0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » FATIHA SURESININ TEFSIRI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
fazilbey su an offline fazilbey  
FATIHA SURESININ TEFSIRI

32 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.10.2005
En Son On: 11.11.2005 - 20:45
Cinsiyeti: Erkek 



FATİHA SÛRESİ


Bismillahirrrahmenirrahim


Mekke'de nazil olmuştur. 7 âyettir.

1. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

2. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.
3. O, Rahman ve Rahîm'dir.

4. Ceza gününün mâlikidir.

5. (Ey Allah'ım!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.

6. Bize doğru yolu göster.
7. Kendilerine ihsanda bulunduğun kimselerin yolunu, gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! (Fi zilalil Kur'an)


Sûreyi Takdim ve inis sebebi:



Bu mübarek sûre Mekke'de inmiştir. Ayetlerinin yedi olduğunda icmaa vardır. Kur'an-ı Kerîm'e bu sûre ile başlandığı için "el-Fatiha (açan)" diye isim verilmiştir. İniş itibariyle olmasa da tertib itibariyle Kur'an'in ilk süresidir.Fatiha kısa ve veciz olmasına rağmen Kur'an-ı Kerîm'in bütün mânâlarını ihtiva eder ve özet olarak onun esas maksatlarını kapsar. Dinin esaslarını ve teferruatını içine alır. İtikad, ibadet ve muamelatı, âhirete ve Allah'ın güzel sıfatlarına imanı, yalnız O'na ibadet etme, O'ndan yardım dileme ve O'na dua etmeyi; imânda ve sâlihlerin yolunu tutmada sabit kılması gazaba uğramışların ve sapmışların yolundan sakındırması için, O'na yalvarmayı ihtiva eder. Ayrıca bu sûrede geçmiş toplumlara dair haberler, bahtiyar kimselerin yükseleceği mevkiler, bedbaht kimselerin düşeceği kötü durumlar hakkında bilgi vardır. Yine bu sûrede Allah'ın emrine uyma, nehyinden sakınmadan bahsedilir. Bunların dışında bu sûrede daha birçok maksat, gaye ve hedefler vardır.

Fatiha sûresi diğer sûrelerin aslı durumundadır. Bundan dolayı buna "Ümmü'l-Kitab (Kitab'm anası)" denilir. Çünkü bu sûre kitab'in esas maksatlarını kendisinde toplamıştır.


İstiâzenin (Eûzu'nun) Tefsiri:



Kovulmuş olan Şeytandan Allah'a sığınırım.

İnatçı ve kibirli olan şeytanın din ve dünya işleriyle ilgili hususlarda bana zarar vermesinden veya yapmakla emrolunduğum şeylerden beni alıkoymasından Allah'a sığınır ve O'nun yardımıyle korunurum. Şeytanın arkadan çekiştirmesi, yüze karşı alay etmesi ve vesvese vermesinden de yine her şeyi yaratan, işiten ve bilen Allah'a sığınırım. Çünkü onun insan­lara zarar vermesini âlemlerin Rabbi olan Allah'tan başkası önleyemez. Hadiste rivayet edildiğine göre Peygamber Efendimiz (s.a.v.), gece namaz kılmaya kalktığında tekbir ile namazına başlar, sonra şöyle derdi: "Kovul­muş Şeytan'dan, O'nun arkadan çekiştirmesinden ve vesvesesinden herşeyi işiten ve bilen Allah'a sığınırım.


Besmelenin Tefsiri:



Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla

Bütün işlerimde Allah'tan yardım dileyerek ve sadece O'ndan medet umarak, herşeyden önce O'nun adıyla ve zikriyle başlarım.Çünkü O Rab'tır, itaata layık olan yalnız O'dur. O, lütuf ve kerem sahibidir, rahmeti engin, lütuf ve, ihsanı boldur, rahmeti herşeyi kuşatan ve lütfü bütün mahlukatı kapsayandır.
(M. Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir)


Bir Hatirlatma:



Allah kendisinden yardım ve başarı dilemeleri ve putperestlere muhale­fet etmeleri için, müslümanlarm, sözlerine ve işlerine besmele ile başlamalarını öğretmek maksadıyla Fatiha sûresine ve Tevbe sûresi hâriç bütün Kur'an sûrelerine besmele âyetiyle başladı. Çünkü putperestler işlerine ilahlarının ve tağutlarımn adıyla başlarlar ve: "Lât'in adiyle...", veya "Uzzâ'nm adiyle...", veya "Şa'bin adiyle..." veya "Hübel'in adiyle başlarım" derlerdi. Taberî şöyle der:

"Zikri yüce ve isimleri mukaddes olan Allah, peygamberi Muhammed (s.a.v.)'i, bütün işlerinde, önce kendisinin güzel isimlerini zikretmeyi öğre­terek yetiştirdi. Bunu, bütün mahlukatı için, uyacakları bir sünnet ve takip edecekleri bir yol kıldı. Bir kimsenin, bir sûreyi okumak istediğinde demesi, onun maksadının, "Allah'ın adiyle okuyorum" demek olduğunu gösterir. Diğer işlerde de durum aynıdır.

Fatiha Suresi'nin Fazileti:


a) Ahmed b. Hanbel'in, Müsned'inde rivayet ettiğine göre, Übeyy b. Ka'b Fatiha sûresini Rasulullah (s.a.v.)'a okumuş, bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Nefsimi kudret elinde tutan Allah'a andolsun ki, bu okuduğunun bir benzeri ne Tevrat'ta, ne İncil'de, ne Zebur'da ve ne de Kur'an'da indirilmiştir. O seb'ul-mesânî (tekrarlanan yedi âyet) ve bana ve­rilen yüce Kur'an'dır" . Bu hadis-i şerif, Hicr sûresi'nde bulunan "Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi (âyeti) ve bu'yüce Kur'an'ı verdik. mealin­deki âyete işaret etmektedir.

b) Buhârî'nin Sahîhi'nde de şöyle rivayet edilmiştir:

Rasulullah (s.a.v.), Ebu Said b. el-Muallâ'ya şöyle dedi:"Sana öyle bir sûre öğreteceğim ki o, Kur'an'daki sûrelerin en büyüğüdür: diye başlayan Fatiha süresidir. O, Seb'ul-mesânî ve bana verilen yüce Kur'an'dır.

Fatiha Sûresi'nin İsimleri:


Bu sûreye el-Fâtiha, Ümmü'l-Kitâb, es-Seb'ul-mesâni, eş-Şâfiye, el-Vâfiye, el-Kâfiye, el-Esâs ve el-Hamd isimleri verilmişitr. AUâme Kurtubî bu İsimleri tefsirinde saymış ve bu sûrenin oniki İsminin olduğunu söylemiştir.

Sûrenin Tefsiri:


Yüce Allah, lâyık olduğu şekilde kendisine nasıl hamd etmemiz, O'nu nasıl takdis etmemiz ve ne şekilde övmemiz gerektiğini bize bu sûreyle öğretti ve şöyle buyurdu;

1. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

2. Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.Yani, ey kullarım ! Bana şükretmek ve beni övmek istediğinizde "elhamdülillah" deyin. Size olan lütuf ve ihsanımdan dolayı bana şükredin. Çünkü ben azamet, şeref ve şan sahibi olan Allah'ım. Yaratmak ve icat etmek bana mahsustur. Ben insanların, cinlerin, meleklerin, göklerin ve yerlerin Rabbiyim. O halde övgü ve şükür, diğer tanrılara değil âlemlerin Rabbi olan Al­lah'a mahsustur.

3. Rahman ve rahimdir" O, rahmeti herşeyi kapsayan ve lutfu bütün mahlukata şamil olandır. Zira O, kullarına, onları yaratmak, azıklarım vermek ve onlara dünya ve ahiret mutluluğuna götüren yolu göstermek lütfunda bulunmuştur. O, yüce rahmeti büyük ve ihsanı devamlı olan Rabb'dır.

4. Ceza gününün mâlikidir"Yüce Allah, ceza ve hesabın mâlikidir. Ceza gününde, kendi mülkünde tasarrufta bulunan bir mülk sahi­bi gibi tasarrufta bulunacaktır. "O gün, hiçkimse başkası için hiçbir şeye (fayda ya da zarar verme gücüne) sahip değildir. O gün, herkesin işi Allah'a kalmıştır.

5. (Ey Allah'ım!)ancak sana kulluk eder ve yalnız senden medet umarız. Ey Allah'ım sadece sana ibadet ederiz. Sadece sen­den yardım isteriz. Senden başka hiçkimseye kulluk etmeyiz. Sadece sana boyun eğer, itaat eder ve sadece sana karşı huşu ve tevazu gösteririz. Ey Rabbimiz! sana itaat etmek ve senin rızanı elde etmek için yalnız senden yardım isteriz. Çünkü her türlü tazim ve hürmete sen layıksın. Bize yardım etme gücüne senden başka kimse sahip değildir.

6. Bize doğru yolu göster."Yani Ey Rabbimiz! Bize doğru yolunu ve hak dinini göster ve bizi ona ilet. Bizi, nebilerine , ra-sullerine ve son peygamberine gönderdiğin İslâm dini üzere sabit kıl. Bizi, sana yakın olan kimselerin yoluna girenlerden eyle.

7- Kendilerine ihsan ve ikramda bulunduğun yani, peygamberlerin, sıddıklarm, şehidlerin ve salihlerin yoluna girenlerden eyle. Onlar ne güzel arkadaştır. Ey Allah'ım! Bizi, doğru yoldan çıkan ve eğri yola giren düşmanlarının zümresine katma. Yani bizi, senin gazabına uğramış olan yahudilerin veya hak yoldan sapmış olan h iristi yani arın zümresine katma. Çünkü onlar se­nin mukaddes şeriatından çıktılar ve böylece gazaba ve ebedî lanete mûstehak oldular. Allah'ım duamızı kabul et.

Hatime (Sanuc)


Fatihâ-i Şerifenin Kudsî Sırları:


İslâm şehidi Hasan el-Bennâ, "Tefsire Giriş" adlı değerli risalesinde şöyle der: Şüphe yok ki, kim Fatihâ-i şerife üzerinde düşünürse, onda kişiyi hayrete düşüren ve kalbini aydınlatan engin mânâları, o mânâların güzelliklerini, parlak ve üstün bir uyum görür. Kişi, herşeyde rahmetinin yeni yeni eserlerini meydana çıkaran bir rahmet sıfatiyle vasıflanmış olan Allah'ın adını anarak ve ondan bereket umarak diye başlar. Bu mânâyı hissedip onu ruhunda yücelttiği zaman, bu Yüce İlâh'a hamd gaye­siyle dilinden lafızları dökülür. Bu lafızlar ona, Allah'ın ni­metinin büyüklüğüne, lütuf ve keremine ve bütün âlemlerin beslenip büyütülmesinde görülen güzel nimetlerine karşılık hamdetmeyi hatırlatır da kişi, bu uçsuz bucaksız okyanus üzerinde tefekkür eder. Sonra yeniden, bu bol bol nimetlerin ve bu yüce terbiyenin bir teşvik ve korkutma arzusundan değil de, bir lütuf ve merhametten kaynaklandığını hatırlar. Böylece ikinci defa sıfatın adaletle birleştirmesi ve lütuftan sonra hesabı hatırlatması, bu Yüce İlâh'in kemâlini gösterir. O, sürekli yenilenen bol merhameti ile birlikte, din gününde kullarına yaptıklarının karşılığını verecek, mahlukatmı hesaba çekecektir. "O gün hiçkimse, başkası için hiçbir şeye (fayda ya da zarar verme gücüne) sahip değildir. O gün herkesin işi Allah'a kalmıştır.

O'nun mahlukatmı terbiye etmesi; rahmetiyle teşvik ve adalet ve he­saba çekmesiyle korkutma esasına dayanmaktadır. Bu sebeple "ceza günün sahibi" buyurulmuştur. Durum böyle olunca, kul, hayrı ve kur­tuluş çarelerini araştırmakla mükellef olmuştur. Kulun, bu durumda kendi­sini doğru yola iletecek ve sırat-ı müştekimi gösterecek bir kılavuza şiddet le ihtiyacı vardır. Bu kılavuzluğu yapmaya onun yaratıcısından ve mev-lasmdan daha uygunu yoktur. Öyleyse O'na sığmmalı, O'na dayanmalı ve "Yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım iste­riz" diyerek O'na seslenmelidir. Lütfü ile, kendisini doğru yola, yani hakkı hak bilerek ona tabi olmayı ihsan ettiği kimselerin yoluna iletmesini iste­melidir.

Daha önce lutfuna mazhar olup da kadrini bilmeyerek ve hidayete ermişken tekrar dönerek gazabına uğrayanların ve şaşkın sapıkların yoluna iletmemesini istemelidir. Çünkü bunlar haktan sapan veya hakka ulaşmak istedikleri halde ona ulaşamayan kimselerdir. Allah'ım, duamızı kabul et.

Şüphesiz ki kelimesi, son derece güzel bir beraat-ı makta' yani bitiriştir. Böyle bir güzel sonucu ve dua etmek için Allah'a yönelmeye Fa­tihâ-i şerifeden daha uygun ne olabilir? Sen bu âyet-i kerimelerin manaları arasında gördüğünden daha ince bir uygunluk veya daha sağlam bir irtibat gördün mü? Sen, o güzelik vadilerinde şaşkın şaşkın dolaşırken Rasulullah (s.a.v.)'m Rabbinden rivayet ettiği şu kudsî hadisi hatırla: "Namazı, kulum­la kendi aramda ikiye böldüm. Kuluma istediği verilecektir... " ve bu te­fekkür ve Allah'ın bu ihsanını devam ettir. Namazda ve namaz dışında ağır ağır, huşu ve huzur içerisinde okumaya ve âyet sonlarında durmaya çalış. Zorlanmadan ve teğanni yapmadan, mânâyı ihmal edecek şekilde lafızlarla meşgul olmadan tecvid ve nağmelerle tilavetin hakkını ver. Çünkü bu şekilde okumak manayı anlamaya yardımcı olur ve kurumuş olan göz yaşlarını harekete geçirir. Kalbe, tefekkür ve huşu içerisinde Kur'an okumaktan daha faydalı hiçbir şey yoktur.
(Safvetuttefasir/Muhammed Ali Sabuni)

Hamd ile Sukur Arasindaki Fark:


Hamd etmek sukretmeye gore daha genel bir tesekkur tarzidir. Allah'u Tela'ya tesekkur etmek icin hamd ve sukur sozcuklerininin her ikisnide kullanabiliriz ama insanlara ve diger mahlukata karsi tesekkur etmek icin hamd kelimesi kullanilamaz. Hamd kelimesine layik olan tek varlik Allah'u Tealadir. Cunku O bize verdigi nimetleri yoktan var ederek vermistir. Butun nimetlerin asil sahibidir. Onun icin tek Hamd etme makamida O'dur. Sanirim haytinizin akisi icerisnde size yardimci olan ve izzet ikramlarda bulunan hic bir dostunuza hamd olsun sana diye bir tesekkur ifadesi kullanmamissinizdir. En guzel tesekkur sozcuklerini siralayip kullanirsiniz ama hamd sozcugunu kullanmazsiniz. Neden kullanmadiginizin farkinda degilsinizdir belki ama, bizlere ogretilen gelenek bu sekildedir. Bu gelenegin dayandigi temelde yukarida anlatmaya calsitigimiz durumla alakalidir.

Yuce Rabbimizin izniyle en özet sekliyle Fatiha suresininde tefsirini tamamlamis olduk.
Rabbim bizlere okumayi,anlayip vehmetmeyi ve yasamayi nasip eylesin

Selam ve dua ile
Allah'a emanet olun




Bu mesaj 3 kez ve en son fazilbey tarafından 26.10.2005 - 23:06 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.10.2005 - 23:02
Bu mesajı bildir   fazilbey üyenin diğer mesajları fazilbey`in Profili fazilbey Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ebu Huzeyfe su an offline Ebu Huzeyfe  
Themenicon    BESMELE?

236 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.03.2004
En Son On: 21.01.2007 - 21:33
Cinsiyeti: Erkek 
Besmele Hanefilerde Fatihadan bir ayet olmadığı halde neden ondan bir ayetmiş gibi aktardınız? doğrusu tam anlayamadım. telaşlı
Ekleme Tarihi: 12.11.2005 - 09:05
Bu mesajı bildir   Ebu Huzeyfe üyenin diğer mesajları Ebu Huzeyfe`in Profili Ebu Huzeyfe Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1166 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
bahar61 (48), ebrar22 (52), muzo 02 (53), abdulberr (57), Sakarya5461 (54), canan85 (39), Abdulkadir056 (27), Alaaddin_E (51), betus86 (38), zeynepcik (41), halebi (40), ammarh. (58), hatice gönül (39), karamurad (57), erens (42), ZeYD-CaN (37), pazarci (40), bkaya85 (39), can38 ()
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59838 saniyede açıldı