0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Çanlar kimin için çalıyor yada bu sala kimin için ????

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
selman8 su an offline selman8  
Çanlar kimin için çalıyor yada bu sala kimin için ????

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 12:36
Cinsiyeti: ----- 
Arslan BULUT
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
Yazı Tarihi: 27/01/2008

Çanlar kimin için çalıyor veya bu salâ kimin için!

İnsanlığı felaketten felakete sürükleyen küresel kapitalizm, sonunda başaşağı yuvarlanmaya başladı. Kızılderililer, “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak” demişti, işte bu öngörü gerçek oluyor. Kapitalizm, yeryüzünde her şeyi kirletti. Artık insanlar yediklerinden, içtiklerinden, soluduklarından kanser oluyor!
Başka bir Kızılderili sözü şöyledir:
“Üç barış vardır: Birinci barış, en önemli barıştır. İnsan ruhundadır o. İnsan, kâinatla ve kâinatın bütün güçleri ile olan ilişkisini, beraberliğini fark ettiğinde, kâinatın merkezinde Büyük Ruh’un durduğunu ve bu merkezin her yerde, her birimizin içinde olduğunu fark ettiğinde birinci barış sağlanmıştır. Bu gerçek barıştır, diğerleri sadece bunun akisleridir. İkinci barış iki fert arasında olan barıştır. Üçüncü barış ise iki millet arasında yapılır. Fakat hepsinden önce, anlamalısınız ki ’gerçek barış’dediğim birinci barış, insanın ruhundaki barış yoksa ne fertler ne de milletler arasında barış olabilir.”

* * *

Kazakların ünlü şair ve düşünürü Muhtar Şahanov, bu durumu bize şöyle anlatmıştı:
“Bugün, karşılaştığı felaketler karşısında, üç temel dine karşı soğuk durmasını göz önüne alırsak, insanlığın bunalımdan çıkması nasıl mümkün olabilir? Bugünkü uluslararası serbest pazar dedikleri sistemi kuran insanlar, öyle değişimlere sebep olmuşlar ki, insanlık adına olumlu hangi değer varsa hepsini mahvetmişler. Her şeyi düşünmüşler ama dini unutmuşlar. Onlar insan ruhunun, insan gözünün ihtiyaçlarına göre değil, devletin zenginliğini sağlayacak ihtiyaçlara göre modeller geliştirmişler ve dinin bütün insanlığın mutluluğunu esas alan ruhunu bir tarafa bırakmışlar. Ben yakınlarda George Soros ile görüştüm. Biliyorsunuz dünyanın en zengin adamlarından biri. Kendisine, ’Bugünkü servetini 100’e katlasan, 1000’e katlasan ne olur, insanlığın ortak kültürü mahvedildikten sonra. İnsanoğlu, günde en fazla bir kilo et yiyebilir bir kilo da votka içebilir. Ama varlığı seven adam, tiranların zamanında durması gerektiği gibi zamanında durmayı bilmelidir. Durmazlarsa, büyük yıkımlara yol açarlar...’dedim...
Zamanında durmazlarsa ne olur? Devlet sahibi olmak, yani zengin olmak deniz suyuna benzer. Denizin ortasında kalmış da susuzluktan kıvranırken ne kadar canın su istese o kadar deniz suyu içersin. İçtikçe içersin ve sonunda ölürsün. Bugünkü serbest pazar ekonomisi, işte buna yol açıyor; insanlığı öldürüyor.
Eski Yunan ve Roma’dan sonra demokrasiyle ilgili birçok konseptler gelişti, ancak görüyorum ki bu gidişle gerçek demokrasi dünyada hiçbir zaman gerçekleşmeyecek. Çünkü insan demokratlaşmadan önce ruhen çok yükseklere çıkmalıdır, cemiyet de bununla birlikte çok yükseklere çıkmalıdır. Onun için biz gerçek demokrasiyi düşünmeliyiz. Demokrasi, bugün, çalma çırpma ve hırsızlık rejimi oldu...
Dinlere bakacak olursak, Allah’a giden yollar insanlık için ayrı ayrıdır, her din kendi yolunun doğru yol olduğunu göstermeye çalışır ama hepsinin amacı, kendi yolundan gidenleri Allah’a yakınlaştırmaktır. Yani kendilerinin Allah’a yakın olduğunu göstermeye çalışırlar. Bence bu yakınlık kendilerine hiçbir hayır veya üstünlük getirecek değildir.
Ben bugünkü pazar ekonomisi sonucu uygulanan saldırganlıktan, bütün insanlığın korunması gerektiğini düşünüyorum. Dinler, kuruluş amaçlarına hizmet etmiyor bugün, siyasete hizmet ediyor. Din, bugün politikanın özü olmuş.”

* * *


Tıpkı türban meselesinde olduğu gibi değil mi? Peki ama insanları kandıranlar, Allah’ı da kandırabileceklerini mi düşünüyor?
Ayrıca ülkesini satanlar da kendilerini “Serbest pazar ekonomisine uyum sağlıyoruz” diye savunuyor.

Ekleme Tarihi: 27.01.2008 - 09:39
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
selman8 su an offline selman8  
İki kişiden biri....

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 12:36
Cinsiyeti: ----- 
Vedat YENERER
info@internetajans.com
Yazı Tarihi: 27/01/2008

İki kişiden biri!..

İnternet müthiş bir buluş. Kimsenin konuşamadığı her şey bu dünyada bir bir konuşuluyor ve maskeler düşürülüyor. Bakın internet dünyasında nelerin hesabı soruluyor:
Sokaklarda çöp bidonlarını karıştırarak karnını doyuran her iki insandan biri halinden memnunsa.
Her iki çiftçiden biri “anasını da alıp gidiyorsa...”
Her iki fındık üreticisinden biri ayaklandılar diye kendilerine dayak attıranlara teşekkür ediyorsa.
Devlete vergi ödeyen her iki isçiden biri bu vergilerinin Anadolu takımlarına futbolcu transferinde kullanılmasına razıysa..
Boş zamanlarında işportacılık yapan her iki memurdan biri mutluysa.
Her iki şehit torunundan biri atalarının dedelerinin kanlarıyla sulanmış bu toprakların Barzani’ye peşkeş çekilmesinden rahatsızlık duymuyorsa.
Her iki komşumuzdan biri AKP karşıtlığının din karşıtlığı olduğunu düşünüyorsa,
Çocuklarımızın geleceğini şekillendiren her iki öğretmenden biri AKP’nin icraatlarını onaylıyorsa,
Oğlu işsiz olan her iki babadan biri “benim oğlum da işsiz kalıversin” diyorsa.
Evladını askere gönderen her iki kişiden biri “askerlik yan gelip yatma yeri değil” diye düşünüyorsa.
Her iki arkadaşımızdan biri “hem laik hem müslüman olunmaz” diyorsa.
Ülke halkının yarısı şimdiye kadar cumhurbaşkanlığı yapan 10 kişinin “dindar olmadığı” konusunda hemfikirse.
Her iki vergi mükellefinden biri yabancı sermayenin sıfır vergiyle faiz kazanmasından mutluluk duyuyorsa.
Parası olmadığı için özel dershanelere gidemeyen ve dolayısıyla üniversiteye giremeyen her iki gençten biri başbakanın oğlunun bursla ABD’de okumasından gurur duyuyorsa.
Üniversiteyi bitirmiş boşta gezen her iki issizden biri başbakanın oğlunun 500.000 dolarcık peşinatla aldığı gemicikten rahatsızlık duymuyorsa.
403 YTL kazanan her iki asgari ücretlinin biri Başbakan’ın 40.000 dolarlık saat takmasını doğru buluyorsa,
Yeni doğum yapan her iki anneden biri bebeğinin dünyaya 5.534 dolar borçlu gelmesinden şikayetçi değilse.
Sokakta gezen her iki kadından biri “mal” olmayı içine sindiriyorsa.
İşine arabasıyla giden her iki kişiden biri “dünyanın en pahalı benzinini kullandığı” için mutluysa.
Borsada parası olmayan her iki insandan biri “borsa yükseliyor demek ki ekonomi iyiye gidiyor” diyebiliyorsa.
Her iki emekliden biri maaşını alabilmek için sabahın beşinde kuyruğa girmekte bir sorun görmüyorsa.
Teröre 12.000 şehit, 20.000 yaralı vermiş ülke vatandaşlarının yarısı terörist başının “saygıdeğer” olduğu konusunda hemfikirse.
Kurtuluş savaşı vererek küllerinden yeniden doğan, ümmetten ulus yaratan bir ecdadın her iki evladından biri, bölgedeki idealleri uğruna ABD’nin empoze etmeye çalıştığı “ılımlı İslam devleti” modelinde bir sakınca görmüyorsa.
Her iki kişiden biri “şeyinin şey edilmesini” seviyorsa.
Her iki kişiden biri önüne 4-5 yılda bir atılan makarnayla fasulyeye oyunu, ülkesini, çoluk çocuğunun geleceğini satmaktan utanmıyorsa.
10 Kasım törenlerine katılan her iki kişiden biri “sap gibi ayakta durmayı gereksiz” buluyorsa.
Her iki kadından biri “baş derisinde çıkan ve adına saç denen tüylerin erkekleri tahrik ettiğini ve örtülmesi gerektiğini, aksi halde dinsiz olunacağını” düşünüyorsa.
AKP sayesinde tatlı para kazanan, milyar dolarlık vergi kıyağı geçilen her iki holding patronundan biri “Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir, laik sistem çökmüştür ve onu kesinlikle değiştirmek istiyoruz” diyen kişiyi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsa.
Değerli okurlar, biz ne yapalım?
Mücadelemize nasıl devam edelim? İnsanlara doğruyu nasıl gösterelim?
Hani onurunuz, hani gururunuz, hani mağrur ve güçlü Türk halkı? Neredesiniz? Nereye saklandınız? Ha bir torba pirince satmışsınız, ha bir kaç milyar dolara ne fark eder?
Atatürk’ün, silah arkadaşlarının, günde bir tas, şekersiz üzüm hoşafıyla Çanakkale’yi geçilmez kılan dedelerin torunları değil misiniz siz?
Genç Kubilay’ın başını kesenlerin torunlarına ve temsil ettikleri ideolojiye ülkeyi nasıl teslim ediyorsunuz.?

Ekleme Tarihi: 27.01.2008 - 09:42
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
selman8 su an offline selman8  
ÜLKENİN İSTİKBALİ VE İSTİKLALİ İÇİN ÇARE NEDİR ????????

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 12:36
Cinsiyeti: ----- 
ÜLKENİN İSTİKBALİ VE İSTİKLALİ İÇİN ÇARE NEDİR ????????

Ülkede ekonomik ve siyasi sorunlar gırtlağa dayanmışken cambaza bak oyununun tüm versiyonları, halkın gözünden eşiğine gelinen felaketleri saklamak için tam gaz ileri sürülüyor.
Bugün gelinen sürecin ülkeyi kurtuluşa götürmesini ummak, düzlüğe çıkaracağına inanmak en azından safdilliktir.

Ne yazıktır ki ülke büyük bir kaosa doğru sürüklenirken tehlikeli kutuplaşmalarda sırf siyasi emeller için bilinçsizce tırmandırılmaktadır.Vatanını seven insanlar bu amaçla hareket ediyoruz yaftasıyla hareket eden bir kaç çapulcunun iğrenç işleriyle aşağılanmaya ve pasifize edilmeye çalışılmaktadır.

Hatırlatırım. Kurtuluş savaşında bu ülkenin bağımsızlığı için savaşanlara muhalefet eden, hatta kurşun sıkan yine bu vatanın sömürgecilere uymuş evlatları, daha sonra cumhuriyet kurulduğunda bunun ezikliğiyle yaşadılar. Kendilerine Allah katından ne pay biçildiğide din gününde önlerine konur tabi.
Bilmem anlatabildimmi ??

Osmanlının sonunda da durum aynıydı. Allah ülkeyi o duruma getirenleri giderip büyük bir kurtuluş savaşıyla birlikte yepyeni kadrolarla Cumhuriyeti irade etti.

Şayet bu ülke insanı tarihin bu son Osmanlı sayfasını gerektiği bilseydi, eminim ülke bu gün tekrar geldiği aynı sürece taşınmazdı..

Allah teslimiyeti ve koyun sürüsü gibi olmayı asla kabul etmez. Bu gidişata bir yerde dur der.
Ülkenin bugün geldiği ve gittikçe daha kötüye giden hali Osmanlının son döneminin bir aynasıdır.

Bir ünlü işadamımızın dediği gibi bizim en büyük problemlerimizden biri kazandığımızdan fazla harcıyor olmamızdır. Bu özellik felaketi getiren nedenlerin en başında gelir. Yani tüketimde ipin ucunu kaçırmak hem fertleri mahveder hem milletleri.

Ben sadece işi tamamıyla rayından çıkaran bu hükümetide eleştirmiyorum.
Bundan önceki hükümetlerinde bunlar kadar olmasa bile hataları çok büyük.

Peki ne yapılmalıydı, yada ne yapmalı, neler yapılabilir.

Toplam borcun 420 milyar dolara dayandığı, ihracatın asla ithalatı karşılamadığı bir ekonomi ve ülke batmaya iflas etmeye mahkümdur.

O nedenle durumun aciliyetine göre ülkeler böyle durumlarda İMF ye rest çekip faizleri ödemeyi reddetmek ve ana paralarıda bir takvim dahilinde ödemeyi dayatabilirler. Bunu bizim durumumuza yakın bir çok ülke girdikleri bataklıktan kurtulmak için yaptılar ve başarılıda oldular. Fakat bu iş zordur ve yan tesirlerine ve bazı rahatsız edici durumlara katlanmak mecburiyeti vardır.

Tabi bu kadarı yeterli değil. Onsekiz ay sonrasının gıda ihtiyacını bile taksite bağlamış olan bir tüketim hastası toplumu bu feci alışkanlığından durumun vahametini çok iyi anlatarak kurtarmak lazımdır.
Özellikle dışarıya oluk gibi para akan kalemlerde (araba ve akaryakıt)bir millet şuuruyla yerli üretim ve tüketimi ön plana geçirmek şarttır.

400 milyon lira aylık alıp (18 ay taksitle)1.5 milyarlık cep telefonu alan üç çocuklu bir aile reisi bile devlet tarafından bilinçlendirilmediği için ülkesinin felaketine kendi çapında katkıda bulunma durumunda kalmaktadır.

Eşya düşkünlüğünün benim tabirimle EŞYA PERESTLİĞİN tavana vurduğu bugünki ortamda bu dediklerimi yapmak zordur. Fakat başka hiç bir yolda yoktur.

Bugün malüm iktidarın bütün çarpık özelleştirme, babalar gibi satma furyasına rağmen, tablodaki facia gittikçe büyümekte, yerinde dahi durmamaktadır.Bunu çok iyi görmek ve değerlendirmek gerekmektedir.

Az kazanıp çok harcayarak yaşayabilmek ve bunu sonsuza kadar sürdürmek hem fertler hemde milletler için asla mümkün değildir.
Bu şekilde yaşamanın sonu fertler içinde milletler içinde sonu bataklık olan bir yoldur.

Alacaklılar daim tepenizde olur. Özgürlüğünüz kısıtlanır yada ortadan kalkar. Dahası insan gibi yaşama fırsatınıda kaybedersiniz. Bunun açıklamasıda bir kaç günlük saltanat için buna mahküm olmayı kabullenmek anlamına gelen bilinçsiz olarak yaşamak demektir.

Bunun dışında ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları üzerindeki EMPERYALİST zincirler kırılıp çok iyi değerlendirilmelidir.

Ümitsizliği en başta Allah kabul etmez. Oysa AKP ve ona destek veren insanlarımızdan ben kendi kulağımla işiterek şahit oldum. Resmen nerdeyse ülkeyi satmaktan başka çare yok anlamında hezeyanlar çok yaygın vaziyette.

Nerde kaldı Allah'ın hükmü. Nerde kaldı din iman. Allah sıkıya gelince en değerli varlığınız vatanınızı satınmı diyor ? Nerde kaldı akıl, fikir, vatan ve millet olma ve güçlü olma hür olma kavramları ?
Ekonomisi bağımsızlığını kaybetmiş ülkeler siyasetende bağımsızlıklarını kaybederler. Artık böyle bir ülke parçalanmayada mahkümdur.

Fakat birde şu gerçek var ki. Ancak yalnız vatanını düşünerek siyasete atılmış olanlar kendilerinin istikbalini düşünmeden bu zor yola baş koyabilirler. Atatürk ve mücadele arkadaşları gibi.
Ki ona, bugün hala, din adına cehaleti kullanan (cehaletleri nedeniyle) soytarılara uyup din düşmanı diyenler maalesef hiçde az değil.

Yoksa AKP gibi "ülkenin tamamını on yılda nasıl satarızda ülkenin feci halini saklarız ve bu şekilde kendi menfaatlerimizi, istikbalimizi de garantiye almış oluruz." zihniyetiyle hareket ederler.

Elbetteki kendi menfaatlerini ön planda tutan siyasi kadrolar, milletin acı gerçeği duyduklarında kendilerine sırt dönecekleri endişesini taşıdıkları için, cesaretleri olmadığı için, milletin kendilerini silip atması riskini asla göze almazlar, alamazlar.

Yalnız malüm taifenin çok yanlış hesaplar yaptığı nokta şudur. Bu ülkeyi babalar gibi pazarlama işine Allah'ın sonsuza kadar fırsat vereceğine inanmak çok ağır gaflet ve delalet içinde bulunmak demektir.

Bir yerde artık Allah katından yeter denip balyoz o zümrenin üzerine indirilir. Ülkenin tamamıda bundan zarar görür.Tabi bu sebeplerle olur. Allah gökyüzünden yumruk indirmez haşa.
Şüphesiz ağır bedellerin sonundada alemlerin Rab'bi düştüğü yerden bu ülkeyi kaldırıp tekrar doğru yolu bulması için fırsatlar verir.



Bu mesaj 2 kez ve en son selman8 tarafından 27.01.2008 - 10:09 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.01.2008 - 10:08
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
farandag su an offline farandag  

251 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.05.2007
En Son On: 17.06.2008 - 14:57
Cinsiyeti: Erkek 
Her iki kadından biri “baş derisinde çıkan ve adına saç denen tüylerin erkekleri tahrik ettiğini ve örtülmesi gerektiğini, aksi halde dinsiz olunacağını” düşünüyorsa


selman kardes senın yolunda yol degıl yazılarını buraya koyduklarının kıde hepsıne bısey yazarım cok uzun olur ama su yukarı ekledıgıne ıkı cıft lafı esırgemeyecegım....

gecenlerde bır karıkatur vardı nette ılgımı cekmıstı darvının bır maymunla cızılmıs karı katurun altına su yazı yazmıslar aynı senın durumuna benzıyordu (darvın:sevgılım ınsanların kafasını karıstırmayı basardım yakında evlenebılırız ve kımse yadırgamaz onlara maymundan turedıgımızı soyledım ınandılar dıyordu) yanı kendı dusuncesı yasam bıcımı mesrulastırmak ıcın Allahı ve yaratılısını ınkar edıyor


anlayana bu yeter....bas ortusu ALLAH C.C. BIR EMRIDIR KIM BUNU INKAR EDERSE MUTLAK GERCELEKLESECEK O GUN ALLAH C.C. HESABINI SORACAKTIR...
Ekleme Tarihi: 28.01.2008 - 13:52
Bu mesajı bildir   farandag üyenin diğer mesajları farandag`in Profili farandag Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
selman8 su an offline selman8  
Bilenler ve bildiğini zannedenler....

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 12:36
Cinsiyeti: ----- 
Farandag kardeşim sen İslamı bildiğini zannettiğin için benim bilgimi kendi dar pencerenden yok ve yanlış görmüşsün, görüyorsun bu gayet normaldir.

İslam akıl ve gönül dinidir. Allah yolunda inananlarda dahi küfür ve inkar olacaktır, bunu irade eden Kurandır. Yalnızca Allah'a inanmayanların küfürde olduğunu zannetmek derin bir cehaletten başka hiç bir şey değildir.

Benim ilim ve bilgi kaynağım Kuran'dır, Ehlullahtır. Ruhban taifesi yada Emevi çarpıklıkları değil.Ve apaçık AYNEL YAKİN derecesinde ilim sahibiyim diyede istemediğim halde izahatte dahi bulundum ki hakkımda yanlış zan ve günaha girmeyin diye.

Şimdi sana burda edep erkan dahilinde anlayacağın dilden cevap vereceğim. Dilerim pek çok kere yapıldığı gibi "Körlerle sağırlar birbirlerini ağırlar" muhabbeti baskın çıkıp bana haksızlık edilmez.
Haksızlık yapanıda, yalan söyleyenide kendimde dahil şimdiden Allah'a havale ediyorum.

Ne diyor Zümer suresi 9, Allah'ın seçkin kullarının bir vasfını açıkça söyledikten sonra "Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olurmu"

Bana Darvin ile ilgili verdiğin örneğe bak.Ben ne zaman atamın maymun olduğunu söyledim ? Benim burcu burcu Allah kokan uyarılarımla senin ne alaka olduğu belli olmayan misalinin ne benzerliği var ? Neden Hak söyleyene kezzap şişesiyle saldırmak yolunu seçiyorsun. Var olduğunu söylediğin bilgi ve ilminle cevap versene.

İSLAM'DA ŞEKİLCİLİK VE BİÇİMCİLİK YOKTUR...

O kadar çok gerçekçi noktalara değindimki.Tahmin etmeme rağmen bütün bu gerçekleri görmemezlikten gelip seni hırçınlaştıran şeyi sen kendin söyle.
Ya da ben kendi tabirimle anlatayım. Birilerinin onun uğruna iktidara parti bile getirdikleri simge için herhalde değilmi ???

Merak etme, uzun sürmeyecek zamanda, Allah'ın bu ülkeye de atacağı dayakların muhatabı simge (sebeplerin temsilcisi) yine aynı olacak, diğer sebeplerse ancak peşinde kuyruk.

Dayak diye ifade ediyorum ama, genelde bütün İslam ülkeleri üzerinde zaten bir haçlı kuşatması var. Haçlı pisliği, dayak diye ifade etmek istediğim, İslam coğrafyasının kan revan olan bölgeleri oluyor.

İspat istiyorsan, kadının örtünmesi konusunda en ileri uçlara vardığı İslam coğrafyasının haline bak.Hepsinin üzerine haçlı pisliği yağmıyormu ??? Henüz yağmayanlarda sırasını bekliyor. Malüm taife yüzünden, ülkemizde bu sırasını bekleyenler arasında maalesef.

Kadının örtünmesiyle ilgili ifrat nerde varsa, orda geri kalmışlıkta o derece mevcut demektir.

İslam coğrafyasının bu ibret dolu hali, en son ve en mükemmel dini (İslam'ı), ona ait olmayan din dışılıkların içine gömmenin, Allah katından pay biçilen ağır ve kahırlı bedelleridir.

Sanılmasınki ben türban takan bacılarımıza karşıyım. Hayır. Ben o örtüleri ve bacılarımızın mağduriyetini kullanıp, sömürüp rant elde eden, ülkenin rejimini yok etmek için her türlü yolu deneyenlere karşıyım.Yoksa kim ne isterse örtünür, hesabı görecek olan Allah'tır.

Her iki kadından biri değilde her üç kadından ikisi dahi o örtüleri örtünse bu onların doğru yolda olduğunu, hak olanı yaptığını ispatlamaz.Kuran ve Allah'ın Resulü senin söylediğinin tam tersini söylüyor farandag kardeşim.
Aşağıda verdiğim ayetleri ve hadisi incelersen ne demek istediğimi daha iyi anlarsın.

Fussilet suresi, 40 : Ayetlerimiz konusunda çarpıtma yapanlar, (Anlam saptıranlar, eğri ile doğruyu birbirine katanlar) bize gizli kalmazlar. Öyleyse ateşin içine bırakılan mı daha hayırlıdır yoksa kıyamet günü güvenle gelen mi? Siz dilediğinizi yapın. Çünkü O yaptıklarınızı gerçekten görendir.

Enam suresi, 53 : Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırılmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir.

Hadis; Ümmetim benden sonra yetmişüç fırkaya ayrılır, bir teki hariç mütebakisi cehennemliktir.



Bu mesaj 3 kez ve en son selman8 tarafından 29.01.2008 - 11:06 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 29.01.2008 - 09:57
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1243 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61370 saniyede açıldı