|
|
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193 |
|
|
|
|
|
Ekleyen |
|
|
|
Moderator 4254 Mesaj -
|
|
Kayıt Tarihi: 04.06.2007
|
En Son On: 30.07.2020 - 23:50
|
Cinsiyeti: Erkek
|
|
can islam
Dünya ve içindeki nimetlere aldanan kalbim,
Senin ismini yazmaya layık olamayan ellerim,
Aydınlığı, senin nurunu unutarak karanlığa dalan gözlerim,
Haram konuşmaktan kendini alamayan günahkâr dilim,
Ve senin yolunda gitmeyi beceremeyen bedenimle,
Sana geldim. . . .
Biliyorum;
Geceyi yaratan, sonra üzerine güneşi doğurarak karanlığı aydınlatan,
Affeden, bağışlayan, merhamet sahibi ALLAH‘ım
Yok, senden başka gidecek kapım.
Sana geldim. . .
Tövbe etmek için .. ..
Af dilemeye geldim. . .
Senin dinin için çölde “ehad ehad” diye bağıran
Üzerine kayalar konan,
Demirden yelek giydirilip güneşin altına bırakılan,
Bilal-i Habeşi’den akan terlerle süsledim tövbemi
Sonra İslamın ilk şehidi,
Sümeyye’nin yavrusu,
Ammar bin Yasirin gözyaşlarıyla süsledim tövbemi.
Hani annesini gözünün önünde ortadan ikiye ayırmışlardı.
Hani babasına eziyet etmişlerdi.
Bütün ailesini kaybetmiş, şehid vermişti senin yolunda.
O kadar çile çekmişti ki senin yardımını sormuştu rasulullahdan.
Ama Resulün müjdesiyle uzun yıllar yaşayacaktı.
İşte onun Azgın Kavmin içinde akan kanlarıyla süsledim tevbemi..
Sonra Zeyd bin Desinne vardı. .
Hani yakalanmıştı müşrikler tarafından
Bağlanmıştı bir sütuna,
Sormuşlardı ona:
“sen ailenle birlikte olsaydın da Muhammed senin yerinde olsaydı”” diye
Ve cevap vermişti
“Hayır, vALLAHi değil benim yerimde olması,
Şimdi olduğu yerde ayağına bir diken batmasına razı değilim.
Bin canım olsa O na feda “” sözleriyle süsledim tövbemi..
Ve Eyy Rabbim
Habibinle, onun kalkan elleriyle süsledim tövbemi ki;
Onun eli kalkınca semaya
Gök yere inerdi.
Emrine amadeydi bütün melekler, dağlar ve taşlar..
İşte ey rabbim
Doğunca “ümmeti ümmeti” diyen
Habibinin dilinden dökülen inci taneleriyle süsledim tevbemi
Hani o buyurmuştuya
“benim şefaatim ümmetimin büyük günahı olanlarınadır” diye
Bende tevbemi onun şefaati dilekleriyle süsledim..
Sen kabul et ey rabbim..
Önce ona selam yolladım..
“Essalatü vesselamu aleyke ya resulALLAH” diye
Ardından büktüm solan bir çiçek misali boynumu
Ve sana yalvardım…
Dünya ve içindeki nimetlere aldanan kalbim,
Senin ismini yazmaya layık olamayan ellerim,
Aydınlığı, senin nurunu unutarak karanlığa dalan gözlerim,
Haram konuşmaktan kendini alamayan günahkâr dilim,
Ve senin yolunda gitmeyi beceremeyen bedenimle,
Sana geldim. . . .
Biliyorum;
Geceyi yaratan, sonra üzerine güneşi doğurarak karanlığı aydınlatan,
Affeden, bağışlayan, merhamet sahibi ALLAH‘ım
Yok, senden başka gidecek kapım.
Sana geldim. . .
Tövbe etmek için .. ..
Af dilemeye geldim. . .
Senin dinin için çölde “ehad ehad” diye bağıran
Üzerine kayalar konan,
Demirden yelek giydirilip güneşin altına bırakılan,
Bilal-i Habeşi’den akan terlerle süsledim tövbemi
Sonra İslamın ilk şehidi,
Sümeyye’nin yavrusu,
Ammar bin Yasirin gözyaşlarıyla süsledim tövbemi.
Hani annesini gözünün önünde ortadan ikiye ayırmışlardı.
Hani babasına eziyet etmişlerdi.
Bütün ailesini kaybetmiş, şehid vermişti senin yolunda.
O kadar çile çekmişti ki senin yardımını sormuştu rasulullahdan.
Ama Resulün müjdesiyle uzun yıllar yaşayacaktı.
İşte onun Azgın Kavmin içinde akan kanlarıyla süsledim tevbemi..
Sonra Zeyd bin Desinne vardı. .
Hani yakalanmıştı müşrikler tarafından
Bağlanmıştı bir sütuna,
Sormuşlardı ona:
“sen ailenle birlikte olsaydın da Muhammed senin yerinde olsaydı”” diye
Ve cevap vermişti
“Hayır, vALLAHi değil benim yerimde olması,
Şimdi olduğu yerde ayağına bir diken batmasına razı değilim.
Bin canım olsa O na feda “” sözleriyle süsledim tövbemi..
Ve Eyy Rabbim
Habibinle, onun kalkan elleriyle süsledim tövbemi ki;
Onun eli kalkınca semaya
Gök yere inerdi.
Emrine amadeydi bütün melekler, dağlar ve taşlar..
İşte ey rabbim
Doğunca “ümmeti ümmeti” diyen
Habibinin dilinden dökülen inci taneleriyle süsledim tevbemi
Hani o buyurmuştuya
“benim şefaatim ümmetimin büyük günahı olanlarınadır” diye
Bende tevbemi onun şefaati dilekleriyle süsledim..
Sen kabul et ey rabbim..
Önce ona selam yolladım..
“Essalatü vesselamu aleyke ya resulALLAH” diye
Ardından büktüm solan bir çiçek misali boynumu
Ve sana yalvardım…
Bu mesaj 1 kez ve en son Muhtazaf tarafından 07.11.2008 - 23:45 tarihinde değiştirilmiştir.
|
Ekleme Tarihi: 07.11.2008 - 23:40 |
|
|
|
|
|
Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
FERAT (54), ridvanpasa (52), berika (56), sinem86 (39), ömer69 (55), 64akargöl (61), gulum61 (38), nura_yolculuk (44), chinchan25 (43), yagmurzamani (44), memiþ (62), kadir23 (43), serpilcik (38), gülzade (42), ferhatakar (51), aliriza1978 (47), FaniMehmet (35), Orhan0 (35), anayüregi (51), sirdasmistik (56), SanaLCan (41), eda (43), omrkra (42), mollabey (59), Müslihiddin (39), matis (43), hursitoney (52), dilsah (40), Yasemin86 (39), alextoni20 (35), erkan_ceyhan (47), 33onur (48), Fatih Sener (28), þadi (54), gülbay (59), reþha63 (42), yusuf_33 (41), ebru92 (33), hakaneker (52), benibo (35), HuZuRum (44), furkan54 (47), kardelen-cicegi (38), pejmurde (46), oska5858 (64) |
|
|
|
|
|
|