0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Prof.Jefri Lang İslam'a girişi "Melekler Soruncaya Kadar" isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ahsenitakvim su an offline ahsenitakvim  
Themenicon    Prof.Jefri Lang İslam'a girişi "Melekler Soruncaya Kadar" isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.07.2007
En Son On: 15.08.2007 - 11:21
Cinsiyeti: ----- 
Amerika'nın muhtelif üniversitelerinde görev yapan matematik Prof. Jefri Lang İslam'a giriş hikayesini yazmış olduğu "Melekler Soruncaya Kadar" isimli eserinde derin felsefi düşüncelerle, ruhani duygular arasında ilk namazını şöyle dile getiriyor:

Müslüman olduğum gün cami imamı, bana namazın kılınışını açıklayan bir kitap verdi. Ancak Müslüman talebelerin buna endişelendiklerini gördüm, bana: Acele etme, rahat ol, zamanla yavaş yavaş yaparsın, dediler.
Ben de kendi kendime, namaz bu kadar zor mu, dedim ve talebeleri duymamazlıktan gelerek, hemen vaktinde beş vakit namaz kılmaya karar
verdim. O gece, loş ve küçük odama çekilerek kitaptan
abdest ve namaz hareketleri egzersizlerini yaptım, namazda okunacak bazı
surelerin Arapça okunuşlarıyla İngilizce anlamlarını ezberlemeye çalıştım.

İlk namaz denemesi için kendime güven gelince yatsı namazını kılmaya karar verdim. Vakit gece yarısıydı, kitabı alıp banyoya girdim, kitabı açarak, mutfaktaki ilk yemek denemesi yapan aşçı gibi kitaptaki talimatları dikkat ve incelikle bir bir uyguladım.

Abdest bitince odanın ortasında durup, kapı ve pencerelerin kilitli ve
kapalı olmasından emin olduktan sonra kıble olarak bildiğim tarafa
yöneldim, derin bir nefes aldım ve elimi kaldırarak alçak bir sesle Allahü
Ekber dedim. Kimsenin beni işitmemesini ve görmemesini umuyordum, yavaş yavaş Fatiha suresi ile kısa bir sureyi Arapça olarak okudum. İkinci bir tekbir alarak Rükua gittim, rükuda biraz tedirginlik hissettim, çünkü hayatımda hiç kimseye eğilmemiştim. Odada yalnız olduğumu hatırlayınca sevindim. Sübhane Rabbiyel Azim dediğimde kalbimin hızla çarptığını hissettim.
Tekrar tekbir getirerek doğruldum ve artık secdeye varma zamanı gelmişti. Secdeye varmak üzere ellerimi ve dizlerimi yere koyunca donakaldım, secdeye gidemiyordum, efendisinin önünde başını yere koyan köle gibi yüzümü, burnumu yere koyup kendimi zillet sandığım bir duruma düşüremiyordum, üstelik bacaklarım da katlanamıyordu,utandım gülünç duruma düştüm zannettim. Bu durumda beni gören, arkadaş ve
tanıdıklarımın önünde acınacak ve alay edilecek halimi düşündüm,
arkadaşlarımın kahkahalarını duyar gibi oluyordum.

Bir müddet tereddüt ettikten sonra derin bir nefes aldım, başımı seccadeye koydum, dikkatimi dağıtacak düşüncelere yer vermeden ikinci secdeye de vardım. Bu esnada kendi kendime "Daha önümde üç tur daha var" diye düşündüm ve kararlıydım: Neye mal olursa
olsun bu namazı tamamlayacağım. Son secdede tam bir sükûnet hissettim.
Nihayet teşehhütten sonra selam verdim.

Selamdan sonra bulunduğum yerde olduğum gibi kaldım, geriye dönüp nefsimle giriştiğim savaşı aklımdan geçirdim, bir savaştan çıktığımı hissettim, sonra başımı önüme eğerek mahcup bir şekilde “Allah'ım geri zekalılığımdan ve tekebbürümden dolayı beni bağışla, uzak
bir yerden geldim ve daha önümde kat edilecek uzun bir yol var,” diye dua
ettim.
Bu esnada daha önce hiç yaşamadığım bir şeyi hissettim. Bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değil. Vücudumu, kalbimin bir noktasından çıktığını hissettiğim ve anlatmaktan aciz kaldığım bir dalga kapladı, soğuk gibiydi, ilk etapta irkildim, vücuduma olan etkisinden ziyade garip bir şekilde duygularımı etkiledi ve görünür bir rahmetin varlığını hissettim. Bu rahmet sonra içime nüfuz ederek içimde kaynamaya başladı.

Sonra sebebini bilmeden ağlamaya başladım, ağlamam artıp göz yaşlarım aktıkça, rahmet ve lütuftan harika bir gücün beni kucakladığını hissettim. Günahkâr olmama rağmen, günahlarımdan veya utanç ve sevinçten dolayı ağlamıyordum. Sanki büyük bir set açılmış ve içimdeki korku ve keder sel olup gidiyor.

Bu satırları yazarken kendi kendime diyordum: Allah'ın rahmet ve mağfireti, sadece günahları affetmiyor, o aynı zamanda bir şifa ve bir sekinedir. Uzun bir süre başım eğik bir şekilde öylece diz üstü kaldım. Ağlamam durunca, yaşadığım deneyi akıl ile izah etmenin mümkün olmadığını anladım. Bu esnada idrak ettiğim en önemli husus ise, benim Allah'a ve namaza şiddetle muhtaç olduğum gerçeği oldu. Yerimden kalkmadan önce de şu duayı yaptım: “ Allah'ım bir daha küfre girmeye cüret edersem beni, o küfre girmeden önce öldür ve bu hayattan kurtar” hata ve eksiksiz yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, ancak şunu yakînen biliyorum ki, bir tek gün dahi olsa Sensiz yaşamak, Senin varlığını inkâr etmem mümkün değildir.
Ekleme Tarihi: 24.07.2007 - 22:48
Bu mesajı bildir   ahsenitakvim üyenin diğer mesajları ahsenitakvim`in Profili zum Anfang der Seite
ahsenitakvim su an offline ahsenitakvim  

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.07.2007
En Son On: 15.08.2007 - 11:21
Cinsiyeti: ----- 
Şeytanlar başında bekliyorlar.Belkide on'larca.O namaz kıldığında etrafında pervane oluyorlar.Ama ona dokunamıyorlar.Onu iteleyip namazdan uzaklaştıramıyorlar.Sadece fısıldıyorlar! şeytan ne kadar da çaresiz değil mi? O güzel insan secde etmesin diye neredeyse ona yalvaracak. Veee herşeye rağmen secdeye giden bir alın.İşte şeytanın çaresizliğinin kanıtı burda saklı.Birde zavallılığının ayan beyan görünmesidir bu. Hepimiz etrafımızda vızırdayan bir sürü sineğe sinir oluruz.Sinek en fazla bir ısırık alır. Şeytan, bizim kanımıza muhtaç olan bir sivrisinektir.Biz olmazsak onun bir manası olmaz.Varsın emsin kanımızı, canımıza da kastedemez ya...
Ekleme Tarihi: 28.07.2007 - 11:56
Bu mesajı bildir   ahsenitakvim üyenin diğer mesajları ahsenitakvim`in Profili zum Anfang der Seite
KaRaGuL su an offline KaRaGuL  

Moderator
548 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.07.2003
En Son On: 30.11.2019 - 13:49
Cinsiyeti: Bayan 
Rabbim razı olsun kardeşim

Bu konuyu bizimle paylaştığın için.

Yaşanmış bir örnekle Rabbimin hikmetini, rahemtinin bolluğunu, lütfunu ve namazin ehemmiyetini bizlere izah ettiğin için.

Rabbim hakkiyla namaz kılanlardan eylesin.

selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 28.07.2007 - 12:04
Bu mesajı bildir   KaRaGuL üyenin diğer mesajları KaRaGuL`in Profili KaRaGuL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ahsenitakvim su an offline ahsenitakvim  
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bir peşin hükümü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zor.

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.07.2007
En Son On: 15.08.2007 - 11:21
Cinsiyeti: ----- 
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, bir peşin hükümü söküp atmak, atomu parçalamaktan daha zor.Bu söz tam biz türkler için söylenmiş bir söz bizler her zaman uç millet olmuşuz bizde orta diye birşey yoktur birisi birşey söyledimmi kesin hükmümüzü koyarız bu dinden çıkmış kafirdir bu aslında bizim cehalet ve zannımızı gösterir Allah muhafaza iyiki bu profösör Türkiyede yaşamamış zavallı olurdu başına gelmedik kalmazdı

CEHALET
İnsanın Allah yolunda yükselmemesi cehaleti sebebiyledir.


33/Ahzap-72- Şüphesiz insan zalimdir ve cahildir.

2/Bakara-80- - Yoksa, Allah'a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz.

2/Bakara-169- - Şeytan, muhakkak size kötülüğü, hayasızlığı, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyi söylemenizi emreder.

ZAN
Başkaları hakkında onların belkide yapmadıkları birşeyi onlar yapmış gibi düşünmek zandır. Ve bu düşüncemiz, o kişiyi görmediğimiz halde bir suç işliyormuş gibi bir hükme bizi sürüklerse o zaman bu zan büyük bir günahtır.


53/Necm-23- - Onlar yalnız zan ve tahmine, nefsimizin arzularına uyarlar.

49/Hucurat-12-- Ey imân edenler zannın çoğundan sakının, şüphesiz bazı zanlar (su-i zan) günahtır.

53/Necm-28- - Onların bu sözleri hakkında hiçbir bilgileri yok. Onlar sadece zanna ittiba ederler. Zan ise insanı bir hakkı bilmek rnecburiyetinden vareste kılamaz (dışında tutamaz).


10/Yunus-66- - Onlar, ancak o zanna tâbî olurlar. Ancak tahmin ederler.
10/Yunus-36- - Onların ekserisi ancak zanna tâbî olurlar, şüphesiz zan hiçbir zaman hakkın yerine geçmez.

7/Araf-30 - - Şüphesiz onlar Allah'ı bırakarak şeytanı dost edinmişlerdir ve hidayete erdiklerini zannediyorlardı.

6/En'âm-148- - Onlara de ki; Eğer bir bilğiniz varsa onu bize çıkarırsanız siz zandan başka bir şeye tâbî olmazsınız, kuru kuru tahminde bulunursunuz.

6/En'âm- 116- - Yeryüzünde olanın ekserisine itaat edersen onlar seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zandan başka birşeye tâbî olmazlar. Onlar kuru kuru tahminde bulunurlar.
Ekleme Tarihi: 29.07.2007 - 09:14
Bu mesajı bildir   ahsenitakvim üyenin diğer mesajları ahsenitakvim`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1277 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SaYaCGIN (48), AnneminSariGülü.. (34), kotza1 (55), keremcik (52), fatih GUNES (49), muhsin p.o. (52), tuva (42), Dostluklar_Baki (39), meydan26 (50), mehlika akasya (45), panter32 (50), NÖBETCI (47), baranbari (49), friendsofmehdi (39), tatar_salih (36)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60712 saniyede açıldı