0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » SIR KAPISI » Islami secen ortodoks Papaz

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Bossi su an offline Bossi  
Islami secen ortodoks Papaz

30 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.06.2005
En Son On: 02.11.2006 - 01:02
Cinsiyeti: ----- 
İslâmı Seçen Ortodoks Papaz
POLOSIN SERGHEYEVICH


Ayten Yadigâr


1956 yılında Moskovadoğdum. Dinsiz bir ailede yetişmeme rağmen, hayatımın hatırlayabildiğim çok erken dönemlerinden itibaren Tanrıya yürekten inanan biri olduğumu söyleyebilirim. Tanrı kavramı benim için bir bilinmezdi belki ancak, Onun her şeye gücü yeten ve kendisine sığınanlara her an yardım etmeye hazır bir Tanrı olduğunu düşünüyordum. Gençlik yıllarımda yüz yüze geldiğim çeşitli zorluklar, benim hayat karşısında ancak bir noktaya kadar güç yetirebileceğimi anlamamı sağladı. Bundan sonra tüm kalbimle Tanrıya yöneldim ve her şey daha iyi olmaya başladı.

Aslında bu süreç doğal olarak gelişti ve Tanrı gerçeğini öğrenmek amacıyla Moskova Devlet Üniversitesi Felsefe Bölümünde okumaya karar verdim. Sosyoloji alanında Max Weberin Kapitalizmim Ruhu teorisinin Eleştirisi adlı bir çalışmam oldu. Bu çalışmamda Protestan reform hareketinin piyasa ekonomisinin gelişmesine etkilerini irdelemeye çalıştım. İşte bu yıllarda ilk kez Kitab-ı Mukaddesi okuma fırsatım oldu.

Ne yazık ki bu okumalarım bende çelişkili bir izlenim bıraktı. Aslında kutsal kitabın bazı kısımları gerçekten Tanrı vahyi gibi görünüyordu, ancak Tanrıya atfedilen bazı kısımlarda insanlığın çoğunluğunu yok etmeye yönelik bir istekten bahsedilmesi veya Tanrının eli, Tanrının vücudu ve Tanrının nesli vesaire gibi ifadelerin yer alması, çelişkili bir durumdu.

Fakat 1970ler Moskovasında komünist ideoloji karşısında tek alternatif Rus Ortodoks Kilisesi idi. Bu nedenle on dokuz yaşında bir genç olarak Ortodoks Katedrali;ne ilk kez geldiğimde eski bir geleneği keşfettiğimi düşünmüş ve Tanrıyı öven Hıristiyan ilahilerinin güzelliğinden çok etkilenmiştim. O anda daha derin ve kapsamlı bir ilahiyat bilgisi almam gerektiğine karar vermiştim. Bu düşüncelerle İlahiyat Fakültesine başladım. Aslında belirli bir dini, bilinçli olarak tercih etmek durumunda değildim. Çünkü Ortodoksluğu kendisiyle mukayese edebileceğim başka bir dinin varlığı söz konusu değildi. Öncelikle Tanrıyı reddeden yanlış bir anlayışa karşı önceden belirlenmiş kesin bir karar almış olmam önemliydi. O sırada mevcut bulunan tek dini müesseseye böylece adım atmış oluyordum.


Hıristiyanlıkın temel esaslarını öğrendikten sonra 1983te rahip oldum. Bulunduğum mevki Tanrı tanımazlık karşısında manevi ve entelektüel mücadeleyi temsil ediyordu. Bu nedenle de kendimi Tanrının bir savaşçısı olarak görüyordum. Fakat ne yazık ki resmen göreve başladığımda ruhsal ve entelektüel görevlerimi yapmak yerine çoğunlukla bâtıl inançları olan insanların istedikleri bir takım ritüelleri yürütmek zorunluluğu ile karşı karşıya kaldım. Bu gibi ritüellerin aslında putpereslik döneminde yapılanlardan anlamca pek farklı olmadıklarını bildiğim halde, bunlardan kaçamadım ve Hıristiyan dini uygulamalarının bir parçası hâline geldim. Bu hâlim ister istemez şahsî inancımla kamusal görevim arasında bir zıtlık meydana getirmişti.

1983 1985 yılları arasında Orta Asya;da çalıştım. Duşanbe şehrindeki görevim sırasında amirlerimce emre itaatsizlik sebebiyle bölgeden uzaklaştırıldım. Burada ilk kez Müslümanlarla karşılaşmıştım ve İslâm kelimesine bir şekilde ilgi duyar olmuştum. Başımdan geçen ilginç bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Bir keresinde iyi giyimli bir Tacik ihtiyar, kiliseme geldi. İnsanlar onun aslında gizli bir şeyh (ermiş ) olduğuna inanıyorlardı. Kısa bir konuşmadan sonra birdenbire Sen Müslüman gözlere sahipsin Müslüman olmak senin kaderin! deyiverdi. Bunlar ne kadar şaşırtıcı ifadelerdi. Bir Ortodoks kilisesinde, bir Ortodoks rahibine söylenen bu sözlere karşı gelmem veya direnç göstermem beklenirdi. Ama hiçbir tepkide bulunmadım. Yaşlı zâtın sözleri âdeta yüreğime işlemişti.

1988 1990 yıllarında ateizmle mücadele artık geçmişin bir meselesi hâline gelmişti. Ortodoks Kilisesi ise daha çok yeni ek binaların yapımı, eğitim alanında daha kâr getiren kural ve düzenlemelerin yapılması gibi işlere öncelik tanır olmuştu. Artık kendimi Tanrının bir savaşçısıymışım gibi hissetmiyordum. Aksine kendisinden sadece sihirli, büyülü törenleri düzenlemesi beklenen bir çeşit resmi sihirbaz veya büyücü konumunda gibiydim. Beni son derece rahatsız eden bu durum nedeniyle 1991de kilise personelinden ayrıldım.

Kilise törenlerinin gerçek inançla ne şekilde örtüştüğünün teolojik bir açıklamasını bulurum düşüncesiyle kilise tarihi, kilise hizmetleri tarihi ve teoloji tarihi gibi ilk dönem Hıristiyan kaynakları üzerinde çalışmaya karar verdim. Bu konularda yaptığım kapsamlı çalışmalar, beni, içerisinde çok miktarda eski putperest ibadet anlayışından alıntılar bulunan Roma Bizans kilise hizmetlerine şüphe ile bakma noktasına getirdi. Bunu anladıktan sonra 1995 yılında tamamen kilise görevinden ayrıldım.

Hz. İsaya atfedilen ulûhiyet, tek ve bir Tanrı inancını anlamayı ne kadar zorlaştırıyordu. Oysa bu son derece basit ve net bir prensipti. O zamanlar İslâm gerçeğini tam olarak bilmiyordum. Çünkü elimde bulunan Krachkovskinin Rusça Kuran meali yanlışlarla doluydu. Daha sonra Kuran hakkında genel bir bilgi ve İslâmın Hz. İsa yorumu ile zenginleştirilmiş olan Porokhovayanın açıklamalı mealini okuduğumda İslâma dair bütün şüphe ve tereddütlerim sona erdi. Esirgeyen ve Bağışlayan Allah bu yolda ilerlemem için bana güç verdi ve sonunda eşimle birlikte Tek bir Allaha inandığımızı kamuoyuna açıkladık. Zaten son nebi Hz. Muhammed (SAV) tüm insanların İslâm üzere doğduklarını bildirmiyor mu? Bizler de yetiştirilme tarzımız nedeniyle fıtratımızdan bir süre uzak yaşamıştık. Ama sonuçta Allahın yardımıyla doğru yola eriştirilmiştik. Elhamdülillahi Rabbil Âlemin.
Ekleme Tarihi: 28.06.2005 - 05:21
Bu mesajı bildir   Bossi üyenin diğer mesajları Bossi`in Profili Bossi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KIRMIZIGuL su an offline KIRMIZIGuL  

540 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.03.2004
En Son On: 20.07.2007 - 21:39
Cinsiyeti: Bayan 
s.a. kardesim...


Allah c.c. razi olsun bu yaziyi bizlerle paylastiginiz icin. Mevla istedikten sonra papaza bile iman veriyor...


selam ve dua ile..
Ekleme Tarihi: 28.06.2005 - 10:37
Bu mesajı bildir   KIRMIZIGuL üyenin diğer mesajları KIRMIZIGuL`in Profili KIRMIZIGuL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1215 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
zec (53), yesil07 (39), volkansav52 (40), bebecik1974 (50), mcamlica (38), serdar414 (47), musoylemez (56), KalpYapalim (32), gurbat (62), yasen (47), yilmaz (63), kenzularsh (40), srknsrt (51), puma (54), mazpolat (67), pskofb (38), akaasa (49), oguzy (74), arkadasim (51), Mecnun2000 (55), sarenge (44), SarCopTeS (43), halil40 (36), belan08 (47), halil_10 (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.82406 saniyede açıldı