0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » AĞLATAN SESSİZLİK

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Yusuflu su an offline Yusuflu  
AĞLATAN SESSİZLİK

428 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.06.2005
En Son On: 25.11.2007 - 19:27
Cinsiyeti: ----- 
AĞLATAN SESSİZLİK

Selma, 6 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu, bana geldiğinde 8
yaşındaydı. Selma'nın onu psikolojik olarak susmaya iten, seçici
konuşmazlık dediğimiz sürece getiren olaylar beş yaşındayken Selma, beş
kardeşi, anne ve babasıyla kendi alinde normal bi yasam
sürerken bir gün annesi hastalanıyor. O dönemlerde beş yaşlarında.
Kendisinden büyük iki abla, bir ağabey ve kendisinden küçük iki kardeş
daha var..


Küçük kardeşin yeni doğduğu dönemde anne ciddi sağlık sorunlarıyla
karşılaşıyor. Uzun süre tedavi görüyor. Yoğun uğraşılara rağmen
iyileşmiyor. Hastane ortamından evine gidip son günlerini evinde huzur
içinde yaşasın diye doktorlar tarafından eve gönderiliyor.


Birkaç ay evde babaanne , hala ve benzeri yakın akrabaların
yardımıyla yaşatılıyor. Birgün hayata gözlerini kapatıyor. Anneye en
fazla ihtiyaç duyulan dönemde anne, Selma'nın hayatından çıkıp gidiyor.


Aradan 1,5 yıl geçiyor. Kendi hallerinde bir şekilde yaşamaya
alışıyorlar. Büyük kızlar evde yemek yapıp, en küçük çocuklara annelik
yaparken, Selma babasıyla birlikte dükkanda çalışıyor. Dükkanları evin
hemen alt katında olduğu için baba endişe duymadan iş hayatına devam
ediyor. Çocuklarını kimseye muhtac etmeden yük etmeden idare ediyor.


Bir gün ablalar ve ağabey, kardeşlerini alarak yakın akrabalarına
gidiyorlar. Selma babasının yanından ayrılmıyor. Çok ısrar ediyorlar
istemedigi için gitmiyor. Babası da gitmemesine ses çıkarmıyor. Öğleden
sonra baba kız dükkanı temizlemeye başlıyorlar. Selma babasının istediği
gibi her yeri bi güzel temizleyip süpürüyor. Daha sonra radyoyu açıyor.
Müzik dinlemeye başlıyor. Ancak dışardan gelen sesler nedeniyle müziği
duyamadığı için, sesini iyice açıyor. Babası da başının ağrıdığını
söyleyerek müziğin sesini kısmasını istiyor. Selma, babasının
söylediğini duymamış gibi yapıyor. Hani çocuklar sıklıkla yaparlar ya..
Bir süre sonra babası, başının çok ağrıdığını söylüyor. Yüzü asılıyor.
Selma, gidip gelip babayı kontrol ediyor baş ağrısı geçti mi diye.
Babası baş agrısına dayanamayarak eve ilaç almaya çıkıyor. Sıcaktan
bunaldığını, kendini kötü hissettiğini söylüyor. Dükkana dikkat etmesini
hemen bi ağrı kesici alıp geleceğini de ekliyor. Eve çıkıyor. Aradan
epey zaman geçmesine rağmen baba yok. Bekliyor baba yok. Merak edip
yukarıya babasına bakmaya çıkıyor. Eve giriyor. Babasına sesleniyor.
Cevap yok. Tam oturma odasına giriyor ki babası o anda Selmanın gözleri
önünde kalp krizi geçirmeye başlıyor. Selma babasının çırpınmalarına,
yerde yuvarlanmalarına, halıyı tırmalamasına...vs. şahit oluyor. Babası
son nefesini verip yerde cansız yatarken , uyandırmaya çalışıyor. Babası
uyanmıyor....Camdan aşağı doğru bağırmaya başlıyor: "İmdat.. Babama
bişey oldu... Yardım edin!.."kısa süre içinde ev mahalle halkıyla
doluyor...cenaze işlemleri bitince 1,5 yıl önce anneleri ölen bu altı
kardeşin ne olacağı tartışması başlıyor.. kimi "yanımıza alalım" , kimi
"yuvaya verelim", kimi de "hepsine birden nsıl bakacağız" diyor. En
sonunda akrabalar aralarında anlaşıyorlar."herbirimiz birisini alalım."
Böylece çocuklar yurtlarda perişan olmaz, arada sırada da olsa
birbirlerini görürler. Diye düşünüyorlar. Selma' yı çok sevdiği halası
alıyor. İki yıldır Selma yanlarında ve hiç konuşmuyor.


Duyduklarım beni çok etkilemişti. Daha önce gidilen uzmanların isimleri
beni endişelendirmişti. Bir yandan da bir şeyler yapabilirim belki diye
düşünmeden edemiyordum. Hikayesinden çok etkilendigim bu kızı merakla
bekliyordum. Halası olan biteni tek tek anlattı. "Gelinimiz ve
ağabeyimin ölümünden sonra bende Selmayı aldım, ama onu bir türlü mutlu
edemedik. İki yıldır yüzü hiç gülmüyor. Kendiliğinden hiç bir şey
yapmıyor. Sadece konuşmasa neyse ama sanki kurulmuş bir robot
gibi.örneğin sofraya oturup yemek yiyeceğiz ." Hadi Selma sofraya otur!"
diyoruz oturuyor. Hadi Selma artık kalkabilirsin demeden kalkmıyor.
Önceleri aldırmadık. Baktık olmadı karşımıza aldık uzun uzun konuştuk
anlattık. Ona evimizin bi kızı oldugunu, evdeki herkes kadar her şeye
hakkı oldugunu... hiçbirisi fayda etmedi. Zamanla öfkelenip inadını
kırmak için bazı taktikler uygulamaya başladık. Sofra hazır olunca gel
otur demedik, aç kaldıgı günler oldu. Yada artık kalkabilirsin demedik
saatlerce sofrada oturdu. Hadi artık uyu demedik , sabaha kadar koltukta
öyle oturdu. Vicdanın yoksa söyleme..."


Onunla yaptığım ilk seans dün gibi aklımda. Hal hareketleri
dinlemiyormuş gibi ama tüm alıcılarını bana cevirdiğini hissettiğim
tavırları.


- Biliyormusun ben seni çok sevdim
- .....
- Vallahi çok ciddiyim, çok sevdim.
- ....
- Ne güzel hiç konuşmuyorsun, diğer çocuklar gibi kafamı şişirmiyorsun
Gözlerimin içine bakıp gülümsemesini saklamak ister gibi dudaklarını
ısırarak başını salladı.
- Biliyormusun bazen çocukların hayatlarında bazı şeyler yolunda
gitmiyor, benim işimse bunları yoluna koymak. Beni dinlediğini biliyorum
hatta benimle konustugunu bile hissediyorum. Çocuklar benden yardım
isterler, ben de onara yardım ederim. Bu hep böyle oldu.


- ......
- Ama şu an işler değişti. Sana yardım etmeyi ben istiyorum. Eğer bana
yardım edersen , izin verirsen seni susturan şeyin ne oldugunu bulurum.
Gerçekten... inan bana...izin verirmisin?
Başını salladı! Evet başını salladı!
- Elimde bazı resimler var, o resimleri cocuklara gösteriyorum onlarda
bana resimlerle ilgili hikayeler anlatıyorlar. Onlar bana hikaye
anlatınca ben de onların mutlu olmasını sağlıyorum. Yani bütün sır
hikayede. ....Biliyorum sen konuşmuyorsun. Ama hikaye anlatmak istersen,
konustugunu kimseye söylemem. Bu ikimizin sırrı olur. Anlaştık mı?
Bir süre düşündü. Başını saga sola salladı. Evetle hayır arasında gidip
geliyordu. Birden evet anlamına gelecek şekilde başını salladı.
Karşımdaydı... ben ona resimler gösteriyordum oda bana hikayeler
anlatıyordu. İşimiz bittiğinde ona çok teşekür ettim. Anlattıklarını
analiz etmeye bile gerek yoktu. O kadar saf, o kadar temiz, o kadar
kendi hikayesini anlatmıştı ki...
Selma'nın bilinçaltı karmakarışıktı. İşte Selma'nın analizden geçmesine
bile gerek bırakmayan, halasını dinlerken gözyaslarına boğan, beni
analiz yaparken hıçkırıklara boğan hikayesi...


" Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar bir ülke varmış. Bu ülkede anne
babasıyla yaşayan çok mutlu çocuklar varmış. Çocuklar kardeş kardeş hep
oynarlarmış, anne babaları onlara hiç kızmazlarmış. Bir gün bu
çocukların annesi hastalanmış. Çocuklar çok üzülmüş. Ama kimse
çocukların üzüldüğünü anlamamış. Anneyi hep hastaneye götürmüşler.
İlaçlar vermişler.hemde acı acı ilaçlar. Anne, sırf çocuklarını yalnız
bırakmamak için içmiş bütün o acı ilaçları. Çocuklara hep annelerinin
iyileşeceği söylenmiş. Bir gün anneyi eve getirmişler. Çocuklar anne
geldi diye çok mutlu olmuşlar. Anne hep yatakta yatmaya başlamış.artık
cocuklarına yemekler yapmıyormuş. Çocuklar çok üzülmüşler. Annlerinin
yanında oyunlar oynamaya başlamışlar. Annalerinin yanında niye
oynuyorlarmış biliyormusun ? Anneleri eğlensin diye. Ama babaanneleri
hep kızıyormuş onlara. Gürültü yapıp durmayın. Anneniz zaten sizin
yüzünüzden hastalandı diye.çocuklar çok yaramazlık yaptı diye anne
hastalanmış meger. Çocuklar da anne iyileşsin diye onu eğlendirmek
istiyorlarmış ama kimse nlamıyormuş.herkes çocuklarını azarlayınca
anneleri de cok üzülüyormuş..Birgün anne ölmüş. Herkes ağlamış. Çocuklar
annenin neden öldüğünü anlamış.Yaramazlık yaptılar diye. Çocuklar evde
babalarıyla yaşamaya başlamışlar. Bir gün anane gelip yemek yaparken,
çocuklar gürültü yapmışlar. Anneanne onlara kızmış"kızım sizin
yüzünüzden hasta oldu. Hiç annenizin sözünü dinlemediniz hasta ettiniz
kızımı. Sizin yüzünüzden de öldü. Sözümü dinlemeyip gürültü yapar, çok
konuşursanız beni de öldürüp ortada kalacaksınız. Kim bakacak size?"
demiş. Bir gün Selma , babasıyla dükkanda oturuyormuş. Ablaları
kardeşleri amcalarına gitmişler.selma babasının yanından ayrılmak
istememiş. Hiç gürültü yapmadan hep babasına yardım ediyormuş. Anneleri
çocuklar evde yokken hastalanmış ya. Babası yalnız kalır hastalanır diye
yalnız bırakmak istemiyormus. Babaları çocuklarını hiç kızmıyormuş
zaten. Gürültü yaptıklarında bile..


Selma dükkanda babasın ayardım etmiş, her yeri mis gibi yapmış. Elleri
de acımış biraz. Radyoyu açmış. Babasının başı ağrımış. Kızım kapat
şunun sesini demiş. Selma duymuş ama duymamazlıktan gelmiş. En sevdiği
müzikler varmış. Babası biraz sonra eve gitmiş. İlaç alıp gelecekmiş.
Gitmiş gelmemiş. Selma'nın hemen aklına anneannesiyle babaannesinin
söyledikleri gelmiş. Annesi zaten cocukların yaramazlıgı yüzünden
ölmüştü ya. Selma çok korkmuş eve çıkmış. Babasını aramış. Odaya girince
bi bakmış, babası bişeyler yapıyor. Selma çok korkmuş. Babası Selmaya
git der gibi işaretler yapmış. Selma gitmemiş. Babası yerde uyumaya
başlayınca uyandırmaya çalışmış. Uyandıramayınca ağlamaya başlayıp
komşuları çağırmış. Sonra ev kalabalık olmuş. Selma kimseye söyleyememiş
ama çok üzülmüş.. babası git dediği halde gitmemiş. Yine babasının
sözünü dinlememiş. Eger gitseydi, müziğin sesini açıp babasının başını
ağrıtmasaydı babası ölmeyecekti. Selma'nın yüzünden öldü. Sonra
akrabalar çocukları paylaşmışlar. Selma ablalarından ayrılmak istememiş.
Küçük kardeşini de çok seviyormuş. Halası yanına gelip "kızım sen artık
benim kızımsın bizimle yaşayacaksın" demiş. Selma çok mutlu olmuş. Öyle
mutlu olmuş ki, halasını çok seviyormuş, istediği zaman kardeşlerime
götürüler diye düşünmüş.. Halasının evine gidince artık bunlar benim
yeni anne babam demiş kendi kendine. Ama birden korkmaya başlamış.
"Annemle babamı ben öldürdüm.Yaramazlık yaptım sözlerini dinlemedim.
Yeni annemi babamı çok seviyorum.Ya onlara da bişey olursa ben ne
yaparım.?" Sonra aklına bişey gelmiş. Gece yatmadan önce yatağının
başucuna oturup dua etmeye başlamş. "Allahım .. ben çok yaramaz bir
kızım. Annem babam benim yüzümden öldü. Halamlar çok iyi insanlar. Ne
olur benim yüzümden onları da yanına alma.Eğer onları da alırsan ben
kimin yanında kalırım? Ne olur Allahım bana yardım et. Hiç konuşmamam
için bana yardım et. Ne zaman gürültü yapıp söz dinlemesem annem babam
ölüyor. Hep susmam için bana yardım et Allahım. Ne söylerlerse
yapacağım, onlar söylemeden hiç bişey yapmayacağım...ne olur onları
benden alma!.." O günden sonra Selma hiç konuşmamış. Gülmemiş. Eğer
gülersem evde gürültü olur, başları ağrıyıp ölürler diye korkmuş. Hep
susmuş.. Hikayesi bitince Selma gözlerimin içine baktı ve ekledi;
"Biliyormusun? Hala her gece dua ediyorum. Allahım nolur konusmayayım.,
konusmamam için bana yardım et! Diye. Bazen çok mutlu oluyorum.O zaman
çok korkuyorum sevinçten çığlık atarım da gürültü olur, annem ölür diye"


O küçük bedeniyle ne kadar büyük bir görev üstlenmişti. Kaçımız en
konuşkan, en geveze çağımızda kendimizi susturmayı başarabiliriz ki?
Kaçımız bir dondurma alındıgında bile sevinç çığlıkları atabilecekken,
bu yogun duyguyu bastırıp susmaya devam edebiliriz ki ? Kaçımız? Bu
kadar sevilmek... bu kadar değer verilmek...
Psikolog / Psikoterapist
Mehtap Kayaoğlu
Öpücük kutusu adlı kitabından

Ekleme Tarihi: 16.10.2006 - 15:45
Bu mesajı bildir   Yusuflu üyenin diğer mesajları Yusuflu`in Profili Yusuflu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Son-GüL su an offline Son-GüL  

1125 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.05.2006
En Son On: 17.03.2011 - 16:54
Cinsiyeti: Bayan 
Mendilli Mendilli Mendilli

Bi çocuk kadar olamıyoruz,annemizin babamızın kıymetini bilemiyoruzz...

Mendilli
Ekleme Tarihi: 16.10.2006 - 16:16
Bu mesajı bildir   Son-GüL üyenin diğer mesajları Son-GüL`in Profili Son-GüL Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
astaravista253 su an offline astaravista253  
RE:

791 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 10.06.2009 - 11:40
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı Songul

Mendilli Mendilli Mendilli

Bi çocuk kadar olamıyoruz,annemizin babamızın kıymetini bilemiyoruzz...

Mendilli


Ekleme Tarihi: 12.11.2006 - 20:19
Bu mesajı bildir   astaravista253 üyenin diğer mesajları astaravista253`in Profili astaravista253 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1322 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.92106 saniyede açıldı