0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » İnsanları neden severiz..

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 6 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
EK1453 su an offline EK1453  
İnsanları neden severiz..

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
İnsan Sevgisi ve Övgüye Dair…

İnsanlar belli ölçüler çerçevesinde sevilmeli… Nihayetinde insan hata işleyecektir bu unutulmamalı.

İnsanlar insanları neden sever?

Güzel gördükleri için… Belki de güzel ahlakları için. Yani sonuçta güzel kavramını taşıdığı için sever.

Bunların tam tersi olduğunda da sevmenin tersi gerçekleşir. Güzelliğin kaynağı sevilmelidir. Kaynaktır çünkü insanı güzel kılan. Bir tatlı su çeşmesine su kaynaktan gelir. Aslında kimse düşünmez kaynaktan kendi kovasına su doldurduğunu. Ama o kaynak bir gün kesilirse çeşme tatlı su veremez olur. Çünkü özde suyu veren çeşme değildir. Kaynaktır!

Kaynağın kesilmesiyle çeşmenin acizliği gözler önüne serilir. Tıpkı insanlar gibi… Güzellikleri kendinden sanan nankörler bir gün kaynağın lutfu kesilince ortada kalır ve acizliklerini anlarlar. Sonuçta çeşme sadece çeşmeden ibarettir. Gerçekte güzelliği veren lütuf sahibi kaynaktır. İnsanlar bu sebeple ölçülü sevilmelidirler. Güzellikten dolayı sevilen insanlar eğer kaynağı bir an dahi unuturlarsa yazık olur. Böylesi bir hataya düşmemeli…

Ey kendisine karşı iyi, güzel olduğu söylenildiği zaman nefsinden dolayı kendini büyük gören küçük; sevdiğin insana sevdiğini söyle, yardım eden insana teşekkür et, senden büyük insana da saygı duy.

Yalnız; insanı kendisine karşı övme, övüldüğünde de övünme!..

Unutma; bütün övgüler Allah’a aittir. Kendine karşı övüldüğünde kendini güzel sanıp gaflete düşme. Bir kalbde iki sevgi olmaz ki.

Ya sadece o vardır ya da başkası. Bir de şöylesi sadece onun için sevdiğin diğerleri… Yani özde O! Sebepte ise insanlar. Bir güzellik ve iyiliğin o insandan kaynaklandığını düşünürsen; benim içine düştüğüm ve bir sözle düştüğümü gördüğüm gibi olursun. Sen o insanadaki iyilik ve güzelliğin başını bul. Yani çukura düşme. Kaynak güzel olmasa sen hiçsin! Senin bir kalbin varsa kalbinde de bir sevgi olmalı. Tek sevgi!

Yunus misali… Cennette dahi “bana Seni gerek Seni.” diyebilmeli…
Ekleme Tarihi: 15.11.2007 - 16:04
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 12:01
Cinsiyeti: Bayan 
Hakiki bir sevgi nasıl olmalı?
11/11/2007 - 11



Dilek ÇAĞLAYAN





Başından beri sevgi dedik ve diyoruz. Hakiki sevgilerin hasretiyle yandık ve yanıyoruz, özlüyoruz, bekliyoruz.
Ya hakiki sevgi, dostluk nasıl olmalı? Kimdir gerçekten, yürekten seven ve sevdiği uğruna yüreğini seren?
Öncelikle kalıcı ve gerçek bir sevgi, baki olana ve hakikate ulaştırmalı insanı. Fani olan fena bulmağa mahkûmdur bir gün. Sonsuzluklara açılabilmeli insan uçsuz bucaksız bulutlarla.
Ruhunu özgür bırakmalı alabildiğine beden hapsinin içindeyken daha. Ve bu yolculukta ona eşlik edebilmeli, sevgilim, dostum dediği insan.
Hakka davet etmeli ve hakkı tavsiye etmeli birbirini sevenler. Hedef dünya ve ahiret saadeti olmalı, tek dünyalı düşünmemelidir. Bir menfaat anlaşması olmamalı sevgiler...
Şerlerde değil hayırlarda birleşmeli yollar. Yanlışa düşen tarafı ise diğeri tutup çıkarmalı elinden ve elini uzatmalı doğruya çağırana...
Ne bahtiyardır o erkek ki; dinine düşkün olan sevgili eşini ebediyen kaybetmemek için onu bir şekilde taklit eder ve onun gibi dinine sarılır. Birlikte o sonsuzluk yolculuğunun birer nazlı, niyazlı yolcusu oluverirler. Beraberce cennet kokulu güller dererler saadet dolu yuvalarında. O yuvada yetişen çocuklar da hem bu dünyaya faydalı insanlar olur hem de onlara ötelerde şefaatçi olurlar.
Ne bedbahttır o erkek ki; dünyanın aldatıcı yüzüne tamah eden eşini o yönde taklit eder de, onu ikaz edip, yolundan vazgeçirmezse, onların da bu dünyada attıkları zakkum tohumları ahirette azap çiçekleri açar. O yuvada yetişen çocuklar ise bu dünyada faydalı birer fert olmayacağı gibi, ötelerde de anne ve babasından şekva edecek birer canavar haline gelecektir.
Pişmanlıklar ise bir işe yaramayacaktır.
Aynı şekilde kadın da kocasının dindara ne hayatını desteklemeli, onu o yönde taklit etmeğe çalışmalıdır.
İşte bu bir hakiki sevgi göstergesidir. İnsan sevdiği kişinin zarar görmesini asla istemez. Gerçek sevgiyse o, uğrunda canını bile verir insan bazen gözünü kırpmadan.
Hal böyleyken insan sevdiğinin ebedi azaba uğramasını hiç istemez. Bu yüzden de birbirlerinin hem dünya hem de ahiret mutluluğunu kazanmaları için gayret sarf ederler gerçek sevenler. İşte bu noktada en büyük sınavını verir gerçek sevgiler. Nice sevgi yaşadığını sananlar vardır ki hayatta, bu sınavı geçememiş ve sınıfta kalmıştır. Geçebilenlerse ebedi bir mutluluğa el ele yelken açmışlardır birlikte.

Bu anlamda dostluklar da aynı imtihana tabi tutulabilmektedir. Gerçek bir dostsa ve o dostluğa yüreğini koymuşsa, baki bir arkadaşlıksa aradığı iyi günde de kötü günde de birbirine destek olabilmelidir.
Gerektiğinde şefkat ve sevgide enginleşebilmeli, gerektiğinde kıyasıya eleştirip, birbirini ikaz edebilmelidir.
Kardeşinin yakasında bir akrep olsa ne yapar insan? Kuvvetli bir darbe ile onu savuşturmaz mı? Yoksa bir yerleri acımasın diye akrebin ısırmasına mı razı olur?
Şoka girmiş bir insanı yine bir şok kendine getirir. Bu yüzden kuvvetli bir tokat vurulur ayılması için.
Aynı şey bize de gerekebilir bazen. Öyle zamanlarımız oluyor ki, kendi adımıza kendimize zarar verecek şeyler yapabiliyoruz. Belki bunun farkında bile olmadan. Ama gerçek bir dost, hakiki bir seven bizi kendimize getirmek için ağır sözlerle ikaz edebiliyor. Belki o an çok kızıyoruz ona. Hatta kırıyoruz, görüşmek bile istemiyoruz ama hikmeti ortaya çıktığında minnetler duyuyoruz, duymalıyız. Çünkü o bizi belki o an bizden çok düşünüp, zarardan korumağa çalışmaktadır.
Bir yılan hikâyesi geçer Mesnevide herkesin de bildiği. Bir adam bir ağacın gölgesinde uyumaktadır. Ağzından içeriye de bir karayılan sızar, kayar midesine doğru. O sırada oradan geçmekte olan bir adam görür bu manzarayı. Uyuyan adamı uyandırır ve elinde kırbaçla koşturmağa başlar. Bir elma ağacının dibine gelirler, yine zorla elmaların çürük olanlarını yedirir adama. Sonra yeniden başlar koşturmağa. Adam içinden kızar ve ağzına geleni de söyler bir taraftan kendisine eziyet edildiğini düşündüğü için. Diğer zat ise aldırış bile etmeden kırbaçlamağa ve koşturmağa devam eder. Nihayet midesi dönmeğe ve kusmağa başlar içindekileri. Tabi yılan da onlarla birlikte fırlar çıkar dışarıya. Adam bakar, görür olanları hayretle ve bin bir özür diler kendisine bu kadar eziyet etmesine anlam veremediği adamdan. Şimdi anlamıştır hikmetini olanların ve minnet duymaktadır artık biraz önce hakaretler yağdırdığı insana.
Hz. Mevlana bu hikâye ile elbet birçok şeyler anlatır tefekkür eden insana. Ama biz burada hakiki dostluğun bir misalini de anlıyoruz ve bu yönden ele alıyoruz hikâyeyi.
Ben bu yönden çok nasipli olduğumu düşünüyorum. Etrafımda birçok gerçek dostum var. Ve ben yanıldığımda her şekilde ikaz eden dostlar. Allah onlardan razı olsun ve herkese versin böylesi güzel arkadaşlıkları.
Hani bir söz var çok beğendiğim. " Aşk, gülü dikeniyle avuçlamak; ama elleri kanatan dikenin hesabını gülden sormamaktır." Gülü dikeninden dolayı suçlamamaktır.
Yani bencilliği bir tarafa bırakıp ne kadar fedakârlık yapabildiğine bakmaktır. Ne kadar aynileşebildiğine, ne kadar sevdiğinde fani olabildiğine bakmaktır. Yani aşkın beka umanında eriyip fena bulabilmektir. Kendinden, nefsinden geçip, benliğini sevdiğinin eline verebilmektir.
İşte bu gerçekten bir sevgidir ve hakiki bir dostluk örneğidir. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin bu sırra erdikleri için ölümsüzleşmişlerdir. Hz. Mevlana ile Hz. Şems bu dostluğun hazzını elde etmiş ve bakileşmişlerdir aşk yolunda.
Şu buhranlarla dolu asrımızda ise her şey suni bir hale gelmiş, iki günlük ucuz şehvetler aşk adını almış, menfaatlere dayalı arkadaşlıklar türemiştir. Her şey gibi duygularımız da kirlenmiş, ilişkilerimiz madde boyutuna indirgenmiştir. Ne yazık ki; biz de kaptırmışız bu sele kendimizi, kurtulmak için çabalamak yerine, akışına bırakıyoruz kendimizi. Oysaki bizi bir girdabın içine sürüklemekte.
C. Hak hepimizi hakikat sırrına eren nadir kullarının arasında zikriylesin inşallah. Âmin
(genc kalemler moralhaber)
Ekleme Tarihi: 15.11.2007 - 16:55
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EK1453 su an offline EK1453  
Google...

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
Mübarek Ablam varya google gıbısınız,nerdenbuldunuz hemen bu yazıyı helal olsun sıze...sevinçli
Ekleme Tarihi: 15.11.2007 - 17:11
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 21.01.2023 - 23:33
Cinsiyeti: ----- 
EK1453 ...EyvAllah...
Paylaşım için teşekkürler...
güzel dile getirilmiş...
Şu buhranlarla dolu asrımızda ise her şey suni bir hale gelmiş, iki günlük ucuz şehvetler aşk adını almış, menfaatlere dayalı arkadaşlıklar türemiştir. Her şey gibi duygularımız da kirlenmiş, ilişkilerimiz madde boyutuna indirgenmiştir. Ne yazık ki; biz de kaptırmışız bu sele kendimizi, kurtulmak için çabalamak yerine, akışına bırakıyoruz kendimizi. Oysaki bizi bir girdabın içine sürüklemekte.
C. Hak hepimizi hakikat sırrına eren nadir kullarının arasında zikriylesin inşallah. Âmin
Ekleme Tarihi: 21.11.2007 - 18:45
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
EK1453 su an offline EK1453  

253 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.09.2007
En Son On: 30.11.2007 - 00:43
Cinsiyeti: Erkek 
Aşk, gülü dikeniyle avuçlamak; ama elleri kanatan dikenin hesabını gülden sormamaktır." Gülü dikeninden dolayı suçlamamaktır.
Ekleme Tarihi: 21.11.2007 - 23:25
Bu mesajı bildir   EK1453 üyenin diğer mesajları EK1453`in Profili EK1453 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
DEMOKRAT su an offline DEMOKRAT  

371 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.08.2007
En Son On: 20.02.2008 - 12:39
Cinsiyeti: Erkek 
GÜZEL KONULARININ DEVAMINI DİLERİM EK"1453 KARDEŞİM

göz kırpma
Ekleme Tarihi: 22.11.2007 - 02:52
Bu mesajı bildir   DEMOKRAT üyenin diğer mesajları DEMOKRAT`in Profili DEMOKRAT Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1315 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
hicran_50 (37), usri_yusraa (37), DÝYARBAKIR.. (33), ahmet_erdogan33.. (38), eryal (62), ((-AySeNuR-)) (29), Memet (43), berfo2004 (44), HÜKÜM (54), nerro_22 (34), engin03 (39), cenngiz (55), apo28 (41), KalbiGüzelKiz (41), ismail36 (38), hakikat_nuru (46), gencolhan (48), roket (39), yasarozdemir (44), harbi (55), yusuf_k9 (44), bhdr_84 (40), tugbali (37), orhan yurt (53), mehmet balaca (43), Mehmet Balaca (43), serkantokmak (49), rabiaaslan (39)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 1.23378 saniyede açıldı