin İslam ümmetine yönelik işlediği cinayetlerin bir örneği olduğunu belirtiyor ve şöyle diyor: 60 yıla yakındır Siyonistler baskı ve illegal zorbalıklarıyla Filistin halkını mağdur ediyor. Bunun adı terörden başka ne olabilir? Gerçek teröristler bugün yalan ve nifakla terörle mücadele bayrağını taşıyor ve bu bahane ile İslam topraklarını işgal ediyor. Amerika ve Siyonist rejim gibi İslam ümmetinin düşmanlarının geniş çaplı saldırılarına karşın İslam inkılabı rehberi İslam dünyasının geleceğine ümit gözüyle bakıyor. Ayetullah Hameney, zalim ve saldırgan güçlere karşı Müslümanların iradesine değinerek şöyle diyor: “Amerika bir tek güce karşı hiç bir şey yapamaz, o da milletlerin iradesidir.” İslam inkılabı rehberi düşmana karşı hazırlıklı olmak için de şu tavsiyelerde bulunuyor: Milletlerin iradesine güvenmek, onları çıkarları konusunda bilinçlendirmek ve yanlış kuruntulardan kurtarmak ve yine hakikati anlatmak; milletleri istakbara karşı direnmeye hazırlıklı kılar….

Ayetullah Hameney Amerika ve istikbarın şerrini defetmek ve komplolarını etkisiz hale getirmenin tek yolunun direniş olduğunu vurguluyor ve bu yolda her türlü uzlaşı ve hoşgörünün yararsız olacağına inanıyor. Ayetullah Hameney bu bağlamda Irak ve Filistin’deki direnişi örnek göstererek şöyle diyor: Bugün Filistin ve Irak direnişi bize, Amerika’nın Irak’ta tam bir bataklığa saplandığını, Siyonistlerin de iman ve iradeden başka hiç bir silahı bulunmayan Filistin halkı karşısında diz çöktüğünü gösteriyor. İslam inkılabı rehberi ayrıca milletlerin iradeleri, vahdet ve gönül birlikteliği ile beraber olması gerektiğini böylece istikbara karşı daha etkin mücadele verilebileceğini vurguluyor ve şöyle diyor: Günümüzde İslam dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu konu, vahdet ve gönül birliğidir. Tabii bu vahdet sadece siyasi ve askeri alanda değil, iktisadi alanlarda da olmalı ve böylece İslam dünyası güçlü bir konum kazanmalı. İslam dünyası düzenli planlama ve karşılıklı işbirliği ile güçlü ve muktedir bir İslami blok oluşturabilir.

Ayetullah Hamenei’ye göre, İstikbara karşı direnişin en önemli temeli, yüce Allah’a olan inancımızdır. İslam inkılabı rehberi bu konuda Kur’an-ı Kerim’den bir ayete değinerek şöyle diyor: Allah’ın Müslümanlara sunduğu rahmetlerden biri şudur ki eğer onlar, bazı değersiz bağımlılıklarından vazgeçer ve zulüm ve küfürle mücadele ederlerse yüce Allah da onlara yardımcı olur…

İlim, insanların erdemliğe ulaşması ve maddi-manevi refah ve saadete kavuşması için sunulan etkin bir araçtır. Buna karşın eğer ilim zorbaların ve zalimlerin eline geçecek olursa insanlık toplumunun güvenlik ve huzurunu aksî yönünde etkiliyor.Konuşmasının girişinde bu konuya değinen İslam inkılabı rehberi şöyle dedi: İlim ve akıl, iki tarafı keskin kılıç gibidir, yani hem değerlerin hizmetinde olabilir, hem de hayvanî huylara… İşte burada önemli olan, ilmin kimler tarafından kullanıldığıdır.

Günümüzde batı, ilim ve teknolojide öncüdür, ancak maalesef batılı devletler birçok yerde bu üstünlükten 3. Dünya ülkelerini yağmalama yolunda yararlanıyor. Dünyanın bugünkü durumunda ilim konumuna değinen İslam inkılabı rehberi şöyle diyor: Eğer ilim fanî dünya, güç, servet ve sultacılık hırsı olan insanların eline düşerse, işte günümüz dünyasında gördüklerinizle karşılaşırsınız, yani ilim, sömürü, aşağılama, işgal, fuhuş ve eroinin yaygınlaşması için kullanılan bir vesile olur. Tabi bu arada batılı ülkeler çeşitli yöntemlere başvurarak diğer ülkelerin ilim ve teknolojiye erişmelerini engellemeye çalışıyor, çünkü bu durumda hiçbir millet onların zulüm, yağma ve zorbalıklarına boyun eğmeyecektir Bu konuda Ayetullah Hameney şöyle diyor: Onların sulta altındaki ülkelerde engellediği konulardan biri de ilimin gelişmesidir, çünkü ilimin güç kaynağı olduğunu çok iyi biliyorlar.

Birçok ilim dalı gibi nükleer teknoloji de batılı devletlerin elinde bulunan ileri teknolojilerden biridir. Bu devletler ta baştan bu teknolojiden kitle imha silahları üretmek için yararlandılar. Nükleer bilimin ilk sahibi Amerika da atom bombası üreterek 2. dünya savaşı sonlarında Japonya’ya karşı kullandı ve yüz binlerce sivilin ölümüne sebebiyet verdi. Bu facianın sebebi, önemli bir araç olan nükleer teknolojinin, sorumsuz ve ipini koparmış bir devlet olan Amerika’nın elinde olmasıydı. Bu konuda İslam inkılabı rehberi şöyle diyor: Eğer nükleer enerjiyi keşfedenler fazilet ve takva sahibi kimseler olsaydı, eğer bu enerjiyi kullananlar Sâlih insanlar olsaydı, Hiroşima faciası hiçbir zaman vuku bulmazdı.

Ancak şimdi işin ilginç tarafı, dünyada insanlığa karşı atom bombası kullanan tek ülke sıfatını taşıyan Amerika, diğer ülkelerin bu teknolojiyi elde etmesinden sözde endişe ediyor ve başkalarını engellemeye çalışıyor. Bu iddiaya değinen Ayetullah Hameney meseleyi şöyle bir örnekle açıklıyor: Batının ve özellikle Amerika’nın bu iddiaları, kaçakçılıkla mücadele etmekle görevli bir kimsenin bizzat büyük bir kaçakçı olmasına benziyor. Batılı devletlerin bu doğrultuda nükleer bilime kavuşmasını engellemeye çalıştığı ülkelerden biri de İran İslam cumhuriyetidir. Oysa İran defalarca sadece nükleer bilim ve teknolojiye kavuşmak istediğini ve nükleer silah üretmek peşinde olmadığını açıklamış bulunuyor.

Ayetullah Hameney yaptığı açıklamalarda gayet açık bir şekilde İran’ın nükleer silah peşinde olmadığını ve esasen bu tür silahlara ihtiyacı da olmadığını belirtirken şöyle diyor: İran’ın nükleer bilimi, tamamıyla yerli kaynaklı olup barış amaçlıdır ve İran İslam cumhuriyeti dinî ve fıkhî temelleri gereği kitle imha silahlarına kesinlikle karşıdır… Ayetullah Hameney ayrıca, nükleer silahların masum insanları katliam ettiğine de değinerek şöyle devam ediyor: Nükleer silah kullanıldığında sadece düşman değil, düşman olmayan masum insanlar da ölüyor ve bu mesele bizim inanç ve görüşlerimize tamamen aykırıdır

İslam inkılabı rehberi Allah’a inanmak ve birlik olmanın en büyük ve en etkin silah olduğunu savunurken bu durumu şöyle açıklıyor: Bizim nükleer silahlara ihtiyacımız yoktur. Eğer biz bugün düşmanlarımıza galip geldiysek bu, nükleer silahla olmamıştır. 25 yıldır İran milleti karşısında yenik düşen Amerika’yı nasıl yendik? Yoksa azim, irade, iman, bilinç ve vahdetimizle mi? Ayetullah Hameney yine birçok örneğe değinerek nükleer silah sahibi olmanın zafer getirmeyeceğini ispatlıyor ve şöyle diyor: Uluslararası arenada zafer elde etmek veya yenilmek, nükleer silah gibi şeylerle olmuyor. Eski Sovyetler birliğinin nükleer silahı yok muydu? Kim bilir belki de Sovyetler birliğinin nükleer silah sayısı Amerika’dan bile daha fazlaydı, peki ama nasıl yenik düştü?

İslam inkılabı rehberi daha komut örneğe de değiniyor: Uluslararası atom enerjisi ajansı başta olmak üzere dünyanın bir çok uluslararası kurum ve kuruluşu Siyonist rejimin nükleer silahlara sahip olduğuna itiraf ediyor. Söylenenlere göre Siyonist rejim 200 belki de 300’ü aşkın nükleer başlığı depolamış durumda. Ancak bu katil rejim yıllardır ellerindeki taştan başka hiçbir silahı bulunmayan Filistinlilere karşı acziyet içinde yaşıyor. Tabi bu taşların arkasında büyük bir azim, irade ve iman yatıyor

Görüldüğü gibi hiç kuşkusuz İran İslam cumhuriyeti güvenlik ve siyasi strateji ve ideolojisi çerçevesinde nükleer silah elde etmeyi düşünmüyor. Ancak İranlı yetkililerin de defalarca vurguladığı gibi İran, uluslararası kural ve anlaşmalar çerçevesinde nükleer teknolojiye kavuşmak istiyor. Bu konuda Ayetullah Hameney şöyle diyor: Eğer Avrupa ve başkaları gerçekten nükleer silah konusunda endişe ediyorsa biz onlara nükleer silah peşinde olmadığımız konusunda güvence veriyoruz. Ancak eğer onlar İran milleti tamamen yerli kaynaklı olan bu teknolojiyi elde ettiği için rahatsızlık duyuyor veya bu gelişmeyi durdurmak istiyorsa yine de onlara İran milletin bu tür baskılara boyun eğmeyeceği konusunda güvence verebiliriz. Ayetullah Hameney nükleer teknolojinin İran’daki uygulama alanlarından biri olan Buşehr nükleer santralinin yakıtını temin etme meselesine değinerek batılı devletlerin İran’I nükleer teknolojiden mahrum bırakarak nükleer yakıt konusunda bağımlı hale getirmek istediklerini vurguluyor Ayetullah Hameney ayrıca, Amerika’nın “petrol kaynakları olan İran, nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur” gibi iddialarını da şöyle cevaplıyor: Onlar bize petrol tüketin, bitince de bizim kapımıza gelin, diyor. Oysa İran milleti bu zilleti kabul etmiyor ve ülkemizin gelecekte ihtiyacı olan nükleer enerji üretimine yönelmek istiyor.

İslam inkılabı rehberi Amerika ve diğer batıl devletlerin İran’ın kendi bilim adamlarıyla nükleer teknolojiye kavuşmasından duyduğu kaygının esas sebebini şöyle açıklıyor: Onlar çok iyi biliyorlar ki eğer İran milleti ve devleti bu teknolojinin doruğuna ulaşırsa, İslam ümmetinin izzet ve bağımsızlığını savunan İran’ın sözü, Müslümanlar ve İslam ülkeleri arasında daha çok benimsenecektir. İşte onlar bu meseleden korkuyor ve bu yüzden yaygara koparıyor…

wesselam
Ekleme Tarihi: 16.05.2007 - 10:31
Bu mesajı bildir   muhammed yusa üyenin diğer mesajları muhammed yusa`in Profili muhammed yusa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1314 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58493 saniyede açıldı