0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Kutlu Dogum Öncesi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Ulema su an offline Ulema  
Kutlu Dogum Öncesi

15 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.03.2007
En Son On: 29.05.2007 - 21:43
Cinsiyeti: ----- 

Vahyin ortaya koyduğu peygamber; güllerle ifade edilen bir peygamber değildir. O Muhammed
Sallallahu Aleyhi ve Sellem güllerin efendisi de değildir. O çiçeklerle ifade edilemez. Onun mesajı bir gül gibi belli bir dönemde açıp kokusunu salan sonra da kuruyup giden bir mesaj değildir.


Tevhid düşüncesi; beşerin pratik hayattaki ifade dilinin vahyî olmasını benimser. Hayata dair tüm tanımlar, ifade açılımlarında mihenk; "Urvetü'lVuska" olan Kur'an olmalıdır. Tüm beşerî kavramlar doğar, büyür ve ölür. Dolayısıyla sözde olan bu medeniyetler de tarihin sayfalarında, satırlarda kalır. Ama evrensel olan Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın sözleri ölümsüzdür. Vahyin ortaya koyduğu kavramlar; esasen beşer fıtratının dilidir. Beşeriyet bu düşünce biçimine, bu ifade ve eylem diline muhtaçtır. Biz muvahhidî bireyler olarak tüm tanımlarımızı, kavramlarımızı azık bilinciyle Kur'an'dan alırız. Onunla sağlaması yapılmamış hiçbir düşünce, eylem biçimine itibar etmeyiz. Sözlerin en güzeli olan vahye tâbi oluruz. Vahiy bizim her şeyimizdir. Resûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem her şeyimizdir. Küresel istikbarî güçlerin tüm plan ve programları Kur'an mektebine öğrenci olabilenlerin idrakleri dâhilindedir. Çünkü Kur'an, şeytan ve dostlarının muvahhidlere tüm yaklaşım biçimlerini tarihin derinliklerinden, peygamberlerin mücadeleleriyle bizlere örnekler, yol gösterip, dikkatlerimizi çeker.
Yaşadığımız zamanın emperyalist sömürgeci devletleri pratik hayatlarındaki din olgusunu nasıl seküler bir biçimde, protestanlaştırdıysa aynı şekilde Müslüman halklar üzerinde de bu geleneğini sürdürüp bu süreci işletmek istemektedir. Ehli kitabın peygamberlerini pratik hayattan uzaklaştırma, dini belli zaman ve [H3]mekânlara has kılma düşüncesi bugün de sahneye konulmak, peygamber bilinci ki, dinin hayata aktarılmasında olmazsa olmazımızdır. İsa Aleyhisselâm'ın, Musa Aleyhisselâm'ın hayatına dair takınılan tavırlar, Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem için de estirilmek istenmektedir. Biz muvahhidler Peygamber tasavvurumuzu vahiyden alırız. Vahye rağmen bir Resûl geliştiremeyiz. Kur'anî olan Resûl tasavvuru, direniş bilinci verecektir. Yürüyen Kur'an olan Resûl anlayışı evrenselleşecektir. Tarihin belli bir dönemine has bir anlayış, mücadele biçimi olmayacaktır. Vahyin ortaya koyduğu Peygamber; güllerle ifade edilen bir peygamber değildir. O Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Selem, güllerin efendisi de değildir. O çiçeklerle ifade edilemez. Onun mesajı bir gül gibi belli bir dönemde açıp kokusunu salan, sonra da kuruyup giden bir mesaj değildir

.


Bu mesaj 1 kez ve en son Ulema tarafından 27.03.2007 - 17:15 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.03.2007 - 17:14
Bu mesajı bildir   Ulema üyenin diğer mesajları Ulema`in Profili Ulema Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Ulema su an offline Ulema  
Resul bir Güne Ve Haftaya Sigmaz

15 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 26.03.2007
En Son On: 29.05.2007 - 21:43
Cinsiyeti: ----- 
Resul bir Güne Ve Haftaya Sigmaz

Dostlar Allah için soralım kendimize: Bizler ne yapıyoruz? Nelerle iştigal ettiriliyoruz? Artık mektep öğretmenimiz Resûl; ana rahmine düşüşü, doğumu gibi gün ve gecelerle anılır oldu. Her şeyden öte bir sektör oluştu, onun ismi ile anılan. Artık o haftaların gelmesini çiçekçiler iple çeker oldular. Koskoca elli iki haftada bir hafta düşünülür oldu. Bu kısacık haftaya neler sığdırılmadı ki onun hakkında. Ehli kitabın, peygamberlerini yüceltmeleri gibi biz de vahye rağmen Resûlü yücelttik. Âlemlerin Rabbinin Kur'an'da ortaya koyduğu Resûl sınırlarını aştık. Öyle ki pratik hayatta daraldığımız, mücadelede sıkıştığımız, zorlandığımız anlarda mistik düşünceden de ötelere giderek;
"Yetiş ya Muhammed! Davan elden gidiyor." demeye başladık. Dostlar Allah için düşünelim.
"Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca O'na (olan) dır. Onların Allah'tan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şeyle cevap veremezler. (Onların durumu) yalnızca, ağzına gelsin diye, iki avucunu suya uzatan(ın boşuna beklemesi) gibidir. Oysa ona gelmez. İnkâr edenlerin duası, sapıklık içinde olmaktan başkası değildir. "aglaRad,14) âyetini okuyalım. Bu âyetleri tefekkür edelim. Ne oluyor bize? Basiretlerimiz mi kapanıyor? Vahyi, peygamberi, örnek sahâbe neslini zamana taşıma uğraşlarımızla, mücadelemizle bu söylem ve eylemlerimizi eşitleyebiliyor muyuz? Cahilî toplumların artık icabet etmediği Mevlid merasimlerinin yerine âdeta dikte ettirilen "Kutlu Doğum Haftası" bizim kutsalımız olmamalı. Biz Resûl Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e her gün, her saat ve saniyelere indirgeriz. Aksi takdirde sekülerleşiriz. Dostlar, Allah'ın dinini makyavelist düşüncelerle ifade etmekten kaçınalım. Bu din nasıl Rabbanî bir dinse, bu dinin metodu da tamamen Rabbanîdir. Dolayısıyla Rabbanîlerden olmalıyız. Bizler İslâm medeniyetinin çocuklarıyız. Bu medeniyetimizin kaynakları ortadadır. Allah için, Resul Sallallahu Aleyhi ve Sellem âhirete irtihalinin üzerinden asırlar geçmiştir. Var mı medeniyetimizin kaynaklarında böylesi uygulamalar? Bu ümmetin en hassas kuşağı biz miyiz de acaba unutulan Resûlü diriltmek istiyoruz? Ana rahmine düştüğü gün, doğduğu gün… Dostlar nedir bu ayıplarımız? Allah için ele güne rezil olmuyor muyuz? Yarın bir gün pastalı kutlamalar başlarsa, ne demeli?
Son günlerde Kutlu Doğum Haftası'yla iç içe giren bir diğer etkinlik de oldukça düşündürücüdür. "Namaz SeferberliğiNamazla Diriliş" sempozyumları. Bir yerlerde yanlışlar yapılıyor. Bu seferberlikler İslâm toplumunda mı yapılıyor, cahilî toplumda mı? Bu noktada Resûl örnekliği bizim yaşantımızda nerede? İslâm toplumuysa, bu seferberliğin mantığı zaten yoktur. Cahilî, kendini kitaba nispet eden bir toplumda ise; unutmayalım ki Resûl, seferberliğine tevhid ile başladı. Fıtratın pratikte Allah'tan başka ilâhlara yöneldiği toplumun bilinçlenme süreci tevhid ile başlamıştır. Neye, nasıl kulluk/ibadet edileceği bilinci oluşmamış bireyin kıldığı namazların ehemmiyeti nedir ki?
Ekleme Tarihi: 27.03.2007 - 17:17
Bu mesajı bildir   Ulema üyenin diğer mesajları Ulema`in Profili Ulema Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1627 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Cihan-63 (53), seyit TUNÇYÜZ (57), seyittun&ccedil.. (57), erenciyim_buket (25), Hus3yin (40), Ahmet Tabu (45), aybuke1985 (40), alperen44 (51), omerbicici (41), Judicious (40), yusuf80 (45), hasan bin dinar (40), aycik (57), altunhisar (56), fasligul (40), suhitu70 (50), neslihan86 (39), imame (36), garip karde&tho.. (39), zümrüt soslu (54), vezir_han (46), Mehmet YILMAZ20.. (51), 2-ba (36), pusat_68 (39), ceylannuri (76), Turan_ch (67), Sarkfatihi (54), Nikmikyok (40), UkaLa (40), yanlýz k.. (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.09524 saniyede açıldı