0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » DİĞER KONULAR » Insanlara karsi kaba davranmanin Islâmî tebligde yeri yoktur   Cevap ekle

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 5 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
AskSairi su an offline AskSairi  
Insanlara karsi kaba davranmanin Islâmî tebligde yeri yoktur Alıntı yaparak cevapla

1376 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.02.2003
En Son On: 02.04.2005 - 15:30
Cinsiyeti: Erkek 
Islam'da tebligin ve tevhidin enginligi, tedriciligi, yumusakligi ve
toplumun degisik kesimleri arasinda köprüler kurma stratejisinin
bilinmemesi, hatta degisik ve yanlis anlasilmasi bugüne kadar bir hayli
insani ondan kaçirmis ve özelligi cezb u celb olan bir yüce câzibe
merkezini, yüzde yüz kendi ruhuna zit görünümlere itmistir. "De ki: "Ey
Ehl-i Kitap, sizinle bizim aramizda ayni olan bir kelimeye gelin: Allah'tan
baskasina ibadet etmeyelim ve O'na hiçbir seyi ortak kosmayalim; Allah'i
birakip da, kimimiz kimimizi rabler de edinmesin.." (Âl-i Imrân, 3/64)
Islâmî tebligde, bilhassa Ehl-i Kitap'a karsi yumusak olmak Kur'ân'in
emridir. Degil sadece Ehl-i Kitap, Cenab-i Allah, Hz. Musa'ya, Firavun'a
giderken dahi, "Ona yumusak söz söyle; olur ki, ögüt alir, kendine gelir ve
Allah'tan korkar" (Tâhâ, 20/44) diye mülâyemeti emreder. Galiz sözlerin,
insanlari kinamanin ve onlara karsi kaba davranmanin Islâmî tebligde hiç mi
hiç yeri yoktur.
Bahis mevzuu ayet bize böyle yumusak söz söyleme ve sevdirici, çekici
tebligin mücessem bir örnegini vermektedir. Islam'i bütün bir kale ve
hududullah ile çevrilmis genis bir kasr-i muallâ olarak düsünecek olursak,
bu sarayin müteaddit giris kapilari oldugu gibi, bu kapilara ulastiran ve
içeri girmeyi saglayan mahlukatin nefesleri adedince yollarin var oldugunu
da unutmamak icap eder. Islam, kendine has üslubuyla insanlari bu yollardan
herhangi birinde ve yine yolun herhangi bir noktasinda kucaklar ve usûlüne
göre onu kapilarinin birinden içeriye çeker. Iste böyle bir husus ve
tedriciligin anlasilamamis olmasi ya da tam idrak edilememesi, dün oldugu
gibi, bugün de bazilarini belli yanlisliklara sürüklemektedir.
Iste bu ayet, Ehl-i Kitap'i, sözü edilen yollardan veya noktalardan birinde
yakaliyor; onlara güler bir yüz ve tatli bir dille yaklasip, "gelin" diyor.
Bu "gelin" deyiste, "sizi çagirdigim, davet ettigim seyler, sizin
bilmediginiz seyler degil; tam tersine, bildiginiz, ünsiyet ettiginiz ve
bizden çok önce karsilasip da, simdi unutmus olabileceginiz veya yanlis
hatirladiginiz seyler türündendir." diyor ki, bu da Kur'ân'in, Ehl-i Kitap'
la aramiza bir köprü kurarak onlari gayet yumusak bir sekilde, sicak
baktiklari bir noktadan yakalamasidir. Bu husus, Islam'in tebliginde ve
muhataplara yaklasmada çok önemlidir.. ve siz isterseniz buna, simdilerin
moda tabiriyle "diyalog" diyebilirsiniz. Evet, Kur'ân'in Ehl-i Kitap'i
çagirdigi o me'luf nokta tek bir kelime ile hülasa edilecek kadar kisadir;
zira Kur'ân onlardan sadece ve sadece bir tek sey istemektedir ki, o da su
görülen köprüden geçilip, su kapiya ulasilmasidir; her sey bir yana sadece
"sevâün" kelimesinde bile bu inceligi, bu yumusakligi ve arada kurulmaya
çalisilan köprüyü görmek mümkündür. Nedir bu köprünün hususiyetleri?
Iste Kur'ân, bu noktada müspeti tariften ziyade, menfiyi nazara vererek
konuya söyle giriyor. Bir kere Ehl-i Kitap, önceleri kendi çerçevesiyle
Allah'i taniyordu. Ne var ki böyle bir tanimanin üzerinden asirlar geçmis ve
dolayisiyla onlarin o marifetleri küllenmis ve tazeligi de kalmamisti.
Öyleyse, yapilmasi gereken bir "tahliye", yani "aritma" ameliyesi idi. Bu
yapildiginda, gerçekler ayan beyan ortaya çikacakti. Esasen, "lâ ilâhe
illallah" cümlesinde de bu tahliyeyi görmek mümkündür. Yani Islam, her ise
bir tahliye ile baslar; zihni yanlis kabullerden, saplantilardan; nazarlari
da sasiliktan kurtarma, "illallah"tan, yani müspeti tariften önce gelen bir
ameliye-i fikriye, bir ameliye-i nazariye, belki de bir ameliyat-i
tecdidiyyedir. Bu sebepledir ki, ayette de, "sunlari sunlari yapalim" degil
de, "sunu yapmayalim" ifadesi kullanilmistir.
Evet, bir kisim Ehl-i Kitap, zamanla Allah'a sirk kosar hale gelmis; O'na
vesenîler gibi ogullar, kizlar isnat etmege baslamis, üç bir, bir üç gibi
anlasilmaz yanlislara girmis ve bazi hahamlarina, papazlarina, Allah'a ait
olan tevbenin kabulü ve tesrî yetkisi gibi, ibadette Allah'a sirk kosma
mânâsina gelen fonksiyonlar atfeder olmuslardir. Ayette bazi "hahamlarin ve
papazlarin rab edinilmesi" tabiri daha çok gündelik hayati alakadar eden
hususlarda ve tesriî konularda merci kabul edilmeyecegiyle alakalidir.
Dolayisiyla da Kur'ân, kalblerin ve zihinlerin sirkten tahliyesine oradan
baslamamakta ve önce Cenab-i Hakk'in uluhiyetine karsi sirk kosulmamasini,
ibadetin O'na tahsisini nazara vermektedir. Namaz, oruç, hac, zekat Allah
için olmali; kurban O'nun için kesilmelidir. Burada Ehl-i Kitap, rahatlikla
"biz zaten bunlari Allah için yapiyoruz" diyebilir. Öyleyse, bu merhaleden
sonra, Allah'a hiçbir seyi sirk kosmama merhalesi gelmektedir. Yani, Allah'
la beraber baska yaratici kabul etmeme; "sebepler, tabiat veya birtakim
baska güçler" dememe; yaratmayi, ölümü, yasatmayi, riziklandirmayi, kâinatin
idaresini tamamen O'na verme; O'nu dogmadan-dogurmadan, üremekten ve
baskalarina muhtaç olma gibi noksanliklardan beri görme.. evet imanin
üzerindeki bu kara örtü kaldirilinca, geriye sadece günlük hayatin, içtimai,
iktisadi sahalarinin da tevhide göre düzenlenmesi kalmaktadir ki, Allah'a
iman ve ibadet yani her mânâda tevhid tamamlanabilsin. Iste, Islam'in
tebliginde nasil bir tedricilik varsa, zihinleri ve kalbleri, sonra da
günlük hayati tevhide raptetmede öyle bir tedricilik söz konusudur. Zaten,
Hz. Üstad'in ifade ettigi ve üzerinde hassasiyetle durdugu üzere, Islam, bir
bakima imanin tahsîl, tarsîn ve tahkîminden ibarettir. Evet, neticede her
sey, imânâ ve tevhide dayanmakta ve bir bakima iman ve tevhid, merkezi,
hakikati olusturdugu gibi, muhitle alakali meseleleri de tayin etmektedir.
Islam'da tebligin ve tevhidin bu ölçüdeki enginligi, tedriciligi,
yumusakligi ve toplumun degisik kesimleri arasinda köprüler kurma
stratejisinin bilinmemesi, hatta degisik ve yanlis anlasilmasi bugüne kadar
bir hayli insani ondan kaçirmis ve özelligi cezb u celb olan bir yüce câzibe
merkezini, yüzde yüz kendi ruhuna zit görünümlere itmistir. Bir yandan
efkâr-i âmme ve hissiyât-i umumiye çarpitilarak beserî acûliyet her seye
hükmetmeye baslamis ve tedricilik bir yana birakilmis; hatta, çok önemlidir,
bu ayet-i kerimede siralanan isaret taslari göz ardi edilerek, ise sondan
baslanilmis; neticede de saf kitlelerin asiri bulabilecegi temayüllere
girilmis; diger yandan da ayetlerin mazmunu, muhtevasi, çizdigi rota iyi
kavranamayarak, tarik-i Ahmediye disinda gidenlerin bile cennete girecegi
iddia edilmeye baslanmistir. Halbuki, ayetler dikkatlice tedkik edildiginde
anlasilacaktir ki, -mevzumuz olan bu ayette de görüldügü üzere- Ehl-i Kitap'
in önüne köprüler konup, kapilar gösterilmekte, kapidan girildikten sonra
neler yapilacagi ise burada degil, baska ayetlerde tasrih edilmektedir. Siz
bu ayete bakarak, Ehl-i Kitap, Allah'a ve Peygamberimiz'e iman ettikten
sonra, Hz. Ahmed'in yolunda gitmese "söyle olacak-böyle olacak"
diyemezsiniz. Çünkü, bu nev'i ayetler, onlari Hz. Ahmed'in yoluna davet
içindir. O yola girildikten veya O'nun kasrinin kapisindan içeri girildikten
sonra, artik O'nun çizgisinin takip edilecegi izahtan vârestedir. Islam'i ve
Kur'ân'i iyi anlamak için, Kur'ân'a ve sünnete bir bütün olarak bakabilmek,
parçalari bu bütünün içinde mütalaa edip, her birini yerli yerine oturtmak
sarttir. Nasil insan vücûdunun tesekkülünde, anne karnindaki partiküller ve
zerreler -30. Söz'de ifade edildigi üzere- sasirmadan yerlerine gidiyor,
göze gitmesi gereken bir zerre kulaga gitmiyor; öyle de, Islami bir hayatin
tesekkülünde de, böyle her parçanin yerli yerine oturtulmasi elzemdir. Bu
da, Kur'ân'i ve sünneti bütünlügü içinde ve her parçanin bütün
fonksiyonlarini bilmeye baglidir. Yoksa ceninde anomali olusumlar ve sakat
dogumlar, ya da anne karnindaki tesekkül safhalarinin herhangi birinde
bogulup gitmeler söz konusu oldugu gibi, bu mevzuda da çarpik yorumlar,
hatali içtihatlar, hatta tenâkuzlar-tesâkutlar kaçinilmaz olacaktir.
Hülasa olarak diyebiliriz ki burada, birbirinden farkli ruhlarin, ayri ayri
vicdanlarin, degisik telakkilerle meydana gelmis degisik kültür ve degisik
medeniyetlerin, birbirinden farkli zamanlarda gelmis farkli kitaplarin ve o
kitaplarin yogurup sekillendirdigi ümmetlerin, her gönlün "evet"
diyebilecegi bir çizgide -siz isterseniz buna "sulh çizgisi" diyebilirsiniz-
birlestirilebilecegi, birlestirilirken de her meselenin, rahmetin enginligi
açisindan ele alindigi ve her merhalede yaklasimlarin evrensellik buudunun
korundugu apaçik ortaya konmustur ki; her düsünce ve her vicdan ancak böyle
bir hak hakemligi ile hallolabilir. Ruhlar, sahislarin heva ve heveslerinin
baskisindan kurtularak Ma'bud-u Mutlak'a hakiki kulluga erer ve dünya sahte
ilahlara kulluktan kurtulur.
Ekleme Tarihi: 28.10.2003 - 13:53
Bu mesajı bildir   AskSairi üyenin diğer mesajları AskSairi`in Profili AskSairi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
AYCiCeK su an offline AYCiCeK  
Alıntı yaparak cevapla

329 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.10.2003
En Son On: 30.01.2006 - 19:36
Cinsiyeti: Bayan 
Allah (c.c.) razi olsun kardesim
Ekleme Tarihi: 28.10.2003 - 22:44
Bu mesajı bildir   AYCiCeK üyenin diğer mesajları AYCiCeK`in Profili AYCiCeK Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
AskSairi su an offline AskSairi  
Alıntı yaparak cevapla

1376 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.02.2003
En Son On: 02.04.2005 - 15:30
Cinsiyeti: Erkek 
ecmain olsun
Ekleme Tarihi: 31.10.2003 - 08:30
Bu mesajı bildir   AskSairi üyenin diğer mesajları AskSairi`in Profili AskSairi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
VeRDa su an offline VeRDa  
Alıntı yaparak cevapla

730 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.12.2002
En Son On: 15.06.2010 - 16:47
Cinsiyeti: ----- 
Yuce rabbim cumlemizden razi olsun insallah..

Saygi, Selam ve Dua ile..

Ekleme Tarihi: 31.10.2003 - 19:14
Bu mesajı bildir   VeRDa üyenin diğer mesajları VeRDa`in Profili VeRDa Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NiSaNuR su an offline NiSaNuR  
Themenicon    Alıntı yaparak cevapla

15 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.03.2003
En Son On: 21.05.2006 - 14:47
Cinsiyeti: ----- 
Allah razi olsun...
Ekleme Tarihi: 31.10.2003 - 19:23
Bu mesajı bildir   NiSaNuR üyenin diğer mesajları NiSaNuR`in Profili NiSaNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

  Cevap ekle Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 1219 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
SIVASLIIBO38 (60), ayseak (35), cetinay (54), fe_eyne (45), silverbull (44), Elif Turan (41), fiber_optic (39), faruk58 (37), _reyyan (36), sofi27 (44), nahim (51), a.aydin (45), ekrem05 (51), HaRaMeYN (47), yanliz_kurt_58 (41), okangenc (37), gezginler (44), hudanur (57), vatan06 (43), Sübhan (52), Abdullah_42 (41), termelim (60), dehaoz (53), nuraybarutcu (43), Pasa85 (39), MaviCocuk (41), tahaseyda_msn (42), msc (44), vureyka (39), kocakaga6161 (42), erdalhatipler (39), imrannur (41), clue (50), eyyupbayram81 (46), germantatlim (38), davutakgun (41), afife (44), duranhoca (57), bekr (38), Mihrisah (47), RedCougar54 (47), cadikiz (35), selcuk53 (44), karabiber (54), muhammed_cabir (42), sehmus (47), EUROPEN907 (42), mehmet aslan (47), gülkrali (65)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.75793 saniyede açıldı